Lüks Villada Seks! (5) (Tahsin 38 Y., Samsun)
Meliha
Hanımın yetenekleri küçük depoda tam olarak belli
olmamıştı, ama şimdi yatakta çıplak haldeyken tüm
hünerlerini gösteriyordu. Ağzına almasını iyi biliyordu.
Kocasının yarağını epey almıştı
ağzına anlaşılan. Ara sıra boğazına kadar
aldığı bile oluyordu. 31 çektiğimden yarağım
henüz tam sertleşmemişti. Gırtlağına kadar almakta
zorlanmıyordu bu nedenle.
Uzun uzun emdiği yarağımı
sonra da dondurma gibi yalamaya başladı. Kökünden kafasına kadar
yalıyor, taşaklarımı emiyordu. Buraya geldiğimizden
beri bir kere etek tıraşı olmuştum, o yüzden benim de
kasıklarım ve taşaklarım biraz kıllıydı. Ama
bu Meliha Hanım için sorun değildi. O bildiği işi yapmaya
devam ediyordu.
Benden
bacaklarımı dizlerimden bükerek ayırmamı istedi daha sonra.
İtiraz etmeden dediğini yaptım. Doğum masasındaki bir
kadın gibi ayırmıştım bacaklarımı. Meliha
Hanım kasıklarımı, taşaklarımın
altını öpücüklere boğuyor, uzattığı ıslak
pembe diliyle dilliyor, yalıyordu. Kadının ön sevişme
konusunda epey deneyimli olduğu belliydi.
14 senedir evli olmamıza
rağmen Hanife hiç böyle bir şey yapmamıştı. Meyve ve
fındık bahçelerinde, tarlalarda
çalıştığımız uzun saatlerin sonunda gecenin bir
vakti çadırda veya barakada hızlıca sikişir, işimizi
görür ve yatardık. Yıkanmadan günlerce cenabet halde
çalışırdık. Bazen barakada yanımızda başka
birileri olduğu zamanlarda sikişmeden geçen gecelerimiz olurdu.
Yalnız ev ve yatak yüzü gördüğümüzde normal birer karı koca gibi
sevişir ve sikişirdik. Ama Hanife'nin böyle maharetleri hiç
olmamıştı.
Meliha Hanım
Hanife'ye göre rahat bir hayat yaşamış, geniş ve temiz
yataklarda sevişmesini öğrenmişti. Şimdi de bana
gösteriyordu öğrendiklerini. Kasıklarımı ve
taşaklarımı öpüp yalama işi bittikten sonra yeniden
ağzına aldı yarağımı. Gözleri üzerimde
olduğu halde emiyordu durmadan. Dizlerinin üzerindeydi, eğilip
kalktıkça beyaz, büyük memeleri sallanıyor, oynuyordu.
Bana, "Domalsana!"
dediğinde tuhaf oldum. "Niye, neden?" dedim
şaşkınca. Gülerek, "Götünü yalamak istiyorum!"
dediğinde, "Ne?" dedim başımı kaldırıp.
Ancak o yine gülüp, "Hadi, çok hoşuna gidecek!" deyince sert bir
tepki gösterdim. "Manyak mısın, ne demek götünü yalamak
istiyorum?" dediğimde verdiğim tepkiye
şaşırdı. "Numan'a yaptım birkaç sefer, çok
hoşuna gitmişti!" dediğinde, "Ben Numan değilim!"
dedim. Yaşadıklarımız zaten normal değilken bir de
üstüne bu anormal istek gelince iyice sinirlenmiştim.
Ama Meliha
Hanım isteğinde diretmedi. "Tamam, ne bileyim bu kadar
kızacağını, Numan sevmişti, belki sen de seversin diye
düşündüm!" dedi üzgün bir ses tonuyla. Sonra da, "O zaman sen yap!"
dedi ve benden kalkmamı istedi. Ben ayağa kalkarken o da yatağa
uzanıp bacaklarını iki yana ayırıp amını
avuçladı. Bacaklarının arasına girdim. Temiz,
tıraşlı amının etli dudaklarını emmeye
başladığımda, "Uhhhh!" diye bir inilti
çıktı ağzından.
Amının uzun
ve etli dudaklarını aşağıdan yukarı
dillediğimde aldığı zevkle inlemeye başladı.
Beyaz, narin parmakları ile amını ovalıyordu durmadan.
Amının dudaklarını içime çekiyor, meyve suyunu pipetten
içer gibi amının suyunu içiyordum. Dilimi soktuğum
amının içi cayır cayır yanıyordu. Kızıl
pembe etinin tadını alıyordum.
Yarağımın
sertliği git gide artıyordu. Az önceki sinirim çabucak geçip
gitmişti. Meliha Hanımın etli, sulu amının
tadını dilimde, dudaklarımda hissediyordum. Am
dudaklarını bir emiyor, bir ısırıyordum. Sanki az
pişmiş bir biftek parçasını ağzıma
atmışım gibi oluyordu. O ise iniltilerinin arasında
amını ovalamaya devam ediyordu durmadan.
Derken, "Şimdi
de götümü yalamanı istiyorum!" dedi iniltilerinin arasında. Ben
geri çekilirken o dizlerinin üzerinde doğrulup domaldı. Dirseklerini
yatağa dayadı, götünü havaya dikmiş haldeydi. Manzara
harikaydı. Dolgun göt yanaklarını ayırdım, derin göt
yarığının ortasında ağzı çukurlaşmış,
temiz ve kılsız, sütlü kahverengi deliğin ağzına
dilimin ucuyla dokunduğumda, "Uhhh!" diye ince bir inilti
döküldü dudaklarından.
Deliğin bu
haliyle daha önce sikilip sikilmediği pek belli olmuyordu. Oysa Hanife'nin
göt deliği Meliha Hanımınkinden daha genişti sikile sikile.
Dilimin sivri ucunu deliğin ağzında gezdiriyor, bir amını
bir götünü yalıyordum. Ağız dolusu tükürüğümü deliğin
ağzına bıraktım. Bir miktar içine akar gibi oldu,
kalanları da ben emdim. Meliha Hanım götünden de zevk alıyordu
anlaşılan. Dillemelerim onu azdırıyordu. Beyaz, büyük göt
yanaklarını okşuyor, ovalayıp sıkıyordum. Hareket
ettikçe kalın, yağlı belinin etleri ile birlikte göt
yanakları da titreyip oynuyordu. Amından ve göt deliğinden hariç
onları da emiyor, yalayıp öpücüklere boğuyordum.
Ona, "Kocan
seni götünden sikiyor mu?" diye sordum. "Çok değil!" diye
muğlak bir cevap verdi. "Çok değil!" derken neyi
kastettiğini anlamadım. Ama çok da kafa yorup
yaşadığım anın zevkini gölgelemek istemedim.
Yarağım kazık gibi olmuştu artık. Bir an önce
amına girmek istiyordum. Bir süre daha devam etmek istesem de
yapamadım bu yüzden. "Yeter mi?" dediğimde, "Tamam!"
dedi fısıltıyla. Ancak domalmış pozisyonunu korumaya
devam edince o şekilde sikilmek istediğini anladım.
Arkasına
geçmek yerine yatağın üstünde ayağa kalktım, dizlerinin
yanından sağlamca bastım yatağa. Dizlerimi büküp götümü indirdim.
Kalkık yarağımı tutup havaya dikili götünün deliğine
sürttüm. Azdırıcı manzaraya daha fazla kayıtsız
kalamadım çünkü. Ama Meliha Hanım, "Götten yapma, amıma sok!"
dedi başını çevirip.
"Tamam!"
diyerek etli amına bastırdım yarağımı. İlk
günden onu kızdırmak istemiyordum. Yarağım derin
amında ağır ağır gözden kayboldu. İçi
sıcacıktı ve yağlanmış gibi kaygan olması
sayesinde dibine kadar girdi hemen. Götümü kaldırıp indirmeye
başladım. Yarağım makine pistonu gibi girip
çıkıyordu amına. Meliha Hanımın iniltileri
artmış, aralarda, "Sik, sik, ahhh, çok güzel, sik!" deyip
duruyordu. Ellerim sırtında, belinde, götünün yanaklarında
geziniyor, bazen de uzun boyalı sarı saçlarına
asılıyordum. Kendimi rodeocu gibi hissediyordum.
Meliha
Hanımın keyfi yerindeydi, dibine kadar aldığı
yarağım ona mutluluk veriyordu. Benim de keyfim
gıcırdı. Karımdan sonra Meliha Hanım gibi bir afeti
sikmenin gururunu yaşıyordum. Kapalı, namazında
niyazında bir kadın için harika bir vücuda sahipti. Etinin
sıcaklığını ve tazeliğini koruyordu o
yaşına rağmen.
Gittikçe
hızlanmaya ve pompalamaya başladım. Dizleri yatağa
girmişti iyice. Eski yataktan gıcırtılar geliyor, yerinden
oynamış gibi görünen ayağının zemine vuran sesleri
odayı dolduruyordu. Hanife ile yatakta sikişme
fırsatımız olmadığından ayağın
çıkardığı bu sesleri de ilk kez duyuyordum.
Meliha
Hanımın gittikçe açılıp genişleyen amı
taşaklarımı bile içine alacaktı sanki.
Kasıklarımın ve taşaklarımın çarpmasıyla
bembeyaz göt yanakları kızarmaya başlamıştı. 31
çekmek iyi gelmişti, erkenden boşalma ihtimalim ortadan
kalkmıştı. Yarağımın
kalkmayacağını düşünmekle hata etmiştim.
Meliha
Hanımdan iniltilerle karışık, "Uhhh, ayyy, ahhh!"
sesleri de gelmeye başlamış, aralarda, "Biraz yavaş ol!"
der olmuştu. Bense kendimi kontrol etmeye çalışıp ara
sıra yavaşlayarak sözlerine karşılık veriyordum.
Devamlı götümü kaldırıp indirmek, dizlerimi büküp doğrulmak
beni de yormuştu, ama aldığım tarifsiz zevkle
gidebileceğim yere kadar gitmek niyetindeydim.
Ancak bir ara
amından çıktım. Ter içinde kalmıştım. Boşalmama
daha çok vardı. Meliha Hanım doğrulur gibi olup, "Ne oldu,
niye çıktın?" dediğinde, "Yoruldum!" dedim ama
keyifle söylemiştim bunu. Amı içine girip çıkan
yarağımla birlikte genişleyip açılmıştı.
Etli dudaklarının kenarından kasıklarına beyazla krem
rengi arası sümüksü bir sıvı akmış, örümcek
ağı gibi havada asılı kalmıştı.
Meliha Hanım,
"Dizlerim ağrıdı böyle, çok abanıyorsun!" dedi
sitemde bulunur gibi. Küçük depodaki gibi biraz da ayakta yapsak iyi
olacaktı. "O zaman şöyle gel!" diyerek yataktan yere indim.
Meliha Hanım da uflayıp puflayarak doğruldu, "Ay dizlerim!"
dedi terden sırılsıklam ve kızaran yüzüyle. Bu şikayet
eder gibi görünen haline karşın aslında onun da en az benim
kadar zevk aldığı belliydi.
Çatı
katı olduğu için tavan odanın uçlarına doğru aşağı
inip daralıyordu. Çatı ile duvarın köşesinin
birleştiği yerden tutunup domalmasını istediğimde, sol
elini duvara sağ elini de çatıya koyarak domaldı. Hemen
arkasına geçtim. Yarağım amının koyu,
yapışkan sıvıları ile ıslanmış halde
sallanıyordu. Elimle bile tutmama gerek kalmadan yarağım
ayrık haldeki amına girdi hemen. İkimizden de derin bir inilti
çıktığında amında çalışmaya
başladım. Ben de bu sırada hemen başımın birkaç
santim üstündeki çatıdan tutunmuştum.
Amına
şiddetle pompalamaya başladığımda Meliha
Hanımın dudaklarından adeta bir şarkının
nağmeleri gibi zevk iniltileri dökülmeye başladı. Yoğun ve
tok 'Şlop şlop şlop!' sesleri geniş odanın içinde
yankılanıyor, Meliha Hanımın şarkısına
eşlik ediyordu. Uzun sarı saçları oluşan rüzgarla
dalgalanıyor, ara sıra yüzünü kapatıyordu. Sarkan memelerinin
oynamaları aldığım zevki birkaç katına
çıkartıyordu. Çatıdaki sağ elimi çekip memelerine
attım, onları avuçlayıp sıkmaya başladım
pompalamaya devam ederken.
Bu sırada bir
yerlerden sesler gelmeye başladı. Meliha Hanımdan ya da benden
gelen sesler değildi bunlar. Durdum ister istemez. Meliha Hanım
bundan pek hoşlanmamıştı, seslerin içinde Hanife'nin
çığlıklarına benzer sesler vardı. Sesler
aşağıdaki koridordan geliyordu. Meliha Hanımın
amından çıktım. Kapıya doğru gittiğimi görünce, "Nereye
gidiyorsun?" diye sordu. "Bu ses ne, bekle biraz!" dedim ve
kilitli kapıyı açtım.
Kapıyı
açmamla birlikte binanın merdiven boşluğunu dolduran Hanife'nin
iniltilerine her biri kulaklarımı çınlatan 'Şlop şlop
şlop!' sesleri karışmaya başladı. Önce ne
olduğunu anlamaya çalıştım. Bir iki adım atıp
aşağı baktığımda gördüklerim
karşısında ağzım açık kaldı. Hanife'nin
başı ikinci katın alüminyum merdiven korkuluklarından içeri
girmişti, elleriyle de sıkı sıkı tutmuştu
onları. Adeta İffet filmindeki meşhur sahne gerçek olmuştu.
Numan Bey ise arkasına geçmiş halde onu sikiyordu. Hanife'nin
iniltileri merdiven boşluğundan bütün binaya yayılıyordu.
14
yıllık evliliğimizde Hanife'nin bu kadar inleyip zevk
aldığı nadir olmuştu. İkisi de beni görmüyordu yukarda
kaldığım için. Numan Bey Hanife'nin belinden sıkı
sıkı tutmuş adeta kaçmasını önlemek için de
başını korkuluklara sıkıştırmış
gibiydi. Bir makine gibi sikiyordu onu. Hanife'nin siyah uzun saçları
aşağı sarkmış sallanıyordu. Göt yanakları Numan
Beyin yarak darbeleriyle birlikte löpürdeyip oynuyordu sürekli. Karım
büyük zevk alıyordu bir başka erkek tarafından sikildiği
için.
Odaya girdim.
Meliha Hanım yaptığımdan hoşlanmamış
gibiydi. "Niye gittin?" dedi sitemli bir şekilde. "Kocan
iyi sikiciymiş!" dediğimde, gülerek, "Öyledir!" dedi.
Gördüklerim ilginç şekilde beni kızdırıp sinirlendirmek
yerine azdırmışa benziyordu. Amından çıkmış
olmama rağmen yarağımın sertliği aynı
şekildeydi.
Meliha Hanım
doğrulmuştu, "Böyle de belim ağrıdı!"
dediğinde, "Gel o zaman!" dedim ve yatağa sırtüstü
uzandım. Kalkık yarağımı tutup, "Üstüme çık!"
dedim. Meliha Hanım çevik bir hareketle yatağın üstüne
çıktı. Kalçalarımın yanına koydu ayaklarını,
işer gibi çömeldi, sağ eliyle yarağımı kavrayıp
amına soktu bir çırpıda ve hemen ardından da derin bir
inilti eşliğinde oturdu. Yarağım amındaydı
kısa aranın ardından. Ellerini göğsüme koyarak eğildi,
benim bir şey yapmama gerek kalmadan dizlerini yatağa koyup götünü
kaldırıp indirmeye ve yarağımı amına sokup
çıkarmaya başladı. Sallanan iri memelerini avuçlayıp
sıkıyor, göt yanaklarına minik şaplaklar atıyordum.
Merdiven
boşluğundaki sesler kesilmişti bu arada. Numan Bey
boşalmıştı belki de. Hızlı ama yoğun bir
sikiş olmuştu onlarınki. Oysa bizimki halen devam ediyordu.
Hareketleri bir süre sonra yavaşlamaya başladı Meliha
Hanımın. O zaman belinden tutarak kendime çektim onu. Ellerini
yatağın başına attı, memeleri ağzıma
giriyorken alttan pompalamaya başladım var gücümle. Öncekinden daha
yoğun 'Şlop şlop şlop!' sesleri odada yankılanmaya
başlamıştı şimdi.
Meliha Hanım,
"Ihhh, ayyyy, uhhh!" sesleri eşliğinde ince, tiz sesler ve
minik çığlıklar atıyordu. Sanki Hanife'nin merdiven
boşluğundan kulağımıza gelen seslerini geçmeye
çalışıyordu. Amı boydan boya alıyordu
yarağımı. Büyük beyaz göt yanaklarını sıkıp
yoğuruyor, ağzımdaki memelerini emip ısırıyordum.
O ise yatak başlığından sıkı sıkı
tutunup kendine çekiyordu. Öyle olunca yataktan gelen sesler de çoğalıyordu.
Pompalamalarım
devam ederken benden yavaşlamamı istedi. Şiddetli
sikişmemizin sonucunda kasıkları
ağrımıştı. "Tamam, kalk o zaman!"
dediğimde sağ bacağını kaldırıp
sırtüstü uzandı ve yastığı başının
altına koydu. Bacaklarını ayırıp kollarını
açtı iki yana. Klasik pozisyona gelmişti. Bacaklarının
arasında yerimi aldım hemen. Kalkık yarağımı
tükürüğümle ıslattım biraz, amının büyük
dudaklarına sürttüm. Yarağımı amına
bastırırken üzerine uzandım.
Meliha Hanım
boynumu ve yanaklarımı, dudaklarımı öpüp dururken
yavaş yavaş çalışmaya başladım amında.
Elleri sırtımda, belimde, götümün yanaklarında geziniyordu.
Götümü yalayamamıştı ama onu okşamaktan geri
kalmıyordu. Bacaklarını havaya kaldırdı, ardından
da belime sıkıca doladı, beni elleri ve ayaklarıyla
sıkıştırmış vaziyetteydi. Eski yataktan
gıcırtılar uzun uzun geliyordu şimdi. Az önceki gibi
abanmama, hızlı hızlı sikmeme gerek yoktu. Yavaş
yavaş yapıyordum. Yarağımı ağır
ağır sokup çıkarıyordum. Amının tadını
yarağımın her noktasında almaya
çalışıyordum.
Karımınkilerden
daha büyük memeleri göğsümün altında
yassılaşmıştı, sağa sola oynuyorlardı
durmadan. Memelerinin bu oynaması azgınlığımı
kamçılıyordu. Biraz doğruldum ve her iki memesini emmeye
başladım. Benden meme uçlarını yalamamı
istediğinde büyük bir istekle yerine getirdim bunu. Boynunu,
dudaklarını emiyor öpüyordum durmadan. Meliha Hanımın
aldığı zevk yüzünün ağlayacakmış gibi bir hale
gelmesinden belliydi. Kadın acı çeker gibi inliyordu, ama
bunların zevk iniltisi olduğunu biliyordum.
Ama bu keyif dolu
anlar birdenbire boşalmaya başlamamla son buldu. Kendimi kontrol
etmeye çalıştım ama yapamadım. Daha uzun süre kendimi
kontrol edebileceğimi sanmıştım ama
olmamıştı. Yoğun ve hızlı sikiş temposu
Numan Bey gibi beni de beklediğimden erken
boşaltmıştı. Yine de Meliha Hanımın da zevk
aldığını bilmek, görmek bir nebze olsun rahatlattı
beni.
"Geldin mi?"
dedi saçlarımı okşarken. Başımı salladım 'Evet'
anlamında. Ardından, "Kusura bakma tutamadım kendimi, içine
boşaldım!" dediğimde, "Olsun, çok zevk aldım.
Harika sikiyorsun. Numan çok hoşlanacak bundan. Dert etmene de gerek yok,
bende spiral takılı, istediğin kadar boşalabilirsin!"
dedi. Arabada çocuk yapmak istemediğini söylemişti, belki de o yüzden
spiral taktırmıştı. Yorum yapmak istemedim bu nedenle.
Amından
çıkıp yanına uzandım. Sallanan yarağıma
baktım. 31 çektiğim için döl niyetine pek bir şey
kalmamıştı, ama Meliha Hanımın amının
Maşallahı vardı. Am sıvısı epey fazlaydı,
kasıkları ve yatağın üstü epey
ıslanmıştı. Başımı memelerinin üstüne
koyarken o da saçlarımı okşadı kısa bir süre.
Ardından da, "Ben kalkayım!" dedi. "Gene yapalım,
acelen ne?" dediğimde, "Şimdilik yeter, acele etme.
Nasılsa zevk dolu zamanlar bizi bekliyor. Sabırlı olursan daha
büyük hazinelere kavuşacaksın!" dedi gülerek. Giyineceğini
sandım ama çıkardığı giysilerini kolunun altına
alıp kapıyı açarak çıplak bir halde aşağı
indi.
Kapıyı
açık bırakmıştı, kendi yatak odalarının
kapısının açılıp kapanma sesini duydum. Hanife geldi
aklıma bu ses üzerine, boşalmanın etkisiyle unutmuştum onu.
Ben çok zevk almıştım, acaba o da zevk almış
mıydı Numan Bey onu öyle sikerken? İnlemeleri onu gösteriyordu,
ama belki yalandan da inlemiş olabilirdi.
Çalıştığımız
yerlerde kendisini elletir, adamların götünü pandiklemesine izin verirdi.
Bunu da kovulmamak için yapardı, ama bundan üstü örtülü bir zevk
aldığını bilirdim. Başından geçenleri bazen bana
anlatırdı. "Herif elleye elleye memelerimi morarttı!"
ya da, "Adam öyle bir pandik attı ki parmağı götüme girdi
resmen!" der ve gülerdi. Hanife'nin böyle ucuz orospulukları
vardı.
Giyinmeden odadan
çıktım, ses seda yoktu. Banyoya geçip duşun altına girdim.
Yarağımı ve kasıklarımı sabunlayıp
yıkadım, birkaç dakika kaldım duşun altında.
Kurulanıp odaya döndüm, giyindim. Sessizce indim merdivenlerden. Yatak
odasının kapısı kapalıydı halen. Kulağımı
dayadım ama hiç ses yoktu.
Aşağı
indim, Hanife mutfaktaydı, ayakta durmuş maden suyu içiyordu. Rahat
görünüyordu Hanife. Bir şey demeden bir sandalye çekip oturdum. "Maden
suyu içer misin?" diye sordu. "Ver bir tane!" dedim. Dolaptan
alıp kapağını açtı, önüme koyup yanımdaki
sandalyeye oturdu. "Ne yaptın?" diye sordu, sanki (Kadını
nasıl siktin, anlatsana!) der gibi sormuştu.
"Ne olsun
işte, siktim gönderdim!" dedim. Elinin üstünü kaşıdı
bir süre, sonra da, "Kadına aklın gönlün kaymasın
sakın, oyarım Alimallah, ona göre!" dedi öfkelenmiş gibi.
Ardından da, "Benim ne yaptığımı sormayacak
mısın?" diye sordu. "Sormama gerek yok, inlemelerin evi
konser salonuna çevirmişti!" dediğimde ahlaksız bir
gülümseme yayıldı yüzüne. "Herif kafanı sokmuştu
demirlere!" dediğimdeyse, "Sen nerden gördün be?" dedi,
şaşırmıştı. Sonra da benim bir şey dememi
beklemeden elini şalvarının lastiğine atıp para
çıkardı. 500 liraydı.
"Bu ne?"
dediğimde, "Bana şey dedi, koridorda yapalım, kafanı
deliğe sok, öyle sikmek istiyorum. Kabul edersen 500 lira veririm deyince
ben de kabul ettim!" dedi. Yine aynı ahlaksız gülümseme
vardı yüzünde. "Sen de 500 lira için kabul ettin yani?" deyince,
"İyi etmemiş miyim, havadan para. Ha yatakta sikmiş ha öyle
sikmiş. Adam fantezilerden hoşlanıyormuş, başka
şeyler isterse onları da yaparım, alırım paramı!"
dedi başını göğsüme koyup gülerken. Hanife'nin para için
yapmayacağı şey yoktu.
"Ben
sofrayı hazırlayayım!" diyerek kalkarken ben de
dışarı çıktım. Gene havuzun başına gittim,
bir sigara yaktım. Derin nefesler çeke çeke içtiğim sigarayı
attım havuza. Sıcak bir gündü, ama Karadeniz'in değişken
havası kendisini göstermeye başlamıştı. Akşamla
birlikte hava soğumuş, serin bir rüzgar esmeye ve ufaktan yağmur
çiselemeye başlamıştı. Gökyüzü kara bulutlarla
kaplanmıştı. Bahçe malzemelerini toplayıp küçük depoya
koydum, kapısını kapattım.
Eve
geçtiğimde Hanife büyükçe bir tepsiye yemeklerle dolu tabaklar
koymuştu. "Bu ne?" diye sordum. "Yemeği
odalarında yemek istiyorlarmış!" dedi. Ardından da
koca tepsiyi ellerini yanlara açarak kavrayıp oflaya puflaya götürdü
yukarı. Daha önce de odalarında yemek yedikleri olmuştu. Ama
böyle bir günün akşamında olması garibime gitti.
Biraz sonra Hanife
döndü. Bir şey demeden sofrayı hazırlamaya girişti.
Yemeğimizi fazla konuşmadan yedik, ancak ikimiz de çok
iştahlıydık. Sikişmek ikimizi de
acıktırmıştı. Yemekten sonra Hanife boş tepsiyi
alıp getirdi. "Aşağı inmeyeceklermiş bu
akşam. İstediğin kanalı aç, ben de geliyorum şu
işleri halledip!" dedi.
Kocaman bir LED
televizyon vardı şöminenin karşısındaki duvarda. Ben
televizyonun karşısına geçerken o mutfağı
topladı, bulaşıkları makineye koydu. Sonra da yanıma
gelip oturdu. Göğsüme yaslanıp, "Niye sormuyorsun?" dedi. "Neyi
sorayım, adamın seni nasıl siktiğini mi?" dedim.
Başını kaldırıp, "Tahsin, benim erkeğim
sensin. Tarlalarda, bahçelerde götümü avuçlayıp oramı buramı
ellediklerinde de sendin, şimdi gene sensin!" dedi. Sanki beni
avutmaya çalışıyordu bu sözlerle. Gözlerini bana dikmiş,
muzip bir gülümseme eşliğinde bakıyordu.
Numan Beyle ne
yaptığını sormamı istiyordu. Ben sormazsam kendisi
anlatmaya başlayacaktı. Ama bunu da beni kıskandırmaya
çalışır bir şekilde yapacağını biliyordum.
İnatçılığı tutmuştu çünkü.
Sonunda, "Anlat
bakalım, ne yaptınız?" diye sordum...
[Tahsin]
|