Kapalı Hacer Teyze Götünü Sikmemi İstedi! (Rıfat 25 Y., İstanbul)
Merhaba, adım
Rıfat. 25 yaşında tıp fakültesinde öğrenciyim. Ailem
Hatay'da yaşıyor. Birkaç arkadaşla beraber kaldığım
evden ayrılmak zorunda kalınca kendime yeni bir ev
arayışına girdim. Ama emlakçılara para vermek istemiyordum.
Nihayet uzun uğraşlar sonucu camında kiralık ilanı
olan bir daire buldum. Daire eski bir binanın zemin katındaydı.
Kaldırım seviyesinde pencereleri olan temiz bir daireydi, içi yeni
yapılmıştı. Beklediğimden daha iyi durumdaydı.
Kirası da çok değildi.
Daireyi gezdiren
Hacer Teyze evin yeğenine ait olduğunu ama vekaletinin kendisinde
olduğunu, kirayı alıp ona gönderdiğini söyledi. Kendi dairesi
dördüncü kattaydı. Sözleşme yapmak için onun dairesine geçtik. 65
yaşındaki Hacer Teyze eşini uzun zaman önce kaybettiğini,
Amerika'da yaşayan bir kızı olduğunu ama kendisini hiç
arayıp sormadığını söyledi üzülerek. Öğrenci
olduğum için kirayı biraz daha düşürdü. Depozito olarak da
yarım kira bedeli aldı sadece.
Birkaç gün sonra
eve taşındım. Zaten çok fazla eşyam olmadığı
için kolayca yerleştim. Hemen o akşam Hacer Teyze arayıp evine
yemeğe davet etti. 65 yaşındaki kadın çok güzel bir sofra hazırlamış,
yemekler yapmıştı. Pamuk gibi bembeyaz saçları
omuzlarına dökülen, yüzünde yaşına rağmen çok
kırışık olmayan gençliğinde güzel olduğu her
halinden belli olan bir kadındı. Zaten duvarlardaki kimisi siyah
beyaz gençlik fotoğrafları da bunu gösteriyordu. Dışarı
çıkarken mutlaka mantosunu giyip başını kapatıyordu
ama beni kendisine yakın gördüğü için evde başını
örtme ihtiyacı duymuyordu.
Tıp fakültesi
son sınıfta okuyor, TUS sınavlarına
hazırlanıyordum. Bu durumum Hacer Teyze gibi yaşlı bir
kadın için bulunmaz nimetti. Yaşına bağlı olarak
hastanelere çokça işi düşüyordu. "Bundan sonra ufak tefek şeyler
için doktora gitmeme gerek kalmaz, sen muayene edersin. Artık son
sınıftasın, doktor sayılırsın!" deyince, "Elimden
ne gelirse yaparım!" dedim.
O günden sonra
hemen her gün Hacer Teyzenin yanına uğrayıp bir ihtiyacı
olup olmadığını sormaya, ufak tefek
alışverişlerini yapmaya başladım. Kadının
kimsesi yoktu, tamamen yalnız kalmasın diye çabalıyordum. Arada
bazen sırtını dinleyip muayene ediyor, şikayetlerini
dinleyip tavsiyelerde bulunuyordum.
Yine bir
akşam Hacer Teyze aradı. Yemek için evine davet ederken aynı
zamanda rahatsız olduğunu, kendisini muayene etmemi istedi. Sesi de
sıkıntılı geliyordu zaten. Yemek yemiştim ama
kendisini kırmamak için yukarı çıktım. Daha kapıyı
açtığında yüzündeki sıkıntıyı gördüm.
Peşinden içeri geçtim. "Hayırdır Hacer Teyze, neyin var, neren
ağrıyor?" dediğimde karnını tutup, "Yavrum kaç
zamandır tuvalete çıkamıyorum, kabız oldum. Geçmek bilmedi
bir türlü. O kadar su içtim, zeytinyağı içtim, ne ettiysem de
geçmedi. Şimdi de alttan alttan vuruyor meret,
sıkıştırıyor ama bu sefer de çok sızlıyor,
korkuyorum tuvalete girmeye. Patlayacak hale geldim!" diye yanıt verdi.
Ona, "Lavman
yapmamız lazım Hacer Teyze!" dediğimde, "O ne ki yavrum,
nasıl bir şey?" dedi. Kabaca anlattığımda, "Bilmem ki,
ben yapabilir miyim?" diye endişeyle baktı bana. "Yaparsın,
kolay bir şey. Ama nöbetçi eczane bulmak lazım. Sen biraz bekle ben
alıp geleyim!" diyerek caddeye çıktım. Birkaç yüz metre ötede
nöbetçi bir eczane olduğunu gördüm internetten. Koşar adım gidip
birkaç lavmanla fitil aldım. Kadıncağız zor
durumdaydı, bir an önce tuvalete çıkması gerekiyordu.
Eve
geldiğimde sıkıntısı daha da artmış gibiydi.
Lavmanı gösterip nasıl yapacağını söyledim. "Yavrum
ben onu yapamam şimdi, elim ayağım titriyor zaten. Sen yap!"
deyince irkildim. "Hacer Teyze bu arkadan yapılıyor, sen yapsan daha
iyi!" dedim. "Yavrum ben yapamam şimdi, sen yapıver işte.
Doktorsun, niye utanıyorsun?" dediğinde, "İyi, peki!" dedim.
"Tuvalete gitmemiz lazım, etkisini çabuk gösterir bu!" dediğimdeyse,
"Tamam, gel o zaman!" dedi karnını ovuşturarak.
Banyoya geçtik.
Hacer Teyzeden klozetin kapalı kapağından tutunarak
eğilmesini söyledim. Ellerini dayayarak karşımda eğildi,
yani domaldı. Uzun kapalı yırtmaçlı bol bir eteği
vardı. Eteğini beline sıyırmasını isteyip
külotunu da indirmesini söyledim. "Yavrum önceden söylesene!" diyerek tepki
gösterip doğruldu, eteğini kaldırdı. Beyaz, pamuklu ve
kocaman götünü örten külotunu indirdi kalçalarına ve yeniden domaldı.
Kadının
bu görüntüsü karşısında bir doktor adayı olsam da
etkilenmedim dersem yalan olurdu. Bembeyaz götünün kocaman
yanaklarını tutup ayırdığımda amının
derin ve içi kırmızı yarığı ile biraz
kararmış göt deliği çıktı ortaya. Uzun ve
beyazlamış kıllarla kaplıydı amı. Göt deliği
ise temizdi.
Lavmanın
başlığını taktım. Eldiven de kullanmam
gerekiyordu ama almayı unutmuştum. Sol elimle göt deliğinin
ağzını açmış, sağ elimde de lavmanı
tutuyordum. "Hacer Teyze yapıyorum, ben yaptıktan sonra tuvalete
oturacaksın hemen!" dediğimde, "Dur o zaman yavrum!" dedi.
Ahlayıp ıhlayarak doğrulup, "Yavrum ben yapmaya korkuyorum, çok
sızlıyor, arkam acıyor. Bir de sen bunu yaparsan iyice
mahvolurum, arkam çok sızlıyor çünkü!" dediğinde, "Haklısın,
ilk başta zorlar, ama sonra alışırsın!" dedim.
Ama yine de Hacer
Teyzeyi inandıramadım sözlerime. O zaman garip bir şey söyledi.
Zamanında kocasının da böyle olduğunu, tuvalete
çıkmakta zorlandığı bir zamanda arkasına
şişe sokup genişlettikten sonra rahatlayıp tuvalete
çıkabildiğini söyleyince kulaklarıma inanamadım. "Hacer
Teyze o dediğin nasıl bir şey öyle? Çok
sağlıksız, çok tehlikeli!" dediğimde tepki gösterip, "Yavrum
ne yapsaydı adam, ölse miydi? Canının acısıyla
kıvranıp duruyordu, ben de son çare arkasına şişe
soktum, adam ondan sonra rahatladı, bana dua etti!" dedi.
Sonra da, "Sen de
şişe var mı, soda şişesi olur!" deyince, "Yok!" dedim.
"Bende de yok!" diye hayıflandı. "Komşulardan isteyeyim!"
dediğimde, "Yok, bu saatte milleti rahatsız etmek istemem, zaten
hiçbiriyle konuşmuyorum!" dedi. Hacer Teyze çöp meselesi yüzünden
diğer oturanlarla kavgalı olduğunu söylemişti daha önce.
Komşularsa Hacer Teyzenin aklından zoru olan aksi ve huysuz bir
kadın olduğunu, kendisine bulaşmak istemediklerini
söylemişlerdi. Aksi ve huysuz olduğuna kani olmuştum, ama
aklından zoru olduğuna bu gece şahit oluyordum. Kadın
gerçekten dengesizdi.
İşi
şakaya vurup, "Salatalık, patlıcan, kabak da olur!"
dediğimde, "Yavrum ben canımın acısıyla
kıvranıyorum, sen alay ediyorsun benimle!" dedi. Ardından da, "Bu
hafta pazara gidemedim, o dediklerin de çok pahalanmış zaten!" diye
ilave etti. "E nasıl olacak, hastaneye gidelim o zaman!" dediğimdeyse,
"Devlet hastanesine gidersek dünya kadar sıra vardır şimdi,
özele de gitsen bir sikmedikleri kalıyor adamı. Kendi göbeğimizi
kendimiz keseceğiz. Sen hele biraz parmağını sok
bakalım, öyle genişletmeye çalış!" deyince, "Ya Hacer Teyze
sen ciddi misin?" dedim. "Yavrum ciddiyim, sen dediğimi yap, ne biçim
doktorsun sen, benden mi iğreniyorsun?" dedi sinirle.
Onun bu sinirli ve
kendini bilmez açıklamalarına, "Oldu olacak sikimi sokayım da
öyle genişleteyim!" dediğimde, "Olur mu öyle?" dedi ciddi bir yüzle.
"Ya Hacer Teyze git işine, sen kafayı mı yedin ya?"
dediğimdeyse, "Allah rızası için yavrum ne yapacaksan yap
artık, parmağını mı sokacaksın, sikini mi
sokacaksın bilmem ama beni kurtar bu dertten, yoksa balon gibi patlayacam
şimdi!" dedi. Ardından da külotunu çıkarıp eteğini
belinde topladı.
65
yaşındaki ev sahibim kendisini götünden sikmemi istiyordu. Sikim
ister istemez bu düşünce nedeniyle sertleşmişti, ama bu
nasıl bir şeydi, nasıl olacaktı? Nenem yaşında
bir kadındı Hacer Teyze. Başını yana çevirip, "Hadi
yavrum acele et, genç delikanlısın, kaldır sikini de sok
şunu!" dedi. Bu arada acı dolu iniltiler çıkartmaya
başlamıştı.
Mecburen
dediğini yapacaktım. Pantolonumu ve külotumu indirdim. Hacer Teyzenin
yıllanmış, beyaz uzun kıllı amına ve büyük
buruşuk götüne bakıp sikimi okşadım, sıvı
sabundan biraz sikime döküp 31 çeker gibi yaptım. Sikim sertleşmeye
başladığında yanaşıp, "Hacer Teyze az belini
indir, bacaklarını aç!" dedim. Hacer Teyze ayağındaki
lastik tuvalet terlikleriyle ayaklarını açıp belini
ıhlayarak indirdi. Yaşlı olsa da boyu 1,70'e yakın ve
cüsseli bir kadındı.
Göt
yanaklarını ayırdım. Göt deliğine sikimin
kafasını sürttüğümde birden elektrik çarpmış gibi
titredim. İlk defa bir göt sikecektim. Daha önce öğrenci evimizde
arkadaşlarla iki kadın getirmiş, onları sikmiştik.
Ancak kadınlar götten kesinlikle olmaz diye diretmişti. Şimdiyse
65 yaşındaki Hacer Teyze beni götünü sikmem için zorluyordu. Hayat
garip şeyler çıkartıyordu insanın karşısına...
Sikimi
bastırmaya başladım götüne. İlk anda deliği
açılıp sikimin kafası içine girer gibi oldu ama hemen sonra geri
çektim. Hacer Teyzenin göt deliği dar olmasının yanında çok
da sıkıydı. Göt deliğinin ağzındaki kaslar
yaşına rağmen gevşememişti. Başparmaklarımla
ayırdım göt deliğini ve yeniden bastırmaya
başladım ama olmadı yine. Göt deliği sikimi içine almamak
konusunda ısrarcıydı. Hacer Teyzenin tuvalete çıkamama
korkusu normaldi. Göt deliği bu kadar sıkı ve darken lavman yapamazdım.
O zaman
eğildim ve sağ orta parmağımı soktum içine. Göt
deliğinin darlığını ve
sıkılığını daha net hissettim. Parmağım
ilk boğumuna kadar içindeydi ama Hacer Teyze de kendini kasınca delik
mengene gibi sıkmıştı parmağımı. "Hacer
Teyze, kendini rahat bırak, kasma!" dediğimde ıhlayarak, "Kolaysa
sen bırak!" dedi.
Banyoda ayaküstü
olacak bir şey değildi bu. "Hacer Teyze içeri gidelim, burada olmaz
bu iş!" dediğimde, "Yavrum hadi elini çabuk tut, duramıyorum!"
diyerek kalktı. Kalkınca da ilk baktığı önümde
sallanan sikim oldu. "Sikin de amma büyükmüş ha!" dedi gülerek. Ben de gülümseyip,
"Bunu yersen açılırsın, o zaman istediğin kadar tuvaletini
yaparsın!" dediğimde yanağıma vurup, "Bakıyorum senin
de hoşuna gitti köftehor!" dedi. Elimden tutup, "Gel hele!" diyerek yatak
odasına götürdü.
Yatak
odasının mobilyaları antikaydı, eski tipte parlak
cilalı ceviz rengindeydi. Kalın ve büyük kadife perdeler çekili ve
yere kadar iniyordu. Eski ahşap yatak başlığında büyük
bir dantel işlemesi vardı. Kocası ile evlendikleri zaman çektirdikleri
siyah beyaz fotoğraf yatağın yanı başındaki
komodinin üstündeydi.
Yatağın
üstündeki pikeyi alıp kaldırdı. Kalın bir atlas yorgan
vardı, onu da kenara çekti. "Hadi soyun yavrum, tuvalette olacak iş
değil dediğin gibi!" dedikten sonra da üstündekileri çıkartmaya
başladı. Bir tiyatro muydu, kamera şakası mıydı
aklım almıyordu, ama 65 yaşındaki ev sahibimle
sikişeceğim bir gerçekti.
Kadın
bakışlarım arasında üstündeki uzun kollu, çiçekli ve bol
gömleğini çıkardı. Altına beyaz bir atlet giymişti.
Onu da başının üstünden çıkarınca pörsümüş,
karnına inen kavun büyüklüğündeki memeleri çıktı ortaya. En
ufak hareketinde memeleri sallanıyordu. Eteğini indirdi, zaten
külotunu banyoda çıkartmıştı. Amının üzerinde
epey zamandır alınmamış bembeyaz uzun kıllar şimdi
daha net görünüyordu. Un gibi beyaz vücudunda yaşına bağlı
olarak çiller ve benler çıkmıştı.
Yatağa
uzanınca ben de soyunup yanına uzandım. Yatağa girince ilk
sözü, "Ben işte böyle yatağıma alırım seni!" diye
kikir kikir gülmek oldu. Takma, beyaz dişleri ile gülmesine devam ederken,
"Hacer Teyze, sen gerçekten hasta mısın, kafan iyi mi?"
dediğimde, "Yavrum sana da şaka yapmaya gelmiyor!" dedi ardından
da sırtını döndü. "Sok bakalım nasıl olacak!" dedi ve
sağ eliyle götünü avuçlayıp deliğini açığa
çıkardı. Bense sol yanıma uzanıp sikimi tuttum ve arkadan
götüne bastırdım. Sikimin kafası göt yanakları
arasında gezindi bir süre, bu arada amının uzun
kılları da sikime sürtüyordu.
"Bulamadın
mı yavrum götümü?" dedi başını dikleştirip. "Hacer
Teyze senin götün de bakire kızın amı gibi, bulunmuyor öyle
kolay kolay!" dediğimde, "Yavrum yapamıyorsan yüzüstü uzanayım!"
dedi. Kendimi geriye çekince de dediği gibi yüzüstü uzanıp
bacaklarını iki yana pergel gibi açtı. Ben de dizlerimin
üzerinde doğrulup bacaklarının üzerine yerleştim. Sikimi
okşarken Hacer Teyze iki eliyle götünün yanaklarını
ayırdı. Göt deliği meydana çıkmıştı.
Tavandaki zayıf sarı ışığın altında
daha da kararmış görünüyor gibiydi.
Eğildim,
ağzımı yaklaştırdım ve ağzımda
biriktirdiğim tükürüğümü deliğin üstüne bıraktım.
Ardından parmağımla yavaşça yedirdim içine. Sikimde halen
sıvı sabunun kalıntısı vardı, kaygan bir
haldeydi. İyice sertleşip dikleştiğinde üstüne eğilip
sikimi bastırdım götüne. Yumuşak göt yanakları büzüşüp
löpürderken sikimin kafası deliğin içine girmeye
başlamıştı. Ağırlığımı daha
da verdiğimde götündeki ilerlemem arttı. Bir süre sikimin kafası
içinde kaldım, öylece bekledim. Ancak Hacer Teyze çok
sabırsızdı. Bir an önce sikimin tamamını sokmamı
ve götünü genişletmemi istiyordu. "Hadi yavrum, daha da bastır, sok
şunu iyice!" dedi başını yana çevirerek. Elleriyle götünün
yanaklarını ayırmaya devam ediyordu.
Ellerimi
yatağa dayayıp belimi indirdim ve bastırmaya başladım.
İlk andaki sıkılık ve darlık giderek kaybolmaya
başladı. Hacer Teyzenin göt deliği açılıyor,
ıslanmış bir ekmek gibi yumuşuyordu. Sikimin neredeyse
yarısı içine girdiğinde Hacer Teyze ıkınıp
ahlamaya başladı. "Girdi mi yavrum, sızladı biraz!" dedi
çenesi yatağa dayalı halde. "Giriyor Hacer Teyze, az
sabırlı olursan daha da girecek!" diyerek belimi biraz
kaldırıp yeniden bastırdım sikimi. Sikim göt deliğinde
tünel kazan bir makine gibi ilerledi ve birden Hacer Teyzeden derin bir inilti
ve ıhlama sesi çıktı. Sikim de köküne kadar girmişti içine
bu arada.
Ellerini göt
yanaklarından çekip başının iki yanına attı.
"Devam et yavrum devam et, durma öyle!" dedi ıhlamalarının
arasında. Ben de belimi oynatmaya, ileri geri hareketlerle sikimi götüne
sokup çıkartmaya başladım. Hacer Teyzenin 65 yıllık
götü sikimi boydan boya almıştı, içinde rahatça gidip
geliyordum. Bu arada büyük zevk alıyordum. Zevkten kudurmuş bir halde
pompalamaya başladığımda Hacer Teyze başını
yastığa gömüp daha fazla ahlamaya başladı.
Komşuların duymasından çekindiği için
yastığı soktu ağzına ve ısırdı büyük
bir güçle. Ancak bir kere başlamıştık bu işe ve
devamını da getirmemiz gerekiyordu.
Hacer Teyzenin
acılı iniltilerinin arasında ben büyük zevk yaşıyordum
ama kendimi tutma konusunda acemi olduğum için boşalmaya gitgide
yaklaşıyordum. Yaşlı kadının götünden
aldığım zevk tüm vücudumun gerilmesine, kasılmasına
neden oluyordu. Kalbim deli gibi atıyordu. Abandıkça göt
yanakları sütlaç gibi titriyor, sırtının
yumuşamış etleri löpürdüyordu. Üzerine uzandım,
göğsümü sırtına dayadım. Bembeyaz ve sabun kokan
saçlarının arasına yüzümü gömerken ellerimi alta sokup
memelerini avuçladım. Kocaman memeleri avuçlarımdan
taşıyordu. Hacer Teyze ağlamakla inlemek arasında sesler
çıkarıyordu.
Ahşap
yatağı yıllara meydan okumuştu ama abanmalarımla
beraber dantelli yatak başlığı duvara değmeye
başlamış, sesler çıkartır olmuştu. Daha da
abanmaya, pompalamaya başladım boşalmam yaklaşırken.
Kendimi kaybetmiş gibiydim. Hacer Teyze inliyordu, göt deliğinin
genişlemesini istemişti, ama şimdi epeyce
genişlediğini hissediyordum. Sikim yağlanmış bir
piston gibi girip çıkıyordu götüne büyük bir hızla.
Sonunda daha fazla
kendime hakim olamayıp boşalmaya başladım. Tüm
kaslarım gerilmişti. Baldırlarıma kramp girer gibi oldu.
Götüne o kadar bastırmıştım ki birden çat diye bir ses
geldi ve yatağın sağ tarafı çöktü. O an Hacer Teyze de
kendine gelip, "Ne oldu yavrum ne yaptın?" diye sordu. Halen
boşalmanın etkisindeydim. "Yavrunun amına koyayım senin,
boşalttın beni!" dedim. Yavaşça doğrulup
sırtını öptüm. Sikim halen götündeydi.
Çıkardığım vakit nasıl bir manzara ile karşılaşacağımı
merak ediyordum. Sonunda yavaşça çıkardım sikimi götünden. Hacer
Teyzenin beklediği ve istediği şey gerçekleşmişti,
kızarmış göt deliği epey genişlemiş ve
açılmıştı.
Yataktan kalkarken
onun da kalkmasına yardım ettim. Yaşlı kadın
yavaşça doğrulurken, "Kemiklerimi kırdın yavrum!" dedi.
Ayağa kalktığındaysa, "Ayyy!" diye bir feryat kopardı.
Kendini kasıp göt yanaklarını sıktı. "Oldu mu acep?"
deyince, "Oldu oldu, gel şimdi lavman yapalım!" dedim. Elinden tutup
banyoya gitmesine yardım ettim.
Hacer Teyze klozet
kapağından tutunarak domaldığında lavmanı
alıp açık duran göt deliğine sıktım. "Sen otur
şimdi, işini yap, ben içerdeyim!" diyerek çıktım. Bir
dakikaya kalmadan şiddetli osuruk sesleri gelmeye başladı, Hacer
Teyzeden acı dolu birkaç inilti çıktı önce ama sonrasında
sesleri kesildi. O içerde işini yaparken ben de yatak odasına döndüm.
Aynanın önündeki kutu mendilden alıp sikimi sildim iyice.
Yatağın düşen sağ tarafına baktım.
Yatağı tutan ahşap parçalardan biri
kırılmıştı, o nedenle yatak çökmüştü. Giyinip
salona geçtim, televizyonu açtım.
Hacer Teyzenin
gelmesi 15-20 dakikayı buldu. Geldiğindeyse yüzünde güller
açıyordu. "Allah senden razı olsun yavrum, sayende rahatladım!"
dedi. "Geçti mi ağrın sızın?" dediğimde, "Geçti çok
şükür, iyi geldi ilaç ama sikin olmasaydı ne ederdim bilmiyorum!"
dedi gülerek. "İyi, rahatladıysan sevindim!" dedim. Evden
çıkacakken ilaçların ne kadar tuttuğunu sordu. "Ne parası
Hacer Teyze, sen de götünü verdin, ödeştik, borcun filan yok!" dedim.
Kendi daireme
indim ve banyoya geçip duşun altına girdim hemen. Kendimden 40
yaş büyük bir kadını sikmiştim hem de götünden. Hayalini
kuramayacağım bir şey gerçek olmuştu. Saat 23:00'e gelirken
kapının önünde merdivenlerden sesler geldi. Biraz sonra da
kapıya vuruldu. (Bu kim şimdi?) diyerek merakla delikten baktım.
Hacer Teyze elinde üstü kapaklı bir tabakla duruyordu. Kapıyı
açınca, "Yavrum sana yemek getirdim, yukarda vermeyi unuttum!" deyince
içeri davet ettim.
O da benim gibi
banyo yapmış, yeni kıyafetler giyinmişti.
Başını çiçek desenli büyük bir türbanla
bağlamıştı ensesinden, ıslak saçlarının
uçları görünüyordu. Kalın çerçeveli büyük gözlüklerini
takmıştı. Eski çekyata oturup benim de yanına oturmamı
istedi. Tabağı masanın üstüne koyup oturdum yanına. Elimi
tutup, "Yavrum hoşuna gitti mi?" diye sorunca, "Gitti!" dedim. "Ben de
onun için geldim, eğer istersen bundan sonra gelirsin yanıma, kimim
kimsem yok nasılsa, sen de teksin. Her türlü ihtiyacında yanıma
uğra, yalnızlık çekme!" deyince, "Tamam gelirim!" dedim
gülümseyip.
Kırılan
yatak aklıma geldi. "Hacer Teyze kusura bakma yukarda
yatağını da kırdım!" dediğimde, "Olsun yavrum,
olsun aslan evladım, kırılan yatak olsun, sen bu zavallı
Hacer'in derdine derman oldun ya, önemli olan o, yatak yapılır önemli
değil!" dedi gülümseyip. Ardından da elimi tutup çiçekli bluzunun
üstünden kocaman sarkık memesine götürdü, sutyensiz memesini avucumda
hissettiğimde sikim yeniden hareketlendi. "Gönüller bir olsun yeter ki
yavrum, önemli olan bu, sen boş ver yatağı!" dedi lacivert
gözlerini gözlerime dikip.
Elimi bluzun
altına sokup beyaz kocaman memelerini avuçladım bir süre. "Gene
yapalım mı?" diye sorduğumda, Hacer Teyze, "Yarın
yapalım yavrum, bugün her yanım ağrıdı, ben senin gibi
genç değilim, yarın akşam gelirsin bana!" dedi takma beyaz
dişlerini göstererek gülerken. Onun bu hoşnut ve dünden razı
hali hoşuma gitti. Bir süre daha memelerini okşamama izin verdikten
sonra da kalkıp gitti.
Sikeceğim
kadın 65 yaşındaydı ama artık 31 çekmek zorunda
kalmayacaktım...
[Rıfat]
|