Dedemin Kiracısı Kuduruk Çıktı! (6) (Serdar 20 Y., Ankara)
Evdeki
kadınlar bir süre daha oturup gittiler. Giderlerken seslerini duydum, ama odamdan
çıkmadım. Akşam yemeği hazırlanana kadar da kaldım
odamda. Yemekten sonra, çay kahve TV faslından sonra da tekrar odama gidip
erkenden yattım, uyudum.
Ertesi sabah
erkenden uyandığımda güneş yeni doğmak üzereydi,
kuşlar ötüşüyordu. Kalktım. Evde benden başka herkes
uyuyordu daha. Kendime çay yapıp balkonda oturdum, sigarayla birlikte çayımı
içerken, apartmanın dış kapısının
gıcırdayan sesini duydum. Balkondan eğilip
aşağıya baktığımda, Handan ablanın
kocası çıktı apartmandan. İşe gidiyordu. Gözden
kaybolana kadar arkasından baktım adamın. İki
yıldır Handan ablayı sikmiyordu. Bunun sonucunda Handan abla
iyice kuduruk olmuş, şimdi benim için yanıp tutuşuyordu.
Sabah sabah sikim kalkmış, içimde deli gibi Handan ablayı sikme
isteği doğmuştu. Telefon edip uyandırdım, "Kocan
gitti, geliyorum yanına, kapıyı açık bırak!"
dedim.
Biraz sonra onun
kapısındaydım. Dediğim gibi kapıyı
açmış ve aralık bırakmıştı. Sessizce girip
kapıyı kapattım ve arkadan kilitledim. Handan abla
ortalıkta görünmüyordu. Odasına girdiğimde yatakta beni
bekliyordu. Üstünde çiçekli bir gecelik vardı. Yeni
kalktığı için biraz uyku sersemiydi. Ama birazdan bütün uykusu
açılacaktı. Odanın kapısını da kapatıp hemen
yanına gittim ve dudaklarına yapıştım. Aynı anda
o da bana karşılık veriyordu. Üstüne uzanıp öpmeye devam
ettim. Handan abla bacaklarını belime dolamış, yatakta
kendini oynatıyordu. Aynı anda ben de ona sürtünüyordum.
Şortumu
çıkartıp boxerla kaldım, amının
sıcaklığı sikime daha iyi temas ediyordu şimdi. Bu
şekilde biraz öpüştükten sonra üstündekileri çıkarttım.
Fazla oyalanmadan direk içine girmek istiyordum. Sikim kazık gibi
olmuştu. Amına el attım, ama yeteri kadar
ıslanmamıştı. Direk eğilip kılsız pembe
amını yalamaya başladım. Aynı anda Handan abla da
inlemeye başladı. Dilimi iyice kıvırıp
amının içine sokup çıkartıyordum. Amı o kadar çok sulanmıştı
ki, çenem sırıl sıklam olmuştu. Adeta amının
dudaklarıyla öpüşüyordum. Dışarı doğru
açılmış am dudaklarını emiyor, onları
bırakıp bızırını ağzıma alıp
emiyordum. Handan abla aldığı zevkten elleriyle kafama
bastırıyordu.
Bir süre
daha yaladıktan sonra boxerimi çıkardım ve "Hadi
bakalım, sıra sende!" diyerek sikimi uzattım. Handan abla
uzanıp sikimi ağzına aldı. İlk günden bugüne baya bir
ilerleme kaydetmişti. Sikimi yalarken kendisi de zevk alıyordu.
Hepsini ağzına alıyor, bir süre bekleyip emerek
çıkartıyordu. Epeyce daha yaladıktan sonra sikimi
bırakıp taşaklarımı yalamaya başladı.
İnanılmaz bir şekilde azmıştım. Sikim sanki
öncekine göre daha da büyüdü. Bir yandan yalıyor, bir yandan da sikimi
sıvazlıyordu. Böyle giderse boşalacağımı
anladım. Üstümden kaldırıp dörtayak üstüne getirdim. Elleriyle
yatak başlığından tutunuyordu.
Sikimin
başını biraz amının dudakları arasına
sürttürdüm ve içine girdim yavaşca. Kasıklarımız
kavuşmuştu. İçine girince kızgın bir sobaya
girmiş gibi hissettim kendimi. Handan abla çocuk doğurmasına
rağmen halen kız gibi amı vardı. Her soktuğumda
amı açılıp sikimi sarıyor, çıkartırken de
kapanıyordu tekrar. Dibine kadar sokup çıkartıyordum. Keyfini
çıkara çıkara sikiyordum Handan ablayı. "Ohhh, sik, çok
güzel, ımmh, sok!" diye inliyordu. Bir süre böyle devam ettim.
Baş parmağımı terlemiş göt deliğine gezdirdim
biraz. Göt deliğinin etrafı sık kıllarla örtülüydü.
Baş parmağımı ilk boğumuna kadar içine soktum. Ben
parmağımı hareket ettirdikçe Handan abla da kendini
oynatmaya başladı. Sikimi amının daha da derinlerine almak
ister gibi hızlanmaya başladı.
Boşalacağını
anladığımda durdum. "Durma, devam et, gelmek üzereyim, sok
hadi!" diyordu. "Sakin ol aşkım yeni
başladık!" diyerek yatağa uzandım. Handan ablayı
da ters şekilde üstüme oturtturdum. Narin elleriyle tuttuğu sikimi
amına yerleştirip zıplamaya başladı. Kontrolü ona
bırakmıştım, istediği gibi oturup kalkıyor,
hızlanıp yavaşlıyordu. Bir süre sonra deli gibi oturup
kalkmaya, aynı zamanda da çığlık atmaya başladı.
İnanılmaz zevk alıyorduk ikimiz de. Odanın içinde,
kasıklarımızdan çıkan 'Şlop, şlopp!"
sesleri, ikimizin inleme sesleri ve yatağın yaylarından
çıkan gıcırdama sesleri birbirine karışmıştı.
İkimiz
de adım adım boşalmaya yaklaşırken, aklıma bugüne
kadar hep içine boşaldığım geldi. Yoklamak için,
"Geliyorum ben, nereye boşalayım?" diye sordum.
"İçime boşal, doldur içimi döllerinle erkeğimmm!
Ohhhh!" diyerek orgazm oldu. Aynı anda ben de kendimi
bıraktım ve deli gibi boşalmaya başladım. Müthiş
zevk almıştık. Bir süre bu zevkin içinden çıkamadık.
Daha sonra Handan abla üstümden inip, kendini yanıma devirdi.
Soluğumuz düzelene kadar öylece bekledik.
"Hep
içine boşalıyorum, bir sıkıntı
çıkmasın?" dedim. O da, "Geçen sene rahmimde kist
vardı, kötü huyluydu, tedavi işe yaramayınca mecburiyetten
aldırdım!" dedi hüzünlü bir sesle. Bir daha çocuk
doğuramaycak olmasına üzülmüştü. Neşesini yerine getirmek
için, "İyi ya işte, ben de içine rahatlıkla boşalabilirim,
inan bu çok hoşuma gidiyor!" diyerek dudaklarından öptüm. Daha
sonra ona, "Birkaç gün sonra tatile gideceğim, haberin olsun
hayatım!" dedim. "Geri geleceksin ama değil mi?" dedi
yüzünü asarak. "Geleceğim tabi, daha götünün tadına
bakacağım!" diyerek elimi kalçalarına attım.
"Sana feda olsun!" diyerek kafasını göğsüme koydu.
O
şekilde yatarken gözlerimiz kapanmış, uyumuşuz. Aradan ne
kadar zaman geçti bilmiyorum, terden sırılsıklam olmuş bir
şekilde uyandım. Güneş tam yattığımız odaya
vuruyordu. Ben kalkınca o da kalktı. Banyoya geçtik beraber.
Birbirimizi yıkayıp kurulandıktan sonra, giyinip eve geçtim.
Annem
uyanmış, kahvaltı hazırlıyordu. Benim görünce,
"Hayırdır oğlum, nerden geliyorsun böyle sabah sabah?"
diye sordu. "Sabahın köründe uyandım, uyku tutmayınca
çıkıp dolaştım biraz!" diyerek geçiştirdim. Anneme
daha sonra, iki gün sonra arkadaşlarla tatile gideceğimi
söyledim. Annem bilirdi benim huyumu, normalde bu kadar durmam bile
fazlaydı memlekette.
Kahvaltıdan
sonra biraz evde durup, odamda vakit öldürdüm. Öğleye doğru Zübeyde
abla aradı, "Ankara'ya gitmiyormuyuz?" dedi. Aklımdan
tamamen çıkmıştı. "Tamam yarım saate
alırım seni!" dedim. "Otobüsle gidelim, nasıl
getireceksin iki arabayı da?" diyerek güldü. Bana araba almayı
kafasına koymuştu. Ama ben bu durumu aileme
açıklayamayacağım için arabayı saklayacaktım.
"Tamam o zaman, 12:00 otobüsüne yetişelim! Otogarda
buluşuruz!" diyerek kapattım telefonu. Otogar dedemin evine
yakındı, yürüyerek kısa sürede ordaydım. Biletleri
alıp, Otogarın önüne çıktım, bir sigara yaktım, Zübeyde
ablayı beklemeye koyuldum.
Sigaramı içerken, baba tarafından akrabam olan Burcu ablayı
gördüm. Burcu abla benim ilk defa çıplak gördüğüm kadındı.
Ortaokula giderken İbrahim diye bir arkadaşım vardı. Burcu
abla aynı zamanda da İbrahim'in teyzesiydi. Burcu ablaların
ilçenin biraz dışında bahçeleri vardı. Bahçe
sulamaları için kuyu suyuyla dolan büyük bir havuz
yapmışlardı. İbrahim'le yazın
sıcağından bunaldığımız için oraya yüzmeye
gitmeye karar vermiştik. Kimseye birşey demeden gitmiştik...
Bahçe içinde
küçük bir kulübe tarzı prefabrik ev yapmışlardı. Oraya
yaklaştıkça içerden inleme sesleri geliyordu. İbrahim'le gözgöze
gelip, birbirimize sus işareti yapıp camdan baktık gizlice.
Burcu abla kocası İlhan abiyle sikişiyordu. İkisi de
kendinden geçmişti. İlhan abi Burcu ablayı
yatırmış hızlı hızlı sikiyordu. Burcu
ablanın memeleri deli gibi sallanıyordu bu sırada da. Çok
geçmeden İlhan abi içinden çıkıp göbeğine
boşalmıştı Burcu ablanın. İbrahim'le hemen ordan
uzaklaşıp bahçeden çıkmıştık. Gördüklerimizin
etkisiyle, ne benden, ne de İbrahim'den ses
çıkmamıştı.
Aklıma
kazınan bu görüntüler, Burcu ablayı şimdi Otogarda görünce
yeniden canlandı. Burcu abla beni görmemişti. Arkasından bir
süre baktım. Biraz kilo almış, ama bu ona
yakışmıştı. Fiziği çok güzeldi. Sonra yanına
gidip selam verdim. Önce çıkartamadı beni, ama kendimi
tanıtınca, sıkıca sarıldı bana ve "Ne
zamandır görmüyordum seni, kocaman delikanlı olmuşsun
yakışıklım!" dedi. Anlaşılan beni halen
küçük bir çocuk gibi görüyordu. Sarılırken yumuşacık
göğüsleri aramızda sıkışmıştı. Ve bu
beni tahrik etmeye yetmişti.
Gözleri
fıldır fıldırdı Burcu ablanın. Ben de gözlerinin
içine bakarak, "Geçen yıllar beni büyüttü de, sen hiç
değişmemişsin abla, halen çok güzelsin!" dedim. Bunu
nasıl dedim bilmiyorum ama, Burcu abla, "Bak sen, büyümüşte
ablasına iltifat ediyor. Teşekkür ederim canım benim!"
diyerek makas aldı yanağımdan. Sonra da, "Nereye böyle?"
dedi. "Ankara'ya gidiyorum ablacım, sen nereye gidiyorsun?"
dedim. "Konya'ya gidiyoruz. İlhan abin lavaboya gitti, onu bekliyorum
ben de!" dedi. Biz konuşurken İlhan abi de geldi. Biraz da onla
sohbet ettik. Konya otobüsü hareket edecekti, Burcu abla ve İlhan abiyle
vedalaşıp uğurladım onları.
Az sonra da Zübeyde abla geldi. Yüzünde az bir makyaj yapmış,
altına dizinin altında biten kısa kesim kot, üstünde de V yaka
tişört vardı. Saçlarını arkadan toplamış, at
kuyruğu yapmıştı. Kafasının üstünde de büyük
çerçeveli bir güneş gözlüğü vardı. Bu haliyle genç bir kız
gibi gösteriyordu. Bana doğru yürürken, ne kadar güzel olduğunu bir
kez daha farketmiştim. Yanıma gelip yanaklarımdan öptü. Bizim de
otobüsümüz geldi ve binip Ankara'ya doğru yola çıktık.
Ankara
yakın olduğu için 1 saat sonra Ankara'daydık. Zübeyde dünden
bankaya gidip para çekmiş, çantasında yüklü miktar parayla
dolaşıyordu. Taksiye binip Ankaran'ın büyük oto
firmalarından birine gittik. İstediğim arabayı belirtip,
2-3 saat içinde belgeleri toplayıp hallettik işimizi. Arabamın
koltuğuna oturduğumda çok heyecanlıydım. Zübeyde ablaya,
"Çok teşekkür ederim aşkım!" deyip sıkıca
sarıldım. "Hadi bunu kutlayalım o halde!" dedi Zübeyde
abla. Hemen yola koyulup, Ankara'nın en şık
restoranlarından birine gittik.
Arabadan inmeden
önce Zübeyde abla bir miktar para uzattı bana. "Bu ne
şimdi?" diye sordum. "Yanında bulunsun aşkım, hem
ben ne yapacağım bu kadar parayı, en azından sende de
bulunsun, ihtiyacın olduğunda kullanırsın!" dedi. "Peki
öyleyse!" diyerek aldım parayı. İçinden bir miktar
alıp, gerisni koltuğun altına koydum. Beraber güzel bir yemek
yeyip, şarap içtik. Ordan çıkıp, Ankarada'ki kendi evimize
götürdüm Zübeyde ablayı.
Bugün geri
döneceğimiz için fazla oyalanmamamız gerekiyodu. Eve girer girmez
öpüşmeye başladık. Ateşlice öpüşürken birbirimizin
üstünü çıkarıyorduk. Yatağıma kadar öpüşüp,
yatağa yatırdım Zübeyde ablayı. Üstünde sadece siyah bir
tanga kalmıştı. Teni mis gibi kokuyordu. Vücudunun her bir noktasını
öpüp koklayıp yalamak istiyordum. Boynundan başlayıp
göğüslerini göbeğini öptüm dilledim. Külodunun yanlarından,
amına dokunmadan bacaklarını da aynı şekilde öptüm.
Amına dokunmuyor, onu daha da kudurtmak istiyordum. Zübeyde abla tepki
vermiyor, dudaklarını kemiriyor, çarşafı
sıkıyordu elleriyle.
Onu yüz üstü
yatırıp, ensesine, sırtına, bel çukuruna, ordan
kalçalarına kadar yaladım. Sıcak nefesimi verdikçe titriyor,
kendinden geçiyordu. Kalçaları çok güzel görünüyordu. İki elimle
ayırıp, göt deliğinin yakınlarını yalamaya
başladım. Bu hareket sonunda Zübeyde abla daha fazla dayanamayıp,
"Yeter artık, gir içime, dayanamıyorum!" diye sitem etti.
Ama ben daha uzun uzun sevişmeyi düşünüyordum. Onu tekrar çevirirken,
amının olduğu yer çarşafı
ıslatmıştı. Demek ki boşalmıştı.
Külodunu
çıkarıp, kıldan tüyden eser olmayan kaymak gibi amını
izledim bir süre. Daha sonra eğilip yalamaya başladım.
Amının dudakları şişmiş, içindeki pembeliği
çok tatlı görünüyordu. Amını yaladıkça Zübeyde abla kendinden
geçiyor, sırtını kaldırıp indiriyordu. Bir süre sonra
da elleri saçlarımın arasına geçirip iyice bastırdı
kafama. İnanılmaz bir zevk alıyorduk ikimiz de. Daha sonra
bacaklarını iyice havaya kaldırıp, göt deliğini
yalamaya başladım. Tertemiz göt deliği kullandığı
duş jelinden kokuyordu. Burda bile tek bir kıl yoktu.
Anlaşılan hazırlıklı gelmişti.
Göt
deliğini yalarken amıyla oynamaya devam ettim. Bir süre sonra Zübeyde
abla kasılmaya ve titremeye başladı. Yalamaya devam ettim.
Ağlamaklı sesler çıkartarak orgazm olmaya,
sıvılarını yüzüme fışkırmaya
başladı Zübeyde abla. Kendine gelmesi için bıraktım.
Mutfağa gidip buz ve su getirdim, kana kana içti.
Daha sonra
tekrar dudaklarına yapışıp, onu üstüme aldım. Benim
ona yaptığım gibi, o da beni yalayarak sikime kadar indi.
Dondurma yalar gibi sikimin kökünden başına kadar yalıyordu.
Sabah Handan ablanın yaptığı gibi
taşaklarımı da yalamaya, ağzına alıp emmeye
başladı. Bu hareket çok hoşuma gidiyordu, gözlerimi kapatıp
kendimi ona bıraktım. Ağzına almasını istiyordum
biran önce. Bunu anlamış olacak ki, diliyle yukarı çıktı,
sikimin başını dilleyip, ağzına aldı, emmeye
başladı. Daha sonra yavaş ama kendinden emin bir şekilde,
köküne kadar ağzına alıp emerek, içimde ne var ne yok kendine
çekiyordu. Bu zamana kadar yaptığı en güzel saksoydu bu.
Kendimden geçmiş inliyordum.
Gitgide
hızlandı saksosu. Niyetinin beni boşaltmak olduğunu
anladım, ama boşalmak istemiyordum. Biran önce içine girmek
istiyordum. O yüzden durdurup üstüme çektim Zübeyde ablayı. "Rahmetli
kocam dayanamazdı, şimdiye boşalmıştı!"
diyerek güldü. "Çok güzel yapıyorsun bu işi, ama ben
amının sıcaklığını hissetmeden boşalmak
istemiyorum!" dedim. Bir eliyle sikimi tutup amına hizaladı.
Yavaşca oturarak içine aldı. Köküne kadar içine girince de, "Ohhh,
içimi dolduruyor, her her seferinde sanki ilk defa içime alıyormuşum
gibi hissediyorum!" dedi. Sıcacık amına girince, ben de
derin bir, "Ohhhh!" çektim.
Üstümde
gidip gelmeye başladı. Ben de memelerinin fındık
büyüklüğündeki uçlarını parmaklarımın arasında
eziyordum. Zübeyde abla gözlerini kapatmış, dudaklarını
ısırıyordu. Acele etmiyor, keyfini çıkarta çıkarta sikişiyorduk.
Bir süre sonra Zübeyde abla giderek hızlanmaya başlayınca, ben
de alttan vurmaya başladım. İkimiz de kendimizden geçmiş
zevk içinde inlemeye başlamıştık. Zübeyde abla gene
titremeye, kendini kasmaya başladı. İçindeki sikimi mengene gibi
sıkarak hapsetti. Üstüme kapaklanıp, çığlık
çığlığa, inleye inleye orgazm oluyordu.
Çıkardığı sesleri komşular duyabilirdi, ama bu umrumda
değildi. Zübeyde abla kendine gelene kadar içindeki sikimi sıkıp
sıkıp bıraktı.
Kendine
gelince bunu üzerimden indirip, sırtüstü yatırdım,
yatağın kenarına kadar getirdim. Yataktan inip,
bacaklarını havaya diktim. Amına sokup, pompalamaya
başladım tekrar. Orgazm olmasının etkisiyle
amının içinde yağ gibi kayıyordum. Bu sırada iri
memeleri sağa sola sallanıyordu. Boşalacağımı
anladığımda, içinden çıkıp, göğüslerini
tutmasını söyledim. Ben göğüslerinin arasında gidip
gelirken, o da sikimin başını ağzına almaya
çalışıyordu. Derken tazzikli bir şekilde fışkırtmaya
başladım döllerimi. Ağzı, çenesi, boğazı ve
göğüsleri dölle kaplanmıştı. Boşalmam bitince yanına
yattım, soluklandık bir süre. Daha sonra kalkıp, küveti
doldurmak için suyu açtım...
[Serdar]
|