Dedemin Kiracısı Kuduruk Çıktı! (8) (Serdar 20 Y., Ankara)
Ben duş
alıp banyodan çıktıktan sonra, Sofia ve Anna da sırayla
girip yıkandılar. Üçümüz de çırılçıplak yatağa
uzanmış, kalan şaraptan içiyor, sohbet ediyorduk. İkisi de çok
zevk aldıklarını söylüyorlardı, ama Anna, "Daha
ben doymadım!" deyip dudaklarıma yapıştı.
Anna'nın dudaklarında fazla oyalanmadan sulu amına indim.
Amının sol üstünde küçük bir kalp dövmesi vardı. Şerit
şeklinde de kılları profesyonel biri tarafından kesildiğini
gösteriyordu. Amını bir süre inceledikten sonra
bızırını ağzıma alıp emmeye, emerken de
parmaklarımı amına sokup çıkartmaya başladım.
İnanılmaz sulu amcığı vardı, amından akan su
göt deliğini ıslatıyordu. Sofia da Anna'nın memelerini
emiyor, Anna'nın zevk çığlıkları odada
yankılanıyordu.
Anna'nın
poposunu havaya kaldırıp göt deliğini dillemeye
başladığımda Anna'nın çığlıkları
daha da artmıştı. Göt deliği amının suyundan ve
yalamamdan parlıyordu. Tek parmağımı ilk boğumuna
kadar rahatça sokmuştum götüne. Geri kalanını da yavaşca
sokup çıkarmaya başladım. Daha sonra parmak
sayısını ikiye çıkarıp, parmaklarımla götünü
sikmeye başladım. Parmaklarımı çıkardığımda
götünün deliği nefes alır gibi açılıp kapanıyordu.
Anna'yı
dört ayak üstüne getirdim. Sikimi Sofia'nın ağzına verip güzelce
ıslattıktan sonra, sikimin başını Anna'nın götüne
soktum. Geri kalanını da yavaş yavaş sokup biraz bekledim.
Anna'nın götü sikmi mengene gibi sıkıyordu. Götüne yavaş
yavaş girip çıkmalarımı sonradan
hızlandırdım. Bu sırada da Sofia Anna'nın önüne
yatmış amını yalatıyordu. Anna'nın götünü daha
sert sikmeye başlamıştım. Sikimi kafasına kadar
çıkartıp, birden sertçe sokuyordum. Anna kimi zaman acı kimi
zaman zevk çığlıkları eşliğinde götünü bana
bastırmaya başlamıştı.
Yorulmuştum
ve biran önce Anna'yı boşaltıp Sofia'yı sikmenin
derdindeydim. Gittikçe boşalmaya yaklaşan Anna deli gibi
böğürmeye ve kendini kasmaya başladı. Ben de sikimi götünden
çıkarıp amına soktum. Bu hareketimden sonra Anna zangır
zangır titreyerek boşaldı. Amı kasıldıkça sikimi
de sıkıyordu. Bu olayı çok seviyordum. Anna'nın
amından çıkıp yatağa uzandım, Sofia vakit kaybetmeden
üstüme çıkıp, dudaklarıma yapıştı, eliyle sikimi
tutarak amına yerleştirdi ve tek seferde içine aldı. Sofia bir
an önce sikilmek istiyordu. Benim de ondan aşağı kalır
yanım yoktu zaten.
Sofia
ayaklarının üstüne çömelip göğsümden destek alarak oturup
kalmaya başladı. Yavaş yavaş oturup kalkıyor,
amındaki sikin zevkini çıkartıyodu. Bir süre sonra
hızlanmaya, kalçalarını kasıklarıma vurmaya
başladı. Ben de göğüslerinin uçlarıyla oynayarak daha da
zevk almasını sağlıyordum. Sofia'nın hareketleri iyice
dengesizleşmeye başladı. Orgazm oluyordu, sikimin hepsini içine
alarak üstüme kapaklandı. Orgazmını daha şiddetli
yaşaması için sert bir şekilde alttan pompalamaya
başladım. Sofia çığlıklar eşliğinde bana
sıkı sıkı sarılarak boşaldı.
Boşalması baya bir uzun sürdü, kendine gelene kadar birşey
yapmadım. Kendine geldiğinde üstümde doğruldu. Zevkten
ağlamış, gözüne sürdüğü kalem akmıştı. Saçları
da dağılmış, terden sırıl sıklam olmuş
bir halde gülerek bana bakıyordu. Eğilip dudaklarıma bir öpücük
kondurdu ve "Harikaydın, bitirdin beni!" deyip üzerimden indi,
yanıma devrildi.
Ben daha
boşalmamıştım ve Sofia'nın o küçük götünü de sikmeden
bırakmaycaktım. Bunu kendisine söylediğimde, beni kırmamak
için kabul etti. Sofia'yı yan yatırıp, 66 pozisyonunda
arkasına geçtim. Sikimi ıslatıp elimle götünün deliğine
hizaladıktan sonra başını soktum. Biraz yüklenmemle sikimin
yarısı içine girmişti. Önce yavaş yavaş, daha sonra
hızlanarak pompalamaya başladım. Bir süre sonra Sofia'yı
ayaklarından kaldırıp, sırtı bana dönük üstüme
aldım. Daha hızlı girip çıkıyordum şimdi götüne.
Sofia'nın götü de en az amı kadar dardı ve bana çok zevk
veriyordu.
Bu pozisyonda
yorulduğum için Sofia'yı üzerimden indirip, yatakta domalttım.
Anna da yarı mayışık bir halde bizi izliyordu. Pek
önemsemeden Sofia'nın götünü bolca tükürükle ıslatıp tekrar
içine girdim. Köküne kadar sokup çıkartıyordum. İyice
hızlanmıştım. Sofia kollarının üstünde fazla
dayanamayıp kafasını yatağa gömdü. Götüne girip
çıkarken bir yandan da götüne tokatlar atıyordum.
Boşalacağımı hissedince, elimi Sofia'nın amına
atıp oynamaya başladım, amacım beraber
boşalmaktı.
Hareketlerimi
iyice hızlandırınca Sofia da boşalmaya
yaklaşmıştı. Elimi amından çektim ve
kalçalarından tutup süratle pompalamaya başladım götüne.
Sofia'nın küçük bedeni benim bu hareketlenmeme daha fazla dayanamayıp
titremeye başladı. Göt deliği kasılıp gevşerken,
ben de içine patladım. İnanılmaz zevk almış ve
yorulmuştum. Sofia'nın götünden çıkınca, götünden
taşan döllerim önce amına, ordan da yatağa akıyordu. Göt
deliği genişlemiş, etrafı kızarmıştı. Bu
manzarayı biraz seyredip, sonra kendimi yatağa attım. Nefesim
bana yetmiyordu sanki. Terden sırılsıklam olmuştum. Tavana
bakıyordum. Sofia da yanıma yatmıştı, o da halen nefes
nefese kendine gelmeye çalışıyordu. Anna gülümseyerek,
"Bitirdin kızı, bir hafta seks yapamaz artık!" dedi.
Dinlenip
kendimize geldikten sonra Sofia ile birlikte duşa girdik. Birbirimizi
yıkayıp duştan çıktık. İki tane birbirinden
ateşli ve güzel kızla muhteşem bir gece geçirmiştim, ama
gitmem gerekiyordu. Anna telefon numaramı alıp kendine ve benim
telefonuma kaydetti. "Avrupaya gelirsen mutlaka haber ver!" deyip
beni uğurladılar. Mutlu ve yorgun bir şekilde kendi otelime
gittim. Zübeyde abla bıraktığım gibi yatıyordu.
Soyunup yatağa girdim, ona sarılıp uykuya daldım.
Sabah
Zübeyde abla benden önce kalkmış ve beni uyandırmaya
çalışıyordu. Biraz daha uyumak istediğimi söyleyip
yattım. Tekrar uyandığımda Zübeyde abla odada yoktu. Saat
öğleden sonra 3'e geliyordu ve inanılmaz sıcaktı. Duşa
girip kendime geldim. Giyinip aşağıya indim. Zübeyde abla
havuzun kenarındaydı, yanında 30'lu yaşlarda bir kadın
vardı. Yanlarına gidip selam verdim. Zübeyde abla bana sertçe bir
baktıktan sonra kadına dönüp, "Bu da benim genç sevgilim
Serdar!" deyip beni tanıttı. Gayet rahattı bunu söylerken.
Kadına, "Merhaba!" deyip elimi uzattım. Kadın da,
"Merhaba, ben Sevgi. Zübeyde seni sabahtan beri anlatıyordu, baya
merak etmiştim doğrusu!" dedi. "Ee, merak ettiğiniz
kadar varmıymışım?" dedim. Sevgi de, "Var var,
fazlan var eksiğin yok!" diyerek kahkaha attı.
Pek
hoşlanmamıştım kadından. Zaten güzel de değildi,
ama vücudu genç bir kız kadar diri görünüyordu. Bir süre onlarla
oturduktan sonra kalkıp otelin restoranına gittim. Birşeyler
yedikten sonra odaya çıkıp, mayomu giydim ve havlumu alıp tekrar
havuzun başına indim. Sevgi havuzda yüzüyordu. Zübeyde ablaya,
"Nerden buldun bu kadını?" diye sordum. "Sabah sen
yokken canım sıkıldı, o da havuzdaydı,
tanıştık!" dedi. Fazla üstelemeden ben de havuza girdim.
Ben yüzerken Sevgi de bana yaklaşıyordu. Bir süre sonra Sevgi
yanımdaydı. Havadan sudan konuşuyorduk. Laflarından Zübeyde
ablayı kıskandığını anlayabiliyordum. Kendini
güzel göstermeye çalışan, ukela bir tipti Sevgi aslında ve
Zübeyde ablayla kıyaslanamazdı bile. İstanbul'da
yaşadığını, daha önce evli olduğunu,
kocasının pısırık biri olduğunu, hiç bir konuda
kendisine ayak uyduramadığı için de ondan
boşandığını anlatıyordu.
Zübeyde abla
da havuza girip, yanımıza geldi. Hep beraber bir süre yüzdükten sonra,
ben havuzdan çıkıp güneşlenmeye başladım.
Güneşlenirken aklıma Ayşe geldi, birkaç gün önce mesaj
atmıştı, ama ben cevap verememiştim. Ayşe'yi aradım.
Sevinçle telefonu açtı ve "Bu gece Marmaris'e gel,
dolaşalım biraz. Ayrıca, sen geleceksin diye tek kişilik
odada kalıyorum!" deyip, niyetini açıkca belli etti. Biraz daha
konuştuktan sonra, "Akşam görüşürüz!" deyip
kapattık telefonları.
Yarım
saat sonra bizimkiler de havuzdan çıkıp, yanımda güneşlenmeye
başladılar. Sevgi denen kadın bildiğin abazaydı, geçen erkeklere bakıp,
"Off ne yakışıklı!" falan deyip kahkaha
atıyordu. Bu kadının iyi bir sikilmeye ihtiyacı vardı.
İkisi sohbet ederken, onlara, "İyi oldu sizin
tanışmanız, akşam birlikte takılırsınız,
ben de Marmaris'e arkadaşımın yanına giderim!" dedim.
Zübeyde abla da, "Git, ama çok geç gelme!" dedi. "Tamam!"
deyip onayladım.
Zübeyde abla
sırtına krem sürmemi isteyince, masaj yaparcasına krem sürmeye
başladım. Bunu gören Sevgi, "Bir krem sürenimiz bile yok!"
deyip bana gülümsedi. "Sana da sürerim birazdan!" dedim. Zübeyde abladan
sonra da Sevgi'nin yanına geçtim. Yüzüstü yatan Sevgi'nin önce
sırtını kremledim. Zübeyde abla o sırada kafasını
tişörtüyle örtmüş güneşleniyordu. Sevgi'nin sırtından
sonra bacaklarını ve baldırlarını kremledim. Bacaklarını
iyice açmıştı Sevgi. Bacaklarının içlerini de amının
yakınlarına kadar kremledikten sonra, "Yeter mi bu kadar?"
diye sordum. Sevgi kısık sesle, "Ön tarafa sürmeycekmisin?"
diyerek döndü. Zübeyde abla halen aynı pozisyonda yatıyordu, ama
riske gerek yoktu. "Oraya da kendin sür!" deyip yerime geçtim.
Birkaç saat
daha yüzüp, havuz başında keyif yaptıktan sonra odalara
dağıldık. Odamıza girince Zübeyde ablaya, "Arkadaşımı
görmeye gideceğim için bana kızmıyorsun değil mi?"
diye sordum. "Yok canım niye kızayım, git gör
arkadaşını!" deyip küçük bir öpücük kondurdu
dudaklarıma ve duşa girdi. O çıkınca da ben duşa
girdim.
Duştan
sonra hazırlanıp akşam yemeği için restorana indik. Sevgi
bir masada tek başına yemek yiyordu. Biz de açık büfeden
yemeklerimizi alıp Sevgi'nin yanına oturduk. Sohbet
eşliğinde yemeğimizi yiyorduk. Sevgi konuyu döndürüp
dolaştırıp erkeklere getiriyordu. "Erkek dediğin
ağırbaşlı olacak, Maço olacak, vurdu mu inletecek!"
deyip kahkaha attı. Ben de, "Umarım bulursun öyle birini!"
dedim. Sevgi ise, "Bulursan sen haber ver bana. Nerde bende Zübeyde'deki
gibi şans. Bulmuş senin gibi genci, sabaha kadar üstünden
inmiyordur!" deyip yine bir kahkaha attı. Ben de gülmüştüm Sevgi'nin
bu sözüne, ama Zübeyde abla kıpkırmızı olmuştu
utancından. Sevgi sonradan farketti yaptığı
patavatsızlığı ve susup yemeğini yedi sessizce.
Yemekten
sonra, Zübeyde abla tuvalete gidince, Sevgi bana ilişkimizle ilgili
sorular sormaya başladı. "Sevişmeleriniz uzun sürüyor mu?"
diye sorduğunda, ben artık dayanamadım ve "Eğer yatakta
nasıl olduğumu merak ediyorsan, bir ara gösteririm!" dedim. Sevgi
gülümseyerek, "Ayol daha önce söylesene şunu,
kıvrandırıyorsun beni!" dedi. Ben de, "Seni asıl yatakta
kıvrandıracağım!" deyip gülümsedim. Zübeyde abla masaya
doğru geliyordu, hemen konuyu değiştirdik. Sonra da ben Marmaris'e, Ayşe'nin
yanına gitmek için yola çıktım...
[Serdar]
|