|
Damadım Kızımı Sikerken Seyretmek Beni Çıldırttı! (6) (Seval 58 Y., Adapazarı)
Yatak
odasına geçtiğimde, ikisi de bornozlarıyla yatağa
oturmuş ellerinde dondurmalı tatlıları ve birer kadeh Viski
ile sohbet ediyorlardı. "Ne o, bana yok mu?" dedim. Aralarına
oturttular beni, damat Şampanya doldurduğu kadehimi uzattı.
Timur ise kendi çatalı ile bana tatlı yedirmeye başladı.
Damadım dizlerime uzanmış, telefon ile konuşurken,
kankası ağzımın kenarındaki dondurmaları dili ile
temizliyordu. Timur, "Türkiye'ye geldiğim zamanlarda benimle de
buluşur musun? Sen de gel Londra'da misafirim olursun!" diyerek
telefon numaramı kaydederken, ortalıkta yarı kalkmış
siki ile ayakta dolaşıyordu. Damadım ise dizlerime
uzanmış, bir yandan Viskisini içerken, bir yandan da
kalçalarımı okşuyordu. Bir çok kadının rüyasında
bile göremeyeceği iki erkeğin çevremde böyle pervane olması
kadınlık gururumu okşuyor, kendimi daha güvenli hissetmemi
sağlıyordu.
"Perişan ettiniz beni, soktuğunuz yerler sızlıyor!"
dedim. "O zaman biraz dinlendirelim seni!" dedi damat ve banyoya
giderek bebek yağı ve vücut kremlerimi getirdi. Timur'a, "Hanımefendinin
hazırlanmasına yardımcı ol!" dedi. "Tabii ki
efendim!" diye gülen Timur, yatağın üzerine bornozunu serdi. Damadın
bornozunu alarak da bir yastık yapıp, beni yüzü koyun
yatırdı. İlkokuldan beri arkadaş olan bu iki sikici,
konuşmadan anlaşacak kadar birbirini tanıyordu.
Çevremde dolaşan iki çıplak erkek bana hizmet etmek için
yarışma oyunu içindeydiler. Şampanyanın etkisiyle de
kıkırdamaya başladım. Damat, "Sizin için uygun ise
hanımefendi, bugün iki masör size yardımcı olacağız ve
seans sonunda çok mutlu olacaksınız! Ödemeyi mutlu olduktan sonra
yaparsınız!" dedi. Üzerime dökülen soğukluktan tüm vücuduma
krem döküldüğü belli idi. İki el ayak ucundan, diğer iki el ise
boynumdan okşamaya başladı. "Gözlerinizi kapatın
hanımefendi!" dedi Timur. Bir yandan üzerime tüm kremlerimi boca
etmeyi sürdürüyorlardı. Ayaklarımı tek tek okşayan eller
yerine, şimdi ayaklarım öpülüyor ve tek tek parmaklarım
emiliyordu. Geçmişte iğrenç gelecek bir his, şimdi ise mutluluk
sarhoşu ediyordu beni. Boynumu ovan eller ise yavaşça
sırtımı okşuyor, ordan da yanlardan taşan
göğüslerime dokunuyordu. Damadın, "İzninizle biraz
göğüslerinize de dokunmam gerekir!" demesiyle, ayak
parmaklarımı emenin Timur olduğunu anladım. Damat yanlardan,
çekinircesine göğüslerime de değiyor, diğer yandan ise Timur
ayaklarımdan dizlerime, oradan kalçalarıma çıkıyordu.
Damat arkadan kremlediği elleri ile göğüslerimi avuçlamış,
kankası ise kalçalarıma bol bol krem dökmeye
başlamıştı. Önce yumuşak, sonra sıkı
sıkı, kalçalarıma masaj yapan elleri üzerimde kayıyordu.
Damadın da bir eli kuyruk sokumuma kadar iniyor ve kalçalarımın
üzerinde üç el dolaşıyordu. İyiden iyiye inlemeye
başladığım sırada, damat, "Bu taraf tamam!"
diyerek beni ters çevirdi. Bu esnada ikisinin de siklerinin damarları
belli olacak şekilde dikildiğini gördüm. Damat yüzüme bir havlu
örterek görüşümü kapattı ve az evvel arkadan ellediği göğüslerimi
şimdi bebe yağı ile avuçlamaya başladı. Timur ise
kasık aramı kremleyip, bir yandan ellerini amımın
çevresinde gezdiriyordu. Amımın üzerine sırayla ellerinin iç
tarafı ile baskı yapıyor, sonra amım ile
kıçımın arasında kalan boşluğa kadar parmaklarını
indiriyordu. Damat ise göğüs uçlarımı kremden kayan elleri ile
sıkıştırıp bırakıyordu.
"Sizi
çok hor kullanmışlar hanımefendi, sanki tecavüze
uğramış gibisiniz! Şikayetçi olmak isterseniz bulalım
o şerefsizleri!" dedi damat. "Yoo yo, ben mutluyum!" dedim.
"Kraliçemizin tecavüz fantazisi de var galiba?" diyen Timur,
bacaklarımı hafif aralayarak nefesini amımda hissettirdi.
Kalçalarımı hafifçe yukarı kaldırdım ve dilini
dogrudan içine soktu. Seyrettiğim filmlerdeki sert sert tecavüz edilen
kadınları gözümün önüne getirince kıvranmaya
başladığım için, "Kanka, yardım eder misin,
hareketsiz kalırsa daha iyi olur bu masaj!" dedi ve damadın diz
çökerek, ağırlığını vermeden göğüslerime
doğru oturduğunu hissettim.
Yüzümdeki havluyu çekince sikinin canavar başı gözümün önündeydi.
Omuzlarımı bastırarak sikini ağzıma doğru
itekledi. Kankası ise iyice hızlanmış, amımın iki
dudağını emip bırakıyor, dilinin tamamını
amıma sokarak içimde kıvırıyordu. Damadın kalın siki
ise ağzımı tamamen doldurmuş, inleyebilmek için bile zor
nefes alır hale gelmiştim. Üstüme tamamen eğilen damadım,
sanki bir am siker gibi boynumu tutmuş, sikini bazen tamamen
ağzımdan çıkarıp, sonra tekrar sokuyordu. Timur, "İyi
öğrenmiş! İlk seyrettiğimde çok acemi idi! Bakalım
tamamını alabilecek mı?" diyerek damadımın yerini
aldı. Daha ince olduğundan daha rahat girmişti ağzıma
siki, dilimi de rahat oynatabiliyordum. "Ooo, aferin sana!" diye
Timur inlerken, damat da bacaklarımı iyice ayırmış
dilini bir götüme, bir amıma sokuyor, kalçalarımı güçlü elleri
ile çiğniyordu.
Damadın
baş parmağı götüme baskı yaparken emmeye
başladığı klitorisim dayanma sınırımı
aşmıştı. "Geliyorum!" diye
bağırınca, Timur da ağzımdan çıkıp dudaklarıma
yapıştı, bir yandan da göğüslerimi ortasından
sıkıp bırakıyordu. Amımı damadın
suratına yapıştırıp boşalırken bile
tempolarını kesmediler. Kesik kesik solumam devam ederken, "Daha
derine! Ye o amın tamamını!" diye damadıma tempo tutan
Timur, bir göğüs ucumu dilliyor, diğer eliyle
çırpınmalarımı engellemek için beni yatağa
bastırıyordu. Damadın dili amımın duvarlarında
geziyor, baş parmağı ise klitorisimi eziyordu. İlkinin
şiddeti yeni bitmişken, bir öncekinden daha şiddetli ve "Ölüyorum!"
diye bağırarak boşalmaya başlayınca beni
bıraktılar ve bacaklarımın kontrolsüzce
savrulmasını ve göğsümün titremesini gülerek seyretmeye
başladılar.
Sakinleşince uzattıkları kadehten bir yudum Şampanya daha
içtim. Timur, "Memnun kaldınızsa ödemeyi alabilir miyiz?"
deyince, "Gelin bakalım!" dedim. İkisi de yatağa
uzanınca aralarında doğruldum ve patlamaya hazır siklerini
avuçladım. Şimdi kontrol bende idi. Önce Timur'un, sonra damadın
sikinin başlarını emdim. Sonra Timur'unkini yavaş yavaş
ağzıma aldım, tam boğazıma kadar dayandı.
Burnumun dibinde sikinin kılları vardı. Damat, "Bravo!"
diye alkışladı. Susturmak için onun sikini de kavrayıp
sıvazlamaya başladım. Kıvranma sırası onlarda
idi. Ellerimi kremleyip ikisinin sikini de birden hızlı hızlı
okşuyor, sonra sırası ile emiyordum. Taşaklarını
emmeye başlamam ile, damat, "Aç ağzını!" diye
bağırdı ve kafamı sikine bastırarak boşalmaya
başladı.
Tadına
alıştığım spermleri ağzımdan akmaya
başlarken, doğrulup Timur'un sikine gömüldüm. Ağzımın kenarından
damadın dölleri süzülürken başka bir yarak emiyor, bir yandan
sikinden son damlaları boşalan damadın sikini okşamaya
devam ediyordum. "Manzara dayanılmaz!" diyen Timur gerçekten de
dayanamadı ve kasılmaya başladı. Onu yüzümde istediğimden
ağzımdan çıkardım ve önce dudaklarıma, sonra burnuma
doğru fışkırdı. Nefes nefese kendimi aralarına
atarak uzandım, ağzımı yüzümü havlularla ve öperek
temizlerlerken uykuya daldım.
Uyandığımda gece yarısını geçmişti ve ikisi
de evde yoktu. Merak edip damadı aradım. Ben uyuyunca Rakı
içmeye çıktıklarını söyledi. Kalktım yapış
yapış olmuş çarşafları değiştirdim. Banyoya
gittiğimde yüzümde ve amımda kurumuş spermleri temizleyebilmek
ve sıkılmaktan kızarmış vücudumu kendine getirmek için
küvete uzandım. Acıyan kalçalarımı ve göğüslerimi
kızarmasın diye kremledim. En sonunda kendime bir sandviç
hazırlayıp, yatağa yatar yatmaz uyudum.
Bir yandan
günışığı bir yandan üzerimde korkunç
ağırlık ile gözlerimi açmaya çalıştım.
Ağırlığın sebebi kısa sürede belli oldu. Kendilerini
sarhoşluktan yatağa zor attıkları belli olan iki sikicimden
birinin kolu, diğerinin bacağı bana dolanmış, koca
siklerinin sabah ereksiyonu kalçalarıma baskı yapmaya
başlamıştı. Aralarından zorla çıktım. Saatin
öğle 13:00 olduğunun şoku ile kocamı aradım ve kaplıcadaki
masajın çok iyi geldiğini anlattım. Kısmen doğruydu.
Güzel bir kahvaltı sofrası hazırlayıp yanlarına döndüm
ve anaç bir tavırla, "Kalkın ve yıkanmadan sakın
sofraya gelmeyin!" dedim. Ancak bir saat sonra yıkanmış ve
bornozlarını giymiş halde sofraya gelebildiler. Yine kendi
aralarında gülüp eğleniyorlar, "Bugünün programı hazır
o zaman!" diyerek bana pis pis sırıtıyorlardı. Çay
servisi sırasında götümü avuçluyorlar, akşamki kraliçe
tavrının tam tersi olarak, bana hizmetçi gibi
davranıyorlardı.
Kahvelerimizi içerken, Timur önce yanıma oturmuş, sonra da
başını memelerime gömüp öpüp koklamaya
başlamıştı. Karşı koltukta bize bakan damat, "Dikildi
bunun siki yine!" diye gülüyordu. Elimi atıp tertemiz olmuş siki
okşamaya başladığımda, yanımda duran damadın
telefonu çaldı, arayan kızımdı. Damat telefonu alarak
konuşmaya başladığında, önünü bana dönerek hafifçe
kalkmış sikini işaret etti. "Evet hayatım, çok verimli
geçti toplantılar, dün gece yarısına kadar üzerinde
çalıştığımız konular oldu!" diyordu.
Timur memelerimi avuçlayıp, "Evet çok büyük konulardı!"
diyerek beni de güldürdü. Damat sikini ağzıma bastırıp sus
işareti yaptı. Bir sikin ağzımda veya amımda
yavaş yavaş büyümesi en sevdiğim duygu olmuştu. "Tabi
hayatım, haftaya annenlere gideriz, ben de çok özledim, hatta yemeğe
filan çıkartalım, kadıncağızın
sıkıcı bir hayatı var zaten!" diyordu. Bunu derken
taşaklarını da avuçlayıp sikin ağzımın
dışında kalan yerlerini ovuyordum. "Yürüyüşe
çıktık, o yüzden nefes nefeseyim, hayatım ben seni sonra
ararım!" diyerek telefonu kapattı damat.
Kapatır kapatmaz da, "Ne dersin kaynanacığım,
kızların da siktiriyorlar mıdır kendilerini
başkalarına?" diye sordu. "Nereden çıktı
şimdi bu?" diye kızdım ve ayağa kalktım. Timur, "Banu
seni deli gibi seviyor kanka! Ama kardeşi Sema'yı bilemem. Sen
demiyor muydun, bir dakika bile dayanamıyormuş kocası diye?"
dedi. Damat da, "Haklısın, fizik olarak annesine en çok benzeyen
o, onun da içinde bir orospu vardır belki? Anası bu yaşta böyle
ise, o 25 yaşında ne yanıyordur!" dedi. Artık
şaka olmaktan çıkmıştı, "Yeter terbiyesiz
herifler!" diye odaya yöneldim...
"Gel
lan buraya taşra orospusu!" diye kolumu yakalayan damat, diğer
eliyle de ensemi sıkıp, başımı koltuğa
bastırdı. Canımın acısından gözlerim
yaşardı ve "Hayvan herifler!" diye bağırdım.
Hiç cevap vermeden ağzımı bir eliyle sıkıp
konuşmamı engelledi ve üzerimdeki sabahlığı belime
kadar kaldırdı. Kalın sikinin başını amıma
dayadı, ama kupkuru olduğum için ilerleyemedi. "Şurdan
tereyağ getirsene kanka!" dedi. Vücudumu şimdi kendisine
çevirmiş, ağzımı eli ile kapatmış, üstüme
abandığı vücudu ile hareket etmemi engellemişti.
Tabağa
parmağını daldırıp, tereyağı sikinin ucuna sürdü
ve Timur'a dönüp, "Kaldır kafasını ki, amını
nasıl yara yara sikecem görsün!" dedi. Tam ıslanmamış
amıma sikin köküne kadar girmesi ve parmakları ile
dudaklarımı mengene gibi sıkması canımı öyle
yaktı ki, ağlamaya başladım. Elini ağzımdan çekip,
"Yalvar orospu, yalvar ki küçük kızını da buraya getirip
sikmeyelim!" diye bağırdı. Bu arada o kadar sert sokup
çıkarmaya çalışıyordu ki, amımın dudakları
zımpara sürülmüş gibi sızlıyordu. İnleyerek, "Lütfen,
ne yaptım ben size?" diye hıçkırıklara boğuldum. Damat
ise, "Şu orospunun laf dinlemesi için kuru kuru götü de sikilmeli!"
dedi. Siki içimde iken üzerime yıkılıp, beni tekrar ters çevirdi.
Şimdi kalçalarım kapak gibi domalmıştı.
Timur'un
kıçıma tükürdüğünü hissettim, ama amımdaki sik o kadar
hızlı girip çıkıyor ve elleri ile yanlarıma
yapıştırdığı kollarımı o kadar
acıtıyordu ki, şu an götümü düşünemiyordum. Ama birden
götüme saplanan sik yaşadığım diğer acıları
bastırdı. Sanki etimi kesiyorlarmış gibi ilerlerken, damat
kollarımı bırakmış, meme uçlarımı
ısırmaya başlamıştı. Boşta kalan ellerimle
kendimi iteklemeye çalışınca, kuru göt deliğimdeki sik
biraz daha içime battı ve gözüm dönerek her ikisine de yumruklar savurmaya
çalıştım. Damat, "Tamamdır!" kanka deyince,
arkamda başka bir soğukluk hissetim. Timur sikini hafif hafif hareket
ettirmeye çalışarak, götüme Şampanya döküyor, bir yandan da, "Ulan
benimki bile acıdı, kuru kuru sikmeyelim bir daha bu orospuyu!"
diyordu.
Az evvel tahrip olan yerlerim hem ferahlıyor, ama bir yandan da alkol
nedeniyle yanıyordu. Her ikisine de küfürler etmeye devam ederken, yine
göz göze gelip sustuklarını, götüme sikini iyice
yerleştirmiş olan Timur'un hafif hafif göğüslerimi
okşadığını, damadın ise iyice tükürüklediği
parmakları ile bızırımı ellediğini farkettim.
Şimdi hangi inlemem acıdan ve sinirden, hangi inlemem zevkten
karıştırmaya başlamıştım. Boynumu yalayarak
dudaklarıma ulaşan damat, "Tecavüz fantazisinin
ayarını kaçırmadık umarım?" dedi. Gözlerim halen
yaşlı, şaşırarak, "Şerefsizler! Bunun
intikamını alırım sizden!" dedim.
Kontrolü ele geçirme zamanıydı. "Sizin gibi iki
pısırık ancak yaşlı bir kadına saldırır
zaten, onu da boşaltmayı beceremezsiniz!" gibi laflarla
kızdırma oyununu oynama sırasını ben devir aldım.
Damat, "Bizden günah gitti o zaman!" dedi. Kalın sikini
amımdan çıkarttı ve kalktı buzdolabın içinden
birşeyler arayıp, elinde bir salatalık ile geri geldi. Yere
oturup, "Kanka getir şu orospuyu yarağımın üstüne!"
dedi. Amımı ayarlamışken, sikini tükürükleyip göt
deliğime dayadı ve ani girişi acıtmıştı. Damat,
"Timur kapat şunun ağzını da zevkimizi
kaçırmasın!" dedi. Timur da, "Kankam ne dedi de ben
yapmadım!" diyerek sikini agzıma verdi. Şimdi damadın
kucağına ters oturmuş olarak kalın sikini götüme
alırken, önümde dikilmiş kankası ağzımı
sikiyordu.
Az evvel acımasızca saldırdıkları yerler halen
sızlamakta, ama bir tecavüz fantazisinin parçası olmanın
verdiği heyecan da aldığım zevki artırmaktaydı.
Bir eli ile amımı okşamaya ve tükürüklediği parmakları
ile yavaş yavaş içine dokunmaya başlayan damat, sikini köküne
kadar sokup durdu ve az evvel getirdiği salatalığa bir
prezervatif geçirip, amıma sürtmeye başladı. Prezervatifin
verdiği kayganlıkla içime giren salatalığı yavaş
yavaş oynatıyordu. Sonra da kalçalarının küçük hareketleri
ile kalın yarak götümde harekete başladı. Yanaklarımdan
tutan Timur sikini agzımın içine iyice bastırıyor, üç
deliğimin de dolu olması yaşlı vücudumu bilmediğim
noktalara götürüyordu. Deliklerimi tam dolduran baskı,
sırılsıklam olan amımdaki orgazm
hazırlıkları, hayvanca saldırdıkları bedenimin
acıyan yerleri. Bu düşünceler ve duygusal gelgitlerim yine
ağlayarak gelen bir orgazmı tetikledi. Öyle şiddetli öne
attım ki kendimi, damat sikini götümden zor çıkardı. Ama
amımdaki salatalığı ikiye kırılmış
olarak yavaşça çekmek zorunda kaldı. "Bak bir de ben sikecektim
amından, ucuz kurtuldum!" diye güldü Timur.
Yerde yığılmış halde duruyordum. İkisinin de
sikleri pırıl pırıl parlıyordu. Perişan halime
bakıp, bana daha fazla yüklenmek istemediklerinden, baş ucumda
dikilerek 31 çekmeye başladılar. Bu güzel manzaraya bakmak için
kafamı kaldırdığımda, sallanan koca
taşakları gördüm. İkisi de fazla dayanamadan, rastgele,
işer gibi, vücuduma boşalmaya başladı. Kimin spermi
göğsüme, kiminki sırtıma, ve saçlarıma
yapıştı farkında değilim. Perişan halde hepimiz
halının üzerine yığıldık.
Damat, "Seni
mutlu etmek istedik, aşırıya kaçtıysak özür dileriz! Affettin
değil mi bizi?" dedi. Ben de Timur'a döndüm, "Londra hangi
mevsimde güzel olur?" dedim...
[Seval]
|