Yok Canım, Benim Kocam Beni Aldatmaz! (Funda 30 Y., İstanbul)
Merhabalar. Bir kadın okur olarak, öncelikle "Kaymak
Gibi Sikilen Amlar" sitesinin kurucularına, editörlerine ve seks
hikayelerini yazıp burada paylaşan tüm arakadaşlara teşekkür ediyorum. Özellikle
de kadın yazarlarımızı cesaretlerinden dolayı
kutluyorum. Herkesin 'Yarak!' diyeceğini bildiğim halde, "Bizim
neyimiz eksik kızlar?" diyorum ve kendi hikayemi yazmaya koyuluyorum...
Adım Funda. 30 yaşındayım.
5 yıllık evliyim. Kocamla evliliğimizin ilk yılında
çok iyi anlaşan mutlu bir çifttik. Ama daha evliliğimizin üçüncü
yılından sonra o mutluluk yok oluverdi. Akşam
eve girer girmez yemek yerine beni sikmeyi tercih eden kocam, artık,
yorgun olduğunu söyleyip, yemek dahi yemeden yatıp uyuyor, ya da bira
içerek televizyon izliyordu.
Ben de artık karşı
dairede oturan ve kocasından ayrılmış Oya ile ahbaplık
ediyordum. Apartmanın birçok dairesi Oya'ya aitti. Kocasından
ayrılırken hakim kocasına ait ne var ne
yoksa bölüp yarısını Oya'ya vermiş. Sebep te Oya'nın
kocasını zina halinde suç üstü yakalanması. Apartmanın alt
katındaki iki kocaman dükkan da Oya'ya ait. Oya bu iki dükkanı birleştirip, büyük bir kuaför
salonu haline getirmişti. Oya ile ahbaplığımız
ilerleyince kuaförde bana iş öğretmeye başladı. Bir süre
sonra eğitimimi de tamamlatıp, ustalık diplomamı almama
yardımcı oldu.
Oya ile gizlim saklım yoktu. Kocamla uzun süredir seks
yapmadığımızı anlattığımda, beni uyardı,
"Kızım dikkat et, kocan seni aldatıyor olmasın?"
diye. Ancak ben kafam karışık haldeydim ve "Yok canım,
olmaz, yapmaz, aldatmaz beni kocam!" diyordum. Ama Oya, "Sen
aptalsın kızım. Takip ettireceğim kocanı!" dedi
ve o konu öylece kapandı.
Bir Pazar günü Oya bana, "Bingo! Ben sana demedim mi!
Hadi gidiyoruz, kocanı bastıracağız!" dediğinde
neye uğradığımı
şaşırmıştım. "Kocam Fenerin maçına
gitti ki!" dedim. Oya da, "Maçı kocan
sevgilisiyle yapıyor! Haydi durmayalım, baskına
gideceğiz!" diyerek, beni apar topar Kadıköy'de bir
apartmanın önüne götürdü. Orda bizi bekleyen bir adamla beni tanıştırıp,
"Bu arkadaş dedektif, kocanın içeride olduğunu ve
fuhuş yaptığını söyledi!" dedi. Biraz sonra iki
adam daha geldi yanımıza, birisi mahalle muhtarı, birisi de
apartman yöneticisiymiş. Polis, bekçi de gelip, mahalleli falan da başımıza
toplanınca, ben fenalaşıp bayılmışım...
Gözümü açtığımda hastanede olduğumu
anladım. Oya başucumda bekliyormuş, "Geçmiş olsun,
geçti tatlım, üzülme!" dedi. "O iş ne oldu?" diye sorduğumda, kulağıma
fısıldayarak, "Kocanı suç üstü yakalamışlar.
Toplanan kalabalık o esnada kocanı eşek
sudan gelene kadar dövmüş, polis zor kurtarmış kocanı
adamların elinden. Seni gören herkes, bu kadar güzel bir kadın
aldatılır mı salak diyormuş!" dedi...
Sonuçta hakim bizi şıp
diye boşadı. Kocam çalıştığı şirketten
kovulunca hakim bana nafaka bile
bağlatamadı. Hakimin kararı ile, kocam bana ve eve
yaklaşamayacaktı. Zaten yaklaşsa bile, Oya'nın gorilleri
onu orada parçalarlar hemen.
Kocamdan ayrıldıktan sonra ben iyice depresyona
girmiştim. Tek dayanağım ve gelir
kaynağım kuaförlük işini yapacak gücüm yoktu. Yorgun, uykusuz,
bitkin ve dalgındım. Oya beni zorla doktora götürdüğünde,
depresyon ve anemi teşhisleri konuldu. Bunun üzerine Oya, "Haydi
tatile gidiyoruz!" deyince şaşırmıştım ve
"Kışın ortasında tatil mi olur?" dedim. Oya da,
"Hem de en alası olur, gidince görürsün!" dedi.
Hazırlıklarımızı yapıp,
İzmit'e doğru yola çıktık. İzmit'in dağlarının tepelerine
çıkıldıktan sonra ormanların arasında bir villaya
girdik. Kocaman bir yerdi. Müştemilatı vardı. Müştemilatta
kalan, villanın temizliğini, yemek, çay kahve servisi gibi, bütün
işlerini yapan iki kadın vardı. Dışarıda da,
güvenlik ve bahçivanlık işlerini yapan erkekler vardı.
Çalışanların sayıları ve kendileri sürekli
değişiyordu. Villanın dahili telefonu vardı, 'Alo!'
dendiğinde gece gündüz farketmez müştemilattan koşup
geliyorlardı...
Oya ile aynı odada, karşılıklı yataklarda yatıyorduk. Oya daha ilk geceden,
"Ben sıkıntıya gelemem, alışmışım
böyle!" diyerek çırılçıplak yattı. Bana da çıplak
yatmamı önerdiğinde, "Ben yapamam!" dedim. "Sen
bilirsin, rahibe gibi ol!" deyip çırılçıplak yatmaya devam
etti. Gerçi binanın içi çok sıcak tutuluyordu, kalorifer petekleri
yoktu ama her taraf sıcaktı, odalar yerden ısıtmalı imiş.
Villada vaktimiz güzel geçiyordu. Televizyon izliyor, içkilerimizi yudumluyor,
kapalı havuzda yüzüyorduk. Gece sıcak rahatsız edince veya
uykumuz kaçınca, bodrum kata inip ısıtmalı olan
ılık havuza giriyorduk...
Birgün havuzdan sonra Oya bana masaj yapacaktı. Külotumu
çıkarttırıp masaj yaparken, elleri amıma
doğru yoğunlaşınca, ben o an dayanamayıp orgazm oldum.
Hemen ardından Oya dudaklarını benim amıma
dayayıp yalamaya başladığında ilk kez Lezbiyen
duyguları yaşıyordum. Sonra
karşılığında ben de ona aynı şekilde yapınca,
Oya ile aramızda yeni bir ilişki
başlatmıştık. Artık geceleri ikimiz de
çırılçıplak aynı yataktaydık ve hep
sevişiyorduk...
O villada 6 hafta kaldık. Sonra İstanbul'a
döndüğümüzde ben Oya'nın dairesinde yaşamaya başladım.
Oya ile sürekli sinemalara, tiyatrolara, kulüplere gidiyor, eğleniyor,
sarhoş olup rezalet çıkartacağımız anda Oya'nın
gorilleri bizi kucaklayıp arabalara alıp eve getiriyorlardı. Evde
kaldığımızda ise sürekli seks flimleri izliyorduk...
Bir gün Oya bana, "Funda hazırlan,
çapkınlığa gideceğiz!" dediğinde
aptallaşmıştım. "Pardon, anlamadım, ne yapmaya
gideceğiz?" diye sorduğumda, "Sen yarrak yemeye hazır
hale getir kendini, gidince öğrenirsin!" dedi. Hazırlandıktan
sonra sadece ikimiz olmak üzere bir taksiye atlayıp, Fatih'te bir apartman
dairesine gittik.
İki tane genç üniversite
öğrencisi vardı orda. Yaşları en fazla 18 veya 19
olmalıydı. Her ikisi de heyecenlı ve panik haldeydi. Ne
yapacaklarını bilemiyorlardı. Oyanın ilk hareketi ile
toparlandılar. Oya gözüne kestirdiği Umut'a yaklaşıp,
boynuna kollarını dolayıp, dudaktan öperken, diğeri de,
yani Selçuk, bana yaklaşıp, "Hoş
geldin!" diyerek dudaklarımdan öptü. Ben tuhaf bir haldeydim, resmen
orospuluktu yaptığımız, ama bundan farklı bir haz
duyuyordum...
Oya ile Umut bir odaya girdiklerinde, Selçuk'la da ben diğer
odaya girdik. Selçuk artık cesaretini toplamıştı, bana
sarılıp okşuyor, dudaklarımı öperken yavaş yavaş
soyuyordu beni, bir yandan da kendisi soyunuyordu. Sonunda her ikimiz de
çıplaktık ve yataktaydık. Selçuk bacaklarımın
arasına kafasını sokmuş, amımı
ve göt deliğimi yalıyorken ben gıdıklanıp
kıkırdıyordum. Selçuk dilini amıma
ve götüme sokarken benden artık inlemeler çıkmaya
başlamıştı.
Selçuk amımı yalayarak
beni bir kez orgazm ettikten sonra, "Sen de benimkini yalamak ister
misin?" diye sordu. Tereddüt etmeden yumuldum yarağına. Çok uzun
zaman olmuştu yarak görmeyeli. Selçuğun tazecik ve demir gibi
yarağını iştahla yaladım. Bir an önce bu güzel ve diri
yarağı amımda istiyordum. Sırtüstü
uzanıp Selçuğu üzerime çektim. Elimle yarağını amımın ağzına yerleştirip,
"Hadi!" dedim. Selçuk sanki hayatında hiç am
sikmemiş gibiydi, birden kökledi ve pompalamaya başladı.
"Ohhh, işte bu!" diye inliyordum Seçluk beni deli gibi
sikerken...
Yaklaşık 4-5 saat süren sevişme ve
sikişmemizden sonra ben artık iliklerime kadar gevşemiş,
mutlu bir haldeydim. Sonra tuvalete gittiğimde, iki defa amıma bir defa da götüme doldurduğu dölleri klozete
boşaltıp, duş aldım, temizlendim. Kurulandıktan sonra odaya
girdiğimde Selçuk gitmiş, yerine Umut gelmiş, kalkık
yarağını sıvazlayarak ayakta beni bekliyordu. "Seçluk
nereye gitti?" diye sorduğumda, "Oya'yı sikiyor!"
dedi, ayaküstü bana sarıldı, öpüşmeye başladık. Beni öpüp
okşayarak kucağına aldı ve yatağa bıraktı. 69
pozisyonuna geçip, Umut amımı
yalıyorken ben de sert yarrağını ve
taşaklarını öpüyor, yalıyor, yarrağının
kafasını ağzıma alıp emiyordum. 15-20 dakika sonra ağzıma
boşalttığı döllerini yutmuştum bir anda. Daha sonra o da
beni amımdan ve götümden sikti. Geç
boşalıyordu ve benim kasıklarıma sancılar giriyordu. Ömrümde
ilk kez bu kadar orgazmı peş peşe yaşamıştım...
Gençlerin evinden ayrıldığımızda vakit
gece yarısını geçiyordu. Oya ile evimize yakın olan kulübe
gittik birşeyler içmeye. Ancak benim durumum zordu, bacaklarımdan
Umut'un dölleri akıyordu. Halbuki evden çıkmadan önce hem
işeyerek amımı, hemde ıkınarak
ve parmağımı sokup yıkayarak götümü temizlemiştim. Ama
yinede döller bacaklarıma süzülüyordu. Külotum da yoktu altımda, Umut
hatıra olarak almış, beni külotsuz yollamıştı. Sütyenimi
ise Selçuk istemiş ve almıştı. Bütün gözler üzerimizde
olduğundan mecbur koşup tuvalete giderek, tuvalet
kağıtlarından topaklar yapıp amıma ve götüme
sıkıştırmaya çalıştım. İçkilerimiz
bitince doğruca eve gittik...
Üniversiteli gençlerle o günkü sex maceramızdan sonra
Oya bana, "Sıra sende Funda, bu defa da sen bul iki genç, gidip
sikişelim!" dedi. "Hay hay Oyacığım!" dedim.
Beni aldattığı için kocama ilkin çok kızıyordum. Ama iyikide aldatmış, artık yediğim yarak önümde, yemediğim arkamda :)
[Funda]
|