Sarhoşken Kocam Beni Animatörle Birlikte Sikti! (Buket 25 Y., Ankara)
25
yaşında 5 yıllık evli bir kadınım. Kocamla
aynı yaştayız. Mükemmel bir evliliğimiz var, mutluyum,
anlayışlı, her isteğimi yerine getiren bir kocam var. Ama
tek sorunumuz cinselliğe bakış açımız. Kocam tam
anlamıyla azgın bir erkek. Bense, onun kadar sekse meraklı
değilim. Yetiştiriliş tarzım, seksi umacı gibi
gösteren ailem, kendimi bakire olarak kocama saklayıp her şeyden
kendimi soyutlamam, her şey bir araya geldi, neredeyse Frijit bir
kadın oldum çıktım.
Yıldırım
aşkına tutulup birbirimizi sevdik, flört dönemini kısa tutup
evlendik, birbirimizi yeteri kadar tanıyamadan. Sadece, ben ona ilk
erkeğim olduğunu anlattım, o da buluğ çağından
beri seks yaptığından bahsetti. Sayısız kız ve
kadınla yatmış, ama tanıştıktan sonra sadece ben
varmışım. Her şeyi bana o öğretecekmiş.
Seviştiği hiçbir kadın benim kadar güzel, seksi, gösterişli
değilmiş.
Gerdek
gecesinden başlayarak öğretmeye başladı da. İlk defa
bir erkeği çırılçıplak gördüm, kalkmış bir
erkekliğe ilk kez yakından bakıp dokundum,
bacaklarımın arasına ilk kez bir yabancı el, bir erkek
organı değdi. Zifaf korkumu, anlayışlı, sevecen
kocamın yardımıyla atlatabildim, tüm gece
uğraştıktan sonra, sabaha
karşı bekaretimi verdim.
Sonrası
da hep böyle devam etti. Sürekli kocam istedi, ben verdim. Sadece içki
içtiğim nadir günlerde bazen azıp ilk hareketi ben yaptım. Tek
kadeh bile beni sarhoş etmeye yeter, rahatlar, gülmeye başlarım.
İkinci kadehte hareketlerimi kontrol edemem, o Seks'i görev gibi gören
kadın gider, kocama azgın bir fahişe olurum, sonra da sızar
kalırım. Sabah başımın ağrısıyla,
bacaklarımın arasında kocamın kurumuş dölleriyle,
yanımda mutlu mesut yatan kocamla uyanırım.
Bundan bir
ay önce Antalya'ya tatile gittik. Güzel bir tatil köyüydü. Geniş bir
arazinin içinde yayılmış Bungalow tipi, içleri çok güzel dekore
edilmiş müstakil evlerden oluşmuştu. Her şey
harikaydı, gülüyor, eğleniyorduk. Gündüzleri ortadaki büyük yüzme
havuzuna, geceleri köyün içindeki diskoya gidiyorduk. Günlerimiz harika
geçiyordu. Üçüncü günün sonunda havuz başında eğlenceler
düzenleyen animatör gençle samimi olduk. Adı Hakan'dı ve hep bizimle
takılmaya başlamıştı. Kocamla kafaları uyuyor,
ben de onlara katılıyordum.
Kısa
sürede Hakan'ın asıl amacının bana asılmak
olduğunu anladım. Hareketleri, bana bakışları
değişikti. Tamam yakışıklı çocuktu, güçlü
kuvvetli, gösterişli kasları, sportmen vücuduyla güzel bir erkekti.
Ama kocam varken ona yüz veremezdim. Kocama birkaç kez ima ederek anlatmaya
çalıştım. Gece yatağımızda sevişirken
kocama, "Kadir... Şu Hakan... Gözü hep üzerimde... Yiyecek gibi
bakıyor. Havuzda iki parça bez var üstümde, onları da gözleriyle
soyuyor. Çekiniyorum..." falan dedim.
Aldırmadı
bile. Güldü, "Sikecek gibi mi bakıyor? Aldırma aşkım...
Yanında ben varım. Öyle güzelsin ki, hele o minik bikinilerini
giydiğinde öyle seksi oluyorsun ki, zavallı Hakan da her erkek gibi
sana bakmadan yapamıyor. Boş ver! Sana bakan diğer erkeklerin
yanında, o da, benim güzel, seksi karıma biraz bakıversin! Bence
sakıncası yok, biz tatilimizin tadını çıkaralım!"
diyerek sevişmeye devam etti.
Ne
geniş kocam vardı benim. Kendine o kadar güveniyordu ki,
kıskanmak kelimesini bilmiyordu bile. Kocam her zamanki gibi misyoner
pozisyonunda üstümde gidip gelirken, bu kadar rahatlığın iyi bir
şey olup olmadığını sorgulayarak yattım
altında. Bir parça kıskansa daha mı hoşuma gidecekti? Kısıtlasa,
her şeyime karışsa, kızsa. Karar veremedim bir türlü. Boş
verdim ben de. Dikkatimi içime girip çıkan kocamın sikine verdim, bir
parça zevk duymaya çalıştım.
Ertesi gün
tatilimiz yine aynı şekilde devam etti. Yine havuz başı.
Yine her boş anında yanımızda biten Hakan. Kocamın
olmadığı anlarda onun beni yer gibi bakışları.
Bir yandan çekiniyordum, pek yüz vermiyordum, bir yandan da böylesine
beğenilmekten, istenilmekten gizli gizli bir mutluluk duyuyor, içim bir
hoş oluyordu. Bir yanımda kocam, diğer yanımda Hakan. Bana
hayran iki erkeğin arasında kendimi prenses gibi hissediyordum.
Beşinci
gün akşamı diskoya gittik. Harika bir ortam vardı.
İnsanın kanını kaynatan canlı, gürültülü bir müzik,
etrafta dünyaya aldırmaksızın dans edenler, öpüşenler,
sevişenler... Sütyensiz, dik memelerimi ortaya seren kısacık,
askılı bir tişört, altımda mini etek, ayaklarımda
yüksek topuklu sandaletler vardı. Yanımda müziğe uygun
kıpırdayıp duran kocamla ayakta dikilip etrafı
seyrediyorduk.
Hakan elinde
kokteyl kadehleriyle yanımızda bitti. İçkiye
dayanıksız olduğumu bildiğimden pek içmek istemiyordum. Ama
hem Hakan'ın, hem kocamın ısrarlarını
kıramadım, getirdiği kadehi aldım, içmeye başladık.
İşte yine aynı şey oluyordu. Birkaç yudum sonra alkol
damarlarımda dolaşmaya başladı. Benim de o evli,
ağırbaşlı, ev kadını maskem bir anda çıt
diye kırıldı, içimdeki kadın ortaya çıkıverdi.
Birinci kadehlerimiz bittiğinde Hakan hemen gidip ikincileri getirdi. Ben
de onlara katılmaya, olduğum yerde kıpırdayıp dans
etmeye başladım. İkinci kadehlerimizi fondip yapıp kocamla
kendimizi dans pistine attık. Loş ışığın
altında yanıp sönen, dönüp duran ışıklar, gümbür
gümbür çalan hareketli müzikler...
Biraz sonra
Hakan yanımıza geldi, yanımızda dans etmeye
başladı. İki erkekle beraber dans ediyordum. Oryantal müzik
başladı. En sevdiğim müzik. Kıvrılıyor,
bükülüyor, uzun saçlarımı, mini eteğimi savurarak, müziğin
ritmini içimde duyarak dans ediyordum. Hakan ve kocam da karşımda
alkışlarıyla tempo tutuyorlardı. İkisinin de gözleri
benim her yerimde dolaşıyor, bense onların arzulu
bakışlarının altında bir profesyonel dansöz gibi
kıvırıyordum.
Müzik bitti, masamıza döndük. Hakan tekrar içki getirdi. Ben artık
kendimi iyice koyvermiştim. Bir dikişte onu da içtim. Olduğum
yerde devam eden çılgın dans müziğinin etkisinde masada oturan
erkeklerin önünde dans ediyordum. Öyle coşmuştum ki, oturduğum
koltuğun üzerine bile çıktığımı
hatırlıyorum. İkisi de, hatta etraftaki erkekler de aşağıdan
beni izliyorlardı. Savrulan minicik eteğimin altına
giydiğim tanga külodu bile görüyorlardı eminim...
Ve alkolün verdiği cesaretle buna aldırmıyordum bile. Hatta
hoşuma gidiyordu bana öyle bakmaları... Kocam da beni durdurmak,
aşağıya indirmek için hiçbir hareket yapmıyordu.
Sanırım bana bakmaları kocamın da hoşuna gidiyordu.
Bir süre sonra yoruldum. Hareketli dans, fazla kaçırdığım
alkol iyice etkilemiş, ayakta duramıyordum. Başım
dönüyordu. Gülüyor, saçma sapan konuşuyordum. Kocam koluma girdi, "Hadi
gidelim hayatım, sen iyice zom oldun. Hakan bana yardım eder misin,
karımı odamıza çıkaralım..." dedi.
İki yanıma geçip kollarımı boyunlarına attılar,
beni kaldırıp diskodan çıkardılar. Aslında
onların da benden farkları yoktu, onlar da iyi içmişlerdi.
Kahkahalarla gülüyorlar, konuşuyorlar, dengelerini zor
sağlıyorlardı. Ama ne de olsa erkek olduklarından içkiye
daha dayanıklıydılar. Diskodan çıktık. Odamıza
kadar olan yol boyunca kocamın eli sırtımda, Hakan'ın eli
ise belimde, kalçalarımdaydı. Ben yürüdükçe elini kalçalarımda
okşarcasına oynatıyordu. Öyle sarhoştum ki, tepki
veremiyordum, o da okşamalarına devam ediyordu.
Odamıza geldik, kapıyı açtılar, içeri girdik hep birlikte.
Beni yatağın yanına kadar getirdiler. Önce oturdum, sonra
başım dönünce sırt üstü attım kendimi. Altımdaki mini
etek sıyrılmış, küloduma kadar meydandaydı, biliyordum
fakat aldırmıyordum. Bu kafayla, gecenin bu saatinde etek düzeltmekle
uğraşacak halim yoktu hiç...
Hakan da ayakta, hemen önümde duruyor bana bakıyordu.
Sanırım tanga külodumun manzarası hoşuna
gitmiş olmalıydı, gözlerini ayıramıyordu benden. Kocam
yandaki koltuğa oturmuş, mini buzdolabından içecek bir
şeyler aranıyordu sarhoş sarhoş. Hakan bana bakmayı
bırakıp, isteksizce iyi geceler diledi. Kapıya yönelmişti
ki, kocam elinde içki şişesiyle seslendi, "Nereye Hakancım? Gel
birer içki daha alalım dostum, cila olur!" diye davet etti.
Hakan da
üstüne atladı, teklifi hemen kabul etti. Beni izlemeye
doyamamıştı anlaşılan. Daha ilk içkilerini içerken
kocam esnemeye başlamıştı. Bu arada Hakan'ın telefonu
çaldı. Balkona çıkıp bir süre konuştu. Konuşurken bile
gözleri benim üzerimden ayrılmıyordu, görüyordum. Hakan balkondayken
kocam içkisini bitirmiş, koltukta kaykılıp horlamaya
başlamıştı. Konuşmasını bitiren Hakan
kocamın yanına geldi, "Kadir abi!" diye seslendi, horlayarak
uyuklayan kocamı dürttü birkaç kez, uyandırmaya
çalıştı.
Kocam halen
uyumaya devam ediyordu. Onu bıraktı, benim yanıma geldi. Ben
kolumu bile kaldıramıyordum, kısık gözlerimin
arasından etrafımda fıldır fıldır dönen odada
olup bitenleri izlemeye çalışmakla yetiniyordum sadece. Yanıma
oturdu. Uzun uzun beni seyretti. Her zamankinden farklı, boğuk bir
sesle, "Bukeett!" diye seslendi bana. Başımı hafif
kaldırıp aynı tonda, peltek peltek yanıtladım,
"Efendiimmm?" diye. Gülüyordum bir yandan da. "Sen niye bir içki daha
içmiyorsun Buket?" dedi. Elimi tutmuş okşuyordu bunu sorarken.
"Çok sarhoş oldum Hakancım. İçki istemiyorum artık..."
dedim. O da, "Canım, daha çok soda var bunun içinde. Bak, bu hapı da içine
atıyorum. Bu ilaç baş dönmesine, sarhoşluğa birebirdir,
etkilerini azaltır!" dedi. "Azaltır mı? Heyy, güzelmiş. Ver
bari içeyim!" dedim, kolumu zorla kaldırıp kadehi aldım elinden,
sırtımı yatağın başlığına
dayayıp yudum yudum içtim.
O da benimle
beraber kendi içkisini yudumlarken havadan sudan konuşup duruyordu. Bu
arada benden taraftaki elini de dizime atmıştı. Sonra o
konuşmaya devam ederken, dizimdeki eli çok yavaş hareketlerle
bacağımı okşamaya, hafif hafif yukarılara doğru
ilerlemeye başladı. Umursamadım. Zaten bir şey yapacak,
karşı koyacak halim de, niyetim de yoktu.
Biraz sonra okşamaların dozu arttı, bacağımdaki el
yine okşaya okşaya eteğimin altına girdi. Adeta bir
yılanın süzülmesi gibi ilerliyordu bacaklarımda. Hoşuma da
gidiyordu okşaması. Kedi gibi gerindim uzandığım
yerde. İçimde bir şeyler akmaya, kaynamaya başladı.
Bacaklarımın arasında okşayarak ilerleyen eli
şimdi küloduma ulaşmış, amımı
okşuyordu tanga külodumun üzerinden. Yarım ağızla itiraz
ederek doğrulmaya çalıştım, "Aaa... Ne yapıyorsun
Hakan?" dedim peltek peltek.
"Şşşş! Sakin ol canım. Seni sikmek istiyorum sadece!"
diyerek omuzlarımdan tutup geriye bastırdı beni. Direkt olarak
sikmekten bahsetmesi komiğime gitmişti. Kızacağım
yerde gülerek, "Terbiyesiz!" dedim. Elimi eteğimin altında
kıpırdayıp duran elinin üstüne koydum ve "Ahh Hakan... Çok
terbiyesizsin, biliyor musun? Hem terbiyesiz, hem
yakışıklısın! Sana, heykel gibi vücuduna,
kaslarına, mayonu kabartan sikine baktıkça bakasım geliyor!
Bitiyorum Hakan! Yağlarım eriyor! Islanıyorum!" dedim.
Sarhoşluğun verdiği cesaretle kelimeler istemsizce
ağzımdan dökülüyordu. İçimden geçirdiğim, kendime bile
söylemediğim şeyleri dile getiriyor, duygularımı,
hayranlığımı itiraf ediyordum ona...
Hakan, "Ben de sana hayranım aşkım! Bu güzel, biçimli vücuduna,
gülüşüne, seksiliğine. Hastayım sana. Seni ilk gördüğüm
anda da, her gördüğümde de sikim kalkıyor! Seni sevmek, okşamak,
sikmek için deliriyorum! Ohhh! Çok güzelsin yavrum! O gün bu gün! Şimdi
seni sikmek üzereyim! İsteğim oldu! Kocanın yanında sikecem
seni! Onun gözlerinin önünde! Her yerini sikecem! Bu gece benimsin! Benim
kadınımsın! Benim!" dedi ve elimi tutup kucağına
koydu. Pantolonunun altında sertleşmiş, kazık gibi
olmuş aletini tutturdu bana. "Şuna baksana! Nasıl istiyor seni!
Amına girmek için sabırsızlanıyor yarağım! Ohhhh!
Bebeğim benim! Canımmm!" dedi.
Cevap
verecek halim bile kalmamıştı. Onun böyle kaba, müstehcen,
amlı, sikli, yaraklı kelimeler kullanarak konuşması da
ayrı delirtiyordu beni. Tahrik oluyordum. Kocamdan pek duymadığım,
konuşmasına izin vermediğim, susturduğum sözcüklerdi
bunlar. Kendimi bıraktım ben de. Beni seven, okşayan eline
karşı koyacak gücüm yoktu. Tam tersine, karşı koymak
şöyle dursun, daha da ilerlesin, okşasın, sevsin istiyordum.
Kanım kaynıyordu. Amımı okşayan el iyice cüretini
arttırmış, külodumu çekip çıkarıvermişti.
Parmaklarını içime sokmuştu. Islanmaya başlayan
amımın dudaklarını, klitorisimi okşuyordu parmaklarıyla...
Kocama bakmayı akıl edebildim o durumdayken. Halen koltuğun
üzerinde kaykılmış horlayıp duruyordu. Top atılsa
duyacak hali yoktu. Sonra, bir şeyin farkına vardım.
Kasıklarımda bir yanma başlamıştı. Alev alev
yanıyordu amım, etrafı, içleri kaşınıyordu. Sanki
vücudumun bütün kanı oramda toplanmıştı. Adeta tüm
kanımın damarlarımda oraya doğru ilerlediğini
hissedebiliyordum. "Ne oluyor bana böyle?" diye sormaya
çalıştım. Hakan cevap bile vermedi bana. Eteğimi belime
kadar sıvamış, başını kasıklarıma
eğmiş, tüm dikkatini amıma vermişti. Dirseklerimin üzerinde
doğrulmuş, ne yaptığını anlamaya
çalışıyordum sarhoş kafayla. Dudaklarını
yapıştırdı amıma. Dilini çıkarmış, bir
köpek yavrusu gibi yalıyor, dudaklarıyla somuruyordu amımı.
"Mmmmhhh!" diye inledim, "Ohhh, Hakan! Ne yapıyorsun sen?" dedim
fısıltıyla. Yalamayı bırakıp bana baktı
başını kaldırıp, "Amcığını
yalıyorum canım! Güzel amcığını!
İstemiyorsan bırakayım? Ne diyorsun? Bırakayım
mı?" dedi. "Yoo! Hayır! Sakın bırakma! Çok güzel! Devam
et!" diye atıldım hemen, "Yalaman hoşuma gidiyor, amımın
ateşini alıyor sanki. Ne oluyor bana böyle Hakan? Amım
yanıyor sanki. Ne yaptın bana sen? Yoksa... Koyduğun hap..."
dediğimde, gülümsedi, "Sadece içkine azdırıcı koydum
güzelim. Bu gece seni sikmem için yalvaracaksın bana! Sikimi sokmam
için, amından götünden sikmem için, sikimi yalayabilmek için
bana yalvaracaksın!" dedi.
"Yoo!
Hayır! Asla yapmam, yapamam senin dediklerini! Ben evli bir
kadınım, kocamın yanında nasıl yaparsın bunu bana
Hakan?" diye itiraz ettim gücümün kalan son kırıntılarıyla.
Beni bıraktı, ayağa kalkıp üzerindeki pantolon ve
gömleği hızla çıkarıp atıverdi. Sadece slip küloduyla
kaldı. Külodun önünde kocaman bir kabarıklık vardı. Sonra
külodunu da indirip çıkardı. Havuzda mayosu ıslandığında
kabarıklığını gördüğüm ve hep merak ettiğim
yarağı fırlayıverdi dışarıya.
Kocamınkiyle aynı boyutta, biraz kalınca bir yarağı
vardı, taş gibi olmuş, yukarıya doğru
kalkmış haldeydi.
Bana
yaklaştı, yattığım yerden saçımı tutup
canımı yakarak kendine çekti. Kasıklarına,
yarağına yaklaştırdı dudaklarımı. Ne
istediğini biliyordum. Çaresiz dilimi çıkarıp ucunu yaladım
yavaşça. Bana, "Bu gece kocan benim tatlım! Yala onu!" dedi sert bir
sesle. "Yala ve em!" dedi, sikinin başını ağzıma soktu
haşince. Çaresizce dudaklarımı açıp içeriye kabul ettim.
Saçımdan asılarak sikini sokup çıkarmaya başladı
ağzıma. Diğer elini de uzatıp
tişörtümün dekoltesinden soktu, sütyensiz göğüslerimin
üzerinde dolaştırmaya, sıkıp avuçlamaya başladı.
İnledim. Hoşuma gidiyordu onu yalamak. Kasıklarının erkek kokusu Afrodizyak gibi daha çok tahrik
ediyor, delirtiyordu beni, sanki içkime koyduğu ilaç yetmezmiş gibi.
Elimi
kasıklarıma, apış arama götürdüm. Orada yanan ateşi
parmaklarımla okşayıp söndürmeye çalıştım.
Ne mümkün! Yanıyordum alev alev. İnce parmaklarım
yangını söndürmekte yetersiz kalıyordu. Bir de göğüslerimi
avuçlayıp duran el daha da arttırıyordu ateşimi. Sonra
ağzımdaki yarağını çıkarıverdi, onu tutan
elimden kurtarıp geri çekildi. Yarağını emmekten yalamaktan
ıslanmış dudaklarıma yumuldu. Hırsla
karşılık verdim dudaklarına. Nefessiz bırakıncaya
kadar öptü beni. Sonra dudaklarımı da bırakıp beni
yatağa itti, kendisi doğrulup geri çekildi. Yatağın
yanında ayakta beni izliyordu ıslak yarağını
okşayarak...
Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi kalakaldım.
Kasıklarımdaki o yanma, amımdaki şişkinlik,
kaşıntı hissi halen devam ettiği gibi, sanki şiddeti
daha da artıyordu. İki elimi de apış arama götürdüm,
sıkıyor, okşuyor, yatağın içinde bacaklarım
sımsıkı kapalı kıvranıyordum...
Başımı yana çevirdiğimde birden gözüm kocama ilişti!
Korktuğum başıma gelmişti. Gözleri açıktı. Bana
bakıyordu. Yanıbaşında çırılçıplak bir
erkekle beraber yatakta yatan karısına. Dünya başıma
yıkıldı sanki. Utandım, yerin dibine geçtim. "Kadir!"
diyebildim.
Bu arada
Hakan üzerime eğilmiş, üzerimde ne varsa
bir bir çıkarıp atıyordu. Kısa sürede ben de
çırılçıplak kaldım, yatakta kıvranır haldeydim.
Duramıyor, içimde yükselen seks isteğini durduramıyordum.
Kocamın ifadesiz bakışları parlamaya başladı
sanki. Anlayamıyordum. Olan biteni kavrayamıyordum. Neler oluyordu
bana böyle? Her zamanki alkol azgınlığı değildi
bu. İçime bir şey girmesi, bir yarağın girip beni
çılgınca becermesi için deliriyordum adeta. İçimdeki kaşıntıyı,
yangını ancak böyle giderebilirdim. Öyle geliyordu bana...
Kocama
yalvardım, elimi uzatıp çağırdım, "Kadir… Kocam…
Yanıma gel… Yatağa… Seni istiyorum… Hemen…" dedim. Kocam ise
sarhoş, kolunu kaldıramayacak vaziyette, koltukta beni, bizi
izlemekle yetiniyordu. Peltek peltek, tipik sarhoş konuşmasıyla,
dilini ağzının içinde zor döndürerek cevap verdi bana,
"Karıjımm... Harika görünüyorsun... İkiniz de öyle... Sanki
pørnølardaki sikişen artistler gibisiniz... Hadi sevişin... Ben sizi
seyredeyim..." dedi. Pantolonunu indirmiş, yarı sertleşen sikini
eliyle sıvazlayarak bize bakıyordu bunu söylerken. Kulaklarıma
inanamıyordum, neler söylüyordu bu adam?
Hakan
atılıp söze karıştı, "Kadir abiden sana hayır
yok. Benim seni sikmemi istiyor. Öyle değil mi Kadir abi? Karını
becermemi ister misin? Şimdi, şurada, gözünün önünde sikeyim mi güzel
karını? Seksi karını?" dedi. Kocam başını
salladı onaylayarak, "Evet, karımı sik Hakan! Becer onu!
Sik kaltağı! Amına koy karımın! Seksin ne
olduğunu öğrensin! İsteyip de alamamak neymiş
öğrensin! Yalvarmayı öğrensin!" dedi.
Hakan bana
döndü bu kez, "Sen ne diyorsun aşkım? Sikilmek istiyorsun değil
mi? Oh, yavrum benim! Nasıl da kıvranıyorsun seks
için, sikilmek için. Amcığından sular akıyor.
Deli gibi sikilmek istiyorsun, biliyorum. Şu anda kim gelse sikilmeye
razı vaziyettesin. Defalarca denedim bu hapı, etkilerini çok iyi
biliyorum. Sabaha kadar siksem doymayacaksın artık! Durmadan
sevişmek istiyorsun şu anda. Ama hayır, yalvar bana! Sikmem için
yalvar! Amına koymam için, yarağımı amına sokmam için
yalvar! Yoksa düzmem seni, sikmem!" dedi.
Doğru söylüyordu. Öyle bir istekle kıvranıyordum, öyle bir
çılgınca sevişme arzusu, sikilme isteği
sarmıştı ki bedenimi. Bacaklarımı
sımsıkı kapayıp amımı kıstırıyor,
kollarımı kendime sarıp içimdeki kahredici isteği gidermek
istiyordum. Ama nafile, dediğini yapmaktan başka çarem yoktu.
Kısık sesle istediğini yaptım, "Lütfen Hakan..." diye
kekeledim. Elini kulağına götürdü, gülerek, "Efendim? Duyamadım
tatlım! Yüksek sesle söyle! Ben de, kocan da duyamıyoruz. Ne
istiyorsun benden?" dedi. Artık sabrımın sonuna gelmiştim.
Dayanamıyordum. Ne isterse yapmaya hazırdım, yeter ki siksin...
"Piç herif,
seni istiyorum!" diye bağırdım, "Sik beni alçak! Ne
istediğimi biliyorsun orospu çocuğu! O hapı atarken bu duruma
düşeceğimi biliyordun. Becer beni artık! Sik! Ne istersen
yaparım, gel artık!" deyip, bacaklarımı olabildiğince
ikiye ayırdım. Elimle amımın dudaklarından tutup
açtım. İçinden sular akan pembe çiçeğimi ona gösterdim.
Umutsuzca yalvardım. Onun sözcükleriyle, "Lütfenn... Seni istiyorum... O
şeyini sok içime... Sikini... Yarrağını sok...
Yalvarıyorum!" dedim. Gözlerimden yaş gelmeye
başlamıştı, bayağı ağlıyordum
istemsizce...
"Peki
aşkım, madem çok istiyorsun sikmemi, istediğini vereyim ben de!
Öyle değil mi Kadir abi? Bak nasıl ağlıyor karıcığın!
Sikmemi istiyor benden! Sikmem için yalvarıyor bana!" dedi. Elini
uzatıp yanaklarımdan akan gözyaşlarımı sildi,
"Canım benim, kıyamam sana! Nasıl da ağlıyor,
şuna bak Kadir abi!" dedi. Kocam da, "Hadi artık Hakan! Sen de
yalvartma artık. İstediğini ver karıma! Bak ben de
bekliyorum, sik artık şunu!" dedi.
Hakan
sonunda dediğini yaptırmış, sikilmek için
yalvartmıştı beni. Gözyaşlarımdan ıslanan
yanağımı okşayan elini tutup avuçlarını öptüm,
kendime çektim umutsuzca. Gülümseyerek geldi, bacaklarımı
aralayıp arasına girdi. Sertleşmiş sikini tutup amıma
sürttü. "Ohhhh!" diye inledim kıvranarak. Gerisinin gelmesini bekledim.
Gelmedi. Sikini su içinde kalmış, ıslak yarığım
boyunca ileri geri sürtüyor, klitorisimi sikiyle okşuyor, delirtiyordu
beni. Sikinin bu ilk teması bile yetmişti bana. İlk
kasılmalarımı yaşadım. Daha içime girmeden orgazm
oluyordum. Amımdan sular fışkırıyordu adeta...
Tişörtümü
alıp bacak arama sürdü, amımın
ıslaklığını aldı. Amımın sularıyla
ıslanmış tişörtümü burnuna götürüp kokladı. Sonra
yavaş hareketlerle sikini amımın girişine
nişanladı, başını dayadı. Dışı
kuruyan amıma zorla sokmaya başladı. Acıyla inledim.
Aldırmadı bile. Amımın dudaklarını ikiye
ayırıp sokmaya devam etti. İçimden gelen zevk suları tekrar
akmaya, amımı kayganlaştırmaya
başlamıştı hemen. Yarıya kadar soktu, geriye
çıkardı. Tekrar soktu. Bu kez bir hamlede dibime kadar girmişti
yarağı. Boynuna sarıldım sımsıkı. Kendime
çektim. Öyle bir zevk alıyordum ki, "Ahhh! Çok güzel!" diye inledim.
Öylece kaldı içimde. Hareket etmiyordu. "Hadii! Devam et! Sik beni Hakan!"
dedim...
Başını
ellerimle tutmuş, dudaklarına çılgınca öpücükler
konduruyordum. Gidip gelmesini istiyordum içimde, ama o hareketsiz duruyordu.
Bu kez ben kalçalarımı kaldırıp indirmeye, sert
yarağının amımda gidip gelmesini sağlamaya
başladım. Delirmiştim adeta. Deli kuvveti gelmişti bana.
Bacaklarımı beline dolayıp yana devrildim, erkeğimi
sırt üstü yatırıp üzerine çıktım bir anda. Şimdi
üstünlük bendeydi. İstediğim gibi hareket edebilirdim. O içimi
kavuran istekle, inip kalkmaya başladım. Dizlerimin üzerinde
yükseliyor, başı dışarıya çıkana kadar
durmuyordum. Sonra hızla oturuyor, içimi yaran yarağı dibime
kadar dayanıyor, kasıklarımız birbirine
yapışıyordu...
Bir makine
gibi devamlı tekrarlıyordum bu hareketi. Kasıklarındaki
kılların klitorisime sürtünmesi öldürüyordu zevkten. Tekrar
boşaldım o zevkle. Hakan'da ise tık yoktu.
Boşalmamıştı. Dimdik yarağı içimde, emrime
hazır bir asker gibiydi. Boşalmam bitince beni yana devirdi.
Kalktı, belimi tutup domalttı yatağın üzerinde. Arkamdan
girdi bu kez amıma. Dakikalarca gidip geldi. Zevk sularım
bacaklarımdan yatağa süzülüyordu. Elimi araya sokup
parmağımı klitorisime götürdüm. Başım yastıkta,
domalmış vaziyette, parmaklarımla klitorisimi okşayıp
sıkarken, Hakan da piston gibi gidip geliyordu içimde...
İyice
hızlandırdı hareketlerini. Ben yine yükselmeye, orgazma
yaklaşmıştım ki, aniden çıkıverdi içimden.
Böğürüyordu adeta. Belimde, sırtımda sıcak dölleri
hissettim yağmur gibi. Boşalıyordu. Tam orgazma
yaklaştığım anda aniden içimden çıkması
delirtmişti beni. Yatağa attım kendimi. Parmaklarımla
kendimi okşamaya, klitorisimi hırpalamaya devam ettim. Beni heyecanla
izleyen iki erkeğin önünde, yatakta kıvrana kıvrana kendimi
tatmin ediyordum. Bağıra bağıra boşalmaya
başladım az sonra. Dakikalarca kasıldım, titredim,
inledim...
Kasılmalarım
bittiğinde çarmıha gerilmiş gibi kollarım, bacaklarım
açık kala kaldım. Bitmiştim. Kollarım tutmuyordu. Nefes
nefese, soluk almaya çalışıyordum. Göğsüm körük gibi inip
kalkıyordu. Ter içindeydim. Sırtımda Hakan'ın dölleri
vardı, yattığım yerde ıslaklığını
hissediyordum. Hakan elimden tuttu, kaldırıp koluma girdi, banyoya
götürdü beni. Duşun altına soktu, bir güzel yıkadı, çıkarıp
kuruladı. Tekrar yatağa getirip yatırdı. Gidip kendisi
duşun altına girdi. Benimse parmağımı
kıpırdatacak halim yoktu. Sırt üstü serilip
kalmıştım yatakta...
Birden
bacaklarımın arasında bir temas hissettim. Zorla gözlerimi
açıp baktım. Kocamdı. İnledim, "Yoo! Hayır!" dedim.
Kocam bana aldırmıyordu bile. Teni ıslaktı, su
damlacıkları süzülüyordu. O da duşa girmiş,
sarhoşluğunu atmış gibiydi. Bu kez kocam
bacaklarımı araladı, kalkmış sikini amımasoktu. O
tanıdık zevk ateşi anında tüm vücudumu sardı yine.
Kendime inanamıyordum. Az önce boşalmıştım. On dakika
olmamıştı daha. Ama içime giren kocamın sikini
iştahla, sevişmeye yeni başlamış gibi alıyordum
amıma...
Bacaklarımı
ayırıp içimde yükselen şehvetin kollarına
bıraktım kendimi. Gözlerim kapalı, kocamın içimde gidip
gelen sikini hissetmeye çalışıyordum. Dudaklarıma temas
eden bir sıcaklıkla gözlerimi açtım. Duştan çıkan
Hakan yanımıza gelmiş, belindeki havluyu eliyle tutup tekrar sertleşmiş
sikini dudaklarıma sürüyordu. "Aç ağzını!
Yarrağımı ağzına al! Yala canım!" dedi.
Dediğini yaptım hemen. Ağzımı kocaman
açtım, sikini dudaklarımın arasından
kaydırıverdi. Dudaklarımı kapatıp ağzıma
alabildiğim kadarını somurmaya başladım. Dilimle de
ağzımın içindeki kısmını okşuyor, emiyordum.
Kocam da içimde gidip gelirken gözlerini benden ayırmıyor,
karısını paylaştığı adamın sikini
nasıl yaladığıma bakıyordu. Zevk aldığı
belliydi, bizi izledikçe içimde gidip gelen sikinin daha
da büyüdüğünü hissediyordum...
Kendime,
yaptıklarıma, yaşadıklarıma inanamıyordum. Bir
rüyada, bir pørnø filmde gibi hissediyordum kendimi. Kocam
bacaklarımın arasında, içimde gidip geliyor, ben elin
adamının sikini ağzıma almış her
tarafını yalayıp emiyordum. Bir elimle de alttan sarkan
taşaklarını okşuyordum sürekli. Sikini bana emdiren
Hakan'ın eli memelerimde dolaşıyor, okşuyor,
uçlarını sıkıyordu. Kocamsa ayak bileklerimi tek
eliyle tutup bacaklarımı havaya kaldırmış, iyice
daralan amımda gidip gelirken, zevk sularımla
ıslattığı parmağıyla götümün deliğini
okşuyordu...
O seks
yapmayı görev gibi gören kadın mazide kalmıştı. Onun
yerine azgın bir fahişe gelmişti. Azgın. Doyumsuz. Her
yerimden, her deliğimden ayrı zevk alıyordum. Sürekli.
Durmaksızın. Zevkten delirmek üzereydim...
Önce Hakan'ın
ağzımın içinde emerek, dilimle okşayarak emdiğim siki
kasılmaya, ayı gibi homurdanmaya, boşalmaya başladı.
Saçlarımdan tutup sikini dibine kadar ağzıma soktu. Midem bulanıyor,
öğürmek, sikini çıkarmak istiyordum. Ama bırakmadı. Aksine
bastırıyor, bademciklerime kadar sokuyordu sikini. Sıcak
spermlerinin boğazımdan aşağıya
kaydığını hissettim. Hiç bitmeyecek gibiydi
boşalması. Sanki az önce boşalan o değildi...
Kocam da hiç
durmadan içimde gidip geliyordu, hızlanmaya
başlamıştı. Hakan'ın orgazm iniltileri onu da
ateşlemiş, o da kasılmaya başlamıştı.
Gerilen vücudunu, daha da büyüyen sikinin amımda gidip gelmelerini
hissediyordum. Hakan'ın ağzımın içine boşalması
bitmeden, kocam da amıma boşalmaya başladı. Aynı anda,
iki erkek birden döllerini akıtıyordu içime. Biri ağzıma,
biri amıma. Bu da beni ateşledi. Tekrar orgazm olmaya, kocamın
sikini amımla sağmaya başladım. Üçümüz birden
boşalıyorduk. Odanın içini inlemeler, zevk feryatları
kaplamıştı. Müthiş bir koro halinde, devinip duran,
kasılan, şehvet ateşiyle yanan çırılçıplak
bedenlerimizle yatağın üzerinde birbirimize karıştık
sonunda...
Ateşimize
otel odasının kliması bile yetersiz kalmış, ter
içindeydik hepimiz. Nefes nefeseydik. Hala yattığımız yerde
kasılıp duruyor, kim, neremize denk gelirse birbirimizi
okşuyorduk. Kollarımız, bacaklarımız birbirine
dolanmıştı. Dakikalarca bu durumda yattık. Sonra kocam
kalktı. İkimizin de elimizden tutup bizi kaldırdı,
banyoya girdik hep beraber. İki erkek, bir kadın tepemizden akan
ılık suyun altında birbirimize sarıldık. Ben
ortalarında, kocamın dudaklarını öperken, Hakan arkamda
boynumu, omuzlarımı öpüyordu. Suyun dinlendirici etkisiyle kendine
gelen bedenlerimiz birbirine yapışmış gibiydi. Erkeklerimin
tekrar kıpırdanmaya başlayan siklerinin temasını,
vücudumda dolaştıklarını hissediyordum. Biri önden,
diğeri arkamdan, bacaklarımın arasına girmişti.
Hakan banyo
rafına uzanıp duş şampuanını aldı, avucuna
bolca döktü, bedenimin her yerini köpükler içinde bıraktı. Kocam da
ön tarafımda aynı şeyi yaptı. Gözlerimi kapattım.
Kendimi onların vücutlarının kaygan temasının, köpüklü
ellerinin tüm vücudumda dolaşmasının verdiği zevke
bıraktım. Kedi gibi mırıldanıyor, zevkten
inliyordum aralarında...
Döndüm,
ikisine birden sarıldım. Ortada değildim şimdi, onlardan
biriydim, birbirine sarılmış, köpükler içinde üç bedenden
oluşmuş tek bir varlık gibiydik. Zevk içinde birbirimize
sarılıyor, okşuyor, öpüşüyorduk. Dudaklarımız,
dillerimiz birbirini okşuyordu. Erkeklerim bana sarılıp
okşadıkları gibi birbirlerini de okşuyorlardı. Kocam
kulaklarımı, dudaklarımı öpücük yağmuruna tutarken,
eli Hakan'ın gelişmiş kaslarında dolaşıyor,
göğsünü okşayarak aşağıya inip dimdik havaya
dikilmiş yarağını sıvazlıyor, oradan bana
geçiyor, okşayarak kasılan karnımdan yukarıya, memelerime
kadar çıkıyor, memelerimi avuçlayıp beni zevkten inletiyordu.
Ardından aynı şeyi Hakan da kocama ve bana uyguluyordu.
Katıksız, saf bir şehvet duygusu kaplamıştı
üçümüzü de...
Hakan
okşamayı bırakıp, güçlü kollarıyla beni havaya
kaldırdı. Kaygan sikini altımdan amıma sürtmeye
başladı. Bacaklarımı beline, kollarımı boynuna
sarıp işini kolaylaştırmaya çalıştım.
Yavaş yavaş aşağıya indirdi, çengel gibi
beni yarağına astı adeta. Sikinin hepsi içimdeydi. Boynuna
sarıldım sımsıkı...
O arada kocam da arkamda ikimize birden sarılmış
durumdaydı. Onun da kalkmış sikini götümün deliğinde
hissettim. Hakan'ın kalçalarımı kavrayan elleri onları
ikiye ayırmış, minik göt deliğimi kocamın
girişine hazır hale getirmişti. Kocam duş
şampuanının köpükleriyle kayganlaşan sikinin
başını göt deliğime sürtüyor, beni delirtiyordu. Hiç
yapmadığım bir şeydi bu. Kocama değil götümü
siktirmek, sözünü bile ettirmemiştim. Şimdiyse, göt deliğimin
kenarlarında dolaşıp duran, okşayan kocamın sikinin
verdiği zevk, Hakan'ın
amımdaki sertliğinin verdiği zevke
karışmış durumdaydı. Merakla bekliyordum
başıma gelecekleri...
Kocam
yüklenip bastırdı, kaygan sikinin başını yine köpükle
kayganlaşmış minik göt deliğime soktu. Dudaklarımı
ısırıp inledim. Hakan'ın dudaklarına kapandım.
Pek beklediğim gibi acımamıştı. Sanırım
köpüklerin etkisiyle olmuştu bu. Başı giren sik artık pek
zorlukla karşılaşmadan yavaş
yavaş girdi, girdi, sonunda kocamın
kasıklarını kaba etlerimde hissettim. İki deliğim de
dolmuştu şimdi. İçimdeki sikler sanki birbirlerine
sürtünüyorlardı. Dudaklarımı ısırdım. Biraz
acı. Çokça zevk...
Önde Hakan
belini oynattı, kalçalarımı indirip kaldırdı, içimde
gidip geldi, durdu. Bu kez kocam arkamda, götümde gidip geldi birkaç kez, o da
durdu. İnanamıyordum. Aldığım zevk
bitirmişti beni. Hem amımdan, hem götümden sikilmek.
Bayılmıştım buna. Hayatımda tatmadığım
zevkleri tadıyordum...
Ardından
kocalarım bir makine ritminde çalışmaya başladı. Biri
giriyor, diğeri çıkıyor, arkamdaki boşaltırken,
önümdeki dolduruyordu zevk bölgemi. Dayanamıyordum, öylesine bir zevk
alıyordum ki, inlemeye, feryat etmeye başladım. Hakan hemen
dudaklarıma yapıştı, sesimi boğdu. Şimdi onun
ağzının içinde boğuk boğuk inliyordum...
Bir süre
sonra yoruldular, dinlenmek için durdular. Bu kez Hakan'ın boynuna
asıldım, kalçamı indirip kaldırmaya başladım.
İçimde hareketsiz duran taş gibi sikler, içimde alçalıp
yükseliyor, aynı anda deliklerime girip, aynı anda
çıkıyorlardı. Bu da zorluyordu beni. Bacak aram patlayacak gibi
geriliyor, zorlanıyordum...
Sonra onlar
harekete geçti, tekrar pompalamaya başladılar. Banyonun içinde
vücutlarımızın çarpışmasıyla çıkan sesler,
üçümüzün zevk inlemeleri yankılanıyor, bu sesler bizi daha çok
baştan çıkarıyordu. Kocam bir süre sonra götümden
çıktı, "Çocuklar, ben çok yoruldum!" dedi. Hakan amımdan
çıkmadan, "Sen şurda yere yat Kadir abi! Biz sana gelelim!" dedi.
Kocam duşun altından çıktı, sırt üstü banyonun
fayanslarının üzerine sırtüstü uzandı. Siki dimdik
havadaydı. Hakan beni kucakladı, kocamın yanına gittik.
Arzudan titreyerek kocamın üzerine çıktım, sikini bir
hamlede amıma aldım. Birkaç kez oturup kalktım...
Hakan
arkamdan yanaştı, butlarımı ikiye ayırdı. Gçtümün
deliğini iyice açıp sikini dayadı. Bu kez yer
değiştirmiş oldular. Biraz daha kalın olan Hakan'ın
sikini zorlanarak alabildim götüme. Yine dolmuştum. Yine harekete
başladık. Zevk makineleri önümde, arkamda çalışmaya
başladılar. Zevkten çıldırıyordum. Taş gibi
siklerin içimde kayarak ilerlemeleri, girip çıkarken içerilerimi
okşamaları, içimde çarpışmaları, iki deliğimin
arasındaki etleri ezmeleri delirtiyordu beni...
Sonunda
kaçınılmaz sonuç. Orgazm. Katıksız zevk. Küçük ölüm.
Gözlerim kaydı, titremeler, kasılmalar başladı. Ben
kasılırken içimdeki sikleri de ezmeye başladım. Girip
çıkmakta zorlanıyorlardı. Kocam alttan bağırmaya
başladı, "Ohhhh Aşkımmm! Amcığın delirtiyor
beni! Geliyorum!" diye. Hakan da arkamda biteviye hareket halindeydi. Belimi
tutan parmakları kasılıyor, kalçalarının hareketi
artıyor, götümde gidip gelen siki daha çok girip çıkıyordu.
Yine aynı anda boşalıyorduk, üçümüz birden. Kocam altımda
amımın içine, Hakan arkamda götümün içine döllerini
boşalttılar bağıra bağıra...
Boşalmamız
bittiğinde halsiz kalmıştık. Her iki deliğime de
boşalan erkeklerimin bıraktığı döller
bacaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Sırayla duşun
altına girip çıktık, kurulanan gidip kendini yatağa
attı. Pestilimiz çıkmıştı akşamdan beri.
Sabahın ilk ışıkları perdelerden süzülmeye
başlamıştı. İki erkeğim iki yanımda, birer
bacaklarını üstüme atmışlar, ellerini memelerimin üzerine
koymuşlardı. Defalarca boşalmanın verdiği tatlı
yorgunluk, huzur içinde kendimizi uykunun kollarına bıraktık...
Öğleden
sonraydı uyandığımda. İkisi de yoktu yanımda.
Kalktım, duş aldım, bikinimi giyip dışarıya
çıktım. Tahmin ettiğim gibi iki ortak havuz başında
şezlonglara oturmuşlar sohbet ediyorlardı. Neşeleri
yerindeydi ikisinin de. Gülüyor, kahkahalar atıyorlardı. Beni görünce
kalktılar, ikisi de yanıma gelip yanaklarımdan,
dudağımdan öptüler, sevgiyle sarıldılar...
Orada
kaldığımız üç gün boyunca ayrılmadık
birbirimizden. Geceleri aynı yatağı paylaştık.
Sabahlara kadar seviştik. Tatil bittiğinde evimize döndük. Kocamla o
tatilde yaşadıklarımızdan, Hakan'dan söz açmadık bir
daha. Yaşadığımız her şey o tatil köyünde
kaldı. Ama kocamla aramızdaki ilişki de mükemmel bir hale geldi.
Kocamın tam istediği kıvamda, seksi seven, isteyen, hiçbir
şeye hayır demeyen bir kadın olup çıktım.
Sevişmek için birimizden birinin istemesi, bir
bakışımız yetiyor, birbirimizin kollarına
atılıveriyor, saatlerce sevişiyoruz. Ne alkolün rehavetine, ne
azdırıcı ilaca gereksinimimiz var. Mutluyuz.
Her ne kadar itiraf etmesek, konuşmasak da, ikimiz de biliyoruz ki, bu
mutluluğumuzu Hakan'a borçluyuz!
[Buket]
|