Kayınçomun Karısı Sabiha! (Korhan 31 Y., İstanbul)
Kayınçomun karısı Sabiha, Ankara'dan geçici görevle İstanbul'a gelecekti.
Çalıştığı kurumun İstanbul'da misafirhanesi
olmasına rağmen, karım dışarıda kalmasına
kesin bir dille itiraz edip, gelmeden epeyce konuşmuş ve biz de
kalması için ısrar ederek ikna etmişti. Ankara'da kalan kayınçom ise hem işi, hem de okula giden
çocuklarından dolayı gelemiyordu. Bizim de evimiz, işimiz ve ekonomik durumumuz oldukça müsait olduğundan, Sabiha da bizde kalmaktan
memnun olmuştu. Evimizin banyolu konuk odasını ona
vermiştik.
Sabiha artık gündüzleri işe gidiyor, akşam İstanbul trafiğinden yorgun argın gelip,
kendini hemen banyoya attıktan sonra dinlenebiliyordu. Bizim için de
değişiklik olmuştu. Sabiha eğlenceli bir kızdı. Orta boyda, kumral, uzun dalgalı saçlı, ela
gözlü, minik burunlu, kiraz dudaklı, düzgün bacaklı, sıkı
yuvarlacık çıkık kalçalı, hafif bir göbeği ve oldukça
iri göğüsleri olan, açık renkli ve kaymak gibi temiz cilt yapısında
birisiydi. Kiloları kasıklarından üst tarafına doğru fazlalaşıyordu, ama fazlalıkları hep
te sexy yerlerinde toplanmıştı. Akşam
yemeklerinde ikişer kadeh içip, ardından Televizyon ya da DVD
izliyorduk. Evde iri göğüslü, kıpır kıpır,
hoş bir dişinin varlığı beni yavaş yavaş
etkilemeye
başlamış, karımı sikerken bile
Sabiha'yı siktiğimi hayal eder olmuştum. Az biraz pas verse
sikecektim de...
Nihayet bir haftasonu karım değişiklik
olması için kendilerini yemeğe çıkarmamı istedi. Hemen
kabul ettim. Akşam yemeği için hanımlar
özenle hazırlandılar. Karım, düzgün vücut hatlarına
güvenerek, koyu renk pantolon ceket, içine de su
yeşili ipek bir bluz giymiş, özenle makyajını
yapmıştı. Sabiha ise fazla kilolarını saklamak için
olsa gerek, toprak rengi, desenli bol bir etek ve siyah bluz giymiş, kumral
saçlarını lüle lüle omuzlarına salmıştı. Bluzunun
sınırlı yaka dekoltesinden görünen dolgun göğüslerinin
başlangıcı kendisine seviyeli bir sexylik
sağlamıştı. Açık teni ile koyu kıyafeti hoş
bir kontrast yakalamıştı. O da özenli, ama hafif bir makyaj yapmıştı.
Sarıyer'de müzikli seçkin bir yere gittik. Karım
yanıma, Sabiha de karşıma oturmuştu. Uzun bir yemek ve içki
faslından sonra hanımlar Çakırkeyf
olmuşlardı. Ben bu akşam harekete
geçmeyi kafaya koyduğum için, daha az içip, ayık kalmaya gayret ederken,
hanımların kadehlerini boş bırakmıyordum. Benim daha
az içmemin bahaneside araç kullanıyor olmaktı haliyle.
Bir ara karım dans etmemizi istedi. Kalktık,
slow birkaç parçadan sonra karım, "Sabiha ya ayıp olmasın,
onu da dansa kaldır!" dedi. Masaya döndük. Sabiha, "Biraz
başım dönüyor, kalkmasam olmaz mı?"
diye itiraz edecek olsada, karımın ısrarı ile
Sabiha'yı alıp tekrar piste döndüm. Sabiha kollarını
doğrudan boynuma dolayıp, "Çoktandır dansetmedim,
hem de içkiliyim, sen beni idare et biraz!" dedi gülerek. İşte buydu beklediğim, artık herkesin bahanesi
hazırdı.
Sabiha'nın nefis parfüm kokusunu içime çeke çeke dansa
başladık. Vücutlarımız gitgide daha çok birbirine temas
eder oldu. Bir süre sonra ikimiz de ilk anki tedirginliğimizi atıp
iyice rahatladık. O kadarki, benim kazıklaşan yarağım
onun kasığına sürtmeye başlarken, onun da iri
göğüsleri göğüslerime sürtünüp duruyordu. Onun belindeki ellerim
yavaş yavaş, ama taciz etmeden, sırtını okşuyor,
o ise bu temasları umursamıyor, hatta yardımcı
olur görünüyordu. Başı omuzumda şarkı
mırıldanıyordu.
Etrafımız kalabalıklaşmış,
benim gayretimle biz ortalarda kalmıştık. Sabiha bu akşam çok eğlendiğini, bunun için bana minnettar
olduğunu belirterek teşekkür etti. Karşılık olarak,
"Rica ederim, lafı bile olmaz, sen bizim için çok özelsin!"
diyerek, ortamın loşluğundan faydalanarak karıma
farkettirmeden hafifçe yanağından öptüm. Tepkisi gülümseyip
gözlerimin içine içine bakmak oldu. Bu iş oluyordu. Ama karımı
daha fazla yalnız bırakıp kuşkulandırmamak için,
"Oturalım mı?" dedim. Sabiha tam havaya giriyordu, biraz
isteksizce de olsa, "Peki!" dedi.
Biraz daha oturup, kahvelerimizi içtikten sonra
kalktık. Eve geldiğimizde merdivenleri çıkmak için her ikisinin
de koluna girmek zorunda kaldım. Havalar ısınmıştı
artık, ben üzerimi değiştirip bir tişörtle altıma bir
şort giydim. Hanımlar da üzerlerine şort ve askılı
birer bluzdan oluşan bol ve hafif ev kıyafetlerini giyip salona
geldiler. Sütyenlerini de takmadıkları göğüs uçlarının
belli olmasından anlaşılıyordu. Hele Sabiha'nın iri
memeleri kumaşı davul gibi gererek, uçlarının iyice ortaya
çıkmasına sebep olmuştu. Çakırkeyf halleri devam ediyordu,
dilleri biraz peltekti. En küçük espriye güler olmuşlardı. Ben de
havaya girmiştim, müstehcen fıkralarla
ortamı kahkahaya boğuyordum. Yatmadan cila olması için hepimize
buz gibi birer bira koydum getirdim. Tabii, karımınkine yedi damla
uyku ilacı karıştırarak...
Biraların bitmesinden onbeş dakika sonra
karım oturduğu yerde uyumaya başladı. Onu yatağa
götürüp yatırdım. Derin derin uyumaya başlamıştı.
Emin olmak için sarsmama rağmen uyanamıyordu. Ama salona döndüğümde
moralim bozuldu, Sabiha da kanepenin arkasına yaslanmış olarak
uyuklamaya başlamıştı. Anlaşılan bu gece
Sabiha'yı sikme emelime kavuşamayacaktım.
Moral bozukluğu ile, "Hadi Sabiha, sen de
yatağına git artık!" dedim. Gözlerini açamadan
anlaşılmaz bir şeyler mırıldandı.
"Anlaşılan sana da uyku bastı, tek başına
gidemeyeceksin, dur ben sana yardım edeyim!" diyerek, kolunu boynuma
atıp, odasına kadar adeta sürükleyerek, bu arada tuttuğum
yerlerini okşayarak yardım ettim, yatağının üzerine
oturttum. Gözleri kapalı sallanıyor, hemen yatmak istiyordu.
"Hadi bakalım, sana iyi geceler!" diyerek önce
yanaklarından öptüm, sonra dayanamayıp dudaklarını öpmeye
başladım. Dans ederken hafif okşamalarımı ve
yanağına kondurduğum öpücüğü tebessümle
karşılamasına, hatta davetkar bakışlarına
rağmen, beklemediği bu öpücüklere karşılık
kadınca bir içgüdüsel tepki ile başını çevirip kurtulmaya
çalıştı.
Çenesinden tutup dudaklarımı dudaklarına
yapıştırarak derin derin öpmeye başladım. Elleri ile
başımı uzaklaştırmaya çalışıyor, ama
alkolün etkisi ile başarılı olamıyordu. Önce yüz verip
şimdi de reddetmesi egomu kırmış, beni
hırslandırmıştı. Yatağa sırtüstü devirerek,
her iki kolunu başının üstüne doğru
gerip, sol elimle de bileklerinden tutarak, yatağa
yapıştırdım. İri göğüsleri top top gerilmişti.
Bacaklarını da ayırarak arasına girip üstüne abandım.
Artık tamamiyle hareketi kısıtlanmış, ağır
gövdemin altında hapsolmuştu. Şortumu delecek gibi duran
yarağımı amının üstüne denk
getirip, ileri geri sürtünmeye başladım. Sabiha kendini kurtarmak
için uğraşıyor, çıplak bacakları sağımda
solumda sallanıyor, ama bu cılız
kıvranışları benim içimdeki ona sahip olma hislerimi iyice
besleyip büyütüyordu.
Boynunu, çenesinin altındaki tombul
gıdısını ve omuzlarını öpmeye başladım.
Oradan dolgun koltuk altlarına inip, hafif dişleyerek emdim. Sabiha gözlerini
açamadan, "Hayır, olmaz... Hayır..."
diye mırıldanıyor, bedenini benden uzaklaştırmaya
çabalıyordu. Fakat onu dinleyecek halde değildim.
Adeta vahşi bir hayvana dönmüş, kendimi ona sahip olma arzusunun büyüsüne
kaptırmıştım. Altımda kıvrandıkça içimdeki
ateşi de büyütüyordu. Dilimi boynu üzerinde dolaştırarak yeniden
yüzüne ulaştım. Burnunu, yanaklarını, kulak memelerini
yaladım. Kulak memelerini yalarken karşı koymaları
azaldı. Dilim kulağının etrafında dolanıyor,
arada sıcak nefesimle birlikte deliğine
girip çıkıyordu. Dişlerimi hafif hissettirerek kulak memelerini emmeye
başladım, itirazları iyice kesildi.
Artık direnmiyor, sanki olacakları
kabullenmiş gibi görünüyordu. Direnmekten yorulmuş ellerini serbest
bıraktım. Şimdi ellerini beni uzaklaştırmak için
kullanmıyordu. Kulak memelerinin emilmesiyle iyice gevşemişti. Boynunu
ve çenesini emerek geldiğim dudaklarını tekrar emmeye, dilimi
ağzının içinde dolaştırmaya başladım. Dilimin
ağzında dolaşmasına itiraz etmiyor, ama
karşılık ta vermiyordu. Gözleri kapalı, sanki istediklerimi
yapmama izin vermişti.
Üst giysisini yukarı sıyırıp,
memelerini avuçlayarak, öpücüklerime devam ettim. Boynunu yalayıp,
çenesinin altını uzun uzun emerken, ellerim
de bacaklarını okşayıp, kalçalarını avuçluyordu.
Biraz sonra da üzerinden kalkıp, şort ve tişörtten oluşan
giysilerini çıkarıp attım. Siyah bir külotla
kalmıştı. Gözleri kapalı derin derin inliyordu. Göğüsleri
iri iri yayılmış, loş ışıkta olduğundan
daha diri görünüyorlardı. Göbeğinin tümsekliğinden itibaren
yukarı doğru başlayan tombulluğu
benim gibi iri kadınlardan hoşlanan birisi için oldukça tahrik
ediciydi. Bir süre bu lekesiz, temiz ciltli, kaymak gibi bembeyaz vücudu, düzgün bacaklarını,
göbek çukurunu seyrettim. Nedense cildi bende 'Krem Şanti' çağrışımı
yapmıştı. Artık bu kaymak gibi vücut bana aitti, saatlerce her
istediğimi yapabilir, istediğim kadar sahip olabilirdim.
Sonra ben de soyunup, yatağın kenarına diz
çökerek bacaklarına yumuldum. Hiç acele etmeden, dizlerinden
kasıklarına kadar olan bölgeyi uzun uzun yaladım, emdim. Sonra
yukarıya yönelerek dilimi bacaklarının üzerinden ve
kasıklarının yanlarından boylu boyunca gezdirerek tombul
göbeğinin çukuruna ilerledim. Burayı uzun uzun yalayıp emdim. Bir taraftan da sol elimle memelerini, diğeriyle
külotunun üzerinden amını okşuyordum. Amının
okşanmasına bacaklarını açıp kalçalarını
oynatarak karşılık vermeye başladı. Dilimi göbek çukuruna
sokup çıkardıkça hoşlandığını belli
edercesine hafif hafif inliyordu.
Daha da yukarı ilerledim ve düzgün
biçimli, iri ama iki çocuğa rağmen halen dolgun duran
göğüslerine bir süre iştahla baktım. Bembeyaz ve pürüzsüzdü,
meme başları pembe pembe bana göz kırpıyordu.
İki elimle göğüsleri yanlardan
bastırarak nazikçe avuçladım ve ağır ağır
yoğurdum. Ardından onları arzuyla yalamaya başladım. Sabiha'nın
inlemeleri artmıştı. Gözleri tamamen kapalıydı, ama meme
uçları iyice sivrilmişti. Dilim bir fırça gibi uçlarda
gezindikçe nefes alıp verişleri hızlandı. Göğüslerini
iki yanlarından sımsıkı
kavrayarak, sivrilttiğim meme başlarını hafifçe
ısırarak emmeye başladım. Yüzümü göğüslerine sürterek,
koklaya koklaya, aç bir bebek gibi dakikalarca somurdum.
Belki de biraz canı yanan Sabiha gözlerini açamadan
kıvranmaya, inlemeye devam ediyordu. Sesinin daha çok yükselmesinden çekinerek, öperek
susturmayı denedim. Bu kez öpücüklerime o da karşılık
verdi. Ve çılgınca öpüşmeye başladık. Dillerimiz dans
ediyor, birbirimizin dudaklarını emiyorduk. Dudaklarımı Sabiha'nınkilerden
güçlükle kurtarıp, külodunu acele etmeden yavaşça sıyırıp
ayaklarından çıkardım, bir hediye paketini açar gibi. Bu geceyi
daha sonra anımsamak adına, her şeyi, her anı beynime
kazımak için Slowmotion yaşamak istiyordum.
Amının dudakları ve çevresi özenle
temizlenmişken, kanatların başladığı yerden üstte
kalan tarafı ise, iki parmak eninde bir şerit şeklinde açık
kahverengi tüylerle kaplıydı. Sanki kasıklarından amına giden yolu gösteren bir işaret çubuğu
gibi. Tanrım, Sabiha'nın o evcimen görünüşünün altında,
bedenine özen gösteren, dişiliğini önemseyen ve
karşısındakini tahrik etmek için öne çıkaran biri
vardı demek ki!
Tüylü bölgesini parmaklarımla okşayıp,
dolgun, etli amına kısa bir süre
baktıktan sonra, bacaklarını iyice ayırarak
başımı arasına gömdüm. Amını,
salyalarımı akıta akıta boydan boya yalıyor, klitorisini
ve kanatlarını ağzıma doldurabildiğim kadar emiyordum.
Kalın dudaklı, ağız dolduran harika bir amı
vardı. Ben yaladıkça titriyordu. Sabiha iki
doğum yapmıştı, ama son yıllarda tüm
jinekologların daha fazla para kazanmak için çıkardıkları
geleneğe uyarak, Sezeryan doğumlar yaptığından,
kasığındaki doğum kesiğinden
başka amında en ufak bir deformasyon yoktu. Bakire bir genç kız amından farksızdı.
Bir süre amının her
noktasını yalamaya devam ettikten sonra, bacaklarını
dizlerinden yukarı doğru kırıp, dilimi amının
içine sokup sokup çıkarmaya, onu adeta dilimle becermeye
başladım. Islak amının içi
fırın gibi yanıyordu. Başını arkaya atarak iyice
kasılan Sabiha, artık açık seçik ve yüksek sesle inliyor,
başımı elleriyle içine doğru
bastırıyordu. Benim salyalarımla, Sabiha'nın amından sel gibi boşalmaya başlayan
sıvılar birbirine karışıyordu.
Yaklaşık 10 dakika sonra ben de yatağa ters
uzanarak, 69 pozisyonuna geçtim. Sol başparmağımı köküne
kadar amına sokup çıkararırken yalamaya
devam ettim. Yarağımın başını ıslak ve hafif
ayrık olan dudaklarına değdirdim, elini
tutup yarağıma götürdüm. Yarağımı büyük bir
ustalıkla kavrayan Sabiha bir an sonra başını yalamaya
başladı. Kalın yarağımı bir yandan ustaca
avuçlarken, yarağımın irileşmiş kafasını
ağzına alıp emiyordu. Ufff, harika sakso çekiyordu, zevkten
kuduruyordum. Anlaşılan kayıbirader iyi
yetiştirmişti karısını.
Artık ikimiz de fena azmıştık,
birbirimizi emiyor, yalıyor, inliyorduk. Sabiha sanki uyanmaya
çalışıyor da bir türlü gözlerini açamıyor gibiydi,
yaşadıklarının gerçek mi rüyamı olduğunu, kiminle
seviştiğini anlayamıyordu sanki. Belki de kendisini
kocasıyla sevişiyor sanıyordu. 5 dakika
süren bu şehvetin sonunda Sabiha'nın şiddetli kasılmalar ve
vahşi iniltilerle üst üste orgazm olması nerdeyse benim de
boşalmama sebep olacaktı.
Doğrulup, "Umduğumdan da
tatlıymışsın aşkım, dur bakalım bu henüz
başlangıç, daha ne zevkler yaşatacağız
birbirimize!" diye fısıldadım kulağına. Beni
duyup duymadığı belli değildi. Cevap veremedi, ama
kısık sesle inlemeye devam etti. Nefesi biraz normalleşince, Sabiha'yı
yüzükoyun çevirdim. Vücudu arkadan da çok sexy görünüyordu. Dışa
çıkık sıkı kalçaları iki adet top gibi duruyordu. Ensesinden
başlayarak aşağıya doğru tüm
sırtını, belini, kalçalarını, bacaklarının
ve dizlerinin arka taraflarını, baldırlarını öperek,
emerek, yalayarak, ısırarak ilerledim. Ayak bileklerini,
topuklarını uzun uzun öptüm. Tombul ama tertemiz pedikürlü
parmaklarını emdim. Acele etmeden
yukarıya ilerledim ve Sabiha'nın günlerdir beni delirten o sımsıkı yuvarlak poposunu ısıra
ısıra öpmeye başladım.
Belden yukarısı yatakta
kalıp dizleri yere temas edecek şekilde, bacaklarını
yataktan aşağıya sarkıttım. Bacaklarını
biraz yanlara açtım. Dizlerinin üzerinde domalmış bir pozisyon
almış, yuvarlacık poposu gerilerek iyice ortaya
çıkmıştı. Yuvarlak top top kalçalarını
avuçlayıp ayırdım. Amı zevkten sulanıp
kabarmış, iri bir midye gibi duruyor, hemen üstündeki küçücük kahverengi
göt deliği de büzülmüş, mahçup mahçup bana bakıyordu.
Tişörtümü alıp, götünün deliğini iyice
sildim, sonra ağzımı yapıştırıp büyük bir
zevkle emmeye başladım. Dilimi çıkarabildiğim kadar
çıkarıp deliğin üzerine yapıştırıp
fırçaladım. Bir süre salyalarımla iyice ıslatıp, kaslarının
gevşemesini bekledim. Sonra ellerimle kalçalarını iyice
araladım ve dilimin ucunu götünün deliğine
soktum. Sabiha şiddetle inleyince, "Sessiz ol tatlım, sesimiz
duyulacak!" deyip dilimle göt deliğini sikmeye devam ederken, bir
yandan da işaret ve orta parmaklarımı amına
sokup çıkarmaya başladım. Dilimi göt deliğine soktukça Sabiha inliyor, titreyerek dilimin daha
derinlere girmesini sağlıyordu. Yalama tempomu iyice
arttırdım, artık hem amını
hem götünü emiyor, dil atıyor ve bızırını
dişliyordum. İyice azan Sabiha kalçalarını havaya
kaldırıyor, deli gibi sağa sola sallıyordu. Birden inleyerek
titremeye başladı, çok şiddetli orgazm oluyordu...
Titremeleri bitip nefes alışları da
düzelince, onu tekrar yatağa alıp sırtüstü çevirdim. Belinin
altına yastık koyarak amını ve
götünü iyice ortaya çıkarttım. Sonra yukarı kayıp
dudaklarına yumuldum, zevk sarhoşu tombulum, beni vahşice
öpüyor, dişliyordu. Ben de başparmağımı köküne kadar amına, orta parmağımı da iyice
ıslanmış ve gevşemiş göt deliğine inlete inlete
sokarak o kocaman memelerine yumuldum yeniden. Büzüğünün girişindeki
ilk kaslar bir sıkışıp bir gevşiyor, parmağıma
alışmaya çalışıyordu. Başparmağımla
amından aldığım
sıvıları göt deliğine sürüp, girişi iyice
kayganlaştırdım. Artık orta parmağım
rahatlıkla dibine kadar götüne girmiş, Sabiha'nın iki
deliği de dolmuştu. Amındaki başparmağımla götündeki
orta parmağımı hissediyordum.
Onu tekrar tahrik etmek istiyordum. Memelerinin sivrilmiş
başlarını emiyor, oradan göbeğinin çukuruna dilimi sokuyor,
sonra yukarı çıkıp boynunu, kulaklarını, hatta kolunu
yukarı kaldırıp koltuk altlarını emiyordum. Koltuk
altlarındaki hafif ter kokusu bile çok tahrik ediciydi. Parfüm
kokularından daha fazla dişiliğini vurguluyor, beni hepten
azdırıyordu. Sabiha bedenine yapılan bu çılgın
saldırıya dayanamadı yine, açık seçik ve yüksek sesle
inlemeye başladı. "Hadi sik beni, nolur sikkk!" diye
söyleniyordu.
Sevişmeye başlayalı kırkbeş dakika
olmuş, artık yarağım çatlayacak hale gelmişti. Bacaklarını
omuzuma alarak yarrağımı köküne kadar amına
soktum. Ve girip çıkmaya başladım. Belimden aşağısı
bir Şimendifer gibi hedefine doğru
çalışıyordu. Yarrağımın başına kadar
dışarı çıkarıp, sonra dibine kadar köklüyordum. Ben
girip çıktıkça, iri memeleri, göbeği kıpır
kıpır oynuyordu. Yüzünü sanki acı
çekiyormuşçasına buruşturuyor, başı sağa sola ve
geriye kasılıyordu. Omuzlarımdaki bacaklarını,
ağzıma aldığım ayak parmaklarını emmeye
başladım. Erken boşalmadan, bu sevişmenin mümkün
olduğunca uzaması için, kendimi kontrol ediyor, büyük bir zevkle
içine girip çıkıp, girip duruyordum...
Sonra tekrar yüzükoyun çevirip, bacaklarını
ayırarak kazık gibi olmuş ıslak yarağımı tekrar
amına sonuna kadar soktum. Sabiha küçük bir
çığlık attı ve kendini tatlı tatlı esnetmeye
başladı. Bacaklarını birleştirip ata biner gibi
kalçalarının üzerine oturdum. "Nasıl, hoşuna gidiyor
değil mi? Artık biraz da benim istediklerim
olsun!" diyerek ritmik hareketlerle kalçalarının üzerinden içine
doğru gidip gelmeye başladım. Zevkten kudurmuştum. Yuvarlak
taş gibi poposunun kasıklarıma teması harikaydı.
Üzerine uzanıp, ele sığmayan iri göğüslerini alttan
avuçlayıp, tüm gücümle yüklenmeye devam ettim. İyice irileşip
kemikleşmiş yarağım Sabiha'nın alev almış amına bir makine disiplininde girip çıkıyor,
kasıklarımın kalçalarına her çarpışından çok
tahrik edici sesler çıkıyordu. O da altımda
kıvranıyor, kalçalarını ileri geri oynatıyordu.
Ama bu işin de bir sonu vardı elbet. Sona
doğru yaklaştığımı
anlayınca içinden çıkmadan Sabiha'yı yan çevirdim, dizlerini
karnına doğru çekip kaşık pozisyonunu aldım.
Şimdi, kalça kemiğimi vücudumun ağırlık merkezi
yaptığımdan, çok daha rahat, bir piston gibi girip
çıkıyor, atak üstüne atak yapabiliyordum. Sabiha'nın başı
sağ kolumun üzerindeydi. Sol elimle memelerini
avuçlayıp, karnını ve kasıklarını
okşarken, boynunu ve kulaklarını aralıksız
emiyordum...
Tempomu ne kadar azaltsam, işi ne kadar yavaştan
alsamda, uzun süre dayanılacak bir durum
değildi bu. Kısa süre sonra nefes alıp verişlerimiz iyice
hızlandı, tüm bedenim elektriğe kapılmış gibi
kasılarak, boşalmaya başladım. O da benimle birlikte
orgazmın doruklarına tırmanıyor, inlemeleri odada
yankılanıyordu. Ben ise zevk haykırmalarımın
dışarıdan duyulmaması için başımı Sabiha'nın
lüle lüle kumral saçlarına gömdüm. Bu şekilde titremem bir iki dakika
devam etti.
Bu ilk postaydı. Dinlendikten sonra sikmeye devam ettim. O
gece Sabiha'nın orgazm inlemeleri sabaha kadar sürdü. Vücudunda
yalanıp emilmedik bir santimetrekare yer kalmadı. Sabaha
karşı, Sabiha'nın tüm vücudunu temizleyip, giysilerini giydirerek
yatırdım...
Ertesi gün öğleye doğru
uyandık. Kahvaltıda, biraz garip bir durgunluğu vardı
Sabiha'nın. Karım durgunluğunun sebebini sorunca, "Çok garip rüyalar gördüm..." dedi. Belki de yaşadıklarının rüya olduğunu
sanıp, ne kadar gerçekçi yaşadığına
şaşırıyordu :)
[Korhan]
|