Taze Evli Komşum! (Fatih 34 Y., İzmir)
Merhaba ben Fatih. 34 yaşındayım.
İzmir'de yaşıyorum. Digital pazarlama üzerine kendi
şirketim var. İşim bilgisayar ve internetle ilgili
olduğundan eğer müşteri ile görüşmeyeceksem bazen ofise
gitmiyorum ve işlerimi evimdeki çalışma odamdan yürütüyorum. 4
yıllık evliyim ve karımla mutlu bir evlilik hayatım var.
Karım da bir şirkette insan kaynakları biriminde
çalışıyor.
Yine bir sabah evimdeki çalışma odamda tam
işe koyulmuştum, kapı zili çaldı. İşe gitmek
için hazırlanmış karımla birlikte baktık.
Karşımızda 25-26 yaşlarında çelimsiz bir erkek ve
yaşının sonradan 23 olduğunu öğrendiğim, ama
taş çatlasa 18-19 gösteren, boyu 1.70'ten yüksek, düz, uzun ve
bakımlı saçları olan, göğüsleri giydiği badiden
taşan harika bir kız duruyordu. Bizim karşımızdaki
boş daireyi tutmak istiyorlarmış. Ev sahibi benim yakın bir
arkadaşım olur ve bir anahtarı bana
bırakmıştı.
Karımla birlikte daireyi gezdirmeye
başladık. Erkeğin ismi Ahmet, kızın ismi ise Selen
imiş. Bir ay sonra düğünleri varmış. Ahmet babasının
şirketinde muhasebeye bakıyormuş, Selen ise
çalışmıyormuş. Evi çok beğendiler. Yalnız evi
gezdirirken dikkatimi çeken bir durum oldu. Selen sanki bir ay sonra
düğünü olacak bir kız gibi heyecanlı değildi ve evle çok
ilgilenmiyordu. Ahmet ise çocuklar gibi şendi.
Selen mutfak dolaplarını incelemek
için eğilince benim yarak dimdik oldu ve saklamak için başka bir
odaya geçtim hemen. Herneyse, şartları konuştuktan sonra Ahmet'e
uygun geldi ve arkadaşımla
konuşup evi tutacaklarını söyledikten sonra tokalaşarak
ayrıldık. Çift gittikten sonra karım, "İpsiz
sapsız birileriyle komşu olacağımıza bu çiftin evi
tutması güzel oldu. İkisi de iyi insanlara benziyorlar di mi?"
dedi. Ben de, "Evet, iyi insanlara benziyorlar!" dedim. (Özellikle de
Selen çok iyi, taş gibi!) diye de içimden geçirdim.
Bir hafta sonra yavaş yavaş
eşyalarını taşımaya
başladılar. Karım hemen Selen'le samimi olmuş. Öğrendiğine göre, Selen'in babası yıllarca Ahmet'in
babasının şirketinde çalışmış. Emekli
olurken de Ahmet'e Selen'i istemişler. Karımın yorumuna göre de
Selen Ahmet'i çok sevmiyormuş...
Derken bir haftalık balayından sonra nihayet
taşındılar. Taşınalı üç gün oldu ama ikisini de
hiç görmedik. Dördüncü günün sonunda akşam üzeri
eve gelirken apartman kapısında Selen'le karşılaştım.
Daracık bir kot pantolon, üstünde kısa kollu, pembe ve yukarıdan
ilk iki düğmesi açık bir gömlek vardı ve beni benden alan göğüslerinin üst kısmı yine görünüyordu.
Selamlaştık, "Nasılsın, iyi misin?" diye sordum.
"İyiyim!" dedi, ancak suratının halinden iyi
olmadığı anlaşılıyordu. Birlikte asansöre bindik.
Parfümünün kokusu beni mest etti. Kata gelince birbirimize iyi akşamlar
dileyerek ayrıldık. Evde karım bana, "Selen'leri haftasonu yemeğe davet edelim mi?" deyince
hiç tereddütsüz kabul ettim...
Pazar akşamı bize
geldiklerinde gözlerim yuvalarından fırlayacaktı. Tek parça,
kısa, kırmızı bir elbise giymişti Selen. Harika
görünüyordu. Ahmet ise kahverengi bir takım elbisenin içinde, sanki 60
yaşındaki devlet memurları gibiydi. O an anladım ki bu kız Ahmet'e çok fazla. Evde şarap ve
rakı
vardı. Karım ve Selen kırmızı şarap
içerken, biz de Ahmet'le rakı içtik. Selen karıma çaktırmadan
ara ara bana kaçamak bakışlar atmaya başlamıştı.
Üçüncü dubleler bittiğinde ise Ahmet çakır keyif
olmaya başladı ve maalesef çenesi düştü. Sırf Selen'i daha fazla görebilmek uğruna Ahmet'in
saçmalamalarına katlanıyordum. Selen ise sanki Ahmet orada
yokmuş
gibi davranıyordu. Sürekli karım ve benle sohbetteydi.
Karım mutfağa boşları götürürken ben de hemen Selen'e
odaklandım. O da dikkatlice bana bakıyordu...
Ahmet bir ara benden kartvizitimi isteyince,
çalışma odamdan kartvizit kutusunu getirdim. Ahmet'e birkaç tane
verip, kutuyu sehpaya bıraktım. Ahmet kartvizitleri ceketinin cebine
koymak için kalkınca, Selen kocasına çaktırmadan bana göz
kırpıp, kutudan bir tane kartvizit alıp
çantasına attı. Mesajı almıştım, telefon
numaramı almak istemişti. O an çok heyecanlıydım. Bu arada
gecenin başında herkes birbirine hanımlı
beyli hitap ederken, sonradan bunlar bize abi-abla demeye başladılar.
Selen bir muhabbet esnasında bana, "Fatih abi..." diye
konuşunca, içimden (Ben sana abiyi göstercem!) dedim...
Yemeğin üzerinden iki gün geçti. Ofisimdeyken kayıtlı olmayan bir numara aradı. Açtım.
"Merhaba Fatih Abiiii :)" diye gülen bir
tonda Selen'di arayan. "Merhaba Selencim!" dedim. Telefonda
yaklaşık yarım saat konuştuk ve muhabbet esnasında
olayların tam da benim tahmin ettiğim gibi olduğunu
öğrendim.
Selen Ahmet'i sevmiyormuş ve babasının
baskısıyla evlenmiş. Çok mutsuzmuş, bana güvenmiş,
ısınmış vs. vs... Bu şekilde
neredeyse her gün telefonda konuşmaya
başladık.
Bir ay böyle devam etti. Telefonda çok samimiydik, ama
apartmanda karşılaştığımızda Selen son
derece resmi olduğundan bir adım öteye gidemiyordum. En sonunda bir
telefon görüşmemizde kendisinden çok hoşlandığımı
ve artık
sadece telefon görüşmelerinin yetmediğini,
sevişmek istediğimi söyledim. O da benden
hoşlandığını, ancak görüşürsek yakalanmaktan
korktuğunu, Ahmet'in kendisini öldürebileceğini, çok dengesiz
olduğunu anlattı.
Ben de, "Merak etme, senin o çelimsiz kocan bir bok
anlamadan görüşürüz!" deyince Selen şuh bir kahkaha attı ve
"Nasıl olacak peki?" dedi. Ben de, "Karım
sabahları 08:00'de evden çıkıyor, akşam
18:00'de geliyor. Ben yarın işe gitmem, sen de Ahmet işe gidince
bizim eve gelirsin!" dedim. "Tamam!" dedi. O akşam Selen'in heyecanıyla sabahı zor ettim ve
karımı hayvanlar gibi siktim. Öyle ki,
karım, "Ne oldu bu akşam sana böyle :)" demeden edemedi.
Sabah kalkar kalmaz duş aldım, giyindim.
Kahvaltıdan sonra karım gidince ortalığı topladım
ve Selen'i beklemeye başladım. Saat 10:00 olmuştu ve halen Selen
gelmemişti.
Kocası bugün evden gitmeyecek herhalde diye
düşünmeye başlamıştım ki,
kapının zili çaldı. Baktım, Selen gelmişti. Hemen
kapıyı açtım. Onu içeriye alıp, bir gören olmasın diye
hızlıca kapıyı kapattım. Selen hiç konuşmuyor,
sadece gülümsüyordu. Üzerinde bacaklarını sımsıkı
saran mavi bir tayt ve muhteşem göğüslerini belli eden beyaz bir badi
vardı. Bir anda Selen'i kucaklayarak salondaki çekyata götürdüm. Selen,
"Dur, yavaş, acele etme!" dedi gülerek, ama benim durmaya
niyetim yoktu.
Önce uzun uzun öpüştük. Öpüşürken bir yandan
saçlarını okşuyordum. Sonra badisini çıkarttım ve beni
benden alan göğüslerine yumuldum. Vücudu
ateş gibi yanıyordu. Ona kendisini çok beğendiğimi,
kendisinin
çok sexy olduğunu söyledim. O da bana, "Kıymetimi
bilen yok ki!" dedi. Kocasıyla iki ayda
sadece 5-6 kez sevişmiş. Ahmet'in ne kadar gerizekalı
olduğunu bir kez daha anladım. Böylesi bir hatun benim olsa bütün
işlerimi boşlar, sabah akşam sikerdim.
"Merak etme artık ben
varım ve kıymetini bileceğim!" dedim. Birlikte
taytını çıkardık. Ayak parmaklarından başlayarak
öperek, emerek amına kadar geldim. Siyah bir
tangası vardı. Çıkardığımda karşımdaki
manzara harikaydı. Tüysüz, ince kıvrımlı, kaymak gibi çok
güzel
bir amı vardı. Hemen yumuldum, kokusu
harikaydı. Çok temiz bir hatundu Selen. Ben amını
yalarken çıldırmaya başlamıştı ve ilk kez
amının yalandığını, bunun harika olduğunu
söylüyordu. Çok geçmeden çığlıklar atarak Selen orgazm oldu.
Nefes alışverişleri normale döndükten sonra
kazık gibi olmuş yarağıma gözü takıldı ve
"Çok kalın!" dedi. Yarağım 15
cm uzunluğunda ama 3-4 parmak kalınlığındadır ve
bu kalınlık hakkında bütün seviştiğim hatunlardan övgü
aldım desem
abartmış olmam. Yarağımı elleyip
okşamaya başladı. Sonra ağzına vermek istediğimde
ilk defa yapacağını söyledi. "Olsun!" dedim.
Ağzına alıp acemice yalamaya, emmeye başladı. Ama
acemi olmasına rağmen dişlerini değdirmiyordu.
5-6 dakika ağzına verdikten sonra "Bu kadar
yeter!" deyip kendisi yatırdım, bacaklarını omzuma
doğru alıp yarağımı
yavaşça amına yerleştirdim. Amı sulu olmasına
rağmen yarrağımın daha kafası girerken, "Ahhh,
yavaşşş!" diye bir çığlık attı Selen.
Amı çok dardı. O an yavaş yavaş yaparsam girişim zor
olacak diye düşündüm ve bağıracağını tahmin
ettiğimden elimle ağzını kapatım, birden
yarağımı köküne kadar soktum. Ağzı kapalı
olduğundan bağıramıyordu, ama yüzünün aldığı
şekilden
ne kadar acı çektiğini
anlayabiliyordum.
Elimi ağzından yavaşça çektim ve yarağımı
yavaşça ileri geri oynatmaya başladım. Selen,
"Amımı yırttın, lütfen yavaş!" dedi.
"Merak etme birazdan alışır!" dedim. Amının
içinde gelip gitmek harikaydı. Yarağım
sanki bir
mengene tarafından sıkılıyordu daracık
amcığının içinde. 5 dakika yavaşça git gel
yaptıktan sonra Selen alışmıştı ve iniltileri
artmıştı. Sonra birden hızlanmaya başladım. 10
dakika kadar da hızlıca siktikten sonra artık boşalmaya yaklaşmıştım.
Selen de anlamıştı ve "Ben de
geliyorum, ama içime boşalma sakın!" dedi.
Dinleyen kim, dayanamadım ve
aynı anda boşaldık. Döllerim Selen'nin amına
boşalttım. O kadar yoğun boşaldım ki,
bir kısmı amından taşmaya başladı. Selen de
boşaldığı için çekyat sırılsıklam oldu.
Selen içine
boşaldığım için tedirgin olmuştu, bense
çekyat battığı için tedirgindim, karımın
anlamasından korkmuştum. Ama o an aldığımız
zevkten bunu düşünemedik.
Selen'e, "Ertesi günü
hapı kullanırsın, ben sana alırım!" dedim. O da
bana, "Ben de çekyatı temizlerim merak
etme!" deyince ikimiz birden gülmeye başladık. Bu harika hatuna
gülmek çok yakışıyordu. Bir sigara yaktım. Bize yemeğe
geldiklerinde sigara içmedikleri için Selen'e ikram etmedim.
Ama Selen bana ara sıra kullandığını söyledi. Tam ona
da bir tane verecektim ki, "Seninkini birlikte
içelim!" dedi.
Sohbet sırasında, ilk defa bir saat içinde iki
kere orgazm olduğunu, kadınlığını
hissettiğini söyledi ve bana teşekkür etti. Ben de kendisine,
"Bu daha başlangıç!" dedim. Selen'le aramızdaki
şey sadece
seks değildi. Başını göğsüme
yasladığında saçlarını okşuyordum ve doğru olmamasına rağmen aramızda duygusal bir
yakınlaşma da başlamıştı.
Ortamı değiştirmek
için tekrar dudaklarına yumuldum. O sırada Selen yarağımla oynuyordu
ve kısa süre içinde benim yarak yeniden göreve hazır hale geldi. Önce
göğüslerine yumuldum. Sonra da yarağımı ağzına
verdim. Bu sefer işini daha güzel yapıyordu Selen.
Yarağımı bir vantuz gibi emiyor, ara sıra da eliyle
okşuyordu. Sonra Selen'i ters çevirdim. Yuvarlak ve kaymal gibi pürüzsüz
kalçaları vardı. Göt deliği küçük bir nokta gibiydi. İlk seferde ürkütmeyim diye yarağımı
amına soktum ve hızlıca sikmeye başladım.
Domaltılıp sikilmek
Selen'in çok hoşuna gitmişti. "Harikasın
erkeğim!" diyordu. Ben de, "Bundan sonra senin kocan
benim!" dedim. "Evet, sensin. Dilediğin gibi sik beni!"
dedi. Tam bu sırada telefonu çaldı, çekyatın üstündeki telefona
baktığımda Ahmet arıyordu. Selen ürktü. Ona, "Sakin ol
ve telefonu
aç!" dedim. Selen benden ayrılmak için hamle yaptı
ama sımsıkı tutarak kendime çektim ve
"Boynuzlu kocanla seni sikerken konuşmanı istiyorum!"
dedim. "Delisin sen!" diye bağırdı, ben de, "Sana
deliyim!" deyince güldü ve açtı telefonu. Ben de bu sırada
sikmeye devam ettim.
Selen inlememek için kendini zor
tutuyordu. Ahmet, "Napıyorsun, akşama yemekte ne var?" gibi
sıradan şeyler için aramıştı.
Bu sırada yarağımı geri çektim ve birden yüklendim. Selen
ister
istemez, "Ahhh!" diye bağırdı. Ahmet
telaşla, "Ne oldu, iyi misin, neden bağırdın?"
diye sormaya başladı. Selen de ayağını mutfak
masasına çarptığı söyleyince ben sessizce gülmeye
başladım. Sonra Selen telefonu kapatınca bana döndü ve "Çok
hainsin!" dedi gülümseyerek. Ben tempomu arttırınca onun da
inlemeleri arttı, boşalacağımı anlayınca Selen'in
yüzünü bana çevirdim ve o mükemmel göğüslerine boşaldım.
Saate baktığımızda 14:30 olmuştu.
Selen yemek yapması gerektiğini ve
artık gideceğini söyledi. Aslında ikimiz de ayrılmak
istemiyorduk, ama mecburduk. Çok hoşuna gittiğini, bir kez daha
tekrarlamamız gerektiğini söyleyince, "Merak etme bundan sonra
seni bırakmam. Sen harika bir hatunsun!" dedim. Selen hemen dudaklarıma
yumulup öptü ve "Kocam sikemiyor, ama sen hakkımı veriyorsun,
sana aşık oldum, gerçek kocam sensin artık!" dedi.
[Fatih]
|