Çikolata Yüzünden Seks Manyağı Oldum! (7) (Nilüfer 33 Y., İstanbul)
Durmuş ağa ile beraber evden çıktıktan sonra, hızla
sokaktan uzaklaşıp, kasaba meydanındaki
ayakkabıcılardan birine girdik. Buradan bana ve kardeşime
ayakkabı aldık. Genelde pazardan veya işportadan ayakkabı
alırdık, ilk kez böyle güzel bir dükkandan ayakkabı
alıyordum. Dükkandan çıkınca Durmuş Ağa, "Bak
kıymetini bil, sana en güzel şeyleri alıyorum!" deyip
sırıttı. Tekrar Hülya'larla buluşacağımız
lokantaya doğru yürümeye başladık. Lokantaya geldiğimizde
henüz Hülya ve annesi gelmemişti. Üst katta boş bir masaya oturduk,
oturduğumuz anda götümün acıdığını fark ettim.
Durmuş ağaya, "Götüm oturunca çok acıyor!" dedim. "Eee olacak
okadar, sikilmek kolay mı!" deyip sırıtmaya başladı.
Biraz sonra Zeliha teyze ile Hülya ellerinde bir sürü poşetlelerle
geldiler. Yemeklerimizi yerken Zeliha teyze neler aldıklarını
falan anlatıp duruyordu. Hasta olmasından dolayı oldukça
yorulmuş görünüyordu. Yemeklerimiz bitince kalkıp arabayla yola
çıktık. Yol boyunca Hülya arka koltukta bana
aldıklarını gösterip durdu, bense götümün
sızısından zor oturuyordum.
Çiftliğe vardığımızda saat epey geç olmuştu.
Durmuş ağa Kahyayı çağırıp beni eve
bırakmasını söyledi. Eve gittiğimde annem merakla
kapıda bekliyordu. Eve girişimle, "Nerede kaldın kız?" diye
sorunca, kasabaya Hülya ile alışverişe gittiğimizi,
Durmuş ağa ile Zeliha teyzenin bana ve kardeşime de
ayakkabı aldığını anlattım. Annem bu duruma
çok sevinmişti.
Ertesi gün adetim bitmiş, banyo yapıp temizlenmiştim. Sabah
çiftliğe gider gitmez Durmuş ağa yanıma gelip, eve
çıkmamı, orada bana ihtiyaçları olduğunu, öğle
arası beni beklediğini söyledi. Öğle arası herzamanki gibi
kulübeye gittim 15-20 dakika sonra Durmuş ağa gelip, "Çabuk
olalım, bugün şehire gidecem, 2-3 gün yokum, senin amını
götünü dağıtmadan gitmek istemedim!" deyip üzerime çullandı.
Önce amıma geçirip, beni sike sike bağırta bağırta
boşalttı. Sonra da parmakları ile götümü iyice
alıştırıp, sikini götüme geçirdi. 5 dakika götümü siktikten
sonra da böğüre böğüre götüme boşladı. Durmuş ağa
toparlanırken, "Ben 2-3 gün yokum minik yosmam, gelince hazır ol,
gece seni eve alıp, sabaha kadar sikecem!" diyerek sırıttı
ve kulübeden çıktı...
Ben de
üstümü başımı düzeltip çıkmaya hazırlanırken, içeriye
bir anda Kahya Mustafa giriverdi. Ben dona kalmıştım. Mustafa
amca beni yukarıdan aşağı bir süzdükten sonra, "Ne
arıyorsun burada?" diye sertçe çıkıştı. Ben o
şaşkınlıkla donup kalmıştım. Mustafa amca,
"Durmuş ağayı buradan çıkarken gördüm, ne ediyorsunuz
burada öğlenleri bakayım haa?" deyip suratında bir
sırıtma ile gözlerini gözlerime dikti. O an aklımda
Durmuş ağanın (Kimseye söyleme!) dediği vardı, "Hiç...
ben... ağaya yardım ediyorum..." diye kekelemeye
başladım. Mustafa amca, "Nasıl yardım ediyorsun
bakayım? Bak ben Kahyayım, Durmuş ağanın
herşeyini bilirim, sen hele bir anlat!" diye beni
sıkıştırmaya başladı...
Ben ne
yapacağımı, ne diyeceğimi bilmez bir şekilde, karşısında
sus pus dikilirken, Mustafa amca yanağımı okşayıp,
"Sikiyor mu Durmuş ağa seni haa?" deyince, ben kafamı öne
eğdim. Mustafa amca, "Hmm, demek sikiyor! Eee, ben de erkeğim, ozaman
bana da yardım etmen lazım!" dedi. Ben, "Ama Durmuş ağa
duyarsa kızmaz mı?" diye sorunca, "Sen kimseye söylemezsen
birşey olmaz!" dedi. Sonra bir dünya güzel laf edip beni
kandırmayı başardı. Mustafa amca biraz geriye çekilip pantolonunu
donuyla birlikte dizlerine indiriverdi. O anda şişmiş siki
gözlerimin önüne serildi.
Siki Durmuş
ağanınkinden biraz kısaydı, ama onunkine göre oldukça
kalındı ve yumruk gibi büyük bir başı vardı. Mustafa
amca sikinin gövdesini sıvazlayarak yanıma iyice sokuldu, onun
yanında ufacık kalıyordum, Devle Cüce gibiydik. Elimi tutup
sikine götürdüğünde, ne istesiğini biliyordum. Sikini kavrayıp
okşamaya başladım, bunu yapmak artık bu bende
alışkanlık oluştu. Mustafa amca sonra üzerimdekileri
çıkarıp beni çıplak bıraktı ve "Ohhh
ufacıksın yavrum, taze avrat sikemeyeli yıllar oldu. Ağa
yarak yalamayı öğretti mi sana?" dedi. Ben evet anlamında
başımı sallayınca, "Daha neler öğretmiş bakalım sana?"
deyip, boynumu ve göğüsleri öpüp okşamaya başladı...
Bir süre
sonra beni omuzlarımda aşağı bastırdı. Sikini
yalamamı istediğini anlamıştım, zaten bu hoşuma
da gidiyordu yarak yalamak. Sikini kavradığım gibi ucunu
ağzıma alıp yalamaya başladım. Ama sikinin
başı o kadar büyüktü ki, tam olarak ağzıma girmiyordu. Bu
sırada Mustafa amca, "Ohhh, ıhhh!" diye inliyordu. Mustafa amca
inlemeleri arasında, "Amını nezaman deldi Durmuş ağa?"
diye sordu. Sikini ağzımdan çıkarıp, "2 ay oluyor..."
dedim. Mustafa amca, "Ohhh, götünü de yardı mı?" dedi. "3 gün önce
kasabada götümü de sikti..." dedim.
Mustafa amca, "Daha fazla dayanamayacam orospu, yat şu yatağa, aç
bacaklarını da amını göster bana!" deyip beni sedire itti,
beni sedirin ucuna oturttu. Bacaklarımı havaya kaldırarak ikiye
ayırıp, amıma baktı. Sonra da, "Kız, bu am nasıl
sikilmiş? Ufacık duruyor halen! Ohhh, yaracam bunu!" deyip, bacak
arama yanaştı ve sikinin başını amıma sürtmeye
başladı. Sonra da, "Yavrum yerim seni, tazeciksin, ohhh, kanırta
kanırta sikecem bu amı!" diye diye sikini amıma itmeye
başladı. Sikinin o kocaman kafası amımı zorluyor, ama
deliğime bir türlü girmiyordu. "Küçük orospu, bu nasıl am böyle, küçücük!
Ama ille girecek bu sik buraya!" deyip, bacaklarımı kollarına
indirdi ve kalçalarımı sıkıca kavradığı gibi
tüm gücü ile yüklenmesi bir oldu. Sikin başı içime girerken
amımın gerilip şiştiğini hissedebiliyordum. O anda, "Ayyy!"
diye bir çığlık attım, nefesim kesilir gibi olmuştu.
Mustafa amca, "Ohh girdim yavrum, şimdi döşeyecem amına!" deyip,
kalçalarını hareket ettirmeye başladı.
Her giriş çıkışında siki içimde daha da
ilerliyor, amımı gerip, dolduruyordu. Birkaç kez daha
kalçalarını oynatınca kasıkları amıma
yapıştı, artık Mustafa amcanın siki dibine kadar
içimdeydi. Durmuş ağa girdiğinde karnımda bir basınç
hisseder, sikin ucu göbeğime değiyormuş gibi olurdum, ama
Mustafa amcanın sikinin amımı tamamen doldurduğunu,
amımın içinin iyice gerildiğini hissedebiliyordum.
Kasıklarını amıma yapıştıran Mustafa amca
bacaklarımı aşağı salıp, üzerime eğildi ve
deli gibi göğüslerimi emip yalamaya, elleri ile de kalçalarımı
yoğurmaya başladı. Bu sırada yavaş hareketlerle sikini
amıma geçirip duruyordu. Kalçalarını her
oynattığında, sikinin koca kafasının amımı
gere gere geri gelip ileri gittiğini her milimiyle hissediyordum. Mustafa
amca ise, "Ohhh! Daracıksın! Amın sikimi kavuruyor! Taze
amın tadını unutmuşuz! Zor giriyorum, ahhhh, amın
yarağımı sıkıyor! Ohhh!" diye inleye inleye sikmeye
devam ediyordu.
Bu duruma daha fazla dayanamayıp doruğa yaklaşıyordum. Birkaç
dakika sonra ayaklarımı Mustafa amcanın beline dolayıp,
"Ohhh, harikaaa, sik beni sikkk, geçir amıma!" diye inleyerek kasıla
kasıla boşalmaya başladım. Mustafa amca ise halen aynı
tempoda amımı sikmeye devam ediyordu. Bu hareket beni deliye
çevirmiş, küçük bedenim kasılmaya devam ediyor, amımın içi
yanıyordu. Mustafa amca, "Bak sen şu küçük orospuya, neler de
biliyor! Götünü de sikeyim mi haa?" dediğinde, ben halen
boşalıyordum ve "Sik, neremi istersen sik, çok güzel, ohhh, çok güzel!"
diye inliyordum.
Mustafa amca konuşmalarımdan hırslanmış,
göğüslerimi kemirmeye, deli gibi amıma girip çıkmaya
başlamıştı. O kadar hızlanmıştı
ki, her girişinde vücudum sedire gömülüyordu. "Konuş orospu,
konuşşşş amını siktiğim!" diye
inlediğinde, ben de Durmuş ağadan öğrendiğim gibi, erkeğimi
mutlu etmek için, "Sik erkeğim, sik! Geçir amıma! Döllerini
bırak içime, sıcak sıcak akıt, ohhh!" diye haykırmaya
başladım. Mustafa amca 5 dakika daha aynı tempoda sikerken,
benim minik bedenim okşamalara, öpülemelere ve içimdeki sike daha fazla
dayanamayıp, tekrar boşalmak üzereydim. O an kollarımı
Mustafa amcanın boynuna dolayıp, dudaklarına
yapıştım. Deli gibi öpüşüyorduk. Çok geçmeden de, "Uçuyorum!
Ahhh, sik beni, hiç çıkma içimden, geçir amıma, kurban olayım
yarağına!" diye diye boşalmaya başladım. O an bedenimi
kaplayan duygu harikaydı. Tüm kuvvetimle Mustafa amcaya
sarlmıştım ve başım geriye düşmüştü.
Bu
sırada mustafa amca 3-4 sert vuruş daha yapıp, geri çekilmeye
çalıştı. Ama ona öyle kenetlenmiştim ki, kendini geri çekerken
onunla birlikte ben de gidiyordum. Mustafa amcanın, "Dur amına
koduğum boşalıyorummm, gebe kalırsın,
çekilll!" diye bağırmasıyla, sikinin kafası
amımın içinde gerilip, sıcak dölleri içime fışkırmaya
başladı. Mustafa Amca sikinin yarısını anca
çekebilmişti, ama dölleri içime akıyordu. Son bir hamle ile beni itip
kendini geri çekti. Koca siki içimden çıktığında
amımdan 'Floppp!' diye bir ses gelmişti. Ama Mustafa amca halen
boşalmaya devam ediyordu. Sikinden çıkan son
fışkırmalar kasıklarıma ve baldırlarıma
aktı. Mustafa amca iyice geriye çekilip, nefes nefese kalmış bir
şekilde amıma baktı. İçime bıraktığı
döllerin amımdan dışarıya süzüldüğünü fark ediyordum.
Mustafa amca, "Niye içinden çıkmamı engelledin orospu? Gebe
kalırsan ne olacak, haa?" diye sert bir şekilde sorunca, ben,
"İyi de, Durmuş ağa hiç dışarı çıkarmaz ki! Ya
amımı götümü döller, yada sikini yalatıp döllerini
ağzıma bırakır..." deyip boynumu büktüm. Mustafa amca bir
kahkaha atıp, "Sen döllenmeyi çok mu seviyorsun haa?" diye sordu. "İçime
boşalırken çok hoşuma gidiyor..." diye cevapladım. O an
ellerim amıma gitmiş, farkında olmadan amımdan akan dölleri
ovuşturuyordum.
Mustafa amca da, "Kızı Hülya doğduktan sonra birkaç yıl
sonra Durmuş ağa bir hastalık geçirdi, artık çocuğu
olmuyor, o yüzden döllerini amına akıtması sorun olmaz. Ama
sağlıklı erkekler amını döllerse gebe kalırsın,
bebek doğurursun! Evli olmadan da gebe kalırsan, başın çok büyük
derde girer!" diye durumu bana anlatmaya çalıştı. O an içimi bir
korku sardı, zira Mustafa amca içime bir hayli döl
bırakmıştı, halen amımdan benim sularımla beraber
dölleri akıyordu. Sedirden kalkıp, "Ben şimdi gebe
kalırmıyım, baksana halen amımdan döl geliyor?" diye
korkuyla sorup yüzüne baktım. Mustafa amca da, "Ben de 15 gündür
boşalmamıştım, o yüzden çok akıttım. Ama ilk
seferinde bir şey olmaz herhalde?" diyerek beni teselli etmeye
çalıştı. Sonra tekrar yanıma sokulup, vücudumu okşayarak,
"Eğer gebe kalmak istemiyorsan, sana macun bulmak lazım!" dedi. Macunun
ne olduğunu sorduğumda, "Kocakarı ilacı, hergün bir
kaşık yeyince gebe kalmanı zorlaştırıyor.
Aşağı köyde Halime kullanıyordu, ondan öğrenip sana da
alırım!" dedi.
Halime denen kadın için köyde bazılarının, (Yollu
kadın, kötü kadın) diye konuştuklarını birkaç defa duymuştum.
Mustafa amcaya o kadın için söylenenleri sorup, neden ona kötü kadın
dediklerini anlamaya çalıştım. Bu sırada Mustafa amca bir
yandan vücudumu sevip okşuyor, bir yandan da göğüslerimi emip
yalıyordu. Söylediklerimi duyunca kafasını kaldırıp
sırıtarak, "Boş ver milletin ne dediğini, o da işte
senin yaptığın gibi erkekleri memnun ediyor! Sen sakın kimseye
yaptıklarımızı anlatma! Durmuş ağa da bilmesin,
sakın haa!" deyip, tekrar öpüp okşamaya devam etti...
Gözüm sikine takıldı, siki tekrar serleşmişti. Mustafa amca
sedirin ucuna oturup, beni bir çırpıda kucağına
aldı. Ayaklarımı iki tarafa açıp, sikinin
kafasını amıma dayadıktan sonra, "Hadi bakalım, otur
kucağıma da, nasıl mutlu ediyorsun erkeğini göster!" deyip,
kocaman elleri ile minik kalçalarımı kavrayıp yoğurmaya
başladı. Elimi uzatıp sikini kavradım ve sikin kocaman
başını amımın deliğine hizaladıktan sonra
Durmuş ağadan öğrendiğim gibi üzerine oturmaya
başladım. Bu sırada Mustafa amca kafasını göğsüme
yapıştırmış, minik göğüslerimi öpüyor, küçük
uçlarını yalayıp dişliyor, bir yandan da kalçalarımı
okşayıp sıkıyordu. Amım sulanmanın ve Mustafa amcanın
içime bıraktığı döllerde iyice kaygan olmasına
rağmen, sikinin koca başı amımın içine girerken am
dudaklarımın gerildiğini, amımın
yırtılacakmış gibi olduğunu hissediyordum. Ama bu bana
ayrı bir haz veriyordu. Kendimi, erkeğini mutlu etmeye adamış
gibi hissediyordum, bu da her şeyi yapmamı sağlıyordu...
Kalçalarımı aşağıya biraz daha bastırınca,
sikin kafası zorlanarak içime girdi ve amımın içinde yavaş
yavaş ileriye doğru kaymaya başladı. Bu sırada Mustafa
Amca, "Ohhh!" diye bir ses çıkartıp dudaklarıma
yapıştı. Ona göre çok ufak tefek olduğumdan, benimle oyuncak
bebek gibi oynuyordu. Bir süre sonra Mustafa amcanın kucağına
tamamen oturmuştum. Artık kasıklarım onun
kasıklarıyla birleşmiş, taşakları
kalçalarıma yapışmıştı. İçimdeki sik
amımı istila etmişti. Sikinin kocaman kafasının
amımın duvarlarını gerdiğini hissetmek bedenimi
inanılmaz hazlara sürüklüyordu. Mustafa Amca kalçalarımı hafif
kaldırıp aşağı bastırmaya başlayınca,
ben de sikine oturup kalkmaya başladım. Bu mustafa amcanın
hoşuna gitmiş, "Aferin sana küçük sürtük! Ohhh, çok iyi sikişiyorsun.
Ahhh! Hadi daha hızlı!" diye söylenmişti. Bu sözleri beni
cesaretlendirmiş, onu daha fazla mutlu etmek için sikinin üzerinde seri
bir şekilde zıplamaya, kalçalarımı çalkalamaya, ileri geri
sallanmaya başlamıştım. Bedenim içimdeki koca
başlı sike daha fazla dayanamayıp, bir yay gibi gerilmiş,
"Sik beni sikkkk. Ahhh! Geçir amıma! Hiç çıkmaaa! Ohhh! Çok güzel,
sikilmek çok güzel... Ohhh, geçir erkeğimmm!" diye haykırmaya
başlamıştım.
Mustafa amca, "Ahhh sürtük, çok darsın, amın sikimi vakum gibi
emiyor. Sen nasıl bir yosmasın böyle?" diyerek alttan hızlı
hızlı pompalamaya başlamıştı. Benim zıplamam
ve onun sert vuruşları kulübede 'Şak, şak, şak!'
seslerinin yankılanmasına neden oluyordu. Ben daha fazla
dayanamadım ve "Ohhh, uçuyorum erkeğimmm, döşe, daha sert,
ahhhh, boşalıyorummm, ıığğğhhh!" diye
haykırarak müthiş bir şekilde boşalmaya başladım.
Ben boşalırken, Mustafa amca aynı tempoda beni sikmeye devam
ediyordu, bu da boşlamamın uzamasına neden oluyordu. Durmuş
ağa da beni çok güzel sikiyordu, ama Mustafa amcanın sikini
başı amıma ayrı bir zevk veriyordu. Boşalmanın
verdiği o hazla Mustafa amcanın kucağında mayışmış
kalmıştım, alttan her vuruşunda top gibi
kucağınca zıplayıp duruyordum...
Bir süre
sonra Mustafa Amca beni kucağından hızla yere indirip, dizlerimin
üzerine çömeltti ve sikini ağzıma dayadı. Sikini
ağzıma alıp bir iki emip yalamamla, "Ohhhh geliyorum küçük
orospu, ahhh, bitirdin beni sürtükkk!" diye inleyerek
ağzımın içine ılık döllerini akıtmaya
başladı. Tıpkı Durmuş ağaya
yaptığım gibi sikini gövdesini ellerimle sağıp,
ucundan çıkanları emip yutmaya başladım. Mustafa amca
kendini yavaş bırakıp sedirin ucuna oturdu, ben ise yumuşamaya
başlayan siki halen sıvazlayıp, ucunu yalamaya devam ediyordum...
Mustafa amca,
"Senin gibi karı görmedim bee! Ohhh, yala güzelim!" diye
saçlarımı okşamaya başladı. Yalaya yalaya sikini
temizledikten sonra küçülmeye başlayan sikini bırakıp, tekrar
kucağına oturdum ve "Seni mutlu edebildim, değil mi?" diye sordum.
Mustafa amca bir kahlaha atıp, "Hem de nasıl! Aferin sana, iyi
öğrenmişsin! Bundan sonra Durmuş ağadan fırsat
buldukça sikecem seni, istersin değil mi?" dedi. "Evet isterim, sikilmek
çok güzel, çok hoşuma gidiyor!" dedim. Mustafa Amca bir süre daha boynumu ve
göğüslerimi öpüp, minik bedenimi okşadıktan sonra, "Hadi
bakalım, vakit epey ilerledi, millet kuşkulanmadan ben
çıkayım. Sen de amını götünü bir güzel temizleyip, bahçeye
yanıma gel!" deyip, giyindi ve kulübeden çıktı. Ben bir süre
sedirin üzerinde uzanıp yorgun vücudumu dinlendirmeye
çalıştıktan sonra hazırlanıp kulübeden
çıktım ve Mustafa amcanın yanına gittim...
Akşama
doğru mesai bittiğinde, Mustafa amca, "Araba sizin evin o tarafa
gidiyor, seni de bıraksınlar!" dedi. Arabaya binip eve
gittiğimde, annem bahçede çamaşır asıyordu. Anneme, "Banyo
yapacağım..." diyerek eve girdim...
[Nilüfer]
|