Sikilecek Kız Var Sevilecek Kız Var! (2) (Melek 19 Y., Bursa)
Fırat'la
yaşadıklarımdan sonra kendimi orospu gibi hissetmeye
başlamıştım. Yaşadıklarımı biriyle
paylaşmak istiyordum, ama bunu yapmaya utanıyordum. Sonunda Ezgi'lere
gittiğim birgün, dayanamayıp Ezgi'ye birkaç şey
çıtlattım. Meğer Fırat, aramızda geçenleri benden önce
Ezgi'ye yetiştirmiş bile. Ama ayrıntıya girmeden, sadece, "Yattık!"
demiş. Ezginin olanları bilmesinin rahatlığıyla
herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlattım.
Anlattıkça omuzlarımdaki yük azaldı sanki, kendimi hafiflemiş
hissediyordum. Ezgi de bunları anlayışla
karşıladı, beni yargılamadı. Kendimi daha iyi
hissetmemi sağladı.
Tam kafam rahatladı demişken, bir akşam internette Fırat'la
konuşurken, benden soğuduğunu ve ayrılmak istediğini
söyledi. Seviyordum, ayrılmak istemiyordum, ama diretmedim. "Kendine
iyi bak!" derken gözlerimden yaşlar boşalıyordu.
Bilgisayarı kapatıp odama geçtim, yatağa kapaklanıp
saatlerce ağladım.
Ertesi gün
okul vardı, gözlerim şişmiş bir halde yatağımdan
kalkıp duş almak için banyoya yürüdüm. Üzerimdekileri
çıkardıkça gözlerim tekrar dolmaya başladı. Tamamen
çıplak kalınca aynada kendime baktım. Göğüslerimi
avuçlayıp sıktım, "İşte bunlar için seviyordu
seni, istediğini aldı!" dedim aynadaki görüntüme. Kendi
salaklığıma, saflığıma yakınarak suyun
altına girdim. Her tarafımı güzelce sabunladım,
dokunduğu yerlerden izini kazımak istercesine. Hayatımın en
zor akşamıydı. Duştan çıkıp saçlarımı
kuruttum, kendime çeki düzen verip uyudum.
Zor
olacaktı ama toparlanmalıydım. Fırat'la
ayrılığımızın üzerinden nerdeyse 2 ay
geçmişti, ama ben halen ruh gibi dolaşıyordum ortada. Okulu
boşlamıştım, arkadaşlarım halimden
şikayetçiydi. Kendime bakmıyordum. Derken yatağıma
uzanmış, Fırat'la eski internet konuşmalarımızı
okuduğum bir akşam, Fırat yazdı. Kalbim yerinden çıkacakmış
gibi atıyordu. Buluşmak istediğini söyledi, dünden
razıydım, kabul ettim. Ertesi gün için sözleştik. Banyo
yaptım, kendimi Fırat için hazırladım. Onsuz geçen 2 aydan
sonra nihayet insana benzemiştim şimdi.
Sabahı
iple çektim, okula gidip gelmek bile işkence gibi olmuştu. Eve gelir
gelmez üzerimi değiştirip çıktım. Evine davet etmişti,
yol tarifine uyarak hiç bilmediğim bir yere geldim. Her zaman giydiği
kırmızı hırkasıyla karşıladı beni. Yan
yana yürümeye başladık. Abisinin askerden geldiğini falan
anlattı. Eve girdiğimizde içeride abisi vardı.
Tanıştık, sonra abisi başka odaya geçti. Fırat
kapıyı kapatarak yanıma geldi. Elini dizime koydu.
Dudaklarını boynuma yaklaştırdı. Parfümünün kokusunu
alıyordum, yavaşça doğrularak sarıldım ona. Elini dizimden
çekip göğüslerime attı. Avuçlayıp sıkmaya
başladı. Karşı koymadım, eğer ona
sarılabilmemin tek yolu sevişmekse, öyle olacaktı. Özlemimden
geberiyordum.
Elleri
göğüslerimden amıma indi, pantolonumun üzerinden amımı
sıkıp bıraktı. Ayağa kalktım, pantolonumu
çıkardım. Elini bana doğru uzatıp, "Bana muamele yap!"
dedi. Parayla tuttuğu bir orospu gibi yavaşça kucağına
oturdum. Pantolonunun kemerini çözdüm, sikini pantolonundan çıkarmadan
önce bir süre külodumun üzerinden sürtündüm. Belimi sağa sola
oynatıyor, pantolonunu zorlayan sikine muamele çekiyordum. İki eliyle
belimden tutarak beni kucağında yukarı kaydırdı.
Pantolonunu ve boxerini indirip, külodumu yana çekti ve amıma fırça
çekmeye başladı. Zaten sulanmış amıma sikini sürttükçe,
ben girecek korkusuyla yukarı doğru kaldırıyordum
kalçalarımı.
Elleri
hışımla tişörtümü çıkardı, sütyenimi çözüp
kafasını göğüslerime bastırdı. Isırıyor,
öpüyor, delirmiş gibi sıkıyordu. Zevk sularının
kasıklarımı ıslattığını hissediyordum.
Başımı eğdim, dudak dudağa geldik.
Azgınlıktan kudurmuş halde öpüyordu dudaklarımı. Bu da
beni fitilliyordu, amımdan süzülen sular onun kasıklarını
ıslatıyordu şimdi. İkimizi de ateşleyen bu ön
sevişmeden sonra beni yavaşça üzerinden kaldırdı ve
yüzükoyun yere yatmamı söyledi. İkiletmeden dediğini
yaptım.
Çekmeceden
krem alıp, üzerime geldi. Ne yapacağını bildiğimden
ellerimi arkaya atıp, kalçalarımı iyice ayırarak ona
yardımcı oldum. Götüme bolca krem yedirdikten sonra
yarrağını tutup göt yanaklarımın arasına
bastırmaya başladı. Canım ilk seferdeki gibi çok
yanıyordu, ama sesimi çıkarmıyordum. Yüklendikçe yüklendi, siki
götümü yırta yırta dibini buldu. Taşaklarını götümün yanaklarına
sürte sürte yavaş hareketlerle oynatmaya başladı belini.
Büzüğüm yanıyordu, bir an önce olsun bitsin istiyordum, bu yüzden
devam etmesi için kıçımı sallayarak sinyali verdim Fırata.
Ellerini iki
yanıma dayayıp, şınav çeker pozisyonunda
yarrağını götüme bandırıp çıkarmaya
başladı. Kafasına kadar çıkarıp dibine kadar
köklüyordu. Her kökleyişinde götüm resmen kütür kütür
yarılıyordu. Dudaklarım aralandı, acıyla inlemeye
başladım. Acı çekmemden zevk alıyormuş gibi daha
sert girmeye başladı götüme. Sırtıma doğru iyice
abanıp, ensemi öpüp yalayarak hırlamaya başladı. Güçlükle
kafamı yukarı kaldırmaya çalıştım. Bütün
ağırlığını üzerime vermiş, altında
eziyordu beni. Nefes almakta zorluk çektiğimi farkedince dirsekleri
üzerinde doğruldu, götüme son bir yüklenişten sonra kasıla
kasıla götümün içine boşaldı.
Nefes
alış verişi değişmiş, üzerime
yığılıp kalmıştı. Kalbi sırtımda
atıyordu sanki. Nefesi normale dönünce üzerimden kalktı. Ben de
elimle götümü kapatarak banyoya girdim, temizlendim. Yanına
döndüğümde bana elindeki paketten bir sigara uzattı. Yanına
oturup sigaramı yaktım. İkimiz de duvarda asılı duran
saate bakıyorduk...
İlerleyen
aylarda Fırat'la ilişkimiz artık sadece seks ilişkisine
dönüşmüştü. Uygun olduğu zamanlarda istediği yere gidiyor,
kendimi ona sunuyordum. O da hiç vakit kaybetmeden önce sakso çektirip, sonra
da bir güzel götümü sikiyordu. Ancak bir zaman sonra kapıldığım
kullanılıyor olma duygusu beni durdurdu. Artık kendisiyle görüşmek
istemediğimi söyledim ve numaramı değiştirdim. Sosyal
hesaplarımı bile değiştirdim. Aklımca hayatımda yeni
bir sayfa açmıştım. Ama bir ay anca dayanabildim. Bir erkek
tarafından istenilme duygusu, içimdeki fahişeyi ayağa
kaldırmaya yetmişti. Fırat'tan ayrıldıktan sonra 7
kişiyle birlikte oldum. Kızlığıma ellettirmiyordum,
sadece sakso çekiyor ve götümü siktiriyordum. Kimi okul arkadaşımdı,
kimi sevgilimdi, kimi de arkadaşımın sevgilisiydi. Birlikte
olduğum kişinin kim olduğunun önemi yoktu. Arzulandığımı
anladığım an zarfı atıyordum, gerisi geliyordu. Fakat hiçbirine
Fırat'tan bahsetmiyordum. Her birine, sanki ilk kez bu haltı
yiyormuş gibi davranıyordum ve ilk kez götten sikişiyormuşum
gibi naz yapıyordum...
Semih'le yaklaşık iki senedir arkadaştık. Araya giren
kısa süreli mesafeden sonra birbirimizi tekrar bulduk. İkimizin de
kanı kaynıyordu. Sözde arkadaştık, ama birbirimize kur
yapıyorduk. Yıllar sonra gerçekleşen ilk buluşmamızda,
parkta sikini ağzıma verdi. Başta sönmüş balon gibi duran
siki, ağzımın içinde ıslandıkça sopa gibi oldu ve
ağzıma sığmamaya başladı. Saçlarımdan
bastırıp taşaklarına kadar boğazıma soktu sikini.
Onu boşaltana kadar hırsla emmeye devam ettim. Ağzıma
döllerini fışkırtırken kısılmış
gözlerimle onu izledim. Bu deneyimden sonra birbirimizin üstüne atlamak için
uygun zamanı kollamaya başladık.
Ailemin
dışarıda olduğu bir gün Semih'i eve davet ettim. Gelmesini
beklerken dantelli siyah iç çamaşırlarımı giydim. O çok
beğendiği parfümü boynuma sıktım. Gelmesi uzun sürmedi. Odama
geçtik. Semih'le aramızdaki şey sadece seks ilişki değildi,
arkadaşlığımız güzel gidiyordu. Bir erkekle seks
haricinde birşeyin olmayacağını düşünüyordum, ama Semih
bu düşüncemi yıkmıştı. Yemek yeyip sohbet ettik, müzik
dinledik, konserlerden konuştuk, fotoğraflar çekindik. Semih zamanı
geldiğinde ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu. Elimdeki
fotoğraf makinesini alıp masanın üzerine koydu ve
kollarımdan tutup beni kendine çekti. Ben de kısrak gibi
kıvrılıp kucağına oturdum. küçük seks oyunlarıma
devam ederek dudaklarımı boynunda, kulaklarında, sakallarında
gezdirdim.
Altımdaki
canavar yavaş yavaş uyanıyordu. Saçlarını kavrayıp
sertçe dudaklarına yapıştım. Bunu istediğini
biliyordum, sertlikten hoşlanıyordu. Onun da elleri boş
durmadı, kalçalarımı kavrayıp sıkmaya, okşamaya
başladı. Kucağında hareketlendim, belimi çalkalamaya,
göğüslerimi göğüslerine değdirmeye başladım. O da bana
ayak uydurup altımda devleşen sikini oynatmaya başladı. Amımın
sulandığını hissediyordum, taşaklarındaki
alınmamış kılların amımın dudaklarına
sürtmesini istiyordum. Gözlerinin içine bakmamla beni altına alması
bir oldu. Gözü dönmüş gibi elbisemi ve iççamaşırlarımı
çıkardı. Ben de doğrulup onun üzerindeki gömleği ve
pantolonu çıkardım. Boxerinin lastiklerinden tutup dizlerine kadar
indirdim ve koca sikini ağzıma alıp vakumlamaya
başladım. Dilimi morarmış kafasında gezdiriyor, bir
elimle de taşaklarını okşuyordum. Sikini ağzımın
içinde döndürüp emmeye başlayınca, Semih, "Ohhhh!" diyerek
başımı tuttu ve gırtlağıma kadar sokup bekledi. Nefes
alamıyordum, kalçalarına tırnaklarımı geçirip kendimi
geri çektim. Zevkle yüzüme bakıp gerildi ve "Çok iyi yapıyorsun
bunu!" diyerek kalktı. Beni sırtüstü yatırıp, üzerime
uzandı...
Ağırlığını
üzerime vermeden sikini am dudaklarımın arasına sürtmeye
başladı. Sürttükçe amım vıcık vıcık
oluyordu. Taşaklarındaki kıllar da göt deliğimi
okşuyor, aldığım zevk beni yıldızlara
çıkarıyordu. Zevkten başım arkaya düşmüş,
gözlerim kapanmıştı. Bir anda amımdaki
sıcaklığın yanmaya dönüşmesiyle bacaklarımı
kapattım. Semih koca yarrağının kafasını
sikilmemiş amımın minicik deliğine bastırıyordu. Acıyla
boynuna sarıdım ve "Lütfen yapma!" diye fısıldadım
kulağına. Saçlarımı okşayıp, "Rahat
bırak kendini aşkım!" diyerek yanağımı öptü.
Ne olacaksa olsun artık düşüncesiyle kendimi tekrar yatağa
bıraktım. Semih bacaklarımı aralayıp, sikini içime
bastırmaya devam etti. Sanki bacak aramda yangın çıkıyordu,
Semih yüklendikçe dişlerimi sıkıyordum. Bir an durdu,
eğilip göğüslerimi öpüp okşadı.
Kendimi
bıraktığım, okşanmanın hazzına
eriştiğim anda, sikini içime hayvan gibi kökledi. Gözlerim kocaman
açılmış, yüzüne bakıyordum. İki saniyeliğine
beynimde şimşekler çakmış, ama korktuğum kadar
acı duymamıştım. Semih yavaşça git gellere başladı.
Tam zevk almaya başlamıştım ki, Semih'in boşalması
uzun sürmedi, dar amım onu çok çabuk zirveye ulaştırmıştı.
Son anda hışımla içimden çıkıp döllerini göbeğime
fışkırttı. Dudaklarıma bir öpücük kondurup üzerimden
kalktı. Bacak arama baktığımda kan yoktu, kızlık
zarımın esnek olduğu düşünüp rahatladım ve Semih'le
hiç bununla ilgili konuşmadık.
Semih'i evine
uğurladıktan sonra bacak aramdaki karıncalanmayla lavaboya
koştum. Elimi amıma attığımda iki damla kan parmak
uçlarımdan süzülüyordu. Bekaretimi kaybetmiştim!
[Melek]
|