O Gün Benim Gerçek Gerdeğimdi! (Kübra 32 Y., İzmir)
Merhaba. Adım kübra. 32 yaşında, beyaz
tenli, 1.72 boyunda, 55 kg ağırlığında, saçları
omuzlarında, limon iriliğinde göğüsleri ve geriye
çıkık kalçası olan kapalı bir hatunum. 10 senelik evli ve
biri 7 diğeri 8 yaşında olmak üzere iki erkek çocuğum var.
Görücü usulü evlendim. Pek mutlu olduğum söylenemez, ama idare ediyorum
yine de. Kocamın bana karşı davranışları kötü
değil, ama yatak olayımız tam bir facia benim için.
Ön
sevişme falan yaşamadan üzerime çıkıp işini
bitiriverir. O rahatlayıp uyur, ama ben tatminsizlikten kendimle
oynayıp orgazm olmaya çalışırım. Bazı
arkadaşlarım kocalarıyla yaşadıklarını
ballandıra ballandıra anlattıkça sinir olurum. Tabi ben de
mecburen onlara yalanlar söylerim yatak konusunda. Bu yetmezmiş gibi
başımda bir de kaynana var. Çocukları okullarına o götürüp
getirir. Çoğu zaman okulun yakınındaki arkadaşına
gidip çocukların okullarının bitmesini orada bekler. O zamanlar
rahat ederim biraz.
Sizlerle paylaşmak istediğim olay geçen sene
başımdan geçti. Çocukları kaynanama emanet edip, bir
yakınımızın düğününe gittik kocamla. Düğün
salonda yapılıyordu. Kalabalık bir davetli grubu vardı. Pek
bir tanıdığım yoktu benim. Kocamın yanında
oturmuş, dans eden çiftlere imrenerek bakıyordum. Kocamın
danstan falan anladığı yoktu haliyle. O akşam düğün için şık mavi bir elbise
giymiştim. Tabi etek boyu ayak bileklerimde bir elbise. Başımda
ise yine mavi tonda bir türban takılıydı. Hafif bir makyaj
yapmış, çok hoş olmuştum. Kocam yanındaki adamlarla
salakça bir sohbete başlamıştı. Her zamanki gibi benimle
ilgilendiği yoktu.
Düğün bu şekilde ilerlerken, bir çift gözün beni
izlediğini farkettim. Ona doğru kaçamak bir
bakış attım. Aman tanrım, o ne yakışıklılıktı öyle. Adının sonradan
Metin olduğunu öğrendiğim, 24-25 yaşlarında, uzun
boylu, esmer, renkli gözlü, sırım gibi bir delikanlıydı. Niye
bana baktığını ilk başlarda
anlamamıştım, ama hoşuma gittiğini farkettim. Kendi
kendime (Öylesine bakmıştır, sen de hemen havalara girme Kübra!)
dedim. Fakat sık sık bana bakmaya başladı. Göz göze
gelmemeye çalışıyordum, ama kendimi frenliyemiyordum. Genç
kızlığımda hiç flört yaşamamıştım. Bir
göz flörtünden zarar gelmez diyerek ben de arada ona bakmaya
başladım. Bakışları beni delip geçmeye
başladı. Bana neler olduğunu anlayamıyordum. Kendi kendime (Kübra
tamam bu kadarı yeter, bakma artık elalemin adamına!) diyordum,
ama bir süre sonra yine gözlerimiz kesişiyordu. O kadar tatlı
gülümsüyordu ki, içim eriyordu.
Bu kadarla kalır, burada biter bu kesişme derken,
delikanlı başıyla 'dışarıya gel' işaretini
gördüm. Hemen başımı başka tarafa çevirip ilgilenmemeye
çalıştım. Beynim hayır bakma diyordu, ama kalbim
bakmamı söylüyordu. Uzunca bir süre kendimle mücadele ettim. Sonra yine
baktım. Gözlerimiz kesişti yine. Aynı tatlı gülümsemesiyle 'dışarıya
gel' işaretini tekrarladı. Başımı hafifçe
sallayıp geleceğimi belli ettim. Delikanlı hemen kalkıp
salondan çıktı. Ben de bir iki dakika bekleyip, kocama lavaboya
gideceğimi, oradan da bahçeye çıkıp bir sigara içeceğimi
söyledim. Kocam, "İyi, tamam!" deyip arkadaşlarıyla
sohbete döndü yine.
Çantamı alıp önce lavaboya gittim. Aynada kendime
bakıp, hızlıca makyajımı tazeledim.
Sonra da bahçeye çıkıp, gözlerimle delikanlıyı aramaya
başladım. Onu görünce kalbim heyecanla çarpmaya başladı. Titreyen
ayaklarımla yanına gittim. Elini uzatıp, "Ben Metin!"
dedi. Elimi uzatmadan titrek bir sesle, "Ben de Kübra..." diyebildim.
O tatlı gülümsemesi yüzündeydi yine. Gözlerine bakmamaya
çalışarak, "Niye bana bakıyordunuz, birine mi
benzettiniz?" diye sordum. Etkileyici sesiyle, "Hayır, siz
kimselere benzemeyecek kadar farklı ve güzelsiniz!" dedi.
İlk kez bir erkek bana
'güzelsiniz' diyordu. Kocamın bu tür iltifatlarla işi olmazdı. O
an gözlerimi gözlerine dikip, "Farklı, güzel ve evliyim!" diye
vurguladım. Gülümseyerek, "Öyle mi? Ben yanınızdaki adamı
babanız sanmıştım!" dedi. Gerçekten de kocam yanımda
oldukça yaşlı kalıyordu. Bu sefer ben gülümseyip, "İltifatınız için
teşekkür ederim!" dedim. Fazla kalamayacağımı, gitmek
zorunda olduğumu söyleyince, cebinden bir kağıt
çıkartıp bana uzattı. "Bu nedir?" diye
sorduğumda, "Telefon numaram. İsterseniz arayın,
konuşuruz biraz!" dedi. Çekinerek uzattığı
kağıdı aldım ve hızlı adımlarla salona
döndüm.
Kocamın yanında otururken sürekli onu
düşündüm. Yaptığımın doğru
olup olmadığını sorguladım beynimde. Metin'in
oturduğu yere baktığımda orada
olmadığını gördüm. Beni kendimle başbaşa
bırakmıştı anlaşılan. Düğün sonuna kadar kendimle
mücadele ettim, sonunda unutmaya karar verdim. Çünkü ben evli ve 2 çocuğu
olan bir kadındım. Bu tür bir ilişkiye giremezdim. Ama eve
dönerken de halen düşünüyordum ve kendi kendime
telkinler vermeye çalışıyordum.
Kocamla yatağa girdiğimizde arkasını
dönüp uyumaya başladı hemen. Ben ise gözlerimi tavana dikmiş
uyuyamıyordum. Elim geceliğimin altından amıma
gidiverdi. Aman Tanrım, sırılsıklamdım. Bir iki parmak
dokunuşuyla sarsılarak orgazm oluverdim. Çığlık
atmamak için bir elimle ağzımı kapamak zorunda kalmıştım.
İlk kez böylesine güçlü bir orgazm
yaşıyordum. Orgazm yorgunluğuyla gözlerim kapanıp uyumuşum.
Rüyamda Metin'i renkli gözleriyle bana bakarken gördüm. Yanıma
yaklaşıp bana dokundu. O anda uykumda yine bir orgazm
yaşadım. Sabah uyandığımda, renkli ve tatminkar bir
seks gecesinden çıkmış gibiydim.
Haftasonu geçip Pazartesi geldiğinde, kocam işe,
kaynanam da çocukları alıp okula gitmişlerdi. Kendimle
başbaşa kaldığımda aklıma yine Metin
gelmişti. Acaba o da beni düşünüyor muydu? Ev işleri, yemek
derken zaman akıp geçti. Kaynanam ve çocukların gelme saati
yaklaşmıştı. Çantamdan Metin'in bana verdiği küçük
kağıt parçasını bulup bakmaya başladım. Yelefon
numarasını ezberleyip kağıdı attım. Arayıp
aramayacağımı bilemiyordum halen. Bunu düşünürken kaynanam
ve çocuklar geldi. O gün ve takip eden birkaç gün unutmaya
çalıştım. Çarşamba gecesi kocam her zamanki gibi üstüme
çıkıp beni becerip sırtını dönüp uyumuştu. Ben
yine tatminsizlikle kalmıştım. Bu sefer hırsla, için için
ağlıyordum.
Ertesi sabah yalnız kaldığımda halen
kendimi aşağılanmış ve mutsuz hissediyordum.
İşlerimi çabucak bitirip, telefonumu aldım, üçlü koltuğa
oturdum. Metin'in ezberimdeki numarasını çevirip sesini duymayı
bekledim. Çok geçmeden o harika ses, "Efendim?" dedi. Ben titrek bir
sesle, "Kübra ben..." dedim. Metin kısa bir süre susup,
"Arayacağını biliyordum!" dedi. "Nereden
biliyordun?" diye sordum. "Gözlerinden!" dedi. Sonra da
şiir gibi konuşmaya başladı. Büyülenmiş
gibi bir saate yakın konuştum onunla. Kendimi çok rahat ve huzurlu
hissetmeye başlamıştım. Kapatırken bana, "Sen
müsait olduğunda çağrı at, ben seni ararım!" dedi. Beni
zor durumda bırakmak istemiyordu.
Metin'le bir hafta kadar havadan sudan konuştuk bu
şekilde. Onunla konuşurken amcığım
ıslanıyordu, ama konuşmalarımız hep seviyeliydi. Daha
doğrusu o seviyesini hep korumuştu. Bu da bende ona karşı
büyük bir saygı duymamı sağlıyordu. Bir hafta daha geçtikten
sonra ona, biraz da sıkılarak kocamla olan tatminsizliğimi
anlattım. İlk telefon seksimizi yaptık
o gün. Beni defalarca orgazm etti telefonda. Kendisi de 2 kez
boşaldığını söyledi bana. İnanılmazdı,
rüyada gibiydim. Bu böyle bir süre gitti. Onunla buluşmak istiyordum
artık. O da istiyordu eminim, ama bana birşey söylemiyordu yine.
İlk girişimin benden gelmesini bekliyordu.
Birgün telefonda konuşurken tüm cesaretimi
toplayıp buluşmak istediğimi söyledim. "Emin misin?"
diye sordu bana. "Kesinlikle eminim!" dedim. Artık ok yaydan
çıkmıştı. Ona, "Ben sana müsait olduğumda
söylerim!" dedim ve kapattık. Gidip yatağıma uzanıp
gözlerimi tavana diktim. Buluşma konusunu düşündüm. Söylediğimden
pişman olup olmadığımı kalbime sordum. Hayır
pişman değildim. Onunla buluşmak ve birlikte
olmak istiyordum artık. Buna herşeyimle hazırdım.
Birkaç gün sonra, haftaiçi birgün, yemeğimi
akşamdan pişirip ertesi gün zamanımın kalmasını
sağladım. Sabah erkenden çağrı attım Metin'e. Hemen
aradı. Ona, "Bugün müsaitim!" dedim. Sesindeki memnuniyeti hemen
anladım. O da çok istiyordu. Saat 09:30'da bizim muhitimizden uzakta bir
cafede buluşmak üzere randevulaştık. Ben hemen
hazırlandım. Kalçalarımı belli eden bir etek, üzerime de daracık
beyaz bir gömlek giydim. Başıma şık bir türban bağladım.
Bunların üstüne bir pardesü giyip, topuklu ayakkabılarımı
da ayağıma geçirince çok güzel olmuştum. Makyajım da
ölçülüydü. Tabi ki heryerim de tertemizdi, kaymak gibi
yapmıştım her yerimi. Derin bir soluk alarak evden
çıktım. Bir taksi çevirip doğruca Metin'le
buluşacağımız cefeye gittim.
Metin beni bekliyordu. Takım elbise giymişti,
içinde de beyaz bir gömlek. Çok yakışıklıydı.
Beni görünce kalkıp masaya oturmamı bekledi. Karşıma oturup
büyülenmiş gibi bakıyordu bana. Gülümsedim onun bu
haline. Birer kahve içtik konuşurken. Sonra bana,
"Kalkalım mı?" diye sordu. "Hı hı!"
dedim. Cafeden çıkıp park ettiği arabasına bindik. Ben
aşırı heyecan içindeydim. Bunun farkına
varmıştı ve beni rahatlatıcı bir sohbet
başlatmıştı arabayı sürerken...
Çok geçmeden bir apartmanın önünde durdurdu
arabayı. Park ettikten sonra arabadan inip benim kapımı
açtı. Kendimi bir prenses gibi hissettiriyordu bana. Apartmana girip, son
kata çıktık asansörle. Onun eviymiş. Dairesinin
kapısını açıp beni içeriye alırken kalbimin sesini
duymuştur eminim.
Salona geçip üçlü koltuğa oturdum, o da yanıma
oturdu. Kendimi gerdeğe girecekmiş gibi hisseden toy bir
kızdım o sırada. Gerçek gerdeğin ne olduğunu bana
yaşatacağını o an bilemiyordum tabi. Bir şey içip
içmiyeceğimi sordu. Başımı sallayarak, "Hayır, teşekkür
ederim!" dedim. Elimi ilk kez tuttu. Müthiş bir duyguydu. El ele
tutuşmanın bile çok özel birşey olduğunu o an
anlamıştım. Göz göze geldik. Uzanıp
dudağımın kenarına bir öpücük kondurdu. İnanın
başım dönmeye başladı. Bana biraz daha sokuldu ve
öpüşmeye başladık. Başımdaki türbanı
çıkartmaya çalıştı ama başaramadı, gülümseyerek
çıkartmasına yardımcı oldum.
Dudaklarım, yanaklarım, derken boynuma indi
dudakları. O kadar sıcak ve yumuşaktı ki,
inlememe engel olamadım. Parmakları gömleğimin düğmelerine
giderken, ona, "Burada mı yapacağız?" diye sordum.
Gülümseyerek ayağa kalktı, elimden tutarak beni kaldırdı ve
yatak odasına götürdü. Loş bir ortam, kocaman bir yatak, bembeyaz
çarşaflar herşey çok özenliydi. Ayakta beni yeniden öpmeye
başlarken aynadan ikimize baktım. İnanılmaz tahrik
olmuştum. Kollarımı usulca boynuna doladım. Bu hareketim
çok hoşuna gitti. Hiç konuşmadan birbirimizin olmak için
hazırdık ikimiz de. Hem öpüşüyor, hem de beni soyuyordu.
Bembeyaz tenim oldukça tahrik etmişti Metin'i. Kendi üstündekileri de
çıkartıyordu bir yandan. Sütyenimi çıkardığında
bir süre memelerime baktı yutkunarak. Sonra da eğilip usulca öpüp,
emmeye, yalamaya başladı. Ben kopmaya
başlamıştım. İnanılmaz bir ıslaklık
vardı amımda.
Metin boxerle, ben de külotla kaldığımızda,
beni yatağa sırtüstü yatırıp yanıma uzandı. Her
anın tadını çıkartmaya çalışıyordu. Elleri
beyaz ve narin vücudumda dolaşırken memelerimi ağzına alıp
emiyordu. Saçlarını çekiştiriyordum ben de. Elimin birini tutup
önüne götürdüğünde sert ve nabız gibi atan yarağıyla
tanıştım. Yaşadığım herşey ilkti benim
için ve müthiş bir zevk duyuyordum. Üzerime uzandı ve sevişmeye
başladık. Sımsıkı
sarılmıştım Metin'e, bırakmak istemiyordum.
Külodumu çekiştirip aldı, kendi
boxerını da indirdi. Ben de karşılık vermeye
başlamıştım artık. Dudaklarını emip
kemiriyordum, sırtını omuzlarını sıkıp,
tırnaklarımı gezdirirken. Boynuna sardığım
kollarımı tutup yana bıraktı ve dudakları önce
memelerime, oradan dilini gezdirip öperek göbeğime indi.
Kasıklarıma indiğinde elimde olmadan bacaklarımı
kapatmaya çalıştım. Nazikçe tekrak açtı
bacaklarımı ve dilini amcığımda hissettim. Küçük ama
tiz bir çığlık atarak orgazm oldum. Nefesimi kontrol edemez
haldeydim. Saçlarını çekiştirirken Metin diliyle beni
delirtiyordu. Tanrım, seks denilen şey bu muydu? Epey bir süre beni
zevkten zevke uçurdu o yetenekli diliyle.
Dizlerinin üzerinde doğrulduğunda
yarağı dimdikti, neredeyse göbeğine
değiyordu. Elim yarağına gidip
sıvazladığımda inledi. Zonkladığını
avucumun içinde hissediyordum. Bacaklarımın arasına girip
üzerime uzandı ve kısık bir sesle,
"Aşkımmm!" diye inleyip amımın
girişine bastırmaya başladı. Kalçamı
kaldırıp yardımcı oldum ona ve
önce yarağının başını, sonra da
tamamını soktu içime. Tırnaklarım bu sefer sert
kalçasına girmişti nerdeyse. Bir süre içimde öylece bekleyip,
uzanarak dudağımdan öptü ve gidip gelmeye başladı amımda. Kendimi tutamıyordum artık ve
çığlıklarımı salıverdim. Kocamın
yaptığı sikmekse bu neydi peki?
Metin elleriyle göt yanaklarımı avuçlayıp amımı sikmeye devam ediyordu. Başımı
sağa sola vurup orgazm üstüne orgazm oluyordum. Aldığım
zevkten ağlıyordum artık resmen. Metin soran gözlerle bana
baktığında, "Sorun yok, devam et!" diyebildim
hıçkırıkla karışık. Bacaklarımı omzuna
alıp sikmeye devam ederken çıldırıyordum altında.
"Offf, Metinnn, sikkk beniii!" dememle birlikte
azmıştı adeta. Benim gerçek gerdeğim buydu işte! Beni
ikiye katlamış, hızlı ve sert bir şekilde sikiyordu...
10-15 dakika daha tempolu bir şekilde siktikten sonra
yarağını amımdan
çıkartıp, döllerini göbeğimin üzerine fışkırtmaya
başladı. İnanılmaz birşeydi bu benim için.
Hayranlık ve doygunlukla seyrettim fışkırmasını.
Yanıma devrildiğinde dönüp sarıldım ona. Beni uzun uzun
öptü...
O gün beni iki kez daha sikti. İlişkimiz
halen
aynı güzellikte devam ediyor. :)
[Kübra]
|