Bakire Kız Sikmek En Büyük Fantazimdi! (2) (Hasan 49 Y., İstanbul)
Ertesi sabah otelde gözümü zar zor açtım, dün gece beni epey
yormuştu. Zeynep halen gözümün önünden gitmiyordu. Ağlaması
aklıma geldikçe, utanmak yerine daha büyük bir zevke
kapılıyordum. Yarrağım yine dikilmişti. Banyoya girip
dün geceyi hayal ederek bir posta 31 çektim. Sonra duşumu alıp,
giyinip çıktım otelden. Belki Zeynep'i görürüm diyerek eve gittim.
Eve vardığımda, salonda Alper'le Zeynep kahvaltı
yapıyorlardı. Beni görünce Zeynep biraz çekindi. Ama Alper
meraklı gözlerle bana bakıyordu. İkisine de, "Afiyet olsun,
ben kahvaltımı yaptım!" diyerek odama çıktım.
Halının
üstünde, dün gece domaltıp siktiğim yerde Zeynep'in kanları
duruyordu. Acaip tahrik oldum, nerdeyse hemen aşağı inip Alper'in
yanında sikecektim Zeynep'i, ama kendime engel oldum. Biraz yatıp
dinleneyim dedim. Aradan kaç saat geçti bilmiyorum, odamın
kapısının çalınmasıyla uyandım. Gelen Alper'di.
Zeynep eve gitmiş. "Hasan abi, anlatsana meraktan öldüm!"
diyordu hergele. "Önce sen anlat, siz naptınız?" dedim.
Sadece öpüşmüşler, onda bile çok isteksizmiş Zeynep. Sonra film
izlerken Zeynep uyuyakalmış. Ardından ben anlattım. Alper
dinlerken başlarda üzülse de, en sonunda Zeynep'in benim üstüme
çıkıp zıpladığını duyunca, "Vay orospu,
demek ev alacağını duyunca dayanamadı! Ben de onu iyi bir
sikeyim de görsün!" dedi. "Sakın ha bildiğinden bahsetme,
sana anlatmayacağıma dair söz verdim!" diyerek Alper'den de söz
aldım.
Sonra
Alper'den Zeynep'in cep numarasını istedim ve yanında aradım.
Zeynep açtı, "Buyrun, kimsiniz?" dedi. "Yavrum
tanımadın mı, ben Hasan!" dedim. Sustu. Alper'in
telefonundan numarasını gizlice aldığımı,
müsaitse görüşmek istediğimi söyledim. Başta tereddüt etti,
sanırım sikeceğim sanıyordu. Ev konusunda görüşmek istediğimi
söyleyince hemen kabul etti ve 2 saate evlerinin önünden alcağıma
sözleştik. Alper belli etmiyordu, ama hırsı gözlerinden
okunuyordu. Benimse Zeynep'le konuşurken bile yarrağım
kalkmıştı. Sadece Boxerla olduğum için Alper'in dikkatini
çekmişti bu. "Oha Hasan abi, Zeynep'e bunun hepsini mi soktun?"
diyerek şaşkınlığını belirtti. Benim yarrak
hatırı sayılır derecede uzun ve kalındır.
"Ne sandın oğlum, yarrak böyle olur, bu varken sana mı
vercekti kız?" diye takıldım. Belli etmemeye
çalışsa da, baya bozulmuştu.
Hemen
hazırlandım ve Zeynep'i almak üzere yola çıktım.
Verdiği adrese vardığımda telefon açıp geldiğimi
söyledim. Bir iki dakika içerisinde gözüktü. Bacaklarını saran siyah
bir tayt, üzerine de beyaz renkte geniş bir bluz giymişti. Beyaz
bluzun içinde sudyeni belli oluyordu. Geldi arabaya bindi. Yanağından
öpmek istedim, hemen kendini geri çekti. Açıkcası bozulmuştum.
Belli etmedim ve "Nerde konuşalım, nereye gitmek istersin?"
diye sordum. Bebek tarafında bilinen lüks bir cafeye gitmek istedi. Sanırım
gösterişi seven bir kızdı. "Tamam, olur!" dedim. Yol
boyu hiç konuşmadı, ben de üstüne gitmedim.
Cafeye girdiğimzde, cam kenarı, manzarası güzel bir masaya
oturduk. Dün gece hakkında ne düşündüğünü sordum. Utandı,
cevap vermedi. Cevap vermesi için üsteleyince, "Şeyy... başta
çok utandım, ama aynı zamanda içimde birşeylerin de zevk
aldığını farkettim!" diyerek sustu. Ben de,
hayatımın en zevkli anı olduğunu, daha önce boyle bir zevk
almadığımı söylediğimde, sevindi. Evi ona bu hafta
alabilceğimi, ama annesinin dikkatini çekmemesi için birşeyler
anlatmamız gerektiğini söylediğimde, bana hak verdi. Evi
Zeynep'in üstüne alacaktım, sonra da annesine gidip, benim durumumun iyi
olduğunu, burdan gelecek gelire ihtiyacım
olmadığını, Zeynep mezun olunca Avukatlığımı
yapması karşılığında evde ücretsiz
oturabilceklerini söyleycektim. Zeynep bu planıma çok sevindi, hemen
gözleri parladı ve bana teşekkür etti. Sonuçta üzerilerinden kira
derdi kalkacaktı ve bu onlar için ağır bir yüktü.
Yemeğimizi
yedikten sonra kalktık. Zeynep'e birşeyler almak istedim, hemen bir
AVM'ye sürdüm arabayı. Arabamı otoparkın ücra bir koşesine
park ettim. Zeynep inecekken kolundan çekip dudaklarına yumuldum ve
karşılık vermeye başladı. Yarrağıma
dokunmasını söyledim. Hemen fermuarımı açıp dokunmaya
başladı. Acemice okşuyordu, ama iyiydi. Dudaklarını,
boynunu öpüyor, göğüslerini okşuyordum, ama yetmiyordu. O
daracık amına girmek istiyordum. Arka koltuğa geçmemizi
söyledim. İkiletmeden hemen geçti. Ben de geçer geçmez,
yarrağımı yalamasını söyledim. Zeynep
yarağımı yalarken, ben de elimi taytından içeri soktum.
Amı ıslanmıştı, orta parmağımı
sokuyordum, sımsıcaktı ve o da istiyordu.
Hemen
taytını ve külodunu çıkardım, kucağıma oturtup,
yarrağımı amına sürtmeye başladım.
Yarrağımın başını amına sokarken ufak bir
çığlık attı, ama onu omuzlarından kendime doğru
bastırınca tamamını aldı. Biraz bekletip, üstümde
indirip kaldırarak zıplatmaya başladım. Aldığım
zevkin tarifi yoktu. Az sonra alışarak kendi kendine zıplamaya
başladı. İnlemeleri beni deli ediyordu. O sırada az
ilerimize camları siyah bir araba parketti, içinde kim vardı
görünmüyordu, fakat umrumda değildi. 10 dakikaya yakın siktikten
sonra amına boşaldım ve Zeynep'e sımsıkı sarılıp,
teşekkürler ederek, içinde biraz daha bekledim. Ardından üstümden
kaldırıp, torpidodan ıslak mendil alıp temizlendik.
Kendimize çeki düzen verip arabadan indik.
O
sırada o arabadan da bir erkek indi. Aman Tanrım, bu çok eski
arkadaşım Ali'ydi. Kendisi ta Liseden arkadaşımdı, ama
kendisi genelde yurtdışında olduğundan 1 yıla
yakındır görüşememiştik. Arabamı görünce
tanıyıp beklemiş olmalıydı. Ali önce Zeynep'e dikkatli
gözlerle bakıp, sonra bana, "Merhaba kardeşim, nezamandır
görüşemiyoruz!" diyerek yanıma geldi. Zeynep çok
utanmıştı. Ben Ali ile sarılıp tokalaştıktan
sonra, "Bu da Zeynep, sekreterim!" diyerek
tanıştırdım. Sekreterimi değiştirmeyeceğimi
bilmesine rağmen inanmış gibi yaptı, sonra da, "Neyse,
yukarıda oğlum bekliyor, işin yoksa yarın akşam
Rakı Balık yapalım!" diyerek gitti. Zeynep bana çok
kızıyordu, "Birdaha kesinlikle böyle ortamlarda bana
yaklaşma!" dedi. Ben de kabul ettim.
Yukarıya
çıktık, güzel bir mağazaya götürüp, 3 tane elbise, 6 tane
gömlek, 4 tane tayt pantolon tarzı şeyler aldık. Yeniden çok
mutlu olmuştu. Ardından ona iç çamaşırı almak istedim,
fakat o utandığından mağazaya giremedi. Ölçüsünü sorup, ben
tek başıma girdim. Geçen gece boşaldığım sudyene
benzer bir takım, ayrıca dantelli siyah bir takım, bir de,
birdahaki gecemizde giymesi için çok seksi, deriden, kırmızı ve
jartiyerli bir takım alarak çıktım. Başka bir
mağazadan da 2 çift topuklu ayakkabı alarak, Zeynep'i evlerine
bırakmak üzere yola çıktık. Bana ev sahibinin
numarasını verdi ve tapu işini bu hafta halletmemi istedi. Kabul
ettim. Sanırım vazgeçmemden korkuyordu.
Zeynep'i bırakıp, önce Fabrikaya uğradım, akşama
da eve gittim. Alper bana karşı artık soğuk
davranıyordu. Akşam oturup yemeğimizi yerken araba konusunu
açtı. Açıkcası, istediğimi elde ettikten sonra bu
yapcaklarım zoruma gitmeye başladı. "Tamam hallederiz!"
diyerek geçiştirdim ve odama çekildim. Tam uyuyacaktım ki, AVM'nin
otoparkında karşılaştığımız
arkadaşım Ali aradı. Gayet ciddi bir ses tonuyla,
"Yarın akşam 8'de kesinlikle görüşelim, iyi geceler!"
diyerek kapattı. Şaşırdım, pek adeti değildi
kısa konuşmak. Yarın akşamı çok merak etmeye
başlamıştım.
Gündüz ilk iş olarak Zeynep'lerin ev sahibini aradım. Evin ederinden
10 bin fazla vererek, evi satmasına ikna ettim. Sonra da hemen Zeynebimi
arayarak haber verdim. Çok sevinmişti. Öğlene doğru tapuda buluştuk.
Ve evi Zeynep'in üzerine yaptım. Arabaya bindiğimizde Zeynep,
"Nereye gidiyoruz?" diye sordu. Sanırım mükafat olarak bana
kendisini iyi bir siktirecekti. Ama Fabrikada işler yoğundu,
akşam da Ali'yle randevum vardı. O yüzden, işlerimin
olduğunu, kendisini eve bırakacağımı
söylediğimde, Zeynep'in yüzü ekişidi, "Yoksa bana aşık
değil misin? Sadece bir anlık zevkin için mi siktin beni?" diye
çıkıştı. Arabayı hemen sağa çekip,
sımsıkı sarıldım Zeynep'e. Aslında benim için
işlerimden daha önemli olduğunu, ama ikimiz için
çalıştığımı söylediğimde, çok mutlu oldu.
Eve bıraktım Zeynep'i. Sanırım bu kıza aşık
olmuştum. İş piyasasındaki kariyerimi etkilemese, hemen
karımı boşar ve Zeynep'le evlenirdim. Ama ismimi lekeleyemezdim.
Bu düşüncelerle Fabrikaya gidip, işlerimi hallettim. Akşam
olmuştu, saat 7'ye geliyordu. Ali'yi arayıp Boğazda bir yerde
buluşmak üzere sözleştik. Arabama binip merakla yola
çıktım.
Ali beni
güzel bir restorantta bekliyordu. Oturdum, o gün aradığında
neden kısa konuştuğunu sordum. Gülerek, "Heycandan!"
dedi. "Noldu?" dememle, "O gün yanındaki kız neydi
oğlum, tam bir afetti, gencecik kızı nerden düşürdün,
anlat!" dedi. Açıkçası gururum okşanmıştı.
Birbirimize aşık olduğumuzu söyledim. Ama yemedi, tabii
yıllardır beni tanıyor ve malını biliyordu.
"Oğlum bırak yalanı dolanı, olduğu gibi anlat,
kaç paraya sikiyorsun? Lan ben okadar para veriyorum böyle orospuya denk
gelemedim, şanslı köpek seni!" dediğinde sinirlendim.
Nedense Zeynep'e orospu demesi bana dokunmuştu. Yoksa harbiden
aşık mı oluyordum. Ali'ye, kızın bakireliğini
birkaç gün önce benim bozduğumu, orospu olmadığını
söyledim. Benim bozduğuma inanmayarak benimle alay etti. Öyle olunca ben
de sinirlenerek bir çırpıda tüm olanları anlattım.
"Lan Hasan, az piç değilmişsin, kafan iyi çalışıyor
valla!" dedi.
Ve
Rakılarımızı içerek Zeynep hakkında konuşmaya
devam ettik. Satın aldığım evin nerde olduğunu falan
da sordu. Gece sonunda Ali, "Bak Hasan, bu kızın götünü sen daha
hiç sikmemişsin, bilirsin ben götten sikmeyi daha çok severim, getir
götünün bekaretini de ben bozayım!" dedi. Bu lafına çok
sinirlendim, böyle bir şeyin imkansız olduğunu, çünkü onu
sevdiğimi, kusura bakmamasını söyledim. Ali de, "Lan
pezevenk, ne zamandan beri bir orospuyu esirgiyorsun benden? Benim adım da
Ali'yse, o kızı bana sikmeye ellerinle getireceksin!" dedi. Daha
da sinirlendim, "Rüyandan görürsün orospu çocuğu!" diyerek
kalktım gittim. Yolda üst üste aradı, fakat açmadım. Eve
gittiğimde Alper beni bekliyormuş, yine araba meselesini sordu.
"Canım sıkkın, git başımdan!" dememe
bozuldu, yatmaya gitti.
Ertesi sabah Fabrikaya gittiğimde yine sinir küpü oldum. Ali yine
aradı, "Oğlum Fabrikaya geliyorum, adam gibi
konuşalım!" diyerek kapadı telefonu. 1 saate kalmadan da
geldi. Rahat tavırlarla oturdu karşıma, sigarasını
yaktı ve "Bak Hasan, o kızın götünü ben sikmek istiyorum,
çok ciddiyim bu konuda, son kez soruyorum, kızı bana
siktirecek misin?" dedi. "Hayır dedim sana, başka
diyeceğin yoksa çık git!" dedim kapıyı gösterdim. Ali
de, "Hasan, biliyorsun ki, ben bugüne kadar istediğim herşeyi
elde ettim! Ne yapar eder o kızı da sikerim, bunu da biliyorsun! Ama
seni de kırmak istemiyorum, gel kabul et!" dedi. Müthiş
sinirlendim, "Siktir git!" diye bağırdım.
"İyi
ozaman Hasan, sadece dinle! Bu kızın evinin yerini söyledin, istersem
o semte gider sorar soruşturur bulurum. Ve ailesine söylemekle tehdit
eder, gene sikerim! Ama benim için senin rızan önemli, gel
anlaşalım, Zeynep'e aldığın evin parasını
senin hesabına yatırayım, Alper'in arabasını da ben
alayım. Hatta bir de Zeynep'e araba alırım! Ne dersin?"
dedi. Ali kafasına koymuştu, her türlü sikecekti. Zeynep'i
kıskanıyordum, ama olacaklar belliydi artık. En azından ben
de kendi çıkarıma bakmalıydım. Nasıl olsa Ali bir
siktiğini birdaha sikmezdi. Hem genelde yurtdışında oluyordu.
Sonuçta Zeynep gene bana kalacaktı. Mecburen, "Tamam!" dedim.
Ali hemen benim bilgisayarıma geçti, hesabıma para havale etti ve "İyi kardeşim, yarın akşam 9'da benim Polonezköy'deki evde görüşürüz!" diyerek gitti.
Zeynep bana güveniyordu, peki ona ne diyecektim, bilmiyordum. Arayıp,
öğle yemeği için almaya geleceğimi söyledim. Yemekte Zeynep'e
herşeyi açıkça anlattım. Ağlamaya başladı,
"Ben orospu değilim, beni zorla siktin diye her önüne gelene
siktirecek misin?" diyordu. Elini tuttum, "Bak aşkım,
mecburuz, yapmazsan gelip ailene anlatacakmış! Seni
düşündüğüm için kabul ettim! Hem, altına son model bir araba
alacak! Ayrıca Ali yurdışına gidecek, daha rahat
görüşürüz. Arabanla gelirsisin yanıma!" diye teselli edince
yumuşadı. "Tamam,
yarın akşam beni evden al!" dedi.
Önemli bir
şeyi söylemeyi unutmuştum, Zeynep götten sikileceğini
bilmiyordu. Ali'nin yarrağını bir kez grupsex
yaptığımızda görmüştüm. Cidden keser sapı gibi
birşeydi, uzunluğu benimkiyle aynıydı, ama
kalınlığı normal değil aşırı
kalındı. Devamlı götten yiyen kadınların bile bu
yarrağı alırken acı çektiğini söylemişti. Götten
sikileceğini düşününce Zeynep'e acımıştım
açıkcası.
Ertesi gün akşam Zeynep'i almaya gittim. Aslında bu kızda da
orospu ruhu vardı. Geçen aldığımız elbiselerden en
sexy olanını giymişti. Vücudunu saran beyaz ince bir
kumaştan ve full dantelle kaplı sırt dekoltesi olan bir
elbiseydi. Ayaklarına da kırmızı ince topukluları
giymişti. Arabaya binince, "Lan amını siktiğim, daha
bir kere benim için böyle giyinmedin!" dedim. Bu lafıma bozuldu.
"Hiç bozulma, haklıyım!" dedim. Yine sesi
çıkmadı. Yolda Zeynep, Ali'ye sadece bir kez vereceğini,
ardından benimle sevişmek istediğini söylediğinde,
sevindim.
Ali'nin
evine gelmiştik. Girer girmez, Ali hemen Zeynep'i kendine doğru
çekip, duvara yapıştırdı ve sertçe öpmeye
başladı. Elbisesinin eteğini yukarı sıyırıp,
külodunun içinden elini amına sokup okşamaya başladı.
Kız nerdeyse nefes almak için çırpınıyordu.
Dayanamadım müdahale ettim, "Ali bukadar hızlı gitme, biraz
içelim rahatlayalım önce!" dedim. Kabul etti, içkilerimizi alıp
koltuklara geçtik. Ali parmaklarını yalayarak, "Lan karıda
ne amcık varmış, iki parmağımı zor aldı!
Doğru söyle, şu ana kadar 3'ten fazla sikmemişsin sen
bunu!" diyerek kahkaha attı. Ben sesimi çıkarmadım.
Elimizdeki
içkiler bitince, Ali birden Zeynep'i saçından çekerek ayağa
kaldırdı. Zeynep, beklenmedik bu ani hareket
karşısında, hemde canı yandığından
dolayı çığlığı bastı. Ali ise, "Domal
şu masaya!" dedi. Zeynep bana baktı, ben de kafamla
onaylayınca, masaya geçip domaldı. Ali, "Eteğini
sıyır!" diye bağırınca, Zeynep eteğini
beline topladı. Kalçaları mükemmel duruyordu. Kırmızı
topuklu ayakkabıları da ayrı bir hava katıyordu. Bu görüntü
benim yarağımı kaldırmaya yetmişti. Ali de farketti ve
güldü, "Hasancığım bu gece maalesef sen sikemeyeceksin! Ama
hadi git orospumuzun donunu çıkar da az amını yala!" dedi.
Hemen kalktım amını yalamaya başladım.
Sanırım bu görüntümüz Ali'yi çok tahrik etti, hemen Zeynep'i
elbisesinin yaka kısmından tutup çekerek ayağa
kaldırdı. Kız nerdeyse düşecekti.
Sonra
elbiseyi yırtarcasına çıkardı ve kızı duvara
dayayıp yalamaya başladı. Sudyeni de çıkarıp,
kızın memelerini deli gibi emmeye başladı. Bazen de resmen
ısırıyordu ve Zeynep acı acı çığlıklar
atıyordu. Bir süre onra canı çok yanmış olmalı ki,
"Yeter!" diye bağırarak Ali'yi itti. Bu harekete Ali çok
sinirlendi, "Lan orospu, senin için bir dünya para ödedim, istediğim
gibi sikerim!" diyerek, Zeynep'i yere yatırdı, üstüne
çullandı ve Klitorisini ısırmaya başladı. Kız
acıdan bayılınca, Ali ısırmayı bıraktı
ve odadan çıktı. Sinirlendim, hemen gidip ayıltmaya
çalıştım. Ayıldığında, ağlayarak,
"Hasan nolur gidelim!" diye bana sarıldı. "Tamam
aşkım!" diyerek ben de ona sarıldım.
Kızın
giysilerini topladım, giydiriyordum ki, Ali kapıda göründü. "Ali
biz gidiyoruz!" dedim. Ali de, "Olur mu, gece daha yeni
başlıyor!" demesiyle iki tane iri yarı adam girdi içeri.
Ali'nin işaretiyle adamlar beni tutup üst katta bir odaya götürüp,
sandalyeye oturtarak bağladılar. Hemen sonra da Zeynep'i getirdiler.
Zavallı kız hüngür hüngür ağlıyordu. Onu bu duruma
soktuğum için kendime kızıyordum. O sırada Ali de geldi
içeri, elinde bir kavanoz bal vardı. Ali'ye bastım küfürü. Ama
ağzımı da bağlattı, artık sesim de
çıkmıyordu. Zeynep'in üzerinde kalan külodu da çıkarıp,
ellerini tavandan sarkan bir iple bağladılar. İpin uzunluğu
çok değildi, Zeynep'i yere yatırdıklarında bile
kolları havada kalıyordu.
Ali kavonozdaki
balı Zeynep'in üzerine boşalttı, adamlara her yerini
yalamalarını emretti. Zeynep halen ağlıyor,
bağırıyor, adamlara küfürler ediyordu. Yardım edemiyordum,
o anda çaresizliğin ne demek olduğunu anladım. Adamlar iyice
yaladıktan sonra, Ali adamlara Zeynep'i domalttırdı ve
sıkıca tutmalarını emretti. Ve hemen soyunup, o koskoca
yarrağını, krem falan sürmeden, kızın götüne
dayayıp, bastırmaya başladı. Acı içinde
bağırıyordu Zeynebim. Kalçalarından tutup hızla götüne
bir kökledi ki, Zeynep'in çığlığı
kulaklarımı sağır etti nerdeyse. Tamamını
sokmuştu ve kuru kuru götünü sikiyordu kızın. Resmen
kızın götü yırtılmış, Ali'nin yarağı
kanla kaplanmıştı. Ama Ali'nin umrunda değildi. Birkaç kez
pompalayınca Zeynep yine bayıldı. İçinde bekleyerek,
adamlara ayıltmalarını emretti.
Zeynep
ayılır ayılmaz, "Birdaha bayılırsan günlerce
göndermem sikerim!" diyerek, hızla sikmeye başladı.
Zeynep'in acıyla bağırmalarına aldırış
etmeden, en az yarım saat sikti zavallı kızın bakire
götünü. En son boşalıp götünden çıktığında,
Zeynep'in götünden müthiş bir osurukla, kanla karışık
döller püskürdü. Kızın götü çay bardağının
ağzı kadar açık kalmıştı ve halen
ağlıyordu. Ali de bu sırada oturmuş şarabı şişeyle
dikerek içiyordu. Şarap bitince, "Orospuların deliğini boş
bırakmaya gelmez!" diyerek, şarap şişesini
kızın bir amına bir götüne sokup çıkarmaya
başladı. Sonra ellerini çözdürdü. Zeynep yarı baygındı.
Şişeyi Zeynep'in eline verdi, "Al kendin amına sok çıkar,
yoksa ben birdaha götünü sikecem!" dedi. Zeynep can havliyle sokup çıkarmaya
başladı. Aslında güzel manzaraydı, yarağım
kalkmıştı.
O sırada
Ali'nin adamları da soyunup yarraklarını ellerine aldılar. Ali'nin
de yarrağı yine kalkmıştı. Zeynep'i kaldırıp,
benim kucağıma oturttu. Ben halen sandalyede
bağlıydım. Zeynep bana sımsıkı sarılmış
ağlıyordu. O haldeyken Ali geldi ve kızın götünü kucağımda
biraz kaldırıp, yine götünü sikmeye başladı. Zeynep deli
gibi bağırıyordu, kucağımda olduğundan
kulaklarım sağır oldu sandım. Aynı zamanda kucağımda
götten sikilmesinin verdiği zıplamayla ben de küloduma
boşaldım. Ali de bu sefer çok çabuk boşalmıştı
Zeynep'in götüne. "Benden bu gecelik bu kadar!" deyip çekildi ve adamlarına,
"Bir posta tost yapın, ardından banyoya sokun, güzelce
yıkayıp uyutun!" dedi. Duyduklarıma inanamıyordum,
zavallı kızı bir de bunlar sikecekti.
Adamlar hemen
Zeynep'i aralarına alıp tost yaptılar, ikisi de birer posta amına
götüne boşalmadan bırakmadılar. Zeynep'in tazecik amcığı
ve götü artık resmen dağılmıştı ve elimden bir
şey gelmemişti.
[Hasan]
|