Yengemle Yatay Dans! (Serdar 29 Y., İstanbul)
Üniversite mezunu,
yakışıklı, ağzı iyi laf yapan, çevremde sürekli
kadınlar olduğu için 'Sende şeytan tüyü var!' denen ve lise
yıllarında beyaz tenime rağmen arkadaşların 'Arap!'
lakabı takmalarına sebep olacak büyüklükte yarağı olan
biriyim. Tüm bu özelliklerim sayesinde lise yıllarında kızlarla
yakınlaşmaya başlamış, Üniversiteye
başladıktan kısa bir süre sonra da 39 yaşındaki dul
bir kadınla birlikte olarak, seks ve kadın vücudu ile
tanışmıştım.
O dul kadınla
birlikteliğim seks hayatıma yön veren olay olmuştu,
ilişkilerimi hep seks üzerine kuruyor, aşk ve sevgi
kavramlarından uzak bir hayat yaşıyordum. Sekste tercihim ise
olgun kadınlardı, onların halden anlıyor olmaları, ne
istediklerini biliyor olmaları ve en önemlisi de ilişkimi
istediğim zaman bitirebiliyor olmam bu tercihimin sebebiydi. Yakın
çevremdeki kadınlardan ve özellikle de evli kadınlardan ise
başıma bela olmamaları için uzak duruyordum.
Böyle bir hayat
yaşamamın temelinde ise acı bir olay yatıyordu. Orta okula
başlayacağım yıl ailemi bir trafik kazasında kaybetmiş,
o acı olaydan sonra bana sahip çıkan amcam ve yengem ile
yaşamaya başlamıştım. Amcam ve yengem benim aileme
göre rahat insanlardı. Amcam iyi para kazanan, sürekli içki içen, eve
sarhoş gelen bir adamdı. Yengem ise güzel ve rahat giyinen,
amcamın parasını yiyen bir kadındı. Özellikle yengem
gibi güzel ve rahat bir kadınla aynı evde olmak ergenlik
yıllarıma renk katmış, Üniversite ve sonrasında
askerliği bitirdikten sonra kendi başıma yaşamaya
başlamıştım...
Amcam sağ
olsun, beni kendi kızından ayırmadan bir dediğimi iki
etmemiş, en önemlisi de benim geleceğim için babam öldükten sonra
babamdan kalanları satıp 4 tane ticari taksi almıştı.
Ben tüm bunları ise 18 yaşımı doldurduğumda öğrenmiştim.
Askerden sonra bir mali müşavirlik bürosunda çalışmaya
başladım. 29 yaşına kadar o büroda çalışmaya
devam edip, bu süre içinde ise mali müşavirlik belgemi de
almıştım. Artık büroda çalışmaktan
sıkılmış, kendime rahat ve yorucu olmayan bir iş
bulmak adına işten ayrılmış, iş aramaya
başlamıştım...
Yaz
aylarıydı ve iş aradığım o dönem amcamın
kızının düğünü vardı. Amcamın kızı
benden 3 yaş küçüktü ve Üniversitede tanıştığı
Antalya'lı zengin bir ailenin oğlu ile evlenecekti. Düğün için
hep birlikte Antalya'ya gittik, damadın ailesinin bizim için
ayarladığı otele yerleştik. Düğün bizim
kaldığımız otelde olacaktı. Biz Cumartesi günü otele
girmiştik, o gün dinlenmiş, ertesi sabahta erkenden kalkıp
hazırlıklara başlamıştık. Gün boyu amcam, yengem
ve kızlarında hazırlık telaşı vardı. Ben de
onları uzaktan takip ediyor, elimden gelen bir şey varsa
yardımcı oluyordum. Akşam düğün saati
yaklaştığında hazırlanıp, salona indiğimde
gözüm yengeme takıldı. Yengem derin göğüs dekoltesi ve mini
sayılabilecek eteği olan tek parça kıyafeti, güzel makyajı
ile genç kızları kıskandıracak bir haldeydi. Yengemi
salonda gördüğüm ilk anda ise aklıma yine eski günler gelmişti...
Askerden sonra
amcam ayrı eve çıkmamı istememiş, onlarla
yaşamayı sürdürmem konusunda ısrarcı olmuştu. Benim
ayrılma sebebim ise açıkçası yengemdi, onun bana
yakınlığı ve aşırı rahat giyimiydi. Yengem
evde sürekli mini kıyafetler giyer, sabahları geceliği ile
dolaşır, banyodan çıktığında bana
aldırış etmeden vücudunun büyük bölümünü açıkta
bırakan havlu ile karşımda otururdu. Yengem beni belki oğlu
gibi görüyordu, ama ergenlik yıllarımda bana keyif veren bu durum,
özellikle Üniversite döneminde yengeme karşı farklı duygular
beslememe sebep olmuş, ben de bu durumdan kurtulmak adına tek
başıma yaşamaya başlamıştım...
Düğün
başladı. Ben, amcam ve yengem ile bize ayrılan masada
oturuyorduk. Kimseyi tanımıyorduk. Amcam su gibi içki içiyor, yengemle
ben de etrafı izliyor, yengem arada bana uygun kızları gösterip,
"Çok güzel kızmış, sana yakışır!"
diyerek bana takılıyordu. Slow Dans müziği çalmaya
başladığında, yengem amcama, "Hadi Dans edelim!"
deyince, amcam, "Beni rahat bırak, Dans etmek istiyorsan Serdar'la Dans
et!" diyerek topu bana atmıştı. Yengem de bana, "Dans
edelim mi?" diye sorduğunda, yengemi kıramadım ve piste
çıktık.
Yengemle ilk
başta mesafeli bir şekilde Dans ediyorduk. Yengemin bir ara, "Burada
o kadar güzel kız var, neden kimseye bakmıyorsun?" demesine, "Yenge
salondaki en güzel kadınla Dans ediyorum!" diye cevap vermem,
yengemin bana iyice sokulmasına sebep olmuştu. Yengemin büyük
göğüsleri vücuduma baskı yapıyor, bacakları
bacaklarıma değiyor, baktığımda dışarı
fırlayacak gibi duran göğüslerini görmek ise beni
heyecanlandırıyordu. Bu duruma yarağım da
kayıtsız kalmadı ve taş gibi sertleşti. Yengem bu
durumu hissettiğinde ise bana bakıp, tatlı bir şekilde
gülümsedi ve sanki yarağımı daha da iyi hissetmek istercesine
kendini bana iyice bastırdı.
Beni bir ateş
basmıştı, bir yandan büyük bir keyif alıyor, diğer
yandan da biri görür korkusunu yaşıyordum. Allahtan salonda loş
bir ortam vardı ve müziğin bitmesi ile Dansı bitirmiş, ben
ceketimin düğmesini hızlıca kapatıp, yengemle masamıza
geçmiştik. Masamıza geçtiğimizde yengem bana iyice
sokulmuş, bacağını sürekli bacağıma
değdirmeye, elini arada bacağıma koymaya
başlamıştı...
Düğün
bittiğinde amcam sızmak üzereydi, yengemle birlikte amcamı odaya
çıkardık. Yengem amcamın üstünü çıkartırken, ben de,
"İyi geceler yenge!" diyerek odama geçtim. Takım elbiseden
kurtulup banyoya girdim, duş aldım. Üzerimde şortla yatağa
uzandım, odadaki TV kanallarını
karıştırırken odanın kapısı çaldı. Kapıyı
açtığımda yengemi üzerindeki mini şort ve göğüslerinin
yarısını ortada bırakan askılı tişört ile
karşımda buldum. Yengem, "Uyuyamadım Serdar, senin de uykun
yoksa biraz oturalım mı?" dediğinde, "Olur yenge!"
dedim. Birlikte odamdaki yatağa oturup sohbet etmeye başladık.
Yengem
kızının evlendiğine ve en önemlisi de Antalya'da
yaşayacağına çok üzüldüğünü dolu gözleri ile anlatıp,
sonra da amcamın içkisinden bıktığını, bu özel
gecede bile sarhoş olduğunu uzun uzun anlatırken, ben de yengemi
teselli ediyordum. Yengem daha sonra, "Serdar, artık senin de evlenme
zamanın gelmiş, Dans ederken, yaşlı maşlı demeden
az daha yengenin içine girecekti şeyin!" dedi. O an utancımdan
yerin dibine girdim. "Özür dilerim yenge, nasıl oldu ben de
anlayamadım...." dediğimde, yengem, "Önemli değil, ben
yabancı değilim, ama benim gibi yaşlı bir kadına bile
sertleşiyorsa, senin artık evlenme vaktin gelmiş demektir!"
dedi.
Yengem çok
rahattı ve bu rahatlık o ilk andaki utanmamdan kurtulmamı
sağlamıştı. Yengeme, "Yaşlı değilsin
yenge! Maşallahın var, çok güzelsin!" dedim. Yengem de, "Öyle
miyim cidden?" dediğinde, "Evet yenge, neden yalan söyleyeyim? Hatta
yaşına göre çok daha genç duran, çok güzel bir kadınsın!"
dedim. Bunları duymak yengemin hoşuna gitmişti, "Sen de çok
yakışıklısın! Hatta Dans ederken şeyini hissetmek
çok hoşuma gitti! Amcamınki artık sertleşmiyor, uzun zaman
sonra o sertliği hissetmek, hele senin gibi genç ve
yakışıklı birinden hissetmek çok hoşuma gitti!"
dedi.
Muhabbetin rengi
iyice değişmişti, sanki o an konuştuğum yengem
değil, tanımadığım bir kadındı. Yengeme, "Üzüldüm
senin adına, bu güzellik ile bu yaşta bundan mahrum kalmak kötü bir
durum!" dedim. Yengem derin bir 'Ahhh!' çekip, "Evet Serdar, o yüzden
arada bir seninle Dans edelim de özlediklerimi yaşat bana!" dedi.
Yengemin niyeti belliydi, benim söyleyeceğim ve yapacağım
şeyler ise tüm hayatımı alt üst edebilirdi. En önemlisi de, bana
sahip çıkan, büyüten amcamın yüzüne bakamama sebep olacaktı. O
an bunları düşünmüş, bir süre sessiz kalmıştım.
Yengem, "Ne
düşünüyorsun?" diye sorduğunda, "Seninle bazı
şeyleri yaşamak çok güzel olur yenge, ama amcamın yüzüne bakamam!"
dedim. Yengem de, "Biliyorum, ama benim de sana çok emeğim geçti,
mutlu olmayı hak etmiyor muyum?" dedi. Yengeme, "Ediyorsun!"
dediğimde, "O zaman kırma yengeni, sadece Dans etmek istiyorum!"
dedi. İkimiz de bu işin Dans ile kalmayacağını
biliyorduk. Ama yine de, "Tamam yenge!" dedim. TV'den bir müzik
kanalı bulup, yengemi Dansa kaldırdım.
Yengemle bu sefer
çok yakın ve sıcak bir şekilde başladık Dansa. Yengem
Dans sırasında kendini bana iyice yapıştırmış,
arada boynumdan ve kulağımdan öpmeye başlamıştı.
Sertleşen yarağımı hissettiğinde ise, "İşte
bu çok güzel!" diyerek, ellerini kalçalarıma götürüp, beni iyice kendine
çekti. Ben de artık dayanamıyordum, ellerimi yengemin kalçalarına
götürüp, yavaş yavaş okşamaya başladım. İkimiz de
yoldan çıkmıştık artık. Yengemin kalçalarını
okşadıkça, yengem, "Ohhh, çok güzel!" diyordu.
Uzun bir süre
böyle devam ettik. En sonunda yengemle göz göze geldiğimizde, yengemin
dudaklarına bir öpücük kondurdum ve "Çok güzelsin yenge!" dedim.
Yengem de beni öpüp, "Sen de çok yakışıklısın!"
dedi ve bir anda önümde diz çöküp şortumu indirerek, taş gibi
olmuş yarağımı eline alıp yalamaya başladı. Zorlanarak
da olsa yarağımı yarısına kadar ağzına sokup
çıkarıyor, sonra tekrar başını öpüp, yalıyor,
emiyordu. "Serdar çok büyük bu... Çok güzel!" diyerek bir süre daha
yaladıktan sonra ayağa kalkıp, önümde soyunmaya
başladı.
Ergenlik
yıllarıma renk katan o güzel vücudunu çırılçıplak
olarak görmek çok keyif vericiydi. Yengemi kucaklayıp yatağa
yatırdım ve üstüne çıkıp uzun bir süre göğüslerini öpüp,
yaladım, emdim. Yengem ufaktan inlemeye başlamıştı.
Bacak arasına inip amını yalamaya başlamam ile ise yengem
artık kendinden geçmiş bir halde yüksek sesle inler olmuştu.
Yengem amını yalamama fazla dayanamadı, bir süre sonra
kasılarak, titreyerek ve inleyerek orgazm oldu. Ama ara vermek istemeden, "Hadi
sik yengeni erkeğim!" dedi.
Yengemi yatakta
domaltıp arkasına geçtim. Kalçalarından tutup, yavaşça yarağımı
amına sokmaya başladım. Yaşına rağmen yengemin
amı çok dardı. Ne kadar yavaş ve kibar davransam da, yengem acı
çektiğini belli eden sesler çıkarıyor, "Yavaş!"
diyordu. Zor da olsa yarağımın hepsi yengemin amına
sokmuş, içinde beklemeye başlamıştım. Yengem beni
yönlendiriyordu sanki, bir süre sonra kalçalarını hareket ettirmeye
başladığında, ben de yavaş yavaş yengemi sikmeye
başladım. Bir süre önce acı sesler çıkaran yengem,
artık zevkten inliyordu. Ben de giderek hızlanıyordum, bir süre
sonra yengemi bir makine gibi sikmeye başlamıştım...
Birbirine çarpan
vücutlarımızın sesi, yengemin inlemeleri, benim sesim odada
yankılanıyordu. Yarım saatte yakın sürdü bu tempo. Yengem dizlerinin
ağrıdığını söyleyince pozisyon
değiştirdik. Yengem sırtüstü uzanıp bacaklarını
ayırınca, bir süre de o pozisyonda siktim. Artık yengem yaşadığı
orgazmların yorgunluğu ve zevki ile yığılmış
kalmıştı. Ben ise boşalacağımı
hissettiğim an yarağımı amından çıkartıp,
yengemin göğüslerine boşaldım. Yengemin gözleri
kapanmış, nefes nefese bir haldeydi. Ben de su gibi terlemiştim,
yengemin yanına uzandım...
Bir süre sonra
kendine gelen yengem elini yarağıma atıp, "Ben buna ölürüm,
çok güzel!" diyerek yarağımı okşadı. Ben de
yengeme iltifatlar ettim. Yengem iyice kendine geldiğinde ise, "Serdar,
ben artık gideyim, gerçi amcan uyanmaz, ama uyanırsa da beni
göremezse sıkıntı olur!" dedi. "Tamam yenge, ama önce bir
duşa gir, üstünü başını temizle!" dediğimde,
yengem, "Haklısın!" diyerek kalkıp banyoya gitti.
Yengemin peşinden banyoya gitmeyi çok istiyordum, ama gidersem orada da
sikişeceğimizi bildiğim için yatakta kaldım...
Yengem
saçlarını ıslatmadan, vücudunu yıkayıp
kurulandıktan sonra yanıma geldi. Giyinip, beni dudağımdan
öptü ve odamdan çıktı. Yengem gittikten sonra da ben duşa girdim.
Olayın heyecanı ve zevki geçtikten sonra ise vicdan azabım ile
baş başa kalmıştım. O gece sabaha kadar doğru
dürüst uyuyamadım...
Ertesi gün Saat 10:00
gibi odanın kapısı çaldığında, ben zorla
uyandım. Kalkıp kapıyı açtığımda,
karşımda amcamı gördüğümde açıkçası korkmuştum.
Amcam, "Yeğenim hadi hazırlan, bizim damadın ailesi bizi
kahvaltıya davet etti, oraya gideceğiz!" dediğinde biraz
rahatlamıştım. "Tamam amca, hazırlanıp
aşağıya iniyorum!" dedim. Hızlıca bir duş aldım ve
hazırlanıp, aşağıya indim.
Hep birlikte bizi
bekleyen arabaya binip, damadın ailesinin yaşadığı eve,
daha doğrusu villaya gittik. Damadın ailesi sıcakkanlı ve
iyi insanlardı, bizi sıcak karşılamış ve kahvaltıdan
sonra da gün boyu bize yakınlık göstermişlerdi. Bize
Antalya'nın görülmeye değer yerlerini de gezdirdiler. Akşam
yemeğini de onlarla birlikte yedikten sonra geç saatte otele geri döndük...
Ertesi sabah
havaalanında uçağı beklerken, amcam yengeme, "Damadın
babası bana Antalya'da iş teklif etti, ben de sen kızından
ayrı kalmak istemiyorsun diye kabul ettim. Antalya'ya
taşınacağız!" dedi. O an yengem de, ben de
şaşırmış, açıkçası ben yengemden
uzaklaşacağım için sevinmiştim.
İstanbul'a
döndükten sonra ben iş arama işini hızlandırdım. Amcam
ve yengem ise taşınmak için hazırlık yapmaya
başladılar. İki hafta sonra yengem beni aradı. "Antalya'ya
gitmeden seninle bir kere daha Dans etmek istiyorum Serdar!" dediğinde,
yengeme, "Yaşadıklarımız bir kere ile
sınırlı ve hoş bir hatıra olarak kalsın yenge,
sen çok güzelsin ve sana alışırsam sensiz yapamam!" diyerek
biraz da yalan söyledim. Yengem de, "Haklısın Serdar, o zaman
akşam bize gel hep birlikte yemek yiyelim!" dedi. O akşam amcam
ve yengem ile birlikte yemek yedik, geç saatlere kadar sohbet ettik...
Birkaç gün
sonra da Antalya'ya taşındılar.
[Serdar]
|