Karımın Yengesini Seviyor ve Sikiyorum! (Bülent 35 Y., İstanbul)
Merhabalar.
Ben Bülent. 35 yaşındayım, yaklaşık 10
yıllık evliyim, güzel bir evliliğim ve birde oğlum var. Çocuğumuz olduğu
zaman, çocuğa bakması kolay olsun diye kayınpederlere yakın
bir mahalleye taşınmıştık. Eşimin tüm
akrabaları birbirlerine yakın oturuyorlardı. Biz de artık
onlara yakındık. İşte herşey bundan sonra başladı.
Tabi yakın olduğumuz için artık sürekli herkes ile görüşür
olmuştuk. En çok ta eşimin dayısı ve yengesiyle
görüşmeye başlamıştık. Onlarla o kadar sık
görüşüyorduk ki, son zamanlarda en az haftada 2 kere ya biz onlarda, yada
onlar bizdeydi. Bu ziyaretler aynı zamanda Selma yenge ile de benim
yakınlaşmama sebebiyet olmuştu. (Selma yenge, eşimin
dayısının karısı. Eşimin dayısına ben
de Dayı, yengesine de Yenge diyorum.
Selma yenge
ile kafa yapası olarak çok iyi anlaşmaya
başlamıştık, benden 15 yaş kadar büyüktü. Dayım da
beni çok seviyordu. Eşimin aile tarafı fazla içkici değildir,
ama dayım bendendi ve sürekli ufak ufak içiyorduk beraber. Ailede bir tek
yengem ile ben sigara içtiğimiz için ve evlerin içinde sigara
içilmediği için, biz yengem ile balkonda sigara içerdik. İşte bu
sigara içmelerimiz esnasında yengem ile esas
yakınlaşmalarımız olmaya başladı. E tabi,
baş başa kalınca her konudan konuşmaya
başlıyorsunuz zamanla. Hele birde bu iki karşı cins olunca,
her ne kadar olmaz dense de bir elektriklenme doğuruyordu. Yengem ile çok
yakın iki dost olmuştuk adeta, hatta o kadar ki, bazen artık
kimseye söylemeden buluşmalarımız
başlamıştı. Tabi bu buluşmalar iki sevgili
buluşması gibi değildi başlarda ve gizli bir buluşma da
değildi. Ya bazen ben onu arıyordum, "Yenge müsaitsen, bir kahveni
içmeye geleceğim!" diye, ya da bazen o arıyordu, "Hadi gel, bir kahve
içelim!" diye. Ama bu durum, son dostane buluşmamızda tamamen
değişecekti.
Bir gün
canım çok sıkkındı, ödeme olarak aldığım
büyük bir çekin sıkıntısı olmuştu. Bu sırada
yengem aradı, "Gel, bir kahve içelim!" diye. Zaten o akşam onlarda
olacaktık. Öğleden sonra 14:00 gibi gittim yengeme. Oturup
konuşmaya başladık, tabi ben çek olayından bahsettim. Yengem
çok üzüldü, "Dert etme, ben yardımcı olurum sana!" dedi.
Paraları vardı, aslında yengemin esas parası vardı
ailesinden gelme. Çok sevinmiştim, hatta o kadar sevinmişim ki, bu
yüzüme bile yansımış. Yengem de bana, "Hah, sen hep böyle gül!"
dedi. Artık çok rahatlamıştım ve yengeme, "Hadi bir kahve daha
içelim!" dedim. O eve her yalnız gittiğimde çok
heyecanlanıyordum ve adeta ateş basıyordu. Son zamanlarda
yengeme daha bir ilgili hale gelmeye başlamıştım. O kadar
ki, bazen özel konular hakkındaki konuşmalarımız
esnasında yarağım bile kalkıyordu.
Yengem
kahveler ile geldi ve yanıma oturdu. Elini elimin üzerine koyarak, "Hallolmayacak
mesele yok, yeter ki sen üzülme!" dedi. Elinin sıcaklığı
bende yine hareketlenmelere sebep olmaya başlamıştı.
Aslında eli bir genç kızın elleri değildi,
yılların oluşturduğu çatlaklar vardı. Tam elini
çekeceği zaman tuttum ve çekmesine engel oldum. Benim o hareketim
sonrası sanki donup kalmıştı yengem. Sadece birbirimizin
gözlerinin içine bakıyorduk. Sessizliği dudağımdan
çıkan iki kelime bozdu, "Bırakma elimi!" dedim. Ben öyle deyince yengem
elimi daha bir sıkı tuttu ve "Sen istemediğin sürece
bırakmam!" dedi. Ok yaydan çıkmıştı artık. İkimiz
de olacakları biliyor ve istiyorduk.
Sonra yine
bir sessizlik kapladı ortamı. Ben dudaklarımı yengemin
dudaklarına yavaşça yaklaştırmaya başladım. Nefes
alıp vermeleri çok hızlanmıştı. Nefeslerimiz
dudaklarımızdan önce birbirine karışmıştı
bile. Ardından dudaklarından usulca öpmeye başladım.
Öpüşmelerimiz karşılıklıydı ve ufak
öpüşmeler şeklindeydi. Sonra tamamen kenetlendi
dudaklarımız. Uzun bir öpüşmenin ardından nefessiz
kalmıştık adeta. Dudaklarımız
ayrıldığı zaman, dilimden dökülen kelimeler, "Seni seviyor
ve istiyorum yenge!" olmuştu. Yengem, "Ben de seni seviyorum ve istiyorum!"
deyince, tekrar öpüşmeye başladık.
Yengem iki
eliyle kafamdan tutarak beni kendi üzerine çekerek koltuğa
yatabildiği kadar yattı. Tuhaf bir pozisyon almıştık
koltukta, yarımız koltuğun dışında, diğer
yarımız ise koltukta yatar vaziyetteydi ve sevişmeye
başlamıştık. Bir yandan öpüşürken, sol elimle yengemin
eteğini yukarıya kadar kaldırmış, bacağından
kalçalarına kadar okşuyordum. Diğer elim ise
göğüslerinde geziniyordu. Yengem ise sırtımı ve
başımı okşuyordu. Sonra yengem yavaşça benim
gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. Şimdi ellerini
kıllı göğsümde dolaştırıyordu. Bense biran önce yengemin
amına girmek istiyordum...
Biraz
üzerinden kalkarak, pantolonumu boxerımla birlikte dizlerimin altına
kadar indirdim. Ardından yengemin eteğini yukarıya iyice
toparlayıp, külotunu yana sıyırdım ve yarağımı
amına dayadım. Amı çoktan sırılsıklam
olmuştu. Yarağımı yavaşça sokmaya başladım.
Sanki ilk defa sikilen bakire bir kız kadar dardı amı ve alevler
içerisinde yanıyordu. Yavaşça girip çıkıyordum o
sıcacık ve sırılsıklam amına. Her defasında
daha çok giriyordum ve yengem o sırada altımda inliyordu.
Yavaşça hızlanmaya başladım. Benim hızlanmamla beraber
yengemin inlemeleri de hızlanıyordu. Genç bir kızla sikişmek
kadar zevk veriyordu yengemi sikmek. Ve ben daha fazla dayanamayarak içine
boşalmaya başladım. Tüm döllerim içine boşalıncaya
kadar durdum içinde. Yarağımı amından çıkarttığımda
döllerim de amından dışarıya doğru süzülmeye
başladı.
Yengemin
üzerinden kendimi yana bıraktığımda, yengem amını
tutarak banyoya gitti. Öylece oturuyordum koltukta, üzerimi bile
toplamamıştım. Banyodan su sesi geliyordu, ama yengem gelmek
bilmiyordu. Üzerimi toparlayarak banyoya gittim, kapıyı çaldım.
Yengemin ağladığını fark edince kapıyı
açarak içeriye girdim. Yengem klozette oturuyordu. "Git, ne olur çık!"
dedi. Ama yanına giderek elinden tuttum ve ayağa kaldırdım.
Çenesinden tutarak yüzünü bana baktırdım, "Bunu yapma lütfen, seni
seviyorum!" dedim ve öpmeye başladım. Ağlaması devam
ediyordu, ama benimle öpüşmeye de devam ediyordu.
Kucağıma
alarak yatak odasına yöneldim. Kucağımdan yatağa
bıraktım. Yanına yatarak, "Seni seviyorum!" dedim. "Ben de!"
diye cevap verdi ve tekrar sevişmeye başladık. Bir yandan
sevişiyor, bir yandan da birbirimizi soyuyorduk. Kısa süre sonra
ikimiz de çırılçıplak kalmıştık. Bir ara
dizlerimin üzerinde kalktım ve yengeme baktım. Yenge dediğim
kadın altımda sere serpe yatıyordu ve yaşına
rağmen çok diri bir vücuda sahipti. Elbette vücudunda deformeler
vardı, ama bu kadına adeta hasta olmuştum. Ben öyle dururken elini
uzatıp yarağımı kavradı ve okşamaya
başladı. Ben de bu sırada bir çocuğu çıkartmasına
rağmen halen daracık olan o güzel amcığını okşamaya
ve parmaklamaya başladım.
Bir süre
sonra bacaklarının arasına girerek, yarağımı
tekrar amının dudakları arasına yerleştirdim ve
sokmaya başladım. Yengemin dizlerinden tutarak bacaklarını
iyice iki yana ayırarak, yarağımı daha çok sokmaya
çalışıyordum amının içine. Yengemin iniltileri
odayı kaplamıştı. Üzerine doğru eğilerek yarağımı
çıkarttım o sıcacık yerden ve zamanın az da olsa
yıprattığı göğüslerine yumuldum. Bir yandan göğüslerini
okşarken, diğer yandan onları öpüyor, emiyor ve
ısırıyordum. Yengem çıldıracak gibi inliyordu. Ve
tekrar yarağımı amına soktum. Kısa bir süre bu
şekilde devam ettim sikmeye. Sonra tekrar içinden çıkarak, yengemi
önümde domalttım...
Yarağımı
tutup arkadan yengemin amına soktum ve kalçalarından tutarak
hızlıca girip çıkmaya başladım amına. Bu
pozisyonda daha bir zevk alırcasına inliyordu yengem. Ben ise daha da
hızlanıyordum. Bazen üzerine doğru abanıp, altta sallanan göğüslerini
okşuyordum. Artık yengem inlemiyor, adeta bağırıyordu.
Tekrar boşalacaktım, ama tutmaya çalışıyordum kendimi,
çünkü yengem de gelmek üzere gibiydi. Derken yengem inlemeler
eşliğinde boşalmaya başladı. Ben de durmadım ve
iyice hızlanarak yengemin içine boşalmaya başladım. Bir
süre öylece içinde hareketsiz kaldım. İkimiz de ter içinde
kalmış ve sırılsıklam olmuştuk. Böylesine zevk
verici bir seks yaşamamıştım şimdiye kadar.
İkimiz de
yatakta perişan şekilde yatıyor ve dinleniyorduk. Birbirimize
dönük vaziyette yatarken, ellerimiz birbirimizin vücutlarında geziniyor,
sanki birbirimizi keşfediyorduk. Bir ara tekrar göz göze geldiğimizde,
ikimizden de aynı anda, "Seni Seviyorum!" kelimeleri çıktı.
Gülmeye başladık. Saate baktığımızda, saatin 18:00'e
geldiğini fark ettik ve telaşlı bir şekilde giyinmeye
başladık. Zamanı unutmuşuz. Dayım her an gelebilirdi.
Ben hemen salona geçtim ve ortalığı toparlamaya
başladım, yengem de o sırada yatak odasını toparlıyordu.
Daha yengem salona
gelmemişti ki, kapı açıldı ve dayım içeri girdi. Beni
görünce, "Ooo Bülent, sen geldin mi ya?" dedi. Çok
heyecanlanmıştım ve ayağa kalkarak, "Hoş geldin
dayı!" diyebildim. "Ne o, erkencisin?" filan derken, o sırada yengem
içeriye girerek dayıma, "Hoş geldin!" dedi. Dayım sehpada duran
kahveleri görünce, "Ohh, kahveler filan, muhabbet iyi galiba!" dedi ve güldü.
Biz de hemen muhabbete vurduk tabi. Dayım yengeme, "Ee, akşam için
hangi güzel yemeklerini yaptın bakalım?" deyince, yengem, "Valla bir
şey yapmadım, bugün kendimi iyi hissetmiyordum. Pizza filan söyleriz
diye düşündüm..." dedi. Derken eşim ile çocuk, sonra
dayımların kızı geldi.
Pizza
söyledik, muhabbet filan, oturuyorduk. Ama dayımın yüzüne bakmaya
adeta utanıyordum. Dayım benimle kendi oğluymuşum gibi
konuşuyordu. Hatta bir ara, "Bak Tanrının işine, bizim
oğlumuz olmadı, ama sen de bizim oğlumuz oldun, dimi Selma?"
dedi. Yengem de, "Tabi canım!" dedi. Nasıl bu adamın yüzüne
bakacaktım, daha birkaç saat evvel karısı altımda inliyordu
ve birbirimizi zevkin doruklarına taşıyorduk. Şimdi hiçbir
şey olmamış gibi muhabbet ediyorduk. Yengemle de göz göze gelemiyorduk,
eminim ki o da aynı benim gibi düşünüyor olmalıydı.
Bu ilk zor
gece en sonunda bitmişti ve kalkacaktık artık. Evden
çıkarken tabi öpüşme faslı filan derken, yengem ile
öpüşürken kulağıma, "Seni seviyorum!" diye
fısıldadı. Ben de öbür yanağını öperken, "Ben de
seni!" diye cevap verdim. Tüm suçluluk psikolojisine ve zorluklara rağmen,
yengemle tuhaf bir ilişkiye başlamıştık artık.
Azmak güzel geldi ve bu ilişkiyi devam ettiği yere kadar
götüreceğiz :)
[Bülent]
|