Kayınpederimin Sayesinde Yediğim Yarraklar! (3) (Hümeyra 28 Y., Ankara)
Kimdi ki bu
acaba? Evde sadece kayınpederim ve görümcem vardı. Birkaç saniye
bekledim, gelenin ışığı açması için. Ama her
kimse, içeri girip, ışığı açmadan yavaşça
kapıyı kapattı. Işık açılmayınca
telaşla, "Kim o?" diyerek doğruldum ve el yordamıyla
komodinin üzerindeki gecelambasının düğmesini aramaya
başladım. "Yenge, korkma, benim..." dedi görümcem fısıldayarak.
Gecelambasını açtığımda, görümcem geceliğiyle
karşımda dikiliyordu. "Kız hayırdır, ne oldu? Kötü
birşey mi oldu?" dedim. Görümcem fısıldayarak,
"Birşey yok yenge... uyku tutmadı da... konuşmak istedim
seninle..." dedi. Gecenin bu saatinde benimle konuşmak istemesine
anlam veremedim, ama ben de onun gibi fısıldayarak, "İyi
de, niye ışığı açmıyorsun? Ödümü kopardın
kız! Hırsız sanıp bağıracaktım az kalsın!
Hem niye fısıldıyorsun? Gel şöyle, derdin ne
bakayım?" dedim.
Görümcem
geldi yatağın kenarına oturdu ve yine fısıldayarak,
"Şeyy, yenge... Bugün çok güzel vakit geçirdim seninle, teşekkür
ederim!" deyip sarıldı ve yanağımdan öptü. Ben de,
"Gebermeyesice, ben de önemli birşey var sandım! Teşekkür
etmene gerek yok canım, istersen daha sık gezer
dolaşırız!" dedim, ben de ona sarıldım. Sabah
mutfaktaki durumun bir benzeri yaşanıyordu, yine birbirimize
sarılmıştık. Ama busefer gecenin bir saatinde benim
yatakodamda, yatağımın üzerindeydik. İkimiz de gecelikle
olduğumuz için vücudunun sıcaklığını daha çok
hissediyordum. Ve busefer ne olursa olsun (Tamam, yeter bu kadar!)
demiyecektim. Görümcemin de daha fazlasını istediğinden emindim
çünkü. Kelimelere gerek yoktu, vücut dili herşeyi anlatıyordu.
Titriyordu körpe vücudu. Ama soğuktan değil, heycandadı
titremesi.
Yine de
utandırmamak için, "Sen üşüyorsun kız! Gir yorganın
altına, çabuk!" deyip, yorganı açtım. Sonra yorganı
çektim üstümüze. Görümcem iyice sokuldu bana. Sarıldık birbirimize.
Bir süre hareketsiz yattık o halde. Sadece nefes
alışverişini duyuyordum. Nefes alıp verirken inip kalkan
göğüsleri göğüslerime değiyordu. Sonra bir
ayağını koydu ayağımın üzerine. Dizini de
bacağıma değdirmişti. Şimdi dizini bacağımda
yukarı aşağı oynatıyordu hafiften. Diziyle
bacağımı okşuyordu. Onun bir eli benim belimdeydi, benim de
bir elim onun sırtını okşuyordu. Yanak
yanağaydık. Hiç konuşmuyorduk. Onun ne istediğinden
emindim. Onun bu istediğini benim istediğimden de emindim. Ama o,
belki kızacağımdan çekiniyor, ürkek ve temkinli
davranıyordu. Bir sonraki adımı atmamızı benden
bekliyordu.
Sırtını
okşayan elimi yukarı çıkardım ve omuzbaşından
tutup, bana yapıştırdığı vücudunu vücudumdan
biraz araladım. Yanağı da yanağımdan ayrılmıştı
böylelikle. Şimdi göz göze ve burun burunaydık. Sıcak nefesini
yüzümde hissediyordum. Gözleri kapandı ve sanki birşey
söyleyecekmiş gibi dudakları aralandı. Ben de
dudaklarımı araladım ve yavaşça etli dudaklarına
dokundurdum. Sonra küçük küçük buseler kondurdum dudaklarına. Önce hiç
karşılık vermedi, ama sonra o da öptü. Deli gibi öpüşmeye
başladık. Kah onun dili benim ağzımda, kah benim alt
dudağım onun ağzında, emişiyorduk. İkimiz de
burunlarımızdan soluyorduk. Ellerimiz de kendiliğinden
okşayacakları yeri bulmuştu. Biz çılgın gibi
öpüşürken, ellerimiz de birbirimizin götünün yanaklarını
avuçluyor, yoğuruyor, çekiyor, ayırıyor, okşuyordu.
Dudaklarımı
dudaklarından ayırmadan geceliğimi çıkarmaya
çalıştım. Ama beceremeyince öpüşmeyi bırakıp
doğruldum ve öyle çıkardım geceliğimi. Sonra görümcemi de
doğrultup, onun da geceliğini çıkardım. O da benim gibi
sütyensizdi. Çok güzel, dolgun, yuvarlak ve diri göğüsleri vardı.
Gece lambasının vuran loş kırmızı
ışığında daha bir çekiciydi memeleri. Uçları
benimkiler gibi uyarılmış, sertleşmişti. Nazikçe
avuçladım memelerini. Hafif hafif daireler çiziyordum memelerine.
Bastırmadan, sıkmadan. Sanki avuçlarımda birer kuş
varmış gibi okşuyordum memelerini. Uçları muhteşem
görünüyordu. Eğilip öpücükler kondurdum uçlarına, sırayla.
Göğüsleri şimdi daha çok kalkıp iniyordu nefes alırken. Derken
görümcem de benim göğüslerime ellerini attı ve okşamaya
başladı. Ensesinden hafifçe bastırdım yüzünü
göğüslerime doğru. Yumuldu göğüslerime, sırayla öpüp emmeye
başladı memelerimi. Bir eli de bacak aramda geziniyor, külodumun
üstünden amımı okşamaya çalışıyordu. Amım
ıslanmıştı.
Çevik bir
hareketle külodumu çıkarıp attım. Sonra da görümcemi hafifçe
ittirip, sırtüstü uzattım yatağa. Külodunu yanlardan tutup
aşağıya sıyırmak istedim. Hemen ellerime
yapıştı ve fısıldayarak, "Şeyy... epeydir
ağda yapamadım yenge..." dedi. "Önemli değil
canım, bir ara gider yaptırırız!" deyip, ellerimi
ellerinden kurtardım ve sıyırdım külodunu
aşağıya. O da kalçasını kaldırıp, tamamen
çıkarmama yardımcı oldu. Hakikaten, oldukça
uzamıştı amının kılları, tahminimce 6-7
aydır alınmamıştı. Sonra görümcemin üzerine
eğildim. Göğüslerim göğüslerine değiyordu. Yüzüne
dökülmüş saçlarını kulağının arkasına
atıp, dudaklarını öpmeye başladım. Boynunu
boğazını öperek göğüslerine, ordan da göbeğine indim.
Göbeğini öperken, parmaklarım da amının
kıllarını kurcalıyordu.
Sonra
aşağıya kayıp, yüzüm amına gelecek şekilde
uzandım bacak arasına. İki elimle dizlerinden kırıp
bacaklarını yanlara açarak geri ittirdim. Şimdi görümcem
karşımda, Jinekolog sandalyesinde uzanmış gibiydi. Parmaklarımla
amının kıllarını sağa sola yatırıp,
klitorisini ortaya çıkardım. Sağ elimin
başparmağını ağzımda ıslatıp,
başparmağımla klitorisine hafif hafif masaj yapmaya
başladım. Görümcem yastığı ağzına alıp
ısırmaya başlamıştı. Ama bu daha birşey
değildi, yeni başlamıştık! Diğer elimle de
aşağıdaki kılları sağa sola yatırıp,
amının küçücük dudaklarını ortaya çıkardım. Ve
yumuldum am dudaklarına. Bir yandan klitorisini okşarken, aynı
anda amının dudaklarını sırayla öpüp, yalıyor ve
emiyordum. Arada bir de dilimi amının deliğinden içeri sokup
çıkarıyordum.
Görümcemin
ağzında ısırdığı yastık olduğu
halde kısık kısık inlemeleri yükseliyordu. Ben
amını dillemeyi hızlandırdıkça, buna paralel olarak
görümcemin çırpınmaları da hızlanıyordu.
Başparmağımı göt deliğine sokunca, titremeye,
kasılmaya başladı. Kıvranması arttı. Aniden iki
ayağını da kaldırıp bacaklarını boynuma
doladı. Daha fazla dillemeyim diye boynumu mengene gibi sıktırıyordu
bacaklarıyla. Beli yükselip iniyordu durmadan. Evet, görümcem orgazm olup
boşalıyordu. 2-3 dakika kadar sürdü orgazmı. Ama ben de
boğulacaktım nerdeyse. Rahatlayınca, bacaklarını
boynumdan gevşetti, yanlara düşürdü. Ben de doğruldum, bacak
arasına bağdaş kurup oturdum, seyrediyordum. Can çekişir
gibi, Uzun uzun, derin derin soluklanıyordu halen. Biraz sürdü nefes
alış verişinin düzelmesi.
Sonra
yatağın üstünde emekleyerek yanıma geldi. Ben halen
bağdaş kurmuş oturuyordum. "Seni çok seviyorum yenge!"
deyip, dizlerinin üstüne dikeldi, yüzümü ellerinin arasına alıp,
dudaklarımı öptü. Ben de dizlerimin üstüne dikildim, "Ben de
seni çok seviyorum canım!" dedim. Öpüştük biraz, dizlerimizin
üstünde doğrulmuş halde. Ellerimiz yine birbirimizin götünün
yanaklarını okşuyor, avuçluyor, yoğuruyor,
ayırıyor, çekiyordu. Ama görümcemin bir parmağı sanki
belirli bir yeri arıyor gibiydi göt yanaklarımın arasında.
Parmağı aşağı iniyor, amıma değince hemen
yine yukarılara çıkıyordu. Belli ki göt deliğimi arıyordu.
Elimi arkaya attım, arayan parmağını tuttum ve götümün
deliğine götürdüm. Parmağının ucuyla biraz okşadı
göt deliğimi, sonra da parmağını sokmaya
çalıştı. Belli ki götümü parmaklamak istiyordu. Bunu
yapması benim de hoşuma gidecekti.
Ama o
pozisyonda biraz zordu. "Canım, bir saniye!" deyip arkamı
ona döndüm ve dört ayak oldum, bacaklarımı ayırdım. Götümün
yanaklarını biraz öptü, okşadı, yoğurdu. Sonra
parmağını soktu götümün deliğine. Görümcemin incecik
parmağı, Cavit beyin kalın yarağını yemiş
götüme, hiç zorlanmadan girmişti. Oraya kadar iyidi de, parmağı
götümde öylece duruyordu. Hareketsiz. Yine kılavuzluk yapmam gerekti.
Elimi arkaya atıp, elini bileğinden yakaladım ve elini birkaç
kez ileri geri hareket ettirdim. Böylelikle parmağı da götüme girip
çıkıyordu. Ne yapması gerektiğini anlamıştı,
ben elini bırakınca, kendisi sokup çıkarmaya devam etti. Ben de
amımı ovuşturmaya başladım.
Amımı
ovuşturduğumu farkedince, elimi ittirdi ve kendisi amımla da
ilgilenmeye başladı. Şimdi hem götümü parmaklıyor, hem
amımı ovalıyordu. Omuzumu ve yüzümü iyice yatağa
yapıştırdım. Götüm iyice dikilmişti şimdi.
İki elimi de arkaya atıp, götümün yanaklarını
olabildiğince ayırdım, rahat yapsın diye. Müthiş zevk
alıyordum, ama orgazm olmam için birşeyler eksikti sanki.
"Yalasana canım!" dedim. Amımı ovalamayı
bıraktı ve yalamaya başladı. Parmağı götüme girip
çıkmaya devam ediyordu.
Aynı
anda ıslak dili amımda gezinirken çok zevk veriyordu, ama
parmağı yeterince kalın değildi. "Dur, bekle
biraz!" dedim, kafamı kaldırıp komodinin üstündeki
şeylere göz gezdirdim. Tam istediğim kalınlıkta olmasa da,
saç fırçamın sapı kalındı. Uzandım, aldım ve
"Al, bunun sapını sok götüme!" dedim. Eski pozisyonumu
aldım, diktim götümü. Bu isteğim sanki onu
şaşırtmıştı. Kısa bir çekimserlikten sonra,
yavaş yavaş soktu fırçanın sapını götüme. Evet,
şimdi daha iyi olmuştu, götümü doldurmuştu. Görümcem
fırçanın sapını götüme sokup çıkarıp,
amımı yalarken, ben de klitorisimi okşayınca, fazla
sürmedi, inleye inleye orgazm oldum. Aslında avazımın çıktığı
kadar sesli inlemek isterdim, ama kayınpederimin uyanıp, bizi o halde
yakalaması facia olurdu.
Üstüne
basılmış kurbağa gibi, yüzükoyun yapıştım
yatağa. Fırçanın sapı halen götümdeydi, görümcem tutuyordu
halen fırçayı. Belimi, sırtımı,
omuzbaşlarımı öpüyordu. Küçük küçük buseler konduruyordu
terlemiş tenime. Elimi atıp, fırçayı çıkardım
götümden. Doğruldum. Görümcemin dudaklarını öptüm ve
"Canım, artık gitsen iyi olacak..." dedim. "Yaa yenge,
ben senle uyumak istiyorum!" dedi. Bu benim de hoşuma giderdi, ama,
"Belki başka zaman o da olur canım!" deyip, giyinmesi için
külodunu ve geceliğini eline verdim. İstemeye isteme giyindi. Son bir
kez daha öpüştük. Sonra, geldiği gibi sessizce gitti.
Ben de gayet
rahatlamış bir halde yattım, uyudum. Hep kadın kadına
sevişmenin nasıl birşey olduğunu merak edip dururdum. Bunu şimdi
öğrenmiştim ve çokta hoşuma gitmişti. Bir erkekle sikişmekten, gerçek yarak yemekten asla vazgeçemezdim, ama kadın
kadına da zevkliydi...
[Hümeyra]
|