Karımı Üniversitedeki Öğrencimle Aldattım! (2) (Yiğit 33 Y., New York / USA)
Burçin ilk kez
anal seks yapmanın vermiş olduğu etkiyle bacakları hafifçe
ayrık bir biçimde yürüyordu. Bir süre sonra tuvaletten çıkıp
yanıma geldi ve göğsüme yatarak dudaklarımı öptü. Biraz
dinlendikten sonra tekrardan onu öpmeye başladım. Bu taze vücudu hiç bırakasım
yoktu. O gece defalarca seviştik ve sabaha karşı
uyuyakaldık.
Ertesi gün uyandığımda,
okula gitmek içimden gelmedi, arayıp izin aldım. Tüm günümü Burçin'le
geçirmek istiyordum. Burçin uyuyorken mutfağa girip kahvaltı
hazırladım bizim için. Bu güzel hediyesinden dolayı ona çok iyi
bakmam gerekiyordu. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra odaya
gittim ve Burçin'i öperek uyandırdım. Gülümseyerek bana baktı. Daha
sonra hafifçe doğruldu, birşey arıyormuş gibi elini kenara
attı, ama sonra benim evimde uyandığını hatırlayarak,
"Ah, sabahlığımı arıyordum..." dedi.
Gülümsedim ve
karımın gardrobunu açıp ona karımın geceliklerinden
birisini uzattım. Kırmızı, gayet sexy bir askılı
gecelikti bu. Burçin geceliği aldı ve üstüne geçirdi. Burçin'in
vücuduna çok güzel oturmuştu. Ayağa kalktığında garip
bir çekicilik sezdim Burçin'de. Karımın geceliği Burçin'le
yaptığımız yasak şeyi daha da ortaya
çıkartıyordu sanki.
Birlikte
mutfağa geçtik. Kahvaltımıza
başladığımızda, Burçin, "Gerçekten karın çok
şanslı. Böyle bir erkeğe sahip olmak çok kolay değil. On
parmağında on marifet!" dedi. Burçin'e, "Teşekkür
ederim. Aslında her erkeğin yapması gereken şeyler!"
dedim. Kahvaltı sırasında Burçin saate baktı ve "Sen
okula gitmeyecek miydin?" dedi. İzin aldığımı ve
tüm günü onunla geçirmek istediğimi söyledim. Gülümseyerek, "Aslında
harika bir fikir bu, ama benim yüzümden işinden de olmanı istemem!"
dedi. Elini tuttum ve "Senden önemli bir şey yok. Son zamanlarda beni
o kadar mutlu ettin ki, bu kadarı önemsiz bile!" dedim. Burçin
tatlı gülümsemesini takınarak bana baktı ve
kahvaltısına devam etti.
Burçin kahvaltısını
bitirdikten sonra yatak odasına gitti. Ben de onun peşinden yatak
odasına girdim. Burçin geceliğini beline kadar toplamış aynada
kalçasına bakıyordu. "Ne oldu?" diye sordum. Burçin, "Dün
gece çok kızarıktı da, geçmiş mi diye baktım..."
dedi. Burçin'i belinden tutup kendime çektim ve dudaklarını öperek, "Pişman
değilsin umarım?" dedim. Burçin dudaklarıma bir öpücük daha
kondurup, "Asla!" dedi. Harika hissediyordum, onunla birlikteyken
adeta zaman duruyordu.
Burçin'i
bırakıp yatağa uzandım ve "Ne yapalım bugün?"
diye sordum. "Bilmem ki, aslında ne zamandır şehirde tur
atmak istiyordum. Geleli kaç ay oldu ama New York'u tamamen göremedim!"
dedi. Burçin'e, "Hazırlan o halde!" dedim. O hemen içeriye gitti
kıyafetlerini almak için, ama ona, "Dur bir dakika!" diyerek
ayağa kalktım. Karımın gardrobuna giderek, "Şey,
aslında buradan giyinsen olur mu bugün? Seni bu kıyafetlerin içinde
çok merak ediyorum!" dedim.
Gülerek
yanıma geldi. Meraklı bakışlarla gardroba baktıktan
sonra, "Benim tarzım değil ama deneyebilirim..." diyerek
birkaç kıyafet baktı kendine. En sonunda karımın tek parça,
derin göğüs dekoltesi olan, bembeyaz kıyafetini seçerek, "Bu
bana uyar sanırım!" dedi. Daha sonra bana dönerek, "Madem
bir oyun oynuyoruz. Çık dışarıya ben hazırlanıp
geleceğim!" dedi. Tüm itirazlarıma rağmen beni odadan
çıkarttı.
Kapının
dışında onu beklerken adeta heyecandan ölecek gibiydim.
Yaklaşık 15 dakika sonra kapı açıldı ve içeriden
çıktı. Muhteşem olmuştu. Burçin kıyafetin içinde adeta
parlıyordu. Göğüsleri hafifçe dekolteden taşmış,
saçlarını geriye çok sıkı olmayacak şekilde
toplamış, çok çok az bir makyaj yapmış, resmen bir güzellik
abidesi gibi parlıyordu. Etrafında dönerek, "Nasıl?" diye
sordu. İlk başta konuşmakta zorlanmıştım ve
sadece, "Muhteşem görünüyorsun!" dedim. Gülüp yanağıma
bir öpücük kondurdu.
Ben de
hızlıca spor ve tarz bir kıyafet giyerek yanına geldim.
Birlikte arabama atladık ve New York içerisindeki turumuza
başladık. Burçin'e arabanın içinden etrafı
anlatıyordum. Gerek gördüğümüz yerde de duruyor ve orayı gezip,
birkaç fotoğraf çekiyorduk. En sonunda ünlü bir meydana geldiğimizde
arabayı park ettik ve güzel havanın tadını çıkartmak
için yürümeye karar verdik. El ele yürüyorduk bizi tanımayan bu
şehrin sokaklarında.
Burçin bir süre
sonra kafasını omzuma yasladı ve "Bu böyle nasıl
olacak?" dedi. "Bilmiyorum!" dedim. Burçin, "Sen gerçekten
bana iyi geliyorsun. Seninle olmak istiyorum sürekli ve seni paylaşmak
istemiyorum!" dedi. Elini hafifçe öptüm ve "Ben de hep seninle olmak
istiyorum. İnanır mısın, seninle samimi olduğumuzdan
beri karıma dokunmuyorum!" dedim. Gözlerime baktı ve "Sanırım
aşk dedikleri şey bu olsa gerek!" dedi. Güldüm ve "Kesinlikle
bu olmalı. Ne tuhaf değil mi? Sen 19 yaşındasın, ben
ise 29, ama ikimiz de bu duyguları daha ilk kez böyle hissediyoruz!"
dedim.
Burçin
meraklı ve hayretle bakan gözlerle baktı, "Peki karın?"
dedi. "Karım mı? Ona hiçbir zaman aşık olmadım.
Şartlar öyle gerektirdiği için evliyiz..." dedim. Burçin bunu
duyduğuna bir nevi mutlu olmuştu. Sonuçta evli bir adamı ayartan
kızdı ve bunu ailesine, karısına bağlı bir adama
karşı yapmak daha da ağır olacaktı. Tekrar omzuma
yattı ve "Aşık olmadığın birisiyle 2 senedir
birliktesin ha? 2 senedir onunla yatıyorsun, birçok kez birlikte
oluyorsun, sürekli evde vakit geçiriyorsun, ama sevmiyorsun. Seni çok iyi
anlıyorum!" dedi. Daha sonra, "Sanırım böyle bir
şeyi yapamazdım!" diye ekledi.
Burçin'e, "Asla
büyük konuşma! Seni hayatıma alarak sana büyük bir
haksızlık yapıyorum aslında. Çok çok gençsin daha. Kendi
yaşıtlarınla bir şeyler yaşamalısın, bir
şeyleri öyle öğrenmelisin. Bu senin üstüne çok büyük bir yük!"
dedim. Burçin, "Sus! Böyle konuşma lütfen. Ben bir tercih yaptım
ve bu tercihimden gayet memnunum. Hem sen demedin mi? İkimizin
arasında 10 yaş var ama ikimiz de bir duyguyu ilk defa
yaşıyoruz. Bence burada yaş farkı önemli değil!" diyerek
karşı çıktı hemen bana. Saçlarını
okşadım ve "Senin şu inatlaşmalarını ve itirazlarını o kadar çok seviyorum ki!" diyerek
dudaklarını öptüm.
Birlikte bir süre daha
yürüdük ve meydandaki gölün yanında olan kafelerden birisine oturup kahve
sipariş ettik. Burçin kahvesini içerken, "Sana bir şey
soracağım..." dedi. Ben de, "Dinliyorum? " dedim.
Burçin, "Dün gece niye bakireliğimi almadın? Yani biliyorsun,
eğer böyle bir şeyi isteseydin... Seni geri çevirmezdim!" dedi.
Bir süre gözlerine baktım ve "Biliyorum, evet, ama bu biraz erken
geldi. Belki bir şeyleri düşünmek istersin diye düşündüm. Pişman
olmanı istemedim!" dedim. Burçin, "Sen çok iyi kalpli bir
erkeksin. Eğer başkası olsa o an bunu düşünmezdi!"
diyerek elimi sıktı ve "Ne kadar doğru bir karar verdiğimi
şimdi daha da iyi anladım!" dedi.
O gün
akşama kadar birçok yer gezdik. En sonunda da Brooklyn
yakınlarında bir restoranda yemek yemek için oturduk. Burçin, "Biz
yine evde yemek yapabilirdik. Gerçekten seninle evde yemek hazırlamak, en
lüks restoranda bir şeyler yemekten daha iyi!" dedi. Memnun bir
şekilde, "Kesinlikle, ama bugün yorulmanı istemiyorum!"
dedim. Siparişlerimizi verdikten sonra sürekli sevdiğimiz
şeylerden konuştuk. Ne ben karımdan söz açıyordum, ne de o
bana karşı şüphelerini söylüyordu. Edebiyattan, sanattan,
müzikten, seksten bahsediyorduk...
Yemeklerimiz
bittikten sonra yine arabaya atladık ve yola koyulduk. Benim evimden çok
uzaklarda olduğumuz için 45 dakika kadar bir yolumuz vardı. Brooklyn -
New York arasındaki karanlık otoyola girdiğimizde, Burçin önüme
doğru başını eğdi. Fermuarımı açarak sikimi
çıkarttı ve dudaklarını sikimin başına
değdirdi. Bu hamlesiyle birlikte çok heyecanlanmıştım. Ben
arabayı sürmeye devam ederken Burçin yavaş yavaş sikimi emmeye
başladı. Düne göre çok daha iyiydi. Sikimi neredeyse köküne kadar
ağzına alıyor ve sürekli ileri geri yapıyordu...
Burçin'in
saçlarını okşadım ve "Harikasın!" dedim.
Burçin hiç istifini bozmadan yalamaya devam ediyordu. Ara sıra sikimin
üstüne ufak dil darbeleri atıyor, sonra da yine emmeye devam ediyordu. Bu
kız gerçekten çılgındı. Böyle hamleleri karımdan hiç
görmemiştim neredeyse. Burçin daha önce hiç seks yapmamasına
rağmen sürekli arayış içinde olan bir kızdı. Sürekli
yeni şeyler denemek isteyen ateşli bir kızdı.
Sikimi 15 dakika
kadar emdi ve boşalacağım sırada yalamayı
bırakıp sikimi tekrardan pantolonumun içine yerleştirdi. Burçin'e,
"Niye boşaltmadın beni? Tam boşalacaktım!" dedim.
Güldü ve "Yeter bu kadarı sana!" dedi. Benimle oyun oynuyordu
resmen. Güldüm ve "Bunun acısını alırım ama!"
dedim. Burçin gülerek omuz silkip tekrardan yerine oturdu. Eve gidene kadar
müthiş bir kasık ağrısıyla baş etmek zorunda
kalmıştım.
Arabayı park
ettiğimde de resmen eve uçarak çıkıyordum. Evin içine
girdiğimizde ise dayanacak gücüm kalmamıştı. Burçin'i
sertçe duvara yapıştırdım ve hırslı
hırslı öpmeye başladım, dudaklarını adeta
parçalamak ister gibiydim. O da gülerek öpücüklerime karşılık
vermeye çalışıyordu, ama o kadar sert ve hızlı
öpüyordum ki, benim ritmimi yakalayamıyordu.
Burçin'in
üstündeki elbisenin omuz askılarını indirdim ve elbiseyi
üstünden düşürdüm. Burçin evden çıkarken içine sutyen ve külot
giymemişti, çırılçıplak kaldı karşımda.
Ellerimi kalçalarının altına attım ve onu
kaldırıp kucakladım. Öpüşe öpüşe yatak odamıza
gittik. Onu yatağa yatırır yatırmaz boynuna öpücükler
kondurmaya başladım. Her öptüğüm yerde dudak izlerim
çıkıyordu, vakumluyordum adeta boynunu. Burçin altımda
kıvranarak inliyordu. Ellerimi onun bembeyaz süt gibi bacaklarında
dolaştırırken göğüslerini öpmeye başladım. Dik
göğüslerinin ucu da iyice sertleşmeye başlamıştı.
Pembe uçları harika bir zevk veriyordu bana. Onları yalarken Burçin
kısa kısa nefes alıp veriyordu.
Elimi amına
attım bu sırada ve o müthiş sululuğu hissettim. O da yol
boyunca azgın bir şekilde durmuş, ama sırf beni kudurtmak
için sikime dokunmamıştı. Elimi amının üstünde bir
süre tuttum ve daha sonra okşamaya başladım. Burçin zevkle
gözlerime bakıyor ve dudaklarını ısırıyordu.
Burçin'i belinden tutarak ters çevirip, dizlerinin üstünde domalttım.
Arkasına
geçtim ve sikimi tükürükleyip göt deliğine doğru bastırdım.
"Sağlam durmaya çalış tamam mı?" dedim ve hafif
hafif içine girmeye başladım. Burçin'in göt deliği dün gece biraz
alıştığı için bu sefer sikimi daha da rahat
almıştı içine. Yine de alışması için
birazcık süre vermek istedim ve yavaşça içine soktuktan sonra bir
süre bekledim. Burçin biraz kendine geldikten sonra da kalçasına bir tokat
attım ve saçlarını elime toplayarak götünde git gel yapmaya
başladım.
Burçin'in götünü,
hızlanmadan, sakin bir ritimde sikerken bembeyaz sırtına
bakıyordum. O kadar hoşuma gidiyordu ki bu kızın vücudu,
izlemeye doyamıyordum adeta. Burçin'in götünü sikerken sürekli
kalçalarını okşuyordum, mıncıklıyordum o bembeyaz
kalçalarını. Burçin keyifle inliyordu önümde. Sikime
alıştıktan sonra geriye kalan tek şey zevk almaktı...
20 dakika kadar o pozisyonda Burçin'in götünü siktikten sonra, "Dizlerim acıdı!"
demesi üzerine pozisyonumuzu değiştirip misyoner pozisyonuna geçtik.
Ben içinden hiç çıkmadan yine pompalamaya devam ettim Burçin'in götüne.
Burçin'in üzerine doğru eğilip sarılmıştım ona.
Yatakta adeta tek bir vücut gibi hareket ediyorduk ve bu bana inanılmaz
bir zevk veriyordu.
Bir süre sonra
dizlerimin üstünde doğrulup, Burçin'i kucağıma aldım ve
sert sert kalçalarından tutarak hoplatmaya başladım. Son birkaç
sert hoplatıştan sonra tüm döllerimi Burçin'in götünün içine
boşalttım. Burçin'den son kez varla yok arasında, "Ahhh!"
diye bir inleme çıktı ve kendisini yatağa bıraktı.
Burçin bugün o kadar çok
yorulmuştu ki, yıkanmaya vakit bulamadan hemen uyuya kaldı
yatağın üstünde. Ben ise pek uyumak istemiyordum. Altıma sadece
bir boxer geçirdim ve evdeki tüm ışıkları kapatarak
karanlık balkonuma çıktım. Viskimi koydum ve özel Küba puromu
yakarak New York'un eşsiz güzelliğini ve harika gecesini izlemeye
başladım.
Şimdi
karım ne yapıyordu acaba? Gideli 48 saat olmuştu, ama aramamıştı
bile. Sadece, "İndim!" diye bir mesaj atmıştı, hepsi o
kadar. Acaba o da Türkiye'de bir yerlerde beni aldatıyor muydu? Bizim
Burçin ile olan ilişkimiz nereye kadar gidecekti bu şekilde?
Bunları düşünüp Viskimi içerken sehpanın üstüne
bıraktığım telefonun zil sesini duydum...
[Yiğit]
|