Dedemin Kiracısı Kuduruk Çıktı! (1) (Serdar 20 Y., Ankara)
Yaz aylarının
başları olmasına rağmen cehennem sıcağı
vardı. Dedemler benim yatacağım arka odayı önceden
hazır etmişlerdi. O oda diğer odalara göre daha serindi. Herkes
sıcaktan bunalınca soluğu benim odamda alırdı. Ama
geceleri oda benimdi, kimse rahatsız etmez, hatta önünden bile geçmezdi.
Dedemlere
gelişimizin 3. günüydü, bizim karşı kiralık dairemize
bakmaya adamın biri geldi. Ben ilgilendim adamla. Adamın suratı
sirke satıyordu. Adam ne gülüyor, ne de söylediklerimden tatmin oluyordu.
İçimden (Umarım kiralamaz!) diye geçiriyordum. Ama tam tersine, adam
karısını arayıp, güzel bir ev bulduğunu, hemen
gelmesini söyledi. Aradan 15 dakika geçmeden, kucağında çocuğuyla bir kadın, avluya girdi. Kadının öyle ahım şahım bir güzelliği yoktu;
1.60 boylarında, normal ölçülere sahip, ama bakışlarıyla
çok şeyi anlatan birine benziyordu. Orta boy göğüsler, hafif
çıkık bir kalçası vardı.
Kadın
yanımıza geldiğinde kafa sallayarak selam verdi. Kocasıyla
konuşurlarken isminin Handan olduğunu anladım. Ona da evi
gezdirdim. Kocasının aksine, Handan abla güleç yüzlüydü ve çabuk
ısınmıştı ortama. Ben de Handan abla gelince biraz
daha yumuşamıştım, daireyi kiralsalar da olur,
kiralamasalar da modundaydım. Sonuçta Handan abla evi çok
beğendiğini söyleyince, kiraladılar. İçerisi
yapılı olduğundan da, 2 gün sonra taşındılar.
Sonradan
öğrendiğime göre, Handan ablanın kocası inşaat
işçisiymiş, bazı aylar birkaç haftalığına başka
şehirlere çalışmaya gidermiş. Böyle günlerde Handan abla bizden
çıkmaz olmuştu. Haliyle benim de canım
sıkıldığı için sürekli sohbet ederdik.
Yanımızda annem olduğundan, sohbet konuları hep dedikodu
olurdu. Ama Handan abla bakışlarıyla bana hep birşeyler
anlatmak ister gibiydi.
Bir gün
merkeze alışverişe inecektim. Sabah 10:00 gibi
hazırlandım, kapının önünde ayakkabımı giyerken,
karşı tarafın da kapısını çaldım, marketten
birşeyler istiyor mu diye sormak için. Annem tembihlemişti, (Ne de olsa
kocası yok, kadıncağızın alışverişine
falan yardım et!) diye. Handan abla yarı uykulu kapıyı
açtı. "Günaydın abla, markete gidiyorum, alınacak
birşeyler var mı?" diye sordum. O da, "Dolaba bakmam lazım,
içeri gel, orda bekleme!" dedi. Ben de girdim içeri. "Acelen yoksa
bir kahve iç öyle git?" deyince, kabul ettim.
Mutfakta
kahvelerimizi içerken sohbete dalmıştık. Sohbet okadar
sarmıştı ki, ikinci fincan kahvelerimiz bitmiş, Handan abla
üçüncüleri yapıyordu. Bu arada konu gitgide seks kokmaya
başlamış ve konuyu buraya kadar kendisi getirmişti.
"Kız arkadaşın çok şanslı!" dedi bana. Ben
de, "O niye?" dedim. "Senin gibi birine sahip olduğu
için!" dedi. Şaşırdım ve açıkcası Ego'm
yükseldi, benden 10 yaş büyük bir kadın bana yazıyordu.
"Ne varmış ki bende?" dedim.
"Yakışıklısın, bir duruşun var,
konuşman etkileyici, kendine güvenin var!" dedi. Ben bunları
duydukca götüm kalktı ve "Kocanın da benden aşağı
kalır yanı yok!" diye zarf attım.
Handan abla ise
kocasıyla evliliklerinin artık sadece kağıt üzerinde devam
ettiğini, hatta ayrı yataklarda yattıklarını
anlattı. Ben tabii üzülmüş numarası yapıyordum, ama içimden
de (Bu kadınla aramızda birşeyler yaşanacak!) diyordum. Ben
buraya geleli 2 haftayı geçmişti ve bu sürede sadece birkaç kez 31
çekerek rahatlamıştım.
Kahveleri masaya koydu ve busefer hemen yanımdaki sandalyeye oturdu. Dizi
dizime temas ettiğinde, bir ateş parçasını
yaklaştırmışlardı sanki, o denli yanıyordu
kadın. "Senin de işin zor abla... Peki ne zamandır
yalnız yatıyorsun?" dedim. Handan abla, yüzünde munzur bir
gülüşle gözlerime bakıp, "2 yıl!" dedi. Ben de,
"Aşağıda yangın var desene abla!" deyince, ikimiz
de güldük. "Evet, bana bir itfaiye lazım!" dedi, ama gülmedi.
Birbirimize bakarken ben dayanamadım ve dudaklarına
yapıştım. O da bunu bekliyormuş zaten, anında
karşılık verdi. Deli gibi öpüşmeye başladık.
Ellerimiz şuursuzca birbirimizin bedenlerinde dolaşıyordu.
Handan abla ufak
tefek birşey olduğu için, bunu kucaklayıp kendi odasına
götürdüm. Yatağa yatırmamla boynuna indim. Tişörtünü
çıkartıp sütyenin üstünden dik göğüslerini
sıkıştırdım. Kendince mırıldanıyordu.
Bu arada da alttan sürtünüyordum buna. Sütyenini de çıkardıktan sonra
göğüs uçlarını emmeye başladım. Hafif süt tadı
geldi ağzıma. Meğer halen çocuğunu emziriyormuş. Biraz
daha emdikten sonra meme uçları dimdik olmuş, tavanı
gösteriyordu. Ordan yavaşça göbeğine indim, bu sırada da
eşofmanını sıyırdım. Sıradan beyaz bir külot
vardı altında. Külotun üstünden amının hatlarıyla
oynadım, ben bastırdıkça külot ıslanıyordu. En son
külodunu da cıkardım. Tahminimce 1 hafta önce aldığı
kılları ayrı bir hava katmıştı küçük amına.
İçi görünmeyen, dümdüz bir amı vardı.
İki
parmağımla amının dudaklarını ayırıp
yalamaya başladım. Dilimin değmesiyle, "Ohhhhh!" diye
inledi ve kafamı hapsetti. Amını bir 5-10 dakika yaladıktan
sonra klitorisini uyarmaya başladığımda ise titremeye
başladı. Sara hastaları gibiydi, konuşmuyor, dişlerini
sıkıyordu. Bıraktım kendine gelmesi için,
yaklaşık 2 dakika sonra bacaklarını serbest
bıraktı. Mayışmış halde gözlerime bakıyordu.
Güldüm, "İyi misin?" diye sordum. "Ben hayatımda böyle
boşalma yaşamadım!" dedi. "Tamam mı, devam
mı?" dedim. Tamam dese bile bırakmayacaktım da zaten. O
anda dudaklarıma yapıştı. Sonra benim üstümdekileri
çıkarttı, boxerimi çıkarmadan yataktan kalkıp, beni
yatırdı. Gözlerimin içine seksice bakarak boxerimi çıkardı.
Yarağımı görünce şaşırdı biraz.
"İlk defa bu kadar büyüğünü görüyorum!" dedi ve yalamaya
başladı.
Aslında
yarağım o kadar büyük değildir, ama biraz kalındır.
Önce biraz sıvazladı yarağımı, sonra
dudaklarını yaklaştırdı. İlk defa yapacaktı
sanırım bunu, çünkü ürkek davranıyodu. Ama bana az önceki
boşalmanın teşekkürünü veriyordu aklınca.
Yarağımın başına öpücükler kondurdu. Sonra sadece
başını ağzına aldı, gidip gelirken dişleri
değiyordu, ama önemsemedim. Giderek alıştı,
yarısına kadar ağzına aldı. Gözlerime bakıyordu
bunu yaparken. Bir süre sonra çıkartıp eliyle sıvazladı.
Sonra da, "Hadi artık söndür ateşimi!" dedi gülerek. Ben de
daha fazla dayanamaycaktım zaten.
Üstüme
çıktı, içine almadan biraz sürtündü. Amı çeşme gibiydi,
kasık bölgem su gibi olmuştu anında. Sonra götünü hafif
kaldırıp, yarağımı eliyle küçük amının
deliğine ayarladı. Ama korkuyordu ve haklıydı,
başı bile girerken zorlanıyordu, ki hepsini alması zor
olacaktı. Ben de zorlamadım onu, kendi dileğince yapıyordu
bu işi. Biraz daha uğraştıktan sonra tamamı içindeydi
artık. Bana bakıp zafer kazanmış edasıyla gülümsedi ve
oturup kalkmaya başladı. Önce yavaş yavaş otururken, sonra
hızlanmaya başladı. Ben de alttan ritim
tutturmuşcasına vurduruyordum kasıklarına. Deli gibi
inlemeye ve titremeye başladı. Hareketleri de yavaşladı,
ikinci kez boşalıyordu ve yorulmuştu. Kendini benim üstüme
bıraktı.
Sikim halen
içindeydi ve boşalmamıştım. Ben bunu sırt üstü
yatırıp bacaklarını kaldırdım ve süratli bir
şekilde amına pompalamaya başladım. Bir yandan da meme
uçlarını sıkıyordum. "Geliyorum!" dedim.
"Beraber gelelim!" dedi. Memelerini bırakıp klitorisiyle
oynadım. Çok geçmeden ben boşalmaya başladığımda,
o da benimle birlikte boşaldı. Ona yüklenmemek için yanına attım
kendimi. Kendimize gelmemiz epey bir zaman aldı. Handan abla sonra
kalkıp, amına külodunu tutarak banyoya gitti. Ben de sikimi
çarşafa silip temizledikten sonra giyindim.
Banyodan
geldiğinde kucağıma atlayıp, ateşli bir öpücük verdi.
İlk defa içinde bir sik varken boşalmış ve kendi rekorunu
kırmış. "Hergün gel, artık benim erkeğim
sensin!" dedi. O sırada kapı çaldı, aceleyle giyinip
kapıyı açtı. Ben de korkumdan mutfağa gidip oturdum. Bir
kadın sesi geliyordu. Kadın Handan'a, "Telefona niye
bakmıyorsun?" deyip direk mutfağa geldi. Beni görünce epey bir
süzdükten sonra Handan'a baktı, kim bu dercesine. Handan da, "Serdar,
ev sahibimizin torunu!" diyerek beni tanıttıktan sonra,
"Markete gidiyormuş da, bir ihtiyacım olup
olmadığını sormaya gelmiş..." dedi. Gelen
kadın Handan'ın ablasıymış, isminin Zübeyde
olduğunu söyledi. Ben de, "Memnun oldum!" deyip kalkmak için
izin istedim ve çıktım ordan. Ama ablasının beni
süzüşü kafama takılmıştı.
Evden
çıktıktan sonra arabayla çarşıya indim, alışverişi
yapıp, akşama kadar dolandım, eve doğru yola
çıktım. Evin aşağı sokağında Zübeyde
ablayı gördüm. Yanında durup, "Evin uzaksa bırakayım
abla?" dedim. Biraz tereddüt ettikten sonra, "İyi olur
aslında..." dedi. Yanıma oturdu ve "Hava
kararmıştı, korkarım bu yollarda, seni bana Tanrı
gönderdi!" dedi. Ben de, "Lafı mı olur abla, ne zaman
ihtiyacın olursa haber et, ben getirir götürürüm seni!" dedim. Bunu
niye dediğimi ben de anlamadım, ama laf ağzımdan
çıkmıştı bir kere. Yüzüme baktı bir süre, sonra önüne
dönüp, "Sağol!" dedi.
Onun
tarifiyle evinin önüne gelmiştik. İnmeden sağa sola baktı
kimse varmı diye, sonra telefonunu çıkarıp, "Numaranı
ver o halde de, bir yere gidecek olursam ararım seni!" dedi gülerek.
Numaramı kaydettikten sonra, sanki 40 yıllık
arkadaşımmış gibi sarıldı, yanaklarımdan
öptü ve indi arabadan. İçimden (Ben bu karıyı da sikerim!) dedim.
Eve geldiğimde ev baya kalabalıktı. Fenerbahçe Galatasaray maçı
vardı ve bizde izleniyordu. Handan abla ve kocası da gelmişti,
ama Handan ablanın pek maçla alakası yoktu, düşünceli bir hali
vardı. Beni görünce gülümsedi. Maç bittikten sonra herkes
dağılmaya başladı. Handan abla (Annemi kastederek), "Ben
ablamla oturcağım biraz!" deyip kocasını yolladı
ve annemin yanına geçti. Ben de Laptopumu alıp alıp odama
geçtim, öyle boş boş takılıyordum. Aradan yarım saat geçtikten
sonra Handan abla benim odaya gelip, dudaklarıma yapıştı.
Ben ittirdim, biri gelir diye. Ama Handan abla, "Halen sabahki
olanların etkisindeyim, ıslak ıslak geziyorum!" dedi.
Kendimden gurur duydum, ama korkuyordum da, "Yarın gene yaparız,
iyice doyarsın merak etme! Anneme söyle de, bana bir kahve
yapsın!" dedim, onu göndermek için.
"Annen
uyuyor!" dedi. Şaşırmıştım, saat daha 24:00
idi. "Annem bu saatte uyumaz!" dedim. Handan küçük bir şişe
çıkardı cebinden, "Hemde mışıl
mışıl uyuyor!" dedi gülerek. Korkmuştum bu
karıdan, kendini siktirmek için her şeyi yapardı. Dedemler bu
saate kalmazdı, onlar da uyumuştu zaten. Hemen işimi görüp
göndereyim dedim içimden. Kalkıp içeriyi kolaçan ettim, annem uyuyordu,
seslendim birkaç kez, uyanmadı. Uyku ilacı işe yaramıştı
demek ki. Dedemler de uyuyordu zaten. Tekrar odaya döndüğümde Handan abla soyunmuştu
bile. Üstünde dantelli bir sütyen, altına da fıstık yeşili
bir tanga vardı sadece. Hemen dudaklarına yapıştım. O
da aynı anda karşılık verdi, öpmüyor adeta yiyordu beni.
Seri bir
şekilde tişörtümü çıkardı. Dudaklarımdan boynuma,
ordan da ıslak ıslak öperek göğsüme indi. Eli boş durmuyor
eşofmanımın üstünden sikimle oynuyordu. Sikim anında sertleşmişti,
hatta boxerimi zorluyordu. O da bunu fark etmiş olacak ki,
çıkardı her şeyi. Ve aşağı inip saksoya
başladı. Sabaha göre çok daha iyiydi. Sikimin başını
öpüyor, diliyle taşaklarımdan başlayıp sikimin başına
kadar yalıyordu, sonra ağzını iyice açıp,
alabildiği kadar ağzına alıyordu. Ben de gözlerimi
kapatıp kendimi ona bıraktım. Rahat bir 10 dakika geçmişti,
ben dur demesem devam edecekti. Onu kaldırıp sütyenini
çıkardım, yatağa sırtüstü yatırdım. Öpmek gelmedi
açıkcası içimden, o yüzden direk memelerine yapıştım.
Ben emdikçe bacaklarını oynatıyordu. Bir sağ memesini, bir
sol memesini emiyordum, uçlarını dişlerimle
sıkıştırıyor, dilimle fırçalıyordum.
Handan abla inleyerek,
"Bu nasıl birşeydir, boşalacam şimdi!" dedi. Ben
de devam ettim, açıkcası boşalacak mı diye merak etmiştim.
Çok geçmeden dediği gibi boşaldı. Bu yaşıma kadar çok
tecrübem olmuştu, ama ilk defa göğüslerini emerek
boşalttığım biri olmuştu. Handan abla boşalmanın
etkisiyle kasılmıştı gene. Bacaklarını açana
kadar beklemeye niyetim yoktu bu sefer. Ben tutup ayırdım
bacaklarını ve amına direk geçirdim. Köküne kadar girdiğimde,
"Iııhhh!" dedi. Sabahtan bu yana amının deliği
kendine gelmişti, zorlanmıştım girerken, pek umursamadan
girip çıkmaya başladım. Handan abla, "Ohhh, çok güzel,
sabaha kadar sik beni aşkım! Boynuzlu kocam evde uyusun, sen doldur
deliklerimi, ohhhh!" diye diye tekrar boşaldı.
Boşalırken çığlık atınca mecbur susturmak için
yapıştım dudaklarına.
Handan abla kendine
gelince de devam ettim, ama bir süre sonra yorulmuştum ve boşalmak
istemiyordum. O yüzden çıktım amından, yatağa sırt
üstü yatıp, "Hadi bakalım, sıra sende!" dedim. Vakit
kaybetmeden sikimin üstüne oturdu. Sikimi amına alınca bir süre
bekledi. Beklerken dudaklarını ıstırıyodu. Sonra tadını
çıkara çıkara oturup kalkmaya başladı. Ben de alttan
pompalamaya başladım. Ben pompaladıkça o da hızlandı. Odamda
'Şlap, şlap, şlap!' sesleri yankılanıyodu. Bir süre
sonra Handan ablanın hareketleri dengesizleşti. Sırıl
sıklam olmuştuk terden. Saçları dağılmış, yüzünü
kapatıyordu. Son bir hareketle oturdu tekrar. Yeniden kasıldı, amı
sikimi mengene gibi sarıyordu. Ben de boşalacaktım. Bir iki kere
girip çıktım ve içine boşalmaya başladım. Ama ne
boşalma, deli gibi fışkırıyordu içine döllerim. Handan
abla kendini üstüme bıraktı.
İkimiz
de nefes nefeseydik. "Ben bugüne kadar sikildiğimi sanıyordum.
Harika birisin aşkım!" deyip öptü beni. Biraz dinlendikten sonra
kalktım, boxerimi ve eşofmanımı giydim. Saate
baktığımda 01:00'i geçmişti. Bir saatten fazla
olmuştu. "Hadi daha fazla oyalanmadan git, kocan
işkillenmesin!" dedim. O da giyindi. Uzunca öptükten
sonra yolladım bunu. Elimi yüzümü yıkayıp odama döndüm. Yorulmuştum,
uyumayı düşünüyordum. Yatağa yatmadan telefonuma
baktığımda, tanımadığım bir
numaradan mesaj gelmişti. Mesajı açınca, bunun Zübeyde abladan
olduğunu anladım...
[Serdar]
|