Annemin Sikicisi Platonik Aşkım Çıktı! (1) (Esra 23 Y., İstanbul)
Merhaba, adım
Esra. 23 yaşındayım. Bir akşam regl ağrısı
nedeniyle erkenden yattım. Babam henüz işten gelmemişti ben
yatmaya giderken, annemse dizilerden birine dalmıştı. Gece saat 24:00
gibi tuvalete gitmek için kalktım. Salonun ışığı
yanıyordu ve kapı da çok hafif aralıktı. Annemle babam
konuşuyorlardı. Son zamanlarda evliliklerinin iyi gitmediğini
görüyordum. Dışardan çok iyi anlaşıyor gibi görünüyor
olsalar da böyle olmadığını biliyordum. Ancak bunun
sebebinin ne olduğunu bilmiyordum. Bir iki kez annemle bu konu
hakkında konuşmak istemiş ama vazgeçmiştim.
O gece
şahit olduğum konuşma ise meselenin ne olduğunu açık
seçik ortaya koyduğunda hayretten ağzım açık kaldı.
Beni odamın kapısı kapalı ve yatıyor
biliyorlardı. Ama evimiz küçük olduğu için yine de ihtiyatı
elden bırakmamaya çalışarak fısıltıyla
konuşuyorlardı. Yavaşça yanaştım ve
konuşmalarına kulak kabarttım:
Annem: Ben
artık dayanamıyorum, bu şekilde istemiyorum!
Babam:
Hayatım, inan her şey daha iyi olacak, yoluna girecek...
Annem: Recai bana
masal anlatma, iki sene oldu ya, iki sene!
Babam:
Aşkım ben de biliyorum, ama lütfen biraz daha sabret...
Annem: Sabır
sabır nereye kadar, yeter artık, canıma yetti benim!
Babam:
Aşkım, her şey daha güzel olacak, biraz daha...
Annem: Ya Recai,
sen herhalde işin farkında değilsin, iki sene oldu diyorum sana
ya, iki sene!
Babam: Biliyorum
hayatım ben de farkındayım, ama lütfen biraz daha...
Annem: İki
senedir elin elime değmedi, bu nasıl evlilik ya?
Babam: Asiye
tamam, farkındayım her şeyin, ama lütfen bak...
Annem: Ya Recai,
iki senedir doktora git diyorum gitmiyorsun, hoca buldum ona da gitmedin.
İlaç al diyorum almıyorsun. Sen ne istiyorsun ya, ne yapmaya
çalışıyorsun?
Babam: Ya
hayatım tamam...
Annem: Ne
tamamı ya, hayatım gitti benim, gençliğim çürüyor senin yüzünden!
Babam:
Aşkım lütfen böyle yapma...
Annem:
Başlatma aşkından. Eskiden ayda bir kere olduğunda
şükrediyordum, ama şimdi aradan geçmiş iki sene. Ben de insanım, ben de kadınım. Benim de ihtiyaçlarım var, yeter
artık ya!
Babam: Ya bir
tanem tamam, her şey düzelecek...
Annem: Ya git
işine ya. İki sene oldu, iki sene. Her yanım gerildi benim, akıl makıl kalmadı
artık bende. Yazık ya, bana da
yazık!
Babam: Ya tamam
hayatım lütfen...
Annem: İnsaf
ya, insan biraz karşısındakini de düşünür. Gel diyorum,
sana doktor buluyorum, randevu alıyorum, beraber gidelim diyorum gelmiyorsun. İlaç al diyorum onu da yapmıyorsun. Sen ne yapmak
istiyorsun Recai, onu söylesene bana?
Babam:
Hayatım tamam, bundan sonra her şey düzelecek, söz veriyorum...
Annem: Ya git
işine, ne sözü. Lafla peynir gemisi yürümüyor Recai, icraat lazım
icraat!
Babam: Ben de onun
için çabalıyorum hayatım...
Annem: Ya git
işine, senin bir şeye çabaladığın falan yok, hepsi
boş laf bunların. Hani devamlı isterdin ya götten ver götten ver diye. İnan artık götten verecek noktaya geldim, razıyım
buna ama sende tek icraat yok, tek bir tık yok, hareket yok!
Babam:
Hayatım lütfen böyle konuşma ama...
Annem: Ben onu
bunu bilmem Recai, ya bu işi halledersin, ya da bu diyardan gidersin. Ben
artık bacı kardeş hayatı yaşamak istemiyorum. Karı koca olmak istiyorum. Bıktım artık senin
korkaklığından, pısırıklığından,
biraz erkek ol erkek!
Babam: Canımın
içi, ben her şeyi ikimiz için yapıyorum...
Annem: Ya ne
yapıyorsun sen, ne yapıyorsun, senin hiçbir şey
yaptığın yok, sen sadece boş boş konuşuyorsun. Ben icraat görmek istiyorum, anladın mı
icraat. Bana boş laflar
anlatma. 43 yaşındayım, daha gencim, Hülya Av*ar gibi kendimi
parmaklamak istemiyorum artık!
Babam: Ya
hayatım tamam, her şey düzelecek...
Annem: Hiçbir
şeyin düzeldiği yok, bana hikayeler anlatma. Benim canıma tak etti, ya bu işi halledersin ya da ben boşanırım,
anladın mı, yeter artık!
Annemin bu son
sözünden sonra yerinden kalktığını
anladığımda hızla odama geçip kapıyı
kapadım. Az sonra salonun kapısı gıcırdayarak
açıldı, koridorda ayak sesleri duydum, ardından da yatak
odasının kapanma sesi geldi. Annem ve babam arasındaki meselenin
sebebi cinsellikti, inanamıyordum. O yaşıma kadar pek çok kez
kavga ettiklerine, tartıştıklarına şahit olmuştum
ama sebepleri hep gündelik şeylerdi. Oysa şimdi en mahrem konuda
tartışıyorlardı. Duyduklarım karşısında
şok olmuştum. Babamla annem en son iki sene önce sikişmişlerdi,
konuşmaları bunu gösteriyordu. Annem babamdan şikayetçiydi,
sebebi de babamın sikinin kalkmamasıydı. Bu yüzden de normalde
sert ve otoriter biri olan babamın bu gece süt dökmüş kedi gibi
olduğunu görmüştüm.
Annemin son
zamanlardaki gerginliğinin sebebi de buydu anlaşılan. Olur
olmadık şeylerde parlıyordu. Ben menopoza girdiğini
düşünüyordum ama öyle bir şey yoktu, tam tersi annem
cinselliğini yaşayamadığı için gerilmişti yay gibi. Yıllardır annemle babamın yatak odalarından ses
geldiğini duymamıştım. Yatak
gıcırtısına benzer bir ses çıkmamıştı
hiç. Oysa en yakın kız arkadaşlarımdan birisi annesiyle
babasının yatak gıcırtılarını duymaktan
geceleri uyuyamadığını söylemişti bir keresinde.
O gece sabaha
kadar uyuyamadım. Duyduklarım beni uyutmadı bir türlü. Annemin
"Sana götten vermeye razıyım." sözünü düşündükçe içim bir tuhaf oluyordu. Ayrıca "Hülya Av*ar gibi kendimi parmaklıyorum." sözü de
bir garipti.
Sabah çok erkenden
kalktım, salonun kapısı yine aralıktı. Babam çekyatta
yatıyordu. Geceki tartışmadan sonra annem onu yatağına
almamıştı. Yatak odasının kapısını
açıp anneme baktım. Sırtı kapıya dönük halde uyuyordu. Sıcak gecede rahat edebilmek için sutyen ve külotla
yatmıştı. Yeniden yatağıma döndüm. Bir saat kadar
sonra babamın kalkıp işe gitmek için
hazırlandığını duydum. Bir ara annemin "Rahat bırak beni, ben diyeceğimi dedim sana!" demesini duydum.
Sonrasında sesler kesildi, dış kapının
açılıp kapanma sesi geldi daha sonra. Bir saat sonraysa annemin
çıktığını işittim...
Bu olayın
üzerinden birkaç hafta geçti. Evde annem ve babam arasındaki gerginlik devam ediyordu. Birbirleri ile pek nadir konuşuyorlardı. Annemin
siniri ise son sürat devam ediyordu...
Bir Cumartesi günü
kız arkadaşlarım ile büyük bir AVM'de buluştuk. Etraf çok
kalabalıktı. Kızlarla yürürken o kalabalıkta annemin sesini duydum. Etrafıma bakındım ama göremedim. Ancak sesin ona ait
olduğuna emindim. Yemek katına çıktık, oturduğumuz
masa korkulukların yanındaydı ve aşağıdaki
insanları görebiliyorduk. Bir ara bakınca arka çaprazdan da olsa annemi gördüm, yürüyen merdivenlerden aşağı iniyordu,
yanında bir adam vardı ve adamın koluna girmişti.
Adamın yüzü görünmüyordu. Siyah saçlı, uzun boylu ve geniş
omuzlu biriydi adam, babam olmadığı çok belliydi. Annemi kıyafetinden, başındaki türbanından ve omzundaki
çantasından tanımıştım ama o adam kimdi? Yemek bana
zehir oldu. Annem babamı aldatıyordu. Bunu annemle konuşmak
istesem de nasıl yapabilirdim? Babama hiç söyleyemezdim.
Akşam eve
gittiğimde annem benden önce gelmiş, yemek yapıyordu.
Gerginliği geçmiş, neşeli görünüyordu. Bana ayakkabı
almıştı, kaç zamandır istediğim spor
ayakkabılardı bunlar. Teşekkür ettiğimde "Kuru kuruya teşekkür olmaz, gel bakalım, sarıl anneye!" dedi.
Sarıldığımda üzerinden gelen erkek parfümünün kokusunu
aldım. Yabancı gelmeyen bir kokuydu bu, o adama aitti. Kimdi bu adam?
Aklımı yiyecektim nerdeyse.
O günün
akşamında babam ve dedem birlikte eve geldiğindeyse kıyamet
koptu. Babaannem ve dedem ile yakın oturuyorduk. Annem kahvenin önünden
geçerken dedem de kahvedeymiş ve yanındaki bir adam kendisine, "Senin bu gelinin nasıl giyiniyor böyle, bu nasıl kapanmaktır, evli
barklı kadına yakışıyor mu?" demiş. Dedem de
babama telefon edip adamın sözlerini söylemiş. Babam sinirle
peşine dedemi de katarak eve gelmişti.
Annem 43
yaşında, kapalı, türbanlı bir kadındır. Eskiden
pardesü veya ferace giymese de, uzun ve bol etekler, bluzlar, tunikler giyer,
başını büyükçe türbanlarla bağlardı. Ama şimdi
onları geride bırakmış ve dar kotlar, pantolonlar giymeye başlamıştı. Giydiği eteklerin de hem boyu
kısalmış hem de kalıbı
darlaşmıştı. Başını örtse de koynunu
açık bırakacak şekilde daracık bluzlar ve gömlekler
giyiyor, arada sırada gözlerine makyaj yapıyordu.
O gün de üzerinde
dar mavi kotu ve beyaz bluzu vardı. Ben 23 yaşında
başı açık bir kız olarak o pantolonu giymeye çekinirken
annem hiçbir sıkıntı duymuyordu. Götünün yanaklarının şekli pantolonun altında belli olurken külotunun izi de görünüyordu.
Şişkin memeleri de dar bluzunun altında kabarmıştı.
Önce babam anneme
birkaç şiddetli tokat attı. Sonra da dedemin küfürleri izledi bunu.
Arada birkaç tokat da o attı. Annemi ikisinin elinden alamadım, alt kat komşumuz Sema Teyze yetişmese annemi öldüreceklerdi nerdeyse.
Annemin burnu ve dudağı kanıyordu.
Babam ve dedem
gittikten sonra Sema Teyze epey zaman bizde kaldı. Annemi teselli etmek
için konuştu uzun uzun. Ancak annem, "Ben yapacağımı
biliyorum, sen görürsün!" deyip duruyordu sürekli. Sema Teyze annemin neden
dayak yediğini benden öğrenip, anneme, "Kızım sen de
azıcık giyimine dikkat et, bu şekilde giyinme!" dediğinde, annem, "Neyim varmış benim?" diye sordu. "Kızım tutucu
mahalle burası, sen de evli barklı kadınsın, boyunca
çocuğun var. Allah aşkına bu nasıl pantolon, götünün
fotoğrafı çekilmiş gibi, her şeyin meydanda!" deyince annem
sinirlendi ve "Sema Abla hadi sana güle güle, çok kaldın!" diyerek
kadını nazikçe kovdu. O gece babam eve gelmedi, ben de annemle koyun
koyuna yattım.
Annem 1.65 boyunda
ve 70 kiloydu. Son zamanlarda, "Çok kilo aldım!" diyerek kilosuna dikkat
eder olmuştu. Basenleri genişti, bunun dışında
vücudunda kilo fazlası olduğunu gösteren yeri memeleriydi. Memeleri aldığı kilolarla birlikte şişmişti. Giydiği
dar bluz ve gömleklerle birlikte fazlasıyla belli oluyorlardı. Anne
kız olarak birlikte banyoya girdiğimiz, birbirimizi
yıkadığımız çok olmuştu. Annemin vücudu benim için yabancı değildi. Birbirimizin sutyenlerini takmaya
başlamıştık. Benim boyum annemle aynı olsa da kilom
biraz daha fazlaydı. O nedenle memelerim de eskisi gibi küçük sutyenlere
sığmaz olmuştu. Ben de artık anneminkileri kullanır
olmuştum...
Dayak
olayının üzerinden birkaç hafta geçmişti. Babam ve annem
arasındaki gerginlik doruk noktasındaydı artık. Hiç
konuşmuyorlardı. Babam tamamen salonda yatmaya
başlamıştı. İşi gereği sabahın erken bir saatinde çıkıyor, akşam da çok geç saatte geliyordu.
Bazı geceler dedemlerde yatıyor eve de gelmiyordu. Doğru düzgün
yüzünü göremez olmuştum. Annem ise bu durumdan çok memnundu. Onu
akşamları salonda tek bırakıp odama geçiyor ve Sosyal Medyada arkadaşlarla takılıyordum. Annem de her akşam
başka bir diziyi izleyip elinde telefon arkadaşları ile
yazışıyordu. AVM'de annemin yanında gördüğüm erkek
olayı da güme gitmişti. Evde ortam bu kadar gerginken üzerine bu
konuyu açmak istemedim. Ancak adamın kim olduğunu merak etmeye devam
ediyordum. Unutmuş değildim...
[Esra]
|