Arkadaşımın Karısına Hülle! (3) (Sinan 42 Y., İstanbul)
Bunu söyledikten
başını öne eğdi. Utanmıştı. Ancak
utanacağı bir şey yoktu. Onun elinde olan bir şey
değildi sonuçta. Benim içinse durum daha da garip bir hal
almıştı şimdi. Bir süre ne yapacağımı
düşündüm ama boşunaydı, bir işin içine girmiştim artık. Gencecik, taptaze bir güzellik karşımda yatağımdaydı.
İnsanın ömrüne ömür katardı Huriye. Ve üstelik bakireydi. 5
yıllık evliliği boyunca kutusu açılmamıştı.
Ramiz bu güzelliğin tadına bakamamış,
varamamıştı.
Banyodan
yansıyan ışık içeriyi epeyce aydınlatıyordu. Ben
yatağa yönelirken başını kaldırdı Huriye ve bana
baktı. Ardından da yeniden uzandı yatağa. Yanına
uzandım ve yanağını okşadım. Gözleri daha da
büyümüş, endişeli ve meraklı halde bakıyordu. Sol elimi saçına attım ve arkasındaki lastiği çektim. Siyah
saçlarını açtım, pamuk gibi yumuşak, parlak ve
kaygandı saçları. Yastığın üzerine yaydım
onları, bir süre seyrettim Huriye'yi. Dudaklarımı
yanağına değdirdim, hafifçe ürperir gibi oldu. Artık
işin nereye varacağını bildiği için ilk gece korkusunu yaşamaya başlamış gibiydi. Nitekim, "Korkuyor musun?" diye
sorduğumda, gözlerini kaçırıp, "Biraz!" dedi
fısıltıyla.
"Korkma, korkacak
bir şey yok aksine senin de çok hoşuna gidecek!" dedim ve bu kez
dudaklarından öptüm. Alt dudağını emmeye
başladığımda biraz rahatlar gibi olup aralık
bıraktı dudaklarını. Yaşam enerjisiyle dolu
dudaklarını uzun uzun emerken o da sol elini saçlarıma ve omuzlarıma atıp okşamaya başladı. Konuşmalar
neticesi inişe geçmiş yarağım yeniden sertleşiyordu.
Sağ elimi askılı geceliğin içine sokup memelerini
kavradığımda dudaklarını ısırdı
heyecandan. Boynunu, omuz başlarını öperken memelerini hamur
gibi sıkıp yoğuruyordum. Avucumu dolduran ayvalarının
minik uçlarını parmaklarımın arasında
sıkıyordum. Huriye bundan büyük keyif alıyordu, saçımda ve
omuzumda gezen elini belime kaydırmıştı.
Geceliğin
askılarını sıyırdım ve memelerini emmeye
başladım bu sefer. Uçlarını emip yaladıkça Huriye
kendini kasıyordu. İki elimle altından tutup
sıkıyordum memelerini, pembe minik meme başlarını yalıyordum durmadan. Memelerinin arasına yüzümü koydum daha sonra.
Taze, şişkin memeleri her iki yanağımı okşuyor,
yumuşak kadife gibi tenini hissediyordum.
Ardından
sağ elim aşağı kaydı ve kasıklarının
arasında gezinmeye başladı. Tertemiz ve terlemiş
kasıklarının arasından amının pembe
dudaklarına uzandı parmaklarım. Huriye bir ara kaskatı
kesilir gibi oldu. "Ihhh!" diye sanki son nefesini veriyormuş gibi bir inilti çıkardıktan sonra rahatladı. Kapattığı
gözlerini açıp dudaklarını ısırdı.
Ağzım yeniden memeleriyle buluşurken sağ elim amında
geziniyor, amının keşfedilmemiş noktalarını
keşfe çalışıyordu. İktidarsız Ramiz'in mahrum
kaldığı şeyler dudaklarımın ve parmaklarımın
ucundaydı.
Amının
dudaklarını sıkarken Huriye yeniden kasılıp
gevşedi. Öyle ki kasılıp gevşemeleri sürekli bir hal
alır gibi oldu bir ara. Nefes almakta zorlanır gibiydi. Gözlerini açıp kapıyor, dudaklarını ısırıp
yalıyordu durmadan. Şişkin memeleri titriyordu.
Kasıklarını sıkıp bırakıyordu. Amında ıslaklık oluşmuştu. Deneyimsizdi ama aslında arzulu ve
çok istekliydi. Yetişme tarzı ve dünya görüşü onu edilgen
yapmıştı, yatakta da bu şekildeydi.
Ona, "Sen beni
öpmek ister misin?" diye sorduğumda, "Nasıl?" diye sordu
şaşırmış gibi. Açıklama yapmak yerine
sırtüstü uzanıp onu kendime doğru çektim. Dudaklarımı öpmesini istedim. Önce kararsız kaldı, ne yapacağım diye
düşünür gibi oldu, ama sonra, "Tamam!" diyerek dizlerinin üzerinde
doğrularak dudaklarımdan öpmeye başladı. Serbest
bıraktığım alt dudağımı büyük bir istek ve iştahla emiyordu. Zaman zaman pembe dilini ağzımın içine
uzatıyor, "Sen de yapsana!" diyerek benim uzatmamı istiyordu.
Daha rahat hareket
edebilmek için onu tutup üzerime çıkarttım. Dizleri
kalçalarımın yanındaydı, dörtayak üstüne domalmış
vaziyetteydi. Beni öperken siyah saçları yanaklarıma, yüzüme değiyordu. Ancak Huriye kendini öpüşmeye öylesine
kaptırmıştı ki bunu fark etmemişti.
Saçlarını ensesinde toplarken belini ve sırtını
okşadım. Ellerim daha sonra aşağıya götünün biçimli ve sert yanaklarına kaydı. Götünü okşadıkça zevke geliyordum.
Kalkık yarağım oynuyor, Huriye'nin karnına değiyordu.
İlk başta karnını çekip kendini yukarı itmeye
çalışırken sonra işi oluruna bıraktı,
yarağımın karnından kasıklarına doğru
inmesine müsaade etti.
Acemi ama
ateşli öpmelerinin arasında bazen dudaklarımı ve dilimi
ısırdığı oluyordu ama hoşuma gidiyordu bu hali. Götünden kalçalarına, belinden sırtına, omuz
başlarından kollarına kadar tüm bedenini okşadım o
beni hararetle öperken. Bembeyaz vücudu güneşle tanışmamıştı
hiç, güneşin ışıkları kapalı giysilerinin
arasından girememişti.
Amına girmek,
kızlığını bozmak için yanıp tutuşmaya
başlamıştım artık, ama öncesinde yapmam gereken bir
şey daha vardı. Nazikçe omuzlarından ittim. Kahverengi
gözlerinin siyah bebekleri daha da büyümüştü yaşadığı
heyecanla. Ona doğrudan, "Yarağımı tutmanı istiyorum!" dediğimde utangaç bir gülümseme yayıldı yüzüne. Yarak daha önce
pek duymadığı bir kelimeydi belli ki. Normal hayatında
duyması mümkün değildi, ama evli olduğu dönemde ateşli,
mahrem geceler de yaşayamadığı için bu kelimeye
yabancı kalmıştı.
Onu yan tarafa
alıp dizlerimin üzerinde doğruldum. Yarağım konuşma
öncesi durumuna geri dönmüş, olanca sertliğiyle sallanıyordu
sopa gibi. Taşaklarımda ve yarağımın üzerinde bir
süredir almadığım siyah kıllar vardı. Bugün
yaşanacakları bilsem etek tıraşı olurdum, ama bilmediğim için Huriye'nin karşısına uzamış
kıllarımla çıkmıştım. Yine de dert edilecek
ölçüde değildi. Huriye gibi gerçek bir yarak görmemiş genç bir
kız için hiç problem değildi. Yarağı bulmuş,
kılsızını aramak gibi bir derdi yoktu.
"Elini uzat!"
dediğimde dudaklarını ısırdı. Biraz önce
tutmuştu sıkı sıkı, ama şimdi utanıyordu.
Elini tutup benim gibi dizlerinin üzerinde doğrulttum. Kısa bir zaman
tepkisiz kaldı, ama sonra sağ elini uzattı. Beyaz narin elinin ince uzun parmakları yarağımla buluşurken zevk alma
sırası bana gelmişti. Yarağım narin parmakları
arasında titrer gibi oldu. Gözlerinde hınzırca ve utanmaz bir
gülümseme vardı. Sağ eli yarağımın gövdesini sıkıca kavrarken, "Nasıl?" diye sordum. "Çok güzel!" dedi
fısıltıyla. Bir erkek için am neyse bir kadın için de yarak
oydu. Bana onun amı güzel gelmişti, benim yarağım da
doğal olarak ona güzel geliyordu, bunda ayıp ya da utanacak bir
şey yoktu.
"Okşasana!"
dediğimde parmaklarını açıp kapamaya başladı.
Okşamaktan anladığı buydu sanki. Yarağımı
sıkıp bırakıyordu. Tecrübesizliği devam ediyordu Huriye'nin. Eğer hamile kalmaz da üç ayın sonunda
boşanırsak onu yatakta deneyimli bir kadın olarak Ramiz'e
gönderecektim. Ramiz'in ona öğretemediklerini ben öğretecektim.
Elini tutup, "Bak
böyle yap!" diyerek yarağım üzerinde yukarı aşağı
oynatmasını istedim. "Tamam!" dedi fısıldayarak ve
ardından dediğim şekilde oynatmaya başladı elini.
Sanki 31 çektirir gibi, ama yavaş yavaş yapıyordu. Elinin her hareketiyle yarağım kıpırdayıp duruyor, zevkim
çoğalıyordu. "Taşaklarımı da okşa!"
dediğimde başını kaldırıp baktı
ardından da sol eliyle taşaklarımı tuttu. İlk
başta sert bir şekilde yapınca, "Bastırma, yavaşça yap!" dedim. Cevap vermeden dediğimi yaptı. Sağ eli yarağım
üzerinde gidip gelirken sol eli taşaklarımı avuçlamış,
nazikçe sıkıp bırakıyordu.
Sağ elimi
amına attım. Amının üzerinde ve kasıklarında
gezinen elim yarağımdaki elinin hareketlerini
hızlandırdı. Dudaklarını da ısırmaya başlamıştı yine. Sol elimi de memelerine attım.
İki memesini de avuçlayıp sıkıyor, pembe uçlarıyla
oynuyordum. Ellerimiz iş üzerindeydi, ikimiz de zevk alıyorduk, ama
artık son noktayı koymaya gelmişti sıra.
"Tamam, hadi
bakalım!" diyerek onu sırt üstü uzandırdım yatağa ve
bacaklarını tutup ayırdım. Rahat edebilmesi için
yastıklardan birini belinin altına koydum. Huriye
heyecanını biraz önce atmış gibiydi, ama şimdi heyecan dalgası yeniden tüm bedenini kaplamıştı.
Bacaklarının arasında yerimi aldım. Okşamaları
ile beraber yarağımın kafasından zevk
sıvıları gelmişti bir miktar. Onun da kasıklarında
ve amının üzerinde ıslaklığın verdiği
parlaklık vardı.
Bacaklarını
dizlerinden büküp göğsüne doğru çekmesini istediğimde
yavaşça yaptı dediğimi, ama kendine güveni pek yoktu. "Tamam
mı?" diye sordu emin olmak için. "Tamam, güzel oldu!" diyerek üzerine eğildim. O an Huriye'nin nefes alışverişi
çoğalırken heyecandan ölecekmiş gibi görünüyordu. "Korkma, sakin
ol, bir şey olmayacak!" dediğimde, "Tamam!" dedi ürkekçe.
Yarağımın
kafasını amının üzerine ve dudaklarına sürttüm bir
süre. Hayatımda ikinci defa bakire bir am sikecektim. En az Huriye kadar ben de heyecanlıydım. İlki evlendiğimiz gece
karımın amı olmuştu, ama karım benimle yaşıt
olduğundan amı Huriye'ninkine göre yaşlıydı,
yıllanmıştı. Ama Huriye'nin amı canlılık,
tazelik, gençlik doluydu.
Kalbim küt küt atarken
dudaklarımı ısırdım ve yavaşça sokmaya
başladım amına. O an Huriye kendini kasar gibi oldu,
bacakları ve kasıkları sertleşince, "Sakin ol!" dedim
yeniden. Cevap vermedi, ancak bakışları
aşağıdaydı sürekli. Amına giren
yarağımı izliyordu. Amının dudakları kımıldarken yarağım yavaş yavaş içine girmeye
gözden kaybolmaya başladı. Durdum ve derin bir nefes alıp
verdim. Biraz daha bastırmaya başladığımda
yarağımın kafası amının içine girmişti. Huriye
yine kendini kasmaya başladığında, "Sakin ol güzelim,
korkma, her şey yolunda, bak kafası girdi içine, korkma!" dedim
sakinleştirmeye çalışarak.
Bastırdıkça
yarağım giriyordu. Amı daracık ve oldukça
sıkıydı ama yarağımı da içine rahatça alıyordu. Karımın yıllarca sike sike
genişlettiğim amından sonra bakire daracık bir amın
verdiği lezzet bambaşkaydı. Eskortların da her gece
yediği yaraklarla amları ister istemez çuval gibi olmuştu.
Yarağım
gözden kayboldukça Huriye ıhlamaya başladı. Amı sıcak,
ıslak ve kaygandı. Yarağım zorlanmadan giriyordu içine ama
psikolojik olarak canının yandığını
sanıyordu. İlk geceden onu korkutmamak için yavaşça çektim
yarağımı. Kızlık zarını bozacak kadar girmemişti içine henüz. "Tamam, sakin ol!" deme ihtiyacı hissettim
ister istemez. Yavaşça bastırmaya başladım yeniden.
Yarağım daha da içine girmişti şimdi. Huriye yeniden
ıhlayıp inlerken dudaklarını kanatırcasına
ısırıyordu. Memelerinin kanla dolup şişen uçları
pembeden kızıla dönmüş gibiydi.
İki elimi
kalçalarına attım ve bacaklarını biraz daha
ayırıp kaldırdım. Yarağım artık dibine kadar
girmişti içine. Köküne kadar almıştı amı. "Tamam
güzelim, bak içindeyim şimdi, korkmana gerek yok!" dediğimde yüzünde acı dolu bir ifade ile baktı. "Canın yanıyor mu?" diye
sorduğumda, "Biraz!" dedi fısıldayarak. "Tamam, o kadarı
olur, ama daha fazla olmaz, güven bana, korkma!" dedim ve biraz daha
bastırdım yarağımı. O an, "Ihhh, ayyy!" diye minik bir inilti dudaklarından dökülürken, ben gözlerimi kapayıp amında
bir süre bekledim.
Karımın
kızlığını aldığım gece
yaptığım gibi o şekilde bir süre bekledikten sonra yavaşça çektim yarağımı. Görmeyi beklediğim şey
yarağımın üzerindeydi. Huriye'nin kızlık zarı patlayıp yırtılmış, akan kanlar
yarağımın üzerini kırmızıya
boyamıştı. Yarağımın siyah
kıllarını kırmızıya bürümüştü koyu kan.
Huriye yüzünde
yine acı dolu bir ifadeyle alta doğru bakıp olanları
anlamaya çalışıyordu. "Kızlığın bozuldu
aşkım, artık kadın oldun!" diyerek parmak ucumu kana bastırdım ve ona gösterdim. Huriye'nin gözleri önce kocaman
açıldı ardından da küçücük kalana dek kısıldı.
Bakireliği gitmiş artık kadın olmuştu. 5
yıllık evliliğinde olmayan şey benimle daha ilk geceden
olmuştu ve bunun heyecanını yaşıyordu.
Artık
kızlığı gitmişti, yavaş yavaş git gel
yapmaya başladım amında. Kalçalarındaki elimi dizlerinin
arkasına atarak amına yükleniyordum. Huriye'nin şaşkın ve ürkek bakışları arasında yarağım girip
çıkıyordu amına büyük bir güçle. Her girip çıkmasıyla
beraber yarağımdaki kızıllık artıyor veya azalıyordu. Büyük bir zevk alıyordum, harika
bir duyguydu. O gün Ramiz ile tesadüfen
karşılaşmamış olsam şu an bu zevki
tadamayacaktım. Hayat tesadüflerle doluydu ve bana da büyük bir mutluluk
getirmişti.
Kökledikçe
memeleri oynayıp sallanıyordu. Amı yarağımı
kolayca alıyordu içine. Amının kayganlığı akan
kanla daha da artarken sıcaklığı da yükselmişti.
Yarağımı volkan gibi yakıyordu. Ayakuçlarımdan
aldığım destekle yükleniyordum amına, ancak biraz daha güçlü yapmak istediğimde belimi ve götümü kaldırıp indirmeye, bu
şekilde pompalamaya başladım. Şınav çeker gibiydim.
Huriye'nin havadaki bacakları sallanırken kasıklarından
sesler gelmeye başlamıştı. Ter ve kanla kaplanmış kasıkları yarak darbelerimin etkisiyle
ses veriyordu. Tok ve güçlü
'Şop şop şop!' sesleri ucuz bazanın ve yaylı
yatağın gıcırdamalarına karışıyordu.
Huriye'nin pembe
dudaklarının arasından da sesler geliyordu. Acılı
inleme seslerine, "Ayyy, yavaaşş, ahhh, yavaaşşş!"
sesleri karışıyordu. Ama yavaşlamaya niyetim yoktu hiç. Aksine daha da kökleyip pompalamaya çalışıyordum. Ellerini iki
yana açmıştı Huriye. Sırtımı,
omuzlarımı okşamak gibi bir şey düşünemiyordu
yaşadığı korku ve heyecan nedeniyle.
Bacaklarındaki
ellerimi çekip yatağa bastırdım ve onu tamamen altıma
aldım. Dizlerinden büktüğü beyaz uzun bacakları havada
yaylanıp oynuyordu yarak darbelerimle. Göğsümün altında kalan şişkin memeleri de öyleydi. Büyük bir zevk denizinde yüzüyordum,
Huriye idi bu denizin adı. Kızlığını
sunmuştu bana, o denizde ilk defa yüzme şerefi bana ait olmuştu.
Aldığım
zevk çoktu, ama erkenden boşalmak istemiyordum. O nedenle çıktım
amından. Dizlerimin üzerinde doğrulurken Huriye'nin gözlerinin
kenarından minik yaşların süzüldüğünü gördüm.
Dudakları da kıpırdıyordu, ama inleme sesleri yoktu. Belki de dua ediyordu bilmiyorum. Onu ellerinden tutup doğrulttuğumda
gözleri yarağıma kaydı. Kırmızıya boyanan
yarağıma korkuyla bakıyordu. Kasıklarında da kandan izler vardı, ayrıca beyaz çarşaf da kana bulanmış
haldeydi. Ki bu benim çarşafım değildi. Belli ki gerdek gecesi
için Huriye yanında getirmişti.
Ellerinden tutup
dörtayak üstünde durmasını istedim. Domal desem anlayıp
anlamayacağını bilmiyordum çünkü. Ancak Huriye ne demek
istediğimi önümde domalarak anladığını gösterdi biraz
sonra. Ellerini ve bacaklarını ayırmış, iki yana
açmıştı. Arkasındaki yerimi aldığımda harika bir manzara beni bekliyordu. Götünün sert ve ayrık duran biçimli yanaklarının
arasında minik bir delik karşımdaydı. Tıpkı amı gibi bakire, yarak yememiş olduğu kesindi. Akan
kızıl kanın yıkadığı
kasıklarının arasından şimdi biraz daha ayrık
duran amı görünüyordu.
Kırmızıya
boyanmış yarağımı tuttum ve yavaşça amına
soktum. Huriye'nin siyah saçları dalgalandı, başını yana çevirmiş bana bakmaya çalışıyordu. Derken
yarağım dibine kadar girmişti amına. Göt
yanaklarını kavradım sıkıca ve gitgide hızlanarak sikmeye, pompalamaya başladım. Amının tazeliğini bu
pozisyonda daha çok alıyor gibiydim. Yarağım boydan boya
amına girip çıkıyor, öncekinden daha ileri noktalara
ulaşıyordu.
Yarak darbelerim
sıkı ve beyaz göt yanaklarını dalgalandırıyordu.
Saçları da aynı şekilde havada sallanırken kimi zaman sağa kimi zaman sola çeviriyordu başını Huriye.
Altımızdaki bazanın ince metalleri ve yatağın
yayları çıkardığı seslerle Huriye'nin iniltilerine
eşlik ediyordu. Psikolojikti bu seslerin kaynağı ama acının
yerini zaman ilerledikçe zevkin aldığını seziyordum.
Sıcak ve yoğun, "Immm, ahhhh, uhhhh!" sesleriydi bunlar. Sikilen her
kadının aldığı zevkin sonucunda
çıkardığı seslerdi.
Bakire Huriye
artık bir kadın olmuştu ve üstelik zevk alıyordu. Yarak
darbelerim, uzun, zayıf vücudunu titretip sallıyor, sarsıyordu.
Göt yanaklarının titremeleri daha da artıyordu, beyaz göt yanakları kızarmaya başlamıştı üstelik.
Kanın kızıla boyadığı kasıklarım göt
yanaklarına çarptıkça onu da boyuyordu.
Boşalmaya
yaklaşıyordum artık. Bakire amını delmiş
sıra içine döllerimi akıtmaya gelmişti. Var gücümle sikiyordum. 'Şop
şop şop!' seslerinin yankıları yatak odasının
duvarlarını çınlatıyordu. En üst katta oturuyordum. Altımdaki daire birkaç aydır boştu, o nedenle sesli ve
şiddetli bir sikişmenin zevkinden mahrum kalmamıza hiç gerek
yoktu.
Huriye, "Uhhh,
ayyyy, ahhhh, ımmm!" sesleriyle adeta kendinden geçmiş gibi inliyordu
durmadan. Ben de inlemeye başlamıştım artık. Kalp
atışlarım çoğalmış, vücudumda elektrik akımı gezinmeye başlamıştı. Ellerini
iki yana
açmış destek almaya çalışıyordu Huriye.
Saçlarını savurup sağa sola başını çevirmeye de
devam ediyordu.
İlk
başta dikkatimi çeken minik göt deliğine kaydı gözlerim.
Sağ başparmağımla deliğin ağzını
ovalamaya, bastırmaya başladım. Huriye sikişin etkisiyle götünde parmağımın gezinmesini hissetmiyordu.
Bastırdıkça delik genişleyip açıldı tıpkı
amı gibi. Şeyh kızı Huriye'yi götünden sikebileceğimi
sanmıyordum, ama en azından parmağımla biraz oynamama
müsaade edebileceğini düşünüyordum. Ancak televizyonda ve gazetelerde
gördüklerimden en kapalı cemaatlerde bile anal ilişkinin sanılanın
aksine yaygın olduğunu biliyordum. Kim bilir Huriye de götünü sikmeme
izin verebilirdi bir gün.
Boşanmamın
kötü yanlarından biri varsa o da götten ilişki konusundaydı.
Karım götünden sikmeme hiç itiraz etmez, hatta çoğu zaman
amından daha çok isterdi. Göt deliği oldukça sıkı ve dardı, ama yarağım gide gele onu kocaman bir kuyuya
çevirmişti. Çağırdığım eskortlar da götlerinden
ya siktirmiyor, ya da bunun için ilave para istiyordu.
Boşandığım zamandan beri bir kadının götünü
sikmemiştim.
Karşımdaki
minik, kıldan ve tüyden mahrum deliği sikebilmeyi çok isterdim. Kafam
bunlarla doluyken döllerim yarağımın diplerinden gelen
coşkun bir dalga halinde Huriye'nin amına akmaya başladı. Boşalıyordum ve boşalmanın etkisiyle her yanım
gerilmişti. Huriye'nin vücudu da taş gibi sertleşmiş haldeydi. Zevk iniltileri eşliğinde döllerimi
kırmızıya boyanmış sıcacık amına
akıttım. Boşalmam bittiğinde iyice bastırdım amına, yüklendim. Son döl damlasını bile ziyan etmek
istemiyordum. Huriye'yi hamile bırakmak, karnını
şişirmek istediğimi düşündüm bir an. Bundan Ramiz'e
göndermek istemediğim sonucu çıkıyordu doğal olarak.
Yarağımı
çıkardım. Amının kanına benim döllerim
karışmış, kırmızı ile beyazın
ortası bir renge bürünmüştü. Huriye'yi belinden tutup kalkmasına yardım ettim. Yüzü kızarmış ve terlemişti.
Yarağıma ürkekçe bakıyordu. Kasıkları ve
yatağın çarşafı kırmızıydı. O an
kollarından tuttum ve sıkıca sarıldım. "Artık birbirimizin olduk, şimdi gerçekten karı koca olduk!" diye
kulağına fısıldadım. Yanağımı öperek
karşılık verdi sözlerime. Ardından da elimi tutup
başına koydu bayram sabahı büyüklerinin elini öpen çocuklar
gibi.
Daha sonra
kalktık. "Banyoya geçip yıkanalım!" dediğimde, "Tamam, ama
önce yapmam gereken bir şey var!" diyerek siyah deri çantasını
komodinin üstünden aldı. Çantadan, benim hayalimi süsleyen çok pahalı son model bir telefon çıkardı ve
bununla dağılan
yatağın birkaç fotoğrafını çekti. Ardından da, "Anneme
gönderiyorum!" diyerek annesine gönderdi. "Annem kanlı
çarşafın fotoğrafını istemişti!" diyerek telefonu
çantasına geri koydu. Annem dediği kayınvalidemdi, ama daha
yüzünü görmemiştim, ismini bile bilmiyordum. Karım olan Huriye'nin
ise adından başka bildiğim bir şeyi yoktu. Bu iş de
bittikten sonra el ele banyoya geçip duşakabinin içine girdik.
İki kişi
için biraz dar kalsa da birbirimizi güzelce yıkadık, boy abdesti
aldık. Yataktaki çekingenliği ve ürkekliği üstünden
atmışa benziyordu Huriye. Tavırları ve hareketleri daha rahattı. Bu hali hoşuma gitti. Yıkanma işi sonunda
kurulandık. Huriye yeniden aynı kıyafetlerini giyinirken, ben
ona danışarak şort ve tişört giymek istediğimi
söyledim. "Nasıl rahat ediyorsan öyle giyin!" dedi gülümseyerek.
Sonrasında şükür namazı kılmak istediğini söyleyince
onu salonda bırakıp mutfaktaki balkona çıktım.
Artık iyice
karanlık çökmüştü. Bütün ışıklar yanıyordu. On
dakika kadar sonra yanıma geldi. Başını büyük desenli bir
türbanla sıkıca örtmüş, bağlamıştı. Her hali birbirinden güzel ve çekici bir kadındı Huriye ve artık
karımdı. Ona siteyi ve etrafı anlattım bir süre, ama sonra
üşüyünce içeri geçtik. Bu arada annesinden yanıt gelmişti.
Annesinin ikimize doğacak çocuklarımızla birlikte
sağlıklı ve sıhhatli bir hayat dilediğini söyledi
Huriye. Annesine teşekkür ettim.
Huriye'ye, "Senin
hakkında hiçbir şey bilmiyorum!" dediğimde, "Ben de senin
hakkında bilmiyorum, ama
zamanla hepsini öğreniriz!" dedi
gülümseyerek...
[Sinan]
|